Katılımda bulunan dostlarımıza teşekkür ederken bu bağlamda konuyla ilgili bizzatihi yaşadığım denemeyi yeri gelmişken sizlerle paylaşmak istiyorum...
Evvelki sene Ankaradan teyze oğlu gelmişti Annemizin vefatı münasebetiyle benimde çubuklarla sarkaçlarla olan uğraşımı bildiğinden birazda alaylı bir ifadeyle ne oldu şakulla bir şeyler bulabildinmi diye soru yöneltti bende kısaca şakülümün artık beni dinlediğini sorduğum sorulara cevap aldığımı söyleyince yüzünde güller açtı tabi.. tamam bu sıyırmış gözüyle bakmaya başladı ben kedilerine bunu isbata hazır olduğumu saklayın istediğiniz objeyi bulacağım dedim bana ne sakladığınızı dahi söylemeyin dedim evimiz bahçeli ev saklamışlar gel bul dediler yanlarında bu işlere sıcak bakmayan tam karşı görüşte olan üç kişi daha var şakülüme teyze oğlunun sakladığı obje neredeyse bana göster dedim iki yönden istikamet aldım gittim ve kapı anahtarı saklamışlar buldum ve bir alkışlamadıkları kaldı tarifini istediler vermedim kusura bakmasınlar daha önce dalgaya almışlardı hainler...
S.A.
Merhaba lacivert24 ustam.
Paylaştığınız yazıları, görselleri büyük bir keyifle takip ediyorum. ALLAH(c.c) kalem tutan elinize kuvvet, zihninize berraklık versin.(amin)
Müsaadeniz olursa yazınızın sonundan alıntı yaparak başlamak istiyorum.
“tarifini istediler vermedim kusura bakmasınlar daha önce dalgaya almışlardı hainler..” bu durum sadece size mahsus değil, bu meziyete sahip kişilerin ortak bir sorunu. Bazen öyle şeylerle karşılaşıyoruz ki ……… ………. . Bu durum hepimizi çok üzüyor değil mi?
Peki böyle durumlarla karşılaştığımızda acaba nasıl bir tepki veriyoruz?. Sizin yaptığınız gibi
tarifini vermeyerek mi? Kaba sözler sarf ederek mi? Yoksa sineye mi çekiyoruz? Şöyle yuvarlarsak bilmem doğru olur mu? “
ortama göre davranıyoruz” evet hepimiz öyle davranıyoruz. Acaba doğru mu yapıyoruz?
İğne-çuvaldız hikayesini baz alarak, kanayan yaraya bir parmak basamaya çalışalım. İğneyi birazcık kendimize batırarak başlayalım. Acaba bunda bizim bir suçumuz var mı? Bu meziyetimizi sergilerken, nerede ve nasıl bir yanlış yapıyoruz ki bu insanlar bizi (en hafifi ile) tenkit edebiliyorlar? Bu soruyu hiç kendimize sorduk mu? Sorduk ise, Neden bu tenkitleri giderebilecek doyurucu bir cevap veremiyoruz?
Konu hepimizi ilgilendirdiği için, kişiselleştirmemek babında, bunu hep beraber irdeleyelim. Gerekiyor ise iğneyi biraz daha batıralım. Arzu edilirse farklı bir konu başlığı altında veya burada devam edelim. Takdiri size bırakıyorum. Siz ve sizin nezrinizde diğer değerli üyelerimizin görüş ve fikirlerini duymaktan büyük bir onur duyarım.
Bahsettiğiniz meziyetiniz hakkında birkaç şey söylemek gerekirse; “
tarifini istediler vermedim” diyorsunuz
. Tarif olduğuna göre bir
teknik kullanıyorsunuz. Bu sizin biyoenerjinizin bir göstergesi. Bu konuda verilmiş fetvalara göre yaptığınız dinen caiz gözüküyor. Bunu da makalemde belirtmiştim. (yine de en doğrusunu ALLAH(c.c) daha iyi bilir)
Vaktim çok kısıtlı olduğu için kısa yazıyorum. Hakkınızı helal edeniz.
Sağlıcakla kalın
ALLAH‘a emanet olun.