Antik Roma betonu, 2000 yıldan fazla onu oluşturan elemanların direnci
sayesinde, saldırılara ve doğal olaylara karşı koyabilmiştir. Pantheon, Roma yapısının
teknik ilerlemesini çok iyi biçimde tasvir eder. Tuğla yüzeyli yapı hava hasarlarına çok
iyi direnebilmiştir. Bugünkü yüksek gerilme kuvvetlerine karşı ihtiyaç duyulan çelik
donatının o zamanlar kullanılmadığı dikkate alındığında bu yapının, sadece sanatsal
değil, yapı tekniği açısından da görkemli olduğu anlaşılacaktır.
Roma betonu (opus caementicium)F
266, modern betona benzer olup, agrega
(kum,çakıl,kırmataş), bağlayıcı malzeme ve suyun karışımından meydana gelen yapay
bir yapı malzemesidir. Agrega aslında çakıl, iri taş-moloz ve tuğla parçaları gibi bir
dolgu malzemesidir. Bağlayıcı ise, ıslak agrega (sulandırılmış) ile karıştırılıp,
kuruduğunda sağlam bir malzeme meydana getirir. Bir çok malzeme, hatta çamur (kil)
bile bağlayıcı madde olabilir, ve harç olarak kullanılabilir. Tarihsel olarak kireç veya
alçıtaşı bağlayıcı olarak kullanılmış, moloz taşlarla karıştırılıp kuvvetli bir harç (kireç
harcı) imal edilmiştir. Romanın bu temel yapı karışımına katkısı, birincil bağlayıcı
olarak, İtalya merkezinde bulunan (Baiae yakınlarında ve Vesuvius Dağı'nın
eteklerindeki kentlerin çevresi) özel bir volkanik toz olan Pozzolonayı (puzolan)
ilave etmesidir. M.Ö.150' lerde keşfedilen bu malzeme sayesinde Romalılar su altına da
harç uygulaması yapabilmişlerdir. Genellikle kireç ile karıştırılan puzolanın, su
altındaki uygulamalarda saf hali kullanılmıştır. Puzolan, agrega ile birlikteolağanüstü kuvvetli bir bağ oluşturmuştur. Roma İmp.nun büyük bir bölümünde,
benzer volkanik tozlar bulunmadığından, bu yerlerde yerel malzemeler (alçıtaşı veya
kireç) bağlayıcı olarak kullanılmıştır.F
271
Vitruvius harcı oluşturan bağlayıcı, agrega ve su oranlarını ayrıntılı biçimde,
kumlar arasındaki kalite çeşitliliğini de göz önüne alarak anlatmıştır. Önerdiği
kum/kireç oranları şu şekildedir:F
272 Nehir, kumul ve ocak kumu için : 2/1; 2/1 ve 3/1.
Çakıl parçaları ve kırık tuğlalar harca eklenirse, kum/parça/kireç oranı 2/1/1 olur ve
bilinen beton elde edilir.F
273 Harçtaki su oranı ise %15-20, puzolan eklenmesi halinde
puzolan/kireç oranı 2/1 olmalıdır.F
274
Modern bağlayıcı çimento olarak adlandırılır. Modern beton Roma
betonundan daha güçlüdür, çünkü çelik elemanlarla birleştirilmiştir (çekme yükünü
karşılamak için). Demirli beton (ferro-concrete) diyebileceğimiz bu modern beton
Romalılarca kullanılmamıştır.
Romalıların geliştirdiği betonun, Yunan başta olmak üzere geleneksel metotlara
göre sağladığı teknik ve pratik avantajlar şu şekilde özetlenebilir:
a) Olağanüstü dayanıklıydı ve kemer, tonoz, kubbe gibi büyük açıklıkların
ve tek parça oluşundan dolayı da niş, apsitF
275 gibi elemanların (özellikle
Roma'daki gösteri yapılarında) yapımına olanak sağlıyordu.
b) Kesme taş duvarcılığının zahmetli oluşunun aksine hızlı bir şekilde
uygulanıyordu.
c) Özel kalifiye iş gücü gerektirmiyordu, harcı kolay hazırlanıyordu ayrıca
agregası kırık seramik ve atık cilalı yüzey blok parçalarından
oluşuyordu, bundan dolayı ucuzdu.
d) Beton tonozlu çatılar, geleneksel ahşap çatılardan daha güvenli, yangına
daha dayanıklıydı.e) Plastik gibi esnek olduğu için istenilen kalıba girebilir ve istenilen biçim
verilebilirdi.
Romalılar ilk yıllarda bu metodun avantajını temel yapımında ,teras ve özellikle
de su yapılarında görmüşlerdir. Rıhtım duvarları, dalgakıranlar, rıhtım tesisleri, köprü
ayakları gibi çok büyük yapılar inşa edilmiştir. Mozaik tabanlar için dayanıklı
yataklama harcı için de puzolandan yararlanılmıştır.
Betonun bir dezavantajı çirkin görüntüsüydü. Ahşap işçilik ortadan
kaldırıldığında, çirkin yüzey meydana çıkıyordu. Başlangıçta sınırlı oranda kullanıldığı
için fazla göze batmayan bu estetik sorunu Romalılar, betonu başka bir malzemeyle
kaplama yoluyla çözmüşlerdir.F
sayesinde, saldırılara ve doğal olaylara karşı koyabilmiştir. Pantheon, Roma yapısının
teknik ilerlemesini çok iyi biçimde tasvir eder. Tuğla yüzeyli yapı hava hasarlarına çok
iyi direnebilmiştir. Bugünkü yüksek gerilme kuvvetlerine karşı ihtiyaç duyulan çelik
donatının o zamanlar kullanılmadığı dikkate alındığında bu yapının, sadece sanatsal
değil, yapı tekniği açısından da görkemli olduğu anlaşılacaktır.
Roma betonu (opus caementicium)F
266, modern betona benzer olup, agrega
(kum,çakıl,kırmataş), bağlayıcı malzeme ve suyun karışımından meydana gelen yapay
bir yapı malzemesidir. Agrega aslında çakıl, iri taş-moloz ve tuğla parçaları gibi bir
dolgu malzemesidir. Bağlayıcı ise, ıslak agrega (sulandırılmış) ile karıştırılıp,
kuruduğunda sağlam bir malzeme meydana getirir. Bir çok malzeme, hatta çamur (kil)
bile bağlayıcı madde olabilir, ve harç olarak kullanılabilir. Tarihsel olarak kireç veya
alçıtaşı bağlayıcı olarak kullanılmış, moloz taşlarla karıştırılıp kuvvetli bir harç (kireç
harcı) imal edilmiştir. Romanın bu temel yapı karışımına katkısı, birincil bağlayıcı
olarak, İtalya merkezinde bulunan (Baiae yakınlarında ve Vesuvius Dağı'nın
eteklerindeki kentlerin çevresi) özel bir volkanik toz olan Pozzolonayı (puzolan)
ilave etmesidir. M.Ö.150' lerde keşfedilen bu malzeme sayesinde Romalılar su altına da
harç uygulaması yapabilmişlerdir. Genellikle kireç ile karıştırılan puzolanın, su
altındaki uygulamalarda saf hali kullanılmıştır. Puzolan, agrega ile birlikteolağanüstü kuvvetli bir bağ oluşturmuştur. Roma İmp.nun büyük bir bölümünde,
benzer volkanik tozlar bulunmadığından, bu yerlerde yerel malzemeler (alçıtaşı veya
kireç) bağlayıcı olarak kullanılmıştır.F
271
Vitruvius harcı oluşturan bağlayıcı, agrega ve su oranlarını ayrıntılı biçimde,
kumlar arasındaki kalite çeşitliliğini de göz önüne alarak anlatmıştır. Önerdiği
kum/kireç oranları şu şekildedir:F
272 Nehir, kumul ve ocak kumu için : 2/1; 2/1 ve 3/1.
Çakıl parçaları ve kırık tuğlalar harca eklenirse, kum/parça/kireç oranı 2/1/1 olur ve
bilinen beton elde edilir.F
273 Harçtaki su oranı ise %15-20, puzolan eklenmesi halinde
puzolan/kireç oranı 2/1 olmalıdır.F
274
Modern bağlayıcı çimento olarak adlandırılır. Modern beton Roma
betonundan daha güçlüdür, çünkü çelik elemanlarla birleştirilmiştir (çekme yükünü
karşılamak için). Demirli beton (ferro-concrete) diyebileceğimiz bu modern beton
Romalılarca kullanılmamıştır.
Romalıların geliştirdiği betonun, Yunan başta olmak üzere geleneksel metotlara
göre sağladığı teknik ve pratik avantajlar şu şekilde özetlenebilir:
a) Olağanüstü dayanıklıydı ve kemer, tonoz, kubbe gibi büyük açıklıkların
ve tek parça oluşundan dolayı da niş, apsitF
275 gibi elemanların (özellikle
Roma'daki gösteri yapılarında) yapımına olanak sağlıyordu.
b) Kesme taş duvarcılığının zahmetli oluşunun aksine hızlı bir şekilde
uygulanıyordu.
c) Özel kalifiye iş gücü gerektirmiyordu, harcı kolay hazırlanıyordu ayrıca
agregası kırık seramik ve atık cilalı yüzey blok parçalarından
oluşuyordu, bundan dolayı ucuzdu.
d) Beton tonozlu çatılar, geleneksel ahşap çatılardan daha güvenli, yangına
daha dayanıklıydı.e) Plastik gibi esnek olduğu için istenilen kalıba girebilir ve istenilen biçim
verilebilirdi.
Romalılar ilk yıllarda bu metodun avantajını temel yapımında ,teras ve özellikle
de su yapılarında görmüşlerdir. Rıhtım duvarları, dalgakıranlar, rıhtım tesisleri, köprü
ayakları gibi çok büyük yapılar inşa edilmiştir. Mozaik tabanlar için dayanıklı
yataklama harcı için de puzolandan yararlanılmıştır.
Betonun bir dezavantajı çirkin görüntüsüydü. Ahşap işçilik ortadan
kaldırıldığında, çirkin yüzey meydana çıkıyordu. Başlangıçta sınırlı oranda kullanıldığı
için fazla göze batmayan bu estetik sorunu Romalılar, betonu başka bir malzemeyle
kaplama yoluyla çözmüşlerdir.F