Definecinin Sağlığı: Kuru Fasulyenin Faydaları | Define işaretleri ve anlamları

Definecinin Sağlığı: Kuru Fasulyenin Faydaları

aliveli44

ONURSAL ÜYE
Forum Düzeni
Admin
Super Moderatör
Vip Üye
Katılım
12 Haziran 2012
Mesajlar
11,018
Beğeni
20,950
Puanları
426
Konum
Malatya
Türk halkının yemek olarak en çok tükettiği hububat çeşidi kuru fasulye'dir. Hatta "kuru-pilav" ikilisi halk arasında "milli yemek" olarak adlandırılmaktadır. Bu kadar çok tüketilmesinin başlıca sebebi ise, yemeğin çok doyurucu olması ve bol enerji vermesi. Tabii ekonomik olması bir başka tercih sebebi...
Her bölgenin iklimine göre fasulyenin cinsi değişse de, doyurucu özelliği ve ete göre daha ekonomik olduğu gerçeği değişmiyor.
Fasulye, faydaları'ndan konuşulmayı gerçekten hak eden bir yiyecek maddesi. Çünkü organizma için gerekli olan proteinden ve insan beslenmesinin temelini oluşturan kalsiyum ve demir gibi madensel tuzlardan bol miktarda içeriyor. Üstelik karaciğer yetmezliğinden böbrek taşlarına, kalp çarpıntısından idrar tutukluğuna kadar bir çok rahatsızlığın ilacı...
100 gram kuru fasulyede 329 kalori bulunuyor. Bu da demek oluyor ki, fasulye bol enerji veren bir yiyecek.
Aynı zamanda lifli bir gıda maddesi olduğu için de diyetlerde önemli bir yeri var. Fasulye, neredeyse hiç kolesterol içermediğinden kalp ve damar tıkanıklığı olan hastaların beslenmelerinde de önemli bir yere sahip. Diyetisyenler, haftada üç kez, birer tabak kuru fasulye tüketilmesini tavsiye ediyor. Ancak fasulye tüketiminde aşırıya da kaçmamak gerekiyor. Çünkü malum, gaz yapıyor.
Çok eskilerden beri bilinen ve tüketilen fasulyenin kökeninin Asya mı, yoksa Güney Amerika mı olduğu konusundaki farklı görüşler var. Ama bilinen o ki, Avrupa'ya Yeni Dünya, yani Amerika kıtası keşfedildikten sonra gelmiş ve iklimin uygun olduğu yerlerde farklı cinslerde üretilmiş. Kuru fasulyenin hava almayan cam bir saklama kabında ve kuru bir yerde saklanması şart. Sıkı ağızlı bez torbalar da saklama için uygun olabilir. Ama kesinlikle naylon torbada saklanmaması gerekiyor, aksi halde böcekleniyor.
Fasulye bilindiği gibi, bir gece önceden ıslatılarak pişiriliyor. Islatmadan önce kararmış olanları ayıklamak ve soğuk suyla iyice yıkamak gerekiyor. Fasulye ıslatılırken kullanılması gereken suyun miktarı ise fasulye ölçüsünün dört katı.
Fasulyenin faydaları
Bu harika gıda maddesinin faydalarına gelince: Taze fasulye, bedenî ve zihnî yorgunlukları giderir. Özellikle kuru fasulye, kalsiyum yönünden zengin olması sebebiyle kemikler için çok faydalıdır. Vücudun kuvvetlenmesini sağlar. Pankreas bezinin gereği gibi çalışmasına yardımcı olur. Şeker hastalığını önler ve kandaki şeker miktarını düşürür. İdrar tutukluğunu giderir. Albümini düşürür. Böbreklerdeki kum ve taşların dökülmesine yardımcı olur. Karaciğer yetersizliğini tedavi eder. Kalbi ve böbrekleri kuvvetlendirir. Kalp çarpıntılarını giderir. Zehirlenmelerden sonra yenilecek olursa; çabuk iyileşmeyi sağlar. Fasulye pişirilirken, haşlama suyunu 2 kere değiştirmenin faydalı olduğu belirtiliyor.

Haydi fasulyeye gel!

Üretim düşünce fasulyeyi ithal ettik

Kış sofralarının vazgeçilmez gıda maddelerinden biri olan kuru fasulye'yi üretimde yaşanan büyük düşüş sebebiyle ithal eder hale geldik. İstanbul Ticaret Odası’nca yayınlanan “Türkiye’de Bakliyat Üretimindeki Sorunların Çözümü ve Dışa Bağımlılığı Azaltacak Politikaların Geliştirilmesi” adlı raporda, bakliyat üretimi ve problemlerine yer verildi. Raporda Türkiye’de birim alanda alınan kuru fasulye veriminin dekar başına 135 kilogram olduğu, bu oranın dünyada ise 72 kilogram düzeyinde kaldığı ve Türkiye’nin 2002 yılında başta Irak, Mısır, Yunanistan ve Almanya’ya 20 bin ton kuru fasulye ihracat ettiği hatırlatıldı. Ancak son yıllarda dünya fiyatlarının düşük olması sebebiyle çiftçilerin kuru fasulye üretiminden vazgeçtiği belirtilerek, bu durumun da ülkeyi ithalatçı konuma soktuğu kaydedildi. 2002 yılında 20 bin ton düzeyinde kuru fasulye ihracatı yapan Türkiye, son yıllarda başta Kanada olmak üzere çeşitli ülkelerden ithalat yapıyor.
6711kuru.jpg

Her besinin değeri ayrı

Kan hücrelerinin yapımı için gerekli olan folik asit ise ıspanak yaprağı, böbrek, bira mayası ve yeşil yapraklarda bulunuyor. Dişlerin ve kemiklerin güçlenmesi ve kasların kuvvetlenmesi için en önemli maddelerden biri olan kalsiyum da badem, pekmez, peynir, süt, yoğurt, lahana, fasulye, sardalya, susam, karides, yumurta ve zeytin gibi besinlerden alınabiliyor. Kanamaları önleyen C Vitamini de en çok sebzelerde ve turunçgillerde bulunuyor. Kasların çalışmasını dengeleyen ve vücudu fazla su kaybından koruyan sodyum da tavuk, sebze, tuz, deniz ürünleri, kereviz, havuç, peynir, fındık, ceviz ve fıstıkdan alınabilir. Ayrıca kalp kasları ve vücuttaki sinirlerin kontrolünde önemli rol oynayan potasyum da muz, kayısı, kuru fasulye, mercimek, yer fıstığı, soya fasulyesi ve incir gibi meyve ve sebzelerde bulunuyor.

Yemek meraklılarına bu hafta birkaç kitaptan daha söz etmek istiyordum.

Bunlardan biri Aşçılar Birliği tarafından yayımlanan ‘‘Kuru Fasulyeli Tarifler.’’ Aydın Yılmaz'ın kurduğu Aşçılar Birliği, 18 Şubat Pazar günü İstanbul'da Büyük Sürmeli Oteli'nde ‘‘Türk Mutfağından Örnekleri ile Kuru Fasulye Günü’’ düzenlemişti. O gün sunulan birbirinden lezzetli kuru fasulye yemeklerinin tariflerini de, Unipro'nun katkısıyla, yayımladılar.

Bir başka önemli yayın ise Artun Ünsal'ın Türkiye'deki zeytin ve zeytinyağını anlattığı ‘‘Ölmez Ağacın Peşinde’’si. Gökçen Adar'ın Ege yemekleri ile süslenmiş Sadun Boro ve Şadan Gökovalı'nın ‘‘Mavi Türkuaz: Ege'den Akdeniz'e Kıyıların Efsanesi’’ adlı Türk Ekonomi Bankası yayını da edinilmesi gereken bir başka kitap. Kendisini tanımış olmaktan her zaman gurur duyduğum İngiliz diplomat ve yemek kültürü araştırmacısı Alan Davidson'ın Türkçe'ye son günlerde kazandırılmış eseri ‘‘Akdeniz Balık Yemekleri’’ kitabı da tanıtım için bekliyor. Bence bu üç kitap, Akdeniz yemek kültürünün çok önemli kaynak eserleri.

Aslında ciddi yayınlar bunlarla da sınırlı değil. İsabel Allende'nin Can Yayınları'ndan çıkan ‘‘Afrodit: Afrodizyak Yazılar, Afrodizyak Yemekler’’ kitabı, bence her yemek meraklısının kitaplığında bulunması gereken eserler arasında.

Baklagiller kalbimizin dostu
ABD’nin Tulane Üniversitesi’nde; gıda ürünleri konusunda yürütülen araştırmaların sonuçları, baklagillerin önemini bir defa daha ortaya çıkardı. Bir zamanlar “fakir veya köylü yemeği” gibi tanımlarla dudak bükülen ve geleneksel Türk mutfağındaki yerini kaybeden baklagillerin kalp rahatsızlıklarını önlediği tespit edildi.
Bilim adamları, yaklaşık 12 yıldan beri “baklagillerle kalp hastalıkları arasındaki ilişkiyi tespit etmek için” 10 bin kişiyi kapsayan titiz bir çalışma yürütüyorlardı. Bu araştırmadan elde edilen sonuçlara göre; haftada en az dört kez fasulye, nohut, soya, bezelye, mercimek, barbunya ve bakla gibi gıda maddelerinden birini tüketen kişilerin kalp hastalıklarına yakalanma riski, yeteri kadar baklagil tüketmeyenlere oranla %19 daha az oluyor.

Sindirime de yararlı
Fasulye ve bakla gibi bitkilerin lif bakımından son derece zengin olduğunu, bunun da sindirim sistemi için çok yararlı olduğunu açıklayan Tulane Üniversitesi uzmanları, klinik deneyler sonucunda soya fasülyesindeki proteinin, kandaki yağ oranını da düşürdüğünü tespit ettiklerini ifade ettiler.
Clevelend Üniversitesi Gıda Tedavisi Bölümü Başkanı ve Amerikan Diyet Teşkilatı sözcüsü Cindy Moore da, yağ oranı düşük besinler olan baklagil türü bitkilerin tansiyonu düşürdüğünü açıkladı. Cindy Moore, baklagillerin faydaları konusundaki araştırmalarının devam ettiğini de sözlerine ekledi.
 

HÜDAİ

Kullanıcı
Katılım
25 Temmuz 2012
Mesajlar
519
Beğeni
21
Puanları
18
Cevap: Definecinin Sağlığı: Kuru Fasulyenin Faydaları

Soğana bir yumruk cücüğünden başlayacan yemeğe :D:D Eline sağlık güzel faydalı bilgiler çiçek sana
 
Üst