Definecinin Doğa Gezisindeki Tehlikeler 2 | Define işaretleri ve anlamları

Definecinin Doğa Gezisindeki Tehlikeler 2

aliveli44

ONURSAL ÜYE
Forum Düzeni
Admin
Super Moderatör
Vip Üye
Katılım
12 Haziran 2012
Mesajlar
11,018
Beğeni
20,950
Puanları
426
Konum
Malatya
Yükseklerde Karşılaşılan Hastalıklar
2000 m .ye kadar olan kısımlar bizi ilgilendirmektedir. 2000 m .den yukarısı tam olarak dağcılığa girmektedir. Yüksek irtifa hastalıkların sadece bir kaçının isimlerini verecek olursak;

Akut Dağ Hastalığı ( ADH ) Acute Mountain Sickness-AMS
Pulmoner Ödem
Retinal Kanama
Hypothermia (Isı kaybı ve donma)
Bening Akut Dağ hastalığı
Gece apnesi
Vücutta su tutulması
Alkolazis
Larinjit ve anjin

Aklimatizasyon (Uyum Gösterme / Bölgenin Yüksekliğine Uyum Sağlama) Vücut daha önce gidilen yükseklikte bulunmamış ise oksijen azlığı, yüksek irtifa basınç farklılığı ( yüksekte basınç düşüktür ), ısı düşüklüğü gibi olumsuz etmenlerden etkilenir. Dağcının vücudu dayanamaz ve hastalanır. Bu duruma Aklimatizasyon Yetersizliği denir. Yani dağcı yüksek irtifaya uyum sağlayamamıştır. Vücudu bulunulan irtifaya alıştırmak gerekir. Buna da Aklimatize etmek denir. Bunun için de en basit ve etkili başlama yolu irtifayı kademe kademe yükseltip, her irtifada bir süre zaman geçirmektir. Bu süre de konaklamayı gerektiren sürelerdir.

Susuzluk hissi: Yükseklere çıkıldıkça susuzluk hissinde azalma duyulur. Yine de su içmek ve sıvı kaybına engel olmak gerekir.

Donmalar: Donuklar da yanıklar gibi derecelendirilmiştir. Zaten bir tür yanıktır. Soğuk yanığı da denir. Vücudu ovuşturmak, 35 - 40 derece su içinde ısıtmaya çalışmak, giysileri gevşetmek tedavi için ön gerekliliklerdir.

Sıcak çarpması: Yoğun sıcak altında uzun süre kalınması neticesi meydana gelir. Büyük miktarda sıvı kaybı olur ve vücudun elektroliz dengesi bozulur. Baş ağrısı, baş dönmesi, mide bulanması, hatta ishal görülür. Daha ileri durumda şuur kaybedilir. Serin ve gölgelik bir yerde soğuk suyla soğutma yapılır ve sıvı verilir.

Kramplar: Bol sıvı kaybedilmesi neticesi vücutta sodyum, potasyum ve tuz kaybının aşırı düşmesi neticesi meydana gelir. Mayhoş içeceklerle ( portakal suyu gibi ) vücut takviye edilmeli, gerekirse izotonik sıvı alınmalıdır.

Sıvı Alımı
Yürüyüşçü aktivite sırasında diğer normal zamanlara nazaran çok daha fazla sıvı kaybeder. Vücut ısısı arttıkça terleme yolu ile vücut kendini dengelemek ister bu da sıvı kaybı demektir. Yürüyüşçü irtifa kazandıkça yani yükseklere çıktıkça, oksijen azalması, yorgunluk ve nem oranının azalmasından dolayı, solunum hızı artacak ve terin buharlaşması çabuklaşacaktır. Bunlara idrar da eklendiğinde ne kadar süratli sıvı kaybedildiği ortaya çıkmaktadır. Sonuçta kaybedilen sıvı 5 litreyi bulabilmektedir. Sıvı kaybedilirken yanında elektrolit kaybı da gerçekleşir. Bu da mineral ve vitamin demektir. Aşırı sıvı kaybında önce kramplar ve mide bulantısı, en sonunda da bitkinlik ve bayılma gözlenmektedir. Güne kafeinli sıvı alarak başlamalı, aktivite sırasında şekerli ve mayhoş tabir ettiğimiz portakal suyu, limon suyu gibi sıvılarla takviye etmeli ve aktivite bitiminde minerali bol soda ve normal sularla kaybedilen sıvı mutlaka geri alınmalıdır.

Doğru Su Kullanım Tekniği

Suyu susadıkça değil, sık aralıklarla birkaç büyük yudum alarak içmek vücudun saat gibi çalışma performansına uygun olacaktır. Çünkü susadıkça suya başvurmak her seferinde daha fazla su içilmesine ve öncesinde su içme aralığının geniş olması vücudun dışarıdan alıp kullanması gereken suyu vücuttan karşılayacağı ve depoları boşaltacağı, bizi daha bitkin düşüreceği için her susadığımızdaki su içme miktarımızı artıracaktır. Bu su içmemiz gereken sık aralıklar yarım saat de bir olmalıdır.

Kışın su ihtiyacımızı karşılamak için asla kar suyu içmemeliyiz. (Sadece kuruluğumuzu giderecek kadar yudumlamak kâfidir) Kar suyu sıvı bir sünger gibidir. Vücudumuzdan mineral çeker. Kaynatılsa dahi hiçbir şekilde çok miktarda içilmemesi gerekir.

Sıvı Kaybının Vücudumuza Etkileri:

Su kaybında vücudumuzun;

% 3 ’ ü fiziksel performansın kaybına,
% 5 ’ i konsantrasyon bozukluğuna,.
% 8 ’ i Aşırı yorgunluk ve bulantıya.
% 10 ‘u Kas spazmı, dolaşım ve böbrek fonksiyonlarında bozukluklara neden olur.

Sırası İle Susuzluk Etkileri:

1. Ağız, dil, boğaz kuru ve yanma başlar. .
2. Yutkunma zorluğu ile birlikte gırtlak acımaya başlar.
3. Baş ağrısı ve baş dönmesi neticesinde bayılmalar oluşur. .
4. Mide bulantısıyla beraber genelde kusma görülür. .
5. Yorgunluk ve güçsüzlük ortaya çıkar.
6. Kaslarda kasılmalar, kramplar meydana gelir.

Vücuttaki Sıvı Kaybının Belirtileri:

1. İdrara çıkma sayısında düşme,
2. İdrarın renginin koyulaşması,
3. İdrarın miktarındaki azalma,

Bunları Unutmayın:

İnsanın bedeninin %70'i sudan meydana gelmektedir.

Yemek yemeden 1 hafta dayanabilirsiniz. 3 gün su içmezseniz mutlaka ölürsünüz.

Susadığınızı anlarsanız bu % 2'lik su kaybı demektir.

Düşünmekte zorlanıyorsanız bu da % 5’lik su kaybı anlamına gelebilir.

% 10'luk su veya daha doğrusu sıvı kaybının sonu ölüm ile sonuçlanır.

Oksijen Sarfiyatı
Oksijen Sarfiyatı Hakkında Bilgiler

Etkinlik süresi boyunca vücut etkinliğin özelliğine de bağlı olarak sırası ile karbonhidratları ve ardından yağları enerjiye dönüştürür. Karbonhidratlar ve yağlar tükendiğinde proteinleri kullanmaya başlar.


1. Oksijenli ( Aerobik ) Kullanım : Etkinlik süresi boyunca kalbin atım sayısı dakikada 140’ın altında seyrederse, vücut yağları yakmak için yeteri kadar su ve oksijene sahip olduğu için yağları enerjiye dönüştürür.

2. Oksijensiz ( Anaerobik ) Kullanım: Etkinlik süresi boyunca kalbin atım sayısı dakikada 140’ın üzerinde seyrederse vücut yeteri kadar su ve oksijene sahip olamayacağı için karbonhidratları enerjiye dönüştürecektir.

Vücut oksijenli ve oksijensiz çalışma süresinde harcamakta olduğu enerjilere ek olarak vitaminleri ve minareleri de kullanır.

Psikolojik Sağlık
Yürüyüş sırasında vücudumuz kadar psikolojimiz de zorlanmaktadır. Vücudun çalışması, amaçlar, grup içi ilişkiler, giyimimiz, isteklerimiz, egolarımız, korkularımız, hava şartları, bölge gibi daha birçok durum psikolojimizi etkilemektedir. Yalnız başına vücut sağlığı da yeterli olmaz; vücut sağlığının bozulması psikolojimizi, psikolojimizin bozulması da vücut sağlığımızı tehlike altına sokmaktadır. Zincirleme bir akıştır bu.

Sadece doğa yürüyüşlerinde değil, alelâde bir alışveriş gezisinde bile ağrıyan ayaklar ve yüksek fiyatlar insanın sinirlerini germeye ve isteksizleştirmeye yeterlidir. Ancak doğa yürüyüşlerinde amaçlarımızı biz belirlememize kaşın, doğanın bağrında yürümenin kurallarını ve gerekliliklerini yine doğanın kendisi belirlemektedir.

Doğa yürüyüşlerinde yaşanan ve gözlemlenen psikolojik sıkıntılar daha çok yorgunluğun getirdiği isteksizleşmeler, kazalar sonucu yürüyüşe olan soğumalar ve yürüyüşün gözde büyümesi neticesi manasını kaybetmesi olmuştur. Aslına bakarsanız daha birçok durum sayabiliriz. Bunlardan kurtulmanın veya bunların etkisini azaltmanın en etkili yolları; trekkingin özelliğini ve ruhunu kavramak, mantıklı hazırlanmak ( bilgi, malzeme ve kafaca ) ve irade gücüdür. Eğer yürüme sırasında “ben bu yürüyüşü tamamlayamayacağım, geri dönüyorum…” düşüncesi gerçekleştirilirse, o son yürüyüş olur veya bir dahaki sefere yeni bir yürüyüş yapmak artık imkânsızlaşır. Çünkü her şey kafada bitmiştir. Devam etmelidir ve istenilen amaca ulaşılmalıdır. Doğa yürüyüşlerinde de amaç; doğayı tanımak, fotoğraf çekmek ve yürüyüşü tamamlamaktır. Sonuçta insan kendini daha iyi tanıyacak, vücudunu kontrol etmesini öğrenecek, yaşlanma belirtilerini yavaşlatacak, yaşananlarla ve görüntülerle çok güzel kalıcı anılar kazanmış olacaktır.

Benim bir irade yöntemim (aslında bir özelliğim) var; Hani “Balık Aklı” denir ya, balık iki saniye sonra unutur yeniden iki saniyelik akıl kullanma sürecine girer. Ben de irademi ve dayanmamı balık aklı misali kullanırım. Benim için olay, yürüyüş, kısacası içinde bulunduğum an, ne kadar zaman da geçse “yeni başlıyor, daha yolum ve zamanım var, onun için durum daha yeni, devam...” mantığındadır. Yani irademi hep bilgisayar sistemi gibi restart yaparım. Kısacası beynimi bu yönde kullanırım. Denemenizi tavsiye ederim. İnanın tam sekiz saat 30 dakikalık tek mola ile yürüyüş tamamladım. Vücudum da gariptir ki buna uydu.

Birçok sıkıcı ve olumsuz durum sizi zorlayacak ve sizin yürüyüşünüze olan isteğinizi azaltmaya başlayacaktır. İşte çözülmeye başladığınız anlar yaşanmaktadır. Misal; susadınız, terlediniz, gömleğiniz terden ve vücut yağınızdan yapış yapış oldu artık rahatsız ediyor, topuklarınız ağrıyor, açsınız ve mideniz kazınmaya başladı. İşi daha da sıkıcı ve acı hale getirelim isterseniz, ufak bir sıyrığınız var kanıyor, çoraplarınız terden botunuzun içinde toplandı, hava soğuk ve su geçişi yaptınız pantolonunuz da ıslandı dahası ve en kötülerinden biri de inanılmaz tuvaletiniz geldi.

Buyurun fasıla! Kesinlikle yürüyüşten nefret etmeyin, olumsuz durumları yenmeye çalışın ve başarma duygusunu yaşayın. Çözüm kolay, önce sizi sıkan en olumsuz durumla ilgilenmeye başlayın, tuvaletinizi yapın, botlarınızı çıkarıp çoraplarınızı çekin, ıslaksa sıkın, botunuz su içinde bile olsa giyin...

Kısacası önce, sanki toplantıya gidiyormuşsunuz gibi üstünüze başınıza ne halde olursanız olun çeki düzen verin. Elinizi yüzünüzü yıkayın, saçınızı düzeltin ruhen yenilenmeyi önce vücudunuzun dışında yaşamaya başlayın. Karnınızı doyurun. Beş saatlik bir yürüyüşün ardından bu yenilenme ile sırılsıklam bile olsanız bir beş saat daha yürüyebilirsiniz.

Kendi psikolojik sağlığınıza dikkat etmeniz gerektiği gibi gruptaki arkadaşlarınızın da psikolojik sağlığına dikkat etmeniz gerekir. Yürüyüş temponuz bir arkadaşınızdan daha iyi ve hızlı olabilir, siz daha hızlı gitmek isteyebilirsiniz. Bu zaten yanlış olduğu gibi, arkadaşınıza veya arkadaşlarınıza yapacağınız “hadi biraz daha hızlı yürü, amma da yavaşsın…” gibi sözler onun yürüyüşten ve sizin davranışınızdan hoşnutsuz olmasına yetecektir.

Sonuç: Yürüyüşteki psikolojik sağlığınız öncelikle ve tamamen size bağlıdır.
 

naftabar

Kullanıcı
Katılım
22 Temmuz 2012
Mesajlar
817
Beğeni
43
Puanları
28
Konum
Ağrı
Cevap: Definecinin Doğa Gezisindeki Tehlikeler 2

eline sağlık ustam
 
Üst