Allah’in Dilediği Insana Lutuf Ettiği Bir Meziyet “arama-bulma” | Define işaretleri ve anlamları

Allah’in Dilediği Insana Lutuf Ettiği Bir Meziyet “arama-bulma”

bornovalı

USTA
Super Moderatör
Katılım
20 Ekim 2014
Mesajlar
396
Beğeni
1,575
Puanları
93
ALLAH’IN DİLEDİĞİ İNSANA LUTUF ETTİĞİ BİR MEZİYET
“ARAMA-BULMA”



ALLAH (C.C) yarattığı her kulunu, hayatlarını idame ettirebilmesi için çeşitli meziyetlerle donatmıştır. Bazıları bunun farkında değildir. Bazıları farkındadır, fakat nasıl kullanacağını bilmez. Kimileri de bu meziyetlerini geçim vasıtası yapmıştır.

Bu meziyetlerden birisi de; çeşitli “cisim” ler kullanarak “yeraltındaki sıvıyı – boşluğu ve madenlerin” yerlerinin tespit edilmesidir. Arkeolojik çalışmalar gösteriyor ki, bu tür faaliyetler neredeyse insanlık tarihi kadar eskidir. Bu tür faaliyetlerde bulunanlara çok çeşitli sıfatlar verilmiş, kimi zaman saygı görmüş, kimi zaman büyücülük ile suçlanmış, kimi zaman da amiyane tabirle şarlatan olarak anılmışlardır. Günümüzde de pek değişen bir şey yoktur. Afrika’nın ilkel kabilelerinde “büyücü” , materyalist görüşe sahip kişilerce, “şarlatan”, maneviyat sahibi kişilerce de, normal bir gerçeklik olarak görülmektedir. Bu meziyet; kişiye has bir şey olduğu için, uygulamalarda da farklılık göstermektedir. Bu meziyete sahip kişiler kendilerine en uygun olan cisimlerle arama-bulma çalışmaları yapmaktadırlar.

Bu meziyet hakkında pek fazla bilgisi olmayanların akıllarına gelen sorulara cevap arayalım.

Bu meziyete sahip insanların ne gibi özellikleri vardır? Diğer insanlardan farklı kılan şey nedir? Cinsiyeti mi? – fiziksel ve fizyolojik yapısı mı? - İnancı mı?-Biyoenejisi mi? Hangi cisimleri kullanıyor? Nasıl bir uygulama ve yöntem ile aradığını bulabiliyor? Bu meziyete etki eden faktörler nelerdir? Kullandığı yöntemlerin din deki yeri nedir? Bu meziyetini hangi amaçları için kullanıyor? Günümüzün modern bilim adamları, din alimleri veya Sokaktaki sıradan insanlar bu konu hakkında ne söylüyor?

Gelin, yüzeyselde olsa hep beraber inceleyelim :

Günümüzün modern bilim adamlarının bakışı :

Materyalist görüşe sahip bir bilim adamının en sevecen ifadeleri ile; “Bu yeteneğe sahip insanlar diğer insanlardan farklı bir fiziksel güce sahip olduğu söyleniyor. Belli gereçler kullanarak yerin altındaki su ve maden kaynaklarını tespit ettiklerini iddia ediyorlar. Konu bilimsel değildir. Akademisyen olarak bu kabul edilebilir bir şey değildir. ……….”

Objektif bilim adamlarınca ; Bu bir yaşam gerçeğidir. Konu hakkındaki çalışmalarımız devam etmektedir. Ancak elde edilen sonuçlar modern ilim’le uyuşmamaktadır.

Müspet bilim adamlarınca ; Bu konu hakkında kaynak teşkil edebilecek bir çalışmalarına ben rastlamadım. Daha doğrusu böyle bir bilim adamının günümüz bilimi içersin de kendine yer bulacağını da zannetmiyorum.

Din alimlerinin bakışı :

Ehli kitap dışındakilerce ; mistik güçleri olduğunainanılır. Bu tür meziyetli insanlara çoğu zaman saygı gösterirler.

İslam dışı Ehli kitap din alimleri : Geçmişte ve günümüzde çok az olsa da saygı göstermiş ama çoğu zaman da büyücü diye suçlamışlardır. Günümüzde ise Parapsikolojinin bir alt dalı olarak görmüş ve resmi olmayan günü kurtaracak açıklamalar yapmaktadırlar.

İslam alimleri ise ; Uygulamaya karşı çıkmamış ancak kullanılan yöntemlerin islam’a uygunluğu açısından fetvalar vermiştir.

Sokaktaki sıradan insanlar ise ; Yaşadığı ortama göre görüşleri de o derece farklı olacaktır. Kimileri olumlu, kimileri ise olumsuz.

Şimdi gelelim bu tür meziyete sahip kişilerin özelliklerine.

Cinsiyetin etkisi var mı?.

Geçmişte ve günümüzde de olduğu gibi bu tür meziyetlerini sergileyenler genellikle erkeklerdir. Ancak kadınların da bu konu da erkeklerden kalır yanları yoktur. Günümüzde Anadolu’nun birçok yerinde su bulan kadınlara rastlarız. Batı toplumunda ise kadınlar erkekler ile boy ölçüşebilecek düzeydedirler.

Fiziksel veya fizyolojik yapısı mı etkili?

Bu konu hakkında şimdiye kadar yazılı veya görsel belgelerde insanın fiziksel ve fizyolojik yapısının, bu meziyete etki ettiğine dair bir kanıt sürülmemiştir. Ancak insanın kan grubunun algılamada etkili olduğu söylenmektedir. Pratikte ise, her kan grubundaki insanın bu meziyete sahip olduğu görülmektedir.

İnancı mı etkili? :

Geçmişte ve günümüzde de olduğu gibi her türlü inanca sahip kişiler bu meziyetlerini sergilemektedirler. Bu meziyetini, sanki inancının bir getirisiymiş gibi lanse eden kişiler her daim olmuştur. Konuya vakıf olmayan cahil insanları kandırmaktan öteye gidemezler.

Biyoenerjisi mi etkili?

Konuya yakından veya uzaktan ilgili herkesin birleştiği nokta, bu meziyetin biyoenerjiden kaynaklandığıdır. Peki biyoenerji nedir? Dersek; “Uzayda bulunan canlı ve cansız her şey enerjiden oluşmuştur. Canlı ve cansız her şey, sürekli titreşim halinde olan ve atom adını verdiğimiz parçacıklardan oluşmuştur. Titreşim halindeki her atom, enerjiye sahiptir. İnsanlarda da kas, kemik, sinir gibi vücudumuzun organlarında da titreşimler meydana geldiğinden, müthiş bir enerji ile donatılmış bulunmaktayız. Bu enerjiye ise biyoenerji adı verilmektedir. Biyoenerji herkeste bulunabilen bir enerjidir. Biyoenerjiyi kullanmayı öğrenebilen her kişi bu meziyetini çeşitli amaçlar için kullanabilmektedir”.(alıntıdır)

Bu görüşe göre; arama-bulma çalışmaları yapanların, biyoenerjisinin daha yüksek veya daha iyi kullanabilen kişiler olduğu varsayılmaktadır.

Bu tür meziyetlere sahip insanlar “Hangi cisimleri kullanıyor? Nasıl bir uygulama ve yöntem ile aradığını bulabiliyor?

Bu meziyete sahip insanları 2 gruba ayırarak devam edelim.

1. Sadece “Su” arayıp bulanlar.

2. Hem “su” hem de “Yeraltındaki boşlukları ve madenleri” arayıp bulanlar.

1. Geçmişte ve günümüzde su arayanların en çok kullandıkları cisim, “Y” veya “V” şeklindeki ağaç dallarıdır. Ancak günümüzde çok çeşitli cisimler ve yöntemler kullanılmaktadır. (Aşağıda şekilleri ve kullanımları ayrıntılı olarak verilmiştir)

2. Hem su hem de maden arayanların en çok tercih ettikleri ise “demir, bakır, pirinç, alüminyum, gümüş alaşımlı gibi değişik metallerden” “L” şeklinde yapılmış çubuklardır. “L” şekli bozulmayacak tarzda ilaveler yapılarak kullanımı da çok yaygındır. (Aşağıda şekilleri ve kullanımları ayrıntılı olarak verilmiştir)

Örnek vermek gerekirse, “L” şekli verilmiş bakır boruların içine “civa, mineral madde, değerli madenler gibi şeyler” koyarlar. Gerekçe olarak ta; aradığını daha kolay bir şekilde bulma veya arzu edilmeyen mineral çekimlerini eliminize etmek olarak gösterirler. Başka bir örnek verirsek, kullanılan çubuklara, sağ eldeki çubuğa (+) sol eldeki çubuğa (-) gelecek şekilde düşük voltajlı elektrik verilir. Bu yöntemin çekim gücünü arttırdığı söylenir. Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz.

Bazı insanlar eline hangi çubuğu alırsa alsın aradığını kolayca bulur. Bazıları, aradığı madeni eline aldığında sadece “o” madene çekim alır. Ama bazıları da eline aldığı “madene” çekim almaz. Kimi insan, boşluk bulabilmek için “bakır”ı, kimileri ise maden bulmak için “gümüş” çubuk kullanılması gerektiğini söyler. Pratikte de geçerliliği kanıtlandığı için, bu uygulamalara karşı çıkılması veya “en iyisi, en doğrusu budur” demek son derece yersizdir.

Ancak en başta da belirttiğimiz gibi bu meziyet kişiye has bir şeydir. Kullanıcı bu tür söylemleri göz ardı etmeden, “deneme-yanılma” metodu ile kendine en uygun cisim’i seçmeli ve kendini onunla geliştirmelidir.

Arama-bulma da kullanılan cisimler kişiye göre değişiklik gösterse de, en önemli konu kullanılan yöntemlerdir.

Bu yöntemleri de 3 gruba ayırabiliriz.

1. Rastgele arama-bulma

2. Komut vererek arama-bulma

3. Keramet-Firaset ve istidraç ile arama- bulma.

Rastgele arama-bulma :

Adından da anlaşılacağı gibi, kişi bulmayı umut ettiği şeyi, (su-boşluk veya maden) kendine has, en iyi çekim aldığı cisim ile arayıp bulmasıdır.

Bazı insanlar, arayacağı alanı önceden belirler. Daha sonra bu alanı adım adım gezerek arzu ettiği şeyi bulmaya çalışır. Kimisi aradığı şeye yoğunlaşır, kimisi de başka şeyler düşünerek arama-bulma çalışması yapar.

Bazı insanlar ise ; kendine has en iyi çekim aldığı cisim ile arayacağı alanın bir köşesinde durur. İster aradığına yoğunlaşsın ister yoğunlaşmadan, elindeki cismin gösterdiği yönde arama-bulma çalışması yapar. Bu tür arama zamandan kazandırma ve daha büyük bir alanı tarama avantajı sağlar. Ancak her kişinin meziyeti aynı olmadığı için aradığını “es” geçmek gibi dezavantajı da vardır.

Komut vererek arama-bulma :

Batı toplumunda çok yaygın olarak kullanılır. Bu yöntemiuygulayanlar için, arama-bulma da kullandığı cismin pek bir önemi yoktur. Her türlü cismi kullanırlar. Şarlatanları hariç, genelde de başarılı olurlar.

Kişi her hangi bir yerde durur. Elindeki cisme, aradığı her ne ise onun ismini söyleyerek hangi yönde olduğunu sorar. Elindeki cismin gösterdiği yönde aramaya başlar. Bulduğunda ise, tekrar komut vererek derinliği - yoğunluğunu veya miktarı hakkında fikir beyan eder. Arama-bulma da kullanılan(ağaç-metal-plastik) tüm cisimler için geçerlidir.

Keramet-Firaset – istidraç ve sihir( büyü) ile arama - bulma :
Bu tür arama-bulmanın açıklaması aşağıda ayrıntılı olarak verilmiştir.

Aşağıda, günümüzde “su - boşluk ve maden” aramada kullanılan bazı cisimler görsel olarak verilmiştir.

Çatal tabir edilen çeşitli ağaç dalları ile arama-bulma .
(Dut, meşe, Söğüt, İğde, fındık vb…)


Su arayıcılarının en çok kullandıkları cisimdir. Resimde de görüldüğü gibi “Y” veya ”V” şeklindeki dal parçası yere paralel tutularak arama işlemine başlanır. 2 yöntem kullanılır.

a) Arazide rastgele gezilir. Suyu bulduğu anda çatal; aşağı veya yukarı hareket eder. Kişi kendi ekseni etrafında dönerek, suyun geliş ve gidiş yönlerini tespit eder.

Derinlik tespitinde ise; Bazı insanlar, yerinde sayar adımlarla hareket ederek çatalın verdiği tepkiye göre, Bazıları, suyun geliş-gidiş istikametine paralel bir şekilde kablo döşer ve üzerinde yürür ve çatalın verdiği tepkiye göre derinlik tahmininde bulunur. Derinlik konusunda çok çeşitli yöntemler kullanılır. Burada kullanılan 2 yöntemi basitçe anlatmaya çalıştık.

b) komut verilerek : Bulunduğu yerde çatalı yere paralel tutar ve “eğer su bu yönde ise; aşağı veya yukarı hareket et der” bu işlemi 4 yönde de tekrarlar. Çatalın hareketi yönünde aramaya başlar.

Derinlik tespitinde de aynı yöntemi kullanır. “Eğer su 3 ya da 5 m. aşağıda ise, aşağı-yukarı, sağa-sola hareket et” gibi komutlar vererek suyun derinliği hakkında tahminde bulunurlar.

Metal çubuklar ile;

“L” şeklinde Tekli çubukla,




Demir, bakır, pirinç, gümüş alaşımlı gibi çeşitli metallerden belli ölçülerde kıvrılarak “L” şekli verilir. Üzerine veya içerisine değişik şeyler ilave edilerek te kullanılmaktadır. Sağ veya sol elde tutulur. Resimde de görüldüğü gibi yere paralel tutularak arama işlemine başlanır. 2 yöntem kullanılır.

Arazide rastgele gezilir. Suyu bulduğu anda elindeki metal çubuk kendi eksenin de dönmeye başlar. Kişi dört bir yanına dönerek suyun geliş ve gidiş yönlerini tespit eder. Derinlik tahmini ise ; çatal da kullanılanla özdeştir.

Komut vererek : Yere paralel tutulur. Aynı çatalda olduğu gibi çeşitli komutlarla suyun yönü ve derinliği tahmin edilir.

“L” Şeklinde Çift çubuklarla




Aynı tekli çubuk da olduğu gibi Demir, bakır, pirinç, alüminyum, gümüş alaşımlı gibi çeşitli metallerden belli ölçülerde kıvrılarak “L” şekli verilir. İçerisine veya üzerine değişik mineral veya maddeler ilave edilerek te kullanılmaktadır. Resimde de görüldüğü gibi yere paralel tutularak arama işlemine başlanır.

Birkaç değişik yöntem kullanılır.

Arazide rastgele gezilir veya bir noktada durarak çubukların gösterdiği istikamette aramaya başlar. Aradığını bulduğunda ise çubuklar ya içeri kapanır veya dışa doğru açılır ya da; çubuğun birisi sabit diğeri ekseni etrafında veya her iki çubukta kendi eksenleri etrafında döner. Kullanıcı kişiye göre değişen ve kullandığı cisime göre farklı farklı tepkiler verebilir.

Basit bir örnek verirsek; Bakır “L” tipi çubuklaraltın” madenini bulduğunda sol daki çubuk ileri doğru, sağ daki çubuk ise sol yanına döner. “Demir” madenini bulduğunda ise her iki çubuk (X) çarpı işareti şeklini alır. Aynı kişi Gümüş çubuk kullandığında ise , “Demir” madenini bulduğunda sol ileri-sağ sola dönük “Altın” madenini bulduğunda ise (X) çarpı işareti gibi tepki verebilir.

Yanına aradığı madeni veya bir şişe su alarak arazide rastgele gezilir veya bir noktada durarak çubukların gösterdiği istikamette aramaya başlanır. Kimi çubukçular yanında su veya aradığı madeni bulundurmanın çekim kuvvetini arttırdığını, bulunmasını kolaylaştırdığı görüşündedirler.

Ancak; (a) şıkkında belirtildiği gibi normal bir aramada suyun veya madenin yerini tespit eden bazı kişiler, üzerinde ağzı kapalı şekilde su bulundurduğunda veya aradığı madenden bir parçayı elinde bulundurduğun da hiçbir tepki ve çekim alamamaktadırlar. (bu kişilerden birisi de benim) Bu meziyet, kişiye has bir şey olduğu için her iki uygulamadan da doğru sonuçlar alınmaktadır. Derinlik tahminleri ise, çatal ağaç dallarında anlatıldığı gibi veya daha değişik yöntemler ile derinlik tahmininde bulunurlar.

Komut vererek : metal çubuklar yere paralel tutulur. “suyun yönünü göster” gibi komutlarla, önce yön tayini yapılır. Suyu bulduklarında ise, çubuklar içeri – dışarı dönerek ya da daha değişik tepkiler verirler.

Derinlik-miktar ve yoğunluk tahminleri ise; suyun bulunduğu noktada, sağ el yere paralel tutulur. “eğer su söylediğim metreden aşağıda ise sağ dön. Söylediğim metreden yukarıda ise sola dön” gibi konutlarla derinlik tahmininde bulunurlar.


“U” Şeklinde Çift çubuklarla,


Kullanımı aynı “L “ çubuklarda olduğu gibidir.


“ Dörtlü” çubuklarla




Yaygın kullanımı, Aynı “L” çubuklarda olduğu gibi çeşitli metallerden yapılmaktadır. Ancak resimlerde de görüldüğü gibi çok değişik cisimler de kullanılmaktadır. 2 kişi tarafında resimde görüldüğü gibi tutularak arama-bulma yapılır. Ancak 2 kişi tarafından kullanılması ve kullanıcılarının meziyetlerinin birbirinden farklı olması nedeni ile patikte kullanımı çok yaygın değildir.

Aynı “L” çubuklardaki gibi rastgele ve komut verilerek arama-bulma ve derinlik tespitinde bulunulur.


“Y” ,“V” veya daha değişik şeklideki çubuklarla,



Fotoğraftaki kişi bu sistemin öncülerinden ve oldukça medyatiktir. Arzu edenler bu kişinin videolarını seyrederek kullanışı hakkında bilgi edinebilirler.

“Sağa-sola”,” Aşağı-yukarı” harekete karşı hassas çubuk ile.



Resimde görüldüğü gibi tek elle veya çift elle tutularak arama-bulma yapılır. Çok çeşitli modelleri vardır. Aynı tekli ve çiftli “L” tipi çubuklarda ki gibi yön bulma noktalama ve derinlik tespiti yapılmaktadır.


Plastik çubuklarla arama- bulma;

Plastik çubukların yapımı ve kullanımı aynı metal çubuklara benzer. Ancak plastik çubukların su arama–bulma da kullanımı daha yaygındır. Arama-bulma ve derinlik tahminleri de metal Çubuklar da olduğu gibidir.

” V” şeklide ki plastik çubuk(alıntıdır)


Sarkaç ile arama-bulma :

Sarkaç sağ elde, Yerden belli bir mesafe tutulur. Sağa-sola ve ileri – geri hareketler, aradığı su veya madenin yönünü gösterir. Suyu bulduğunda da daire çizmeye başlar. Aynı metal çubuklarda olduğu gibi arama-bulma ve derinlik tahmininde ki gibi “rastgele ve komut” yöntemi kullanılır.

Belli bir uzunluktaki değnek ile.


Günümüzde Hindistan, Pakistan gibi uzak doğu ülkelerinde kullanılan değişik bir arama-bulma şekli. Değnek, Sağ elde ve baş üstünde tutularak yürünür. Suyu bulduğu anda değneğin ucu aşağı doğru hareket eder.


Sağ el avuç içine “su içeriği yüksek bir meyve” veya “bir şişe su”alınarak su bulma.


Günümüzde Hindistan, Pakistan gibi uzak doğu ülkelerinde su içeriği yüksek meyve ile, Afrika da ise su şişesi ile uygulanan bir yöntem. Sağ el avuç içi yukarı bakacak şekilde ve yere paralel bir şekilde uzatılır. Avuç içine, ağzı kapalı bir su şişesi veya su içeriği yüksek bir meyve konur. Suyu bulduğu anda su şişesi veya meyve hareket eder.

Yaklaşık 1 m. uzunluğun da bir değneğin iki ucuna iple, aşağı doğru sarkan içinde su olan şişeler bağlanarak su arama.




Resimde de görüldüğü gibi Su şişelerinin; ileri-geri – sağa-sola hareketi suyun yönü gösterir. Suyu bulduğunda ise; şişeler kendi ekseni etrafında dönmektedir.

Pusula ile su bulma.


Aranılan madenin veya suyun üzerine geldiğinde pusula ibresi hareket eder.

Arama-bulma çalışmalarına etki eden faktörler

Bu faktörleri basitçe 3’e ayırarak inceleyelim.

1. Kişinin beslenme tarzı

2. Kişinin ruhen ve bedenen sağlığı.

3. Kontrol edemediğimiz çevresel faktörler.


Kişinin beslenme tarzı

Rastgele arama-bulma yapanların büyük bir çoğunluğu çalışmaya başlamadan önce “aç olmamasına dikkat ettiği gibi, alışkanlığının dışında ilave gıdalar alırlar. Doğal maden suları en sık kullanılan içeceklerin başında gelmektedir. Bu tür yiyecek ve içeceklerin çekim güçlerini arttırdığı görüşündedirler.

Ancak istidraç ile arama-bulma çalışması yapan bazı kişiler, Riyâzetin şartlarından birisi olan, “az yemek” ile nefislerini terbiye eder. Bu tür insanların tahminleri şaşırtıcı derece de doğrudur. Gerçeği bilmeyen kişileri kendine hayran ederler.


Kişinin ruhen ve bedenen sağlığı.

Genel anlamda baktığımızda, yaptığımız her işin ve aldığımız her kararın en iyisi, en doğrusu olması için, insanın düzgün bir psikolojisi ve sağlıklı bir bedene sahip olması gerekir. Alkol, uyuşturucu gibi maddeler, insanın yaptığı işi ve aldığı kararları doğrudan etkilemektedir.

Edinilmiş tecrübelere göre; Vücudun her hangi bir yerindeki rahatsızlık veya aşırı derece üzgün ve sinirli olmak, arama-bulma çalışmalarını doğrudan etki etmektedir. Ya hiç tepki alınamamakta ya da aldığı tepkileri yanlış yorumlamaya neden olmaktadır.




Kontrol edemediğimiz çevresel faktörler.

Arazide arama-bulma çalışması yapanların en çok yakındıkların başında, havanın aşırı sıcak ve yağışlı olması gelir. Bilhassa kapalı ve yağışlı havaların çekim güçlerini azalttığı veya yanlış yönlendirdiği kanaati hakim olduğundan bu tür havalarda arama-bulma çalışması yapmaktan imtina ederler.

Kapalı mekanlar da arama-bulma çalışması yapanlar ise, ortamda ki yoğun manyetik alan, aşırı derece de gürültü ve kalabalığın kendilerini etkilediğini, rahat olamadıklarını ve yanılma paylarının yükseldiğinden söz etmektedirler. Çok azda olsa bu tür çevresel faktörlerden etkilenmeyenler de bulunmaktadır.

Buraya kadar arama-bulma meziyetine sahip kişileri, kullandıkları cisimleri, yöntemlerini ve arama-bulmaya etki eden faktörleri yüzeysel de olsa irdeledik. Özellikle üstünde durmak istediğim konu, Kullanılan yöntemler ve bu yöntemlere islamın bakış açısıdır . Gelin hep beraber irdeleyelim.

Kullanılan yöntemlere İslam Dininin bakış açısı

(yöntem : Bir amaca erişmek için izlenen, tutulan yol, usul, sistem.)

Rastgele arama-bulmaya İslam Dininin bakış açısı

Bu tür arama-bulma çalışması yapan kişinin biyoenerjisinin diğer insanlardan daha fazla olduğu görüşünü baz alarak konuyu biraz daha açalım ve biyoenerjisini kullanarak arama-bulma çalışmasını yapanlar ile hastalıkları tedavi edebilenlerin aklını kurcalayan 2 soruya, islam din adamlarının vermiş oldukları fetvalara bir göz atalım ;

Soru : Biyoenerji veya benzer yollarla, beynin kapasitesini arttırarak, normalde insanların yapamadığı şeyleri yapmanın veya gaybı görmenin dinde yeri var mıdır, yoksa bunlar sihir midir?

Cevap : Bir tekniğe dayanıyorsa mahzuru olmaz. Fakat tekniğe dayanmıyorsa, sihir yani büyü olur. Beynin kapasitesini arttırarak, bir takım tekniklerle normalde görülemeyen şeyleri görmek, gaybı görmek demek değildir. O şekilde görülenler gayb olmaz. ( )

(Teknik, temel olarak alet yapımı ve alet kullanarak sonuç alma yöntemleri anlamına gelir.)

Soru: Biyoenerji sizlerin de bildiği gibi mevcut insanların kendilerine biyoenerji yükletmesi ve biyoenerjiyi kullanmaya başladığı bir tedavi yöntemidir. Biyoenerjinin insanların bir takım rahatsızlıklarının iyileşmesine vesile olduğu söylenmektedir. Bunun kullanılması, dinimize uygun mudur ve bu enerji yüklemesinin büyü olma olasılığı var mıdır?

Cevap: Büyü, bir olayın gerçek sebebini gizleyerek insanları etkilemek ve yanlış yönlendirmek için kullanılan yalan ve iftiralar bütünüdür. O yolla tedavi mümkün değildir. Eğer biyoenerji yoluyla insanlara faydalı olunabiliyor ve bazı hastalıklar tedavi edilebiliyorsa bunun bir sakıncası olmaz. Çünkü bir şeyin helal olması esastır. Haram ve yasak olması için delil aranır, biyoenerji konusunda da bir yasak yoktur. ( )





Komut vererek arama-bulmaya İslam Dininin bakış açısı :

Bu tür arama-bulma çalışması yapan kişiler, ellerine her hangi bir cismi alarak her hangi bir yerde dururlar. Aradığı her ne ise onun yönünü sorar. Elindekinin gösterdiği istikamette aramaya başlar. Bulduğunda ise, tekrar komut vererek derinliği, yoğunluğu miktarı hakkında fikir beyan eder. Şimdi gelelim can alıcı noktaya. Elindeki cismi harekete geçiren şey nedir?

Bu konu da 2 farklı görüş hakimdir.

a) Materyalist görüş ;

Aradığı her ne ise ona yoğunlaştıktan sonra, kimisi sesli, kimisi ise sessiz telkin vererek (burada komut) elindeki cismin o yöne yönlenmesi olarak açıklamaktadırlar. Elindeki cismin önemli olmadığını, kendilerinin diğer arayıcılardan daha üstün olduklarını iddia ederler veya uygulamaları ile belli ederler. Sadece kendi enerjisi ile başarılı olduğunu söyler. “Ama o zaman niye komut veriyorsun ki”? Sorusuna tatmin edici bir cevap veremezler.


b)bilmediğimiz bir alemden yardım alma :

Geçmişte ve günümüzde her türlü inanca sahip insanların, bildiğimiz alemin dışında başka bir alem daha olduğu ve bu alemde yaşayanların bizim alemimiz ile irtibatlı olduğu, çoğu zaman insanlara zarar verdiklerini ama bazen de yardımcı oldukları inancı hakimdir. Komut ile Arama-bulma çalışması yapan kişilere yardımcı oldukları kanaati oldukça yaygındır.

İslami kaynaklara göre bu alemler birden fazladır ve cinler aleminin de bu alemlerden birisi olduğunu belirtirler. Eğer bu alemden (cin aleminden) yardım alarak, Bu tür çalışmalar yapılıyor ise; bunları kahinlik olarak nitelendirirler.

Kâhinlik, cinden bir arkadaş edinip, olmuş şeyleri ona sorup, ondan öğrenmek ve bunları başkalarına bildirmektir.

Cin ile tanışan falcılar, (Yıldızname)ye bakıp, sorulan her şeye cevap verenler böyledir. Bunlara ve büyücülere gidip, söylediklerine, yaptıklarına inanmak, bazen doğru çıksa bile, Allah’tan başkasının her şeyi bildiğine ve her dilediğini yapacağına inanmak olup, küfürdür. (Hadika)

Soru : Cinlerle görüşüp, onlardan faydalı bilgiler öğrenilebilir mi?

Cevap : Muhyiddin-i Arabi hazretleri buyuruyor ki:

Hiçbir insan, cinden Allahü teâlâya ait bir bilgi edinmemiştir; çünkü cinlerin din bilgileri pek azdır. Onlardan dünya bilgileri edineceğini sanan kimse de aldanır; çünkü faydasız şeyle vakit geçirmeye sebep olurlar. Onlarla tanışan, kibirli olur. (Fütuhat) Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Uğursuzluğa inanan, kâhinlik yapan, kâhine giden, büyü yapan ve yaptıran ve bunlara inanan bizden değildir, Kur'an-ı kerime inanmamış olur.) [Bezzar]








Keramet-Firaset – istidraç ve sihir(büyü)e islam'ın bakışı;

Keramet ise sözlükte “iyi, ahlâklı ve cömert olmak” anlamına gelmektedir. Terim olarak “Allah’ın salih, takva sahibi, veli kullarından zuhur eden olağan üstü hâl” mânasında kullanılmaktadır (a.g.e. 25: 265). Keramet, tıpkı mûcize gibi tabiat kanunlarıyla açıklanamayan olağan üstü ve sıra dışı bir olay olup mahiyeti itibariyle mucizeden çok da farklı sayılmaz.

Mûcize peygamberlerden, keramet ise tam olarak ona bağlı velilerden zuhur eder. Keramete nail olan veli, bunun Allah’tan lûtuf olduğunu bilir şükreder, O’na daha çok bağlanır ve sorumluluğundan çekinir, hâlini kimseye ifşa etmez.

Bununla birlikte hârikulâde hâller mümin-kafir, dindar-günahkâr herkeste görülebilir. Böyle hâller kâfir ve günahkârlarda zuhur ederse buna istidrâc (derece derece helâke sürüklenme) denir. Bu hâlin, inançsız ve fasık kişilerde meydana gelmesi onların şımarmalarını ve azgınlıklarını arttırarak ahiretteki azabın şiddetlenmesine sebep olmaktadır.

Sıradan müminlerde görülen bu tür hâllere maûnet (İlâhî yardım) denilmektedir.( Firaset ve Keramet Açısından Muvafakât-ı Ömer (r.a) Dr. M. Selim Arık)

İnsanların bütün işleri, âdet-i ilahiyye içinde meydana gelir. Allahü teâlâ, sevdiği insanlara ikram olmak için, âdetini bozarak, sebepsiz şeyler yaratır. Bunlar enbiyadan (peygamberlerden) meydana gelirse Mucize,

evliyadan meydana gelirse Keramet,

diğer müminlerden meydana gelirse Firaset,

fâsıklardan meydana gelirse İstidraç,

kâfirlerden zuhur ederse Sihir(büyü) denir.

Sihir (Büyü); İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki: ilme, fenne uymayan, gizli sebepler kullanarak, garip işler yapmayı sağlayan ilimdir. Ancak Büyü öğrenmek de, öğretmek de haramdır. Müslümanları zarardan korumak için öğrenmek de haramdır. [Redd-ül-muhtar)

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: Bir kişinin havada uçtuğunu, denizde yürüdüğünü veya ağzına ateş koyup yuttuğunu görseniz, fakat dine uymayan bir iş yapsa, keramet ehliyim dese de, onu büyücü, yalancı, sapık ve doğru yoldan saptırıcı bilin! [El-Münire] ( )


Bu meziyetini acaba hangi amaçları için kullanıyor?

1. Geçimini temin etmek için,

2. İnsanlığa faydalı olabilmek için,

3. Diğer insanlardan daha üstün olduğunu göstermek için,

4. İnancının bir getirisi gibi olarak göstermek için mi?

Geçimini temin etmek :

Alla(c.c) ın lütuf ettiği meziyetlere birkaç örnek vererek devam edelim. Bir heykeltıraş, eline aldığı bir taşı arzu edilen şekle sokması, bir ressamın, bir parça kağıt ve boya ile istenilen şeyin resmini yapması veya bir marangozun, bir kütüğü alıp onu masa, sandalye veya dolaba dönüştürmesi, meziyetin göstergesidir. Bunları satıp geçimini temin etmesi gerekirken, bundan imtina etmesi ayrı bir sorundur.

Arama-bulma meziyetini geçim vasıtası yapanların başında, sondaj ve artezyen ile su çıkarma işini yapanlar gelir. Önce suyun yeri tespit edilir daha sonra gerekli alet ve ekipmanlarla su çıkartılır. Ancak burada en çok dikkat edilmesi gereken şey, bu meziyetin getirisinin, helal yoldan mı? haram yoldan mı? kazanıldığıdır. Birkaç örnek vererek açıklamaya çalışalım :

Sondajcı veya adamı arama yaptığı arazinin 2 noktasında suyun yerlerini tespit ettiler. Birinci noktada su 30 metre de ve oldukça kuvvetli. İkinci noktada ise su; 70 metre derinliğinde ve aynı derece de kuvvetli. Eğer gerçeği söyleyip 30 metre derinliğinde ki suyu çıkartıyorsa, kazancı helal, ama gerçeği gizleyip daha fazla para kazanmak için 70 metre derinliği gösteriyor ise kazancı haram’dır.

Kişi suyun veya bir madenin yerini tespit eder ancak derinliği veya miktarı hakkında yeterli tecrübesi yoktur. 3m. - 10 m. derinliğinde veya bir küp dolusu diyerek yalan beyanda bulunup, arattıran insanları maddi ve manevi külfete sokması, kazancının haram olmasına yol açar.


İnsanlığa faydalı olabilmek için :

Arama-bulma çalışması yapanların büyük bir çoğunluğu bu meziyetinden maddi bir getiri beklemez. Hele “su” gibi büyük bir nimetin bulunmasına vesile olması, kişiye büyük bir haz ve mutluluk verir. Yaptığı bu hayrın karşılığını bulacağını bilir. Yine bir “ANCAK” ile araya girelim. Kişi maddi bir getiri beklemese bile, aramayı yaptıranlar, geliş-gidiş-konaklama-yiyecek-içecek gibi masrafları karşılamalı ve ufak tefek hediyeler ile gönül alınmaya çalışılmalıdır.

Diğer insanlardan daha üstün olduğunu göstermek için :

Çok az bir kesim olsa da bu tür insanlar vardır. Maddi ve manevi getiriyi önemsemezler. Onlar için önemli olan; beğenilmek, takdir edilmek, saygı görmek isterler. Kendilerinden başka herkesi küçük görürler. Bu tür insanlar “kibir” sahibidir. Kibirliliği meziyetlerine gölge düşürdüğünün ve daha da kötüsü “helake” sürüklendiğinin farkında değillerdir.

Abdullah İbni Mes’ûd (radıyallahu anh’den) rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Kalbinde zerre kadar kibir olan kimse cennete giremez”. Sahâbînin biri:

- İnsan elbise ve ayakkabısının güzel olmasını arzu eder, deyince şunları söyledi:

- “Allah güzeldir, güzeli sever. Kibir ise hakkı kabul etmemek ve insanları küçümsemektir.” ( Müslim, Îmân 147. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Libâs 26; Tirmizî, Birr 61)


İnancının bir getirisi gibi olarak göstermek için :

İlk başlarda da belirtildiği gibi, geçmişte ve günümüzde çok çeşitli inançlar vardır. Hiçbir dini öğretiyi kabullenmemekte bir “inanç” şeklidir. Her türlü inanca sahip kişilerin, hangi cisimleri ve hangi yöntemleri kullanarak bu meziyetlerini sergilediklerinden bahsettik. Herkesin de kolayca anlayabileceği gibi bu meziyet inancımızın bir getirisi değildir. Allah(c.c)ın dilediği kişiye bir lütfudur..


Kişi ister arama-bulma meziyetine sahip olsun, ister daha değişik meziyetlere sahip olsun, sergilediği meziyetinin getiri ve götürüsünü çok iyi hesaplaması gerekir. Bu meziyetin, aynı zamanda “imtihan vesilesi” olduğu hiç akıldan çıkarılmamalıdır.

Bu yazıda, hiçbir zümre ve inanca ithamda bulunulmamıştır. Ele alınan konular,(alıntılar, resimler hariç) tamamen şahsi görüş, bilgi ve derlemelerimden oluşturulmuştur.

BORNOVALI
 

ikizceli

çalışmalarınızı yasal yapınız.
Vip Üye
Katılım
11 Eylül 2013
Mesajlar
7,166
Beğeni
25,688
Puanları
113
Yaş
67
Konum
ORDU- SAMSUN-ANKARA
sevgili kardeşim,saygı duyulacak ,şapka çıkartılacak bir düzeyde ve herkesin okuması gereken ,geniş anlatımlı bir konuya imza atmışsın. gönlüne sağlık.
YÜCE RABBİM, bu günün hürmetine, emeklerinin karşılığını misliyle vermesi niyazımdır.
 

bornovalı

USTA
Super Moderatör
Katılım
20 Ekim 2014
Mesajlar
396
Beğeni
1,575
Puanları
93
HELE SEN SONDAJCILARDAKİ MAKİNEYİ BİR.
inanırmısın öle bi özelliği varki o makinanın suyun ne kadar çok güçlü olduğuna kadar her şeyini sana sölüyor.
elinize sağlık hayırlı güzel bir konu..
selametle kalınız....
S.A.
ALLAH razı olsun. ALLA tüm ümmeti Muhammedi selamete erdirsin
 

bornovalı

USTA
Super Moderatör
Katılım
20 Ekim 2014
Mesajlar
396
Beğeni
1,575
Puanları
93
sevgili kardeşim,saygı duyulacak ,şapka çıkartılacak bir düzeyde ve herkesin okuması gereken ,geniş anlatımlı bir konuya imza atmışsın. gönlüne sağlık.
YÜCE RABBİM, bu günün hürmetine, emeklerinin karşılığını misliyle vermesi niyazımdır.
S.A.
merhaba ikizceli ustam.
Bir kimse kardeşine gıyabında dua ettiği zaman, başında görevli bir melek:
‘Allah o kardeşin için istediğin şeyin aynısını sana da versin,’ diye dua eder”
[ Ebu Davud, Vitr, 29 (No: 1534)] ALLAH (c.c) bizleride dua eden ve edilenlerden eylesin (amin)
vaktim çok kısıtlı olduğu için kısa bir şekilde cevap yazıyorum. kusura bakmayın. konuyu çok yüzeysel bir şekilde kaleme aldım. Eksik veya hatalarımın düzeltilmesi babında; Değerli fikir ve görüşlerinizi duymaktan onur duyarım.
ALLAH'a emanet olun
 

emrah43

Kullanıcı
Katılım
19 Şubat 2015
Mesajlar
64
Beğeni
130
Puanları
33
Yaş
35
Konum
kütahya
Komut vererek arama-bulma :

Batı toplumunda çok yaygın olarak kullanılır. Bu yöntemiuygulayanlar için, arama-bulma da kullandığı cismin pek bir önemi yoktur. Her türlü cismi kullanırlar. Şarlatanları hariç, genelde de başarılı olurlar.

Kişi her hangi bir yerde durur. Elindeki cisme, aradığı her ne ise onun ismini söyleyerek hangi yönde olduğunu sorar. Elindeki cismin gösterdiği yönde aramaya başlar. Bulduğunda ise, tekrar komut vererek derinliği - yoğunluğunu veya miktarı hakkında fikir beyan eder. Arama-bulma da kullanılan(ağaç-metal-plastik) tüm cisimler için geçerlidir.....
bunu okuduktan sonra bi deneme yatım acaba öyle bişey var mı diye yada bana öyle geliyo şimdi ilk önce bildiğim yerlerde denedem bi mağaraya gittim bunun karsısında biyer daha var mağara açıklar ikiside hayvan falan barındırıyo bazen çobanlar buralarda birinin boyutu büyük biri az daha ufak ufak olanın içine bi altın koydum bide tam karşımda yer altı suyu var nerden biliyorum tarla bizim zondaj vurdurmustuk neyse çubukları aldım elime normalde boşluğa geldiğimde çubuklar bende sağa sola açılırdı denemek istedim tam ortaya biyere dikildim ilkten komik geldide sonradan şüpheye düştüm ilk önce komut olarak büyük mağara ne taraafta dedim sabitim ama büyük olan tarafa döndü çubuklar sonra küçük olan ne tarafda dedim o yöne döndüler daha sonra suyu sordum suya döndüler benim koyduğum altın ne tarafta dedim koyduğum tarafa döndüler daha sonra altını koyduğum yere yürüdüm tam üzerine geldiğim zaman dedim ki üzerine geldiğimde çarpı şeklini alın dedim tam üzerine geldiğimde aynende öyle oldu altının üzerinde iken çarpı halinde iken çubuklar büyük mağaraya gidelim dedim çarpı anında bozuldu o yöne doğuldular döndüm tekrar sordum deneme amaçlı ilgimi çekti eğer doğru yönde isem sol çubuk ileri baksın sağ çubuk sola tam dönsün dedim aynı andada tepkiyi aldım tekrar dedim doğru yön iste sağa sola acılın dedim aynende oldu şimdi bilmediğim biyerde deneme fırsatım olmadı ilk fırsatta bunu deneyecem bizim buralarda höyük çoktur ama girişini bilen yoktur dedim gideyim bide oraya bula bilecekmiyim en büyük olanına gittim basladım komuta burda bi tünel varsa ne tarafta diye sordum soruncaya kadarda hiç bi tepki almadım tabi ki en tepede durmustum inşaatçıyım benişten çıkınca denedim bunu metre falan vardı yanımda tünel diye gösterdiği yanlara doğru gittim sağa ve sola tünelin duvaına geldiğimde çarpı işareti ile göster dedim ilk noktayı buldum sonra bozmadan karşı duvara geldiğimde çarpı yap dedim öyle oldu ölçüm yaptım metre ile 180 falan geliyodu gemişlik bu bu şekilde kuzey doğuya doğru inmeye basladım tabi aralarda yine yanlardan ölçüm yaptım aynı ölçü bu şekilde adım olarak söylicem 240 adım indim bitti sandım daha sonra kapı burasımı dedim çubuklar tam sağa döndüler burdanda bi 150 adım kadar yürüdüm ozamana kadar hiç dikkatimi çekmemişti orası bi kaya daha önce yoktuda orda iyi hatırlıyorum toprak altındaymıs tam bu noktanın 20 veya 30 metre assağısındada bi dere var ALLA HIN bereketi bu sene fazla oldu sel geldi hep buralardan sel üzerindeki toprakı almıs kaya kesin olduğu belli oluyo ama sadece üsttarafı açık kayanın kesinleri arasını ölçtüm 190 geliyo çok dikkatimi çekti tabi sit alanı diye bişey yapamıyom açıp emin olamadımda fırsat bulunca araziye çıkacam sırf acaba doğrumu bu olabilirmi diye bakmak için biyeri deneyecem bakalım ne olacak gerçekten böyle bişeyi bilmiyodum
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

bornovalı

USTA
Super Moderatör
Katılım
20 Ekim 2014
Mesajlar
396
Beğeni
1,575
Puanları
93
elinize sağlık kardeşim güzel bir çalışma olmuş istifade edilebilmesi dileğiyle mevlam hayırlara vesile kılsın...

S.A.
Herkese merhaba.
ALLAH razı olsun lacivert24 ustam.
Bu makaleyi çok farklı platformlarda ve daha farklı bir şekilde kaleme alabilir ve yayınlayabilirdim. Ancak sitemiz; bu meziyeti çeşitli amaçlar için uygulayan nezih insanlardan oluşması ve merak edip işin doğrusunu öğrenmek isteyenler ile bu meziyete sahip kişilerin kendilerini daha da geliştirebilmeleri açısından, var olanların içerisinde Sağlam ve güvenilebilir bir “Literatür” dür. Literatür taraması yapanlara, bir nebze bile olsa katkı da bulunabilirsem ne mutlu bana.
Sağlıcakla kalın.
ALLAH’a emanet olun.
 
Üst