- Katılım
- 19 Ocak 2015
- Mesajlar
- 3,812
- Beğeni
- 9,771
- Puanları
- 113
- Yaş
- 52
Avustralyalı tarihçi Dr. Jonathan King, Çanakkale’de Türklere karşı savaşan Anzak askerlerinin cepheden ailelerine gönderdiği mektupları bir kitapta topladı. Kitapta Türk ve Anzak askerler arasındaki sıcak ilişkilere dair hikâyeler dikkat çekiyor...
Çanakkale Savaşları’nın 100. yıldönümünde, Gelibolu Yarımadası’nda Türklere karşı savaşan Anzak askerlerinin cepheden yazdıkları bilinmeyen mektup ve notlar gün yüzüne çıkartıldı. “Gelibolu Günlükleri-Kendi Anlatımlarıyla Anzakların Gün Gün Hikâyesi” başlığını taşıyan çalışma, Çanakkale Savaşı’nın 240 günlük bölümüne ışık tutarken, Anzak askerleri tarafından kaleme alınan sarsıcı not ve mektuplardan oluşuyor.
Avustralyalı tarihçi Dr.Jonathan King tarafından hazırlanan ve İş Bankası Yayınları’ndan çıkan 415 sayfalık eserde, 25 Nisan 1915 Gelibolu çıkarmasından, harekatın son gününe kadar yaşananlar anlatılıyor. En dikkat çeken bölümleri ise düşman siperlerinde sigara karşılığında konserve takas eden Türk ve Anzak askerlerinin hikâyeleri oluşturuyor.
‘YİĞİT YOLDAŞLARA’
Savaşın 177. günü, 18 Ekim 1915 Pazartesi, Anzak eri N.Wilson tarafından kaleme alınan notlarda şu ifadeler yer alıyor:
“Siperler bazı yerlerde birbirinden sadece 20 yarda (metre) uzaklıkta ve karşılıklı bomba atmak bir tür oyun gibi. Bomba fırlatıcıları olarak eğitilmiş özel adamları var, fırsatını bulunca düşman siperlerine bomba fırlatıyorlar. Şu anda öldürülmüş olan çok asker yok. Sanırım siperlerin dışı çok tehlikeli, çünkü keskin nişancıların kör kurşunları sürekli havada uçuşuyor, top mermileri başımızın üzerinden geçiyor. Ne var ki birkaç günden sonra insan buna alışıyor. Türkler öyle kötü insanlar değil. Birkaç gün önce Fransızca yazılmış bir mesaj gönderdiler, ‘Yiğit Avustralyalı yoldaşlara’ hitaben yazılan mesajda sigara karşılığında sığır eti konservesi istiyorlardı. Siperler bazı yerlerde sadece 20 yarda uzaklıktaydı. Bu yüzden birbirimizle haberleşmemiz çok kolaydı.”
‘SAVAŞ NE KADAR GEREKSİZ’
19 Ekim 1915 tarihli Üsteğmen T.E.Cozens tarafından yazılan mektup ise şöyle: “Gün içinde yiyecekleri karşılıklı olarak siperin çıkıntısına koyuyor ve gönderiyorduk. Bu sabahın ilk saatlerinde Türklerle bizim arkadaşlar arasında sıra dışı bir dostlukla değiş tokuş yapıldı. Bizim çocuklardan bazıları doğruca düşman siperlerine gidip konserve, reçel, sigara takas ettiler. Yapılanlar her şeyiyle çok güzeldi ve buradaki savaşın ne kadar gereksiz olduğunu gösteriyordu.”
‘CESETLER KORKUNÇTU’
Anglikan Vaizi William Dexter, 24 Mayıs 1915 tarihli mektubunda şunları yazdı: “Farklı noktalardaki siperler arasında ölülerle kaplanmıştı ve defin gününün ardından yapılan tahminlere göre 12 bin Türk ölmüş olabilirdi. Bu korkunç yığın arasında bizim çocuklar vardı. Cesetler kapkara olduğundan bakılamayacak kadar korkunçlardı, dokunulduklarında parçalara ayrılıyordu.”
Çanakkale Savaşları’nın 100. yıldönümünde, Gelibolu Yarımadası’nda Türklere karşı savaşan Anzak askerlerinin cepheden yazdıkları bilinmeyen mektup ve notlar gün yüzüne çıkartıldı. “Gelibolu Günlükleri-Kendi Anlatımlarıyla Anzakların Gün Gün Hikâyesi” başlığını taşıyan çalışma, Çanakkale Savaşı’nın 240 günlük bölümüne ışık tutarken, Anzak askerleri tarafından kaleme alınan sarsıcı not ve mektuplardan oluşuyor.
Avustralyalı tarihçi Dr.Jonathan King tarafından hazırlanan ve İş Bankası Yayınları’ndan çıkan 415 sayfalık eserde, 25 Nisan 1915 Gelibolu çıkarmasından, harekatın son gününe kadar yaşananlar anlatılıyor. En dikkat çeken bölümleri ise düşman siperlerinde sigara karşılığında konserve takas eden Türk ve Anzak askerlerinin hikâyeleri oluşturuyor.
‘YİĞİT YOLDAŞLARA’
Savaşın 177. günü, 18 Ekim 1915 Pazartesi, Anzak eri N.Wilson tarafından kaleme alınan notlarda şu ifadeler yer alıyor:
“Siperler bazı yerlerde birbirinden sadece 20 yarda (metre) uzaklıkta ve karşılıklı bomba atmak bir tür oyun gibi. Bomba fırlatıcıları olarak eğitilmiş özel adamları var, fırsatını bulunca düşman siperlerine bomba fırlatıyorlar. Şu anda öldürülmüş olan çok asker yok. Sanırım siperlerin dışı çok tehlikeli, çünkü keskin nişancıların kör kurşunları sürekli havada uçuşuyor, top mermileri başımızın üzerinden geçiyor. Ne var ki birkaç günden sonra insan buna alışıyor. Türkler öyle kötü insanlar değil. Birkaç gün önce Fransızca yazılmış bir mesaj gönderdiler, ‘Yiğit Avustralyalı yoldaşlara’ hitaben yazılan mesajda sigara karşılığında sığır eti konservesi istiyorlardı. Siperler bazı yerlerde sadece 20 yarda uzaklıktaydı. Bu yüzden birbirimizle haberleşmemiz çok kolaydı.”
‘SAVAŞ NE KADAR GEREKSİZ’
19 Ekim 1915 tarihli Üsteğmen T.E.Cozens tarafından yazılan mektup ise şöyle: “Gün içinde yiyecekleri karşılıklı olarak siperin çıkıntısına koyuyor ve gönderiyorduk. Bu sabahın ilk saatlerinde Türklerle bizim arkadaşlar arasında sıra dışı bir dostlukla değiş tokuş yapıldı. Bizim çocuklardan bazıları doğruca düşman siperlerine gidip konserve, reçel, sigara takas ettiler. Yapılanlar her şeyiyle çok güzeldi ve buradaki savaşın ne kadar gereksiz olduğunu gösteriyordu.”
‘CESETLER KORKUNÇTU’
Anglikan Vaizi William Dexter, 24 Mayıs 1915 tarihli mektubunda şunları yazdı: “Farklı noktalardaki siperler arasında ölülerle kaplanmıştı ve defin gününün ardından yapılan tahminlere göre 12 bin Türk ölmüş olabilirdi. Bu korkunç yığın arasında bizim çocuklar vardı. Cesetler kapkara olduğundan bakılamayacak kadar korkunçlardı, dokunulduklarında parçalara ayrılıyordu.”