Doğum günü hediyesi.?
Fırına geldiğimde ortalıkta ekmek görünmüyordu, eski bir dostum olan fırıncı, biraz bekleyeceksin hocam, 2-3 dakikaya kadar çıkarıyorum dedi.
Kenardaki tabureye oturup beklemeye koyulurken, içeriye yaşlıca bir adamın girdiğini gördüm, eskimiş ceketinin sol yakası altında, bir madalya parıldıyor ve yürürken hafif topallıyordu, selam verdikten sonra, fırıncının tezgahına yanaşarak, ekmeklerimi alayım benim ikizler acıkmıştır dedi, fırıncı adamın kendisine uzattığı torbayı alarak, tezgahın altına eğildi ve bir gün öncesine ait olduğu anlaşılan ekmeklerden 4-5 tane çıkardı.
Ben o arada, oturması için kendi yerimi o adama vermiş, tezgahın yanına iyice yaklaşmıştım, ekmeklerden bir kaç tanesinin şekli değişmiş, katılaşmış taş gibi olmuştu, fırıncıya sordum:
- neden taze ekmeği beklemesini söylemiyorsun, biraz sonra çıkacak dedinya...
-Bayat ekmekleri kendisi istiyor, çok fakir bir adam, ona bayat ekmekleri yarı fiyatına veriyorum...
- kim bu adam?
-Kendisi kore gazilerinden, oğluyla gelini bir trafik kazasında vefat edince, ikiz torunlarını yanına almıştı, yıllardır onlara bakıyor, hemde çok az bir maaşı var.
Fırıncının anlattıkları karşısında, içimin yandığını hissediyor, ve ufakta olsa, birşeyler yapmak istiyordum, fırıncıya yavaşça dedimki!
-Aradaki farkı ben vereyim, hiç olmazsa bugün taze ekmek yesinler.
Fırıncı teklifimi kabul etti, biraz sonrada fırından çıkan taze ekmekleri, adamın torbasına doldururken, şekli bozuk bayat ekmekleri de, tezgahın altına koyarken, ihtiyara takıldı!
- bu gün çok şanslısın hacı amca, çocuklar için sana pasta gibi ekmek vereceğim. yaşlı adam, bir evlat sevgisiyle kucakladığı torbayı, göğsüne bastırarak kapıdan çıkarken bana döndü, ve dedi ki!
-ALLAH senden razı olsun evladım, bu gün onların doğum günüydü...
__________________
Fırına geldiğimde ortalıkta ekmek görünmüyordu, eski bir dostum olan fırıncı, biraz bekleyeceksin hocam, 2-3 dakikaya kadar çıkarıyorum dedi.
Kenardaki tabureye oturup beklemeye koyulurken, içeriye yaşlıca bir adamın girdiğini gördüm, eskimiş ceketinin sol yakası altında, bir madalya parıldıyor ve yürürken hafif topallıyordu, selam verdikten sonra, fırıncının tezgahına yanaşarak, ekmeklerimi alayım benim ikizler acıkmıştır dedi, fırıncı adamın kendisine uzattığı torbayı alarak, tezgahın altına eğildi ve bir gün öncesine ait olduğu anlaşılan ekmeklerden 4-5 tane çıkardı.
Ben o arada, oturması için kendi yerimi o adama vermiş, tezgahın yanına iyice yaklaşmıştım, ekmeklerden bir kaç tanesinin şekli değişmiş, katılaşmış taş gibi olmuştu, fırıncıya sordum:
- neden taze ekmeği beklemesini söylemiyorsun, biraz sonra çıkacak dedinya...
-Bayat ekmekleri kendisi istiyor, çok fakir bir adam, ona bayat ekmekleri yarı fiyatına veriyorum...
- kim bu adam?
-Kendisi kore gazilerinden, oğluyla gelini bir trafik kazasında vefat edince, ikiz torunlarını yanına almıştı, yıllardır onlara bakıyor, hemde çok az bir maaşı var.
Fırıncının anlattıkları karşısında, içimin yandığını hissediyor, ve ufakta olsa, birşeyler yapmak istiyordum, fırıncıya yavaşça dedimki!
-Aradaki farkı ben vereyim, hiç olmazsa bugün taze ekmek yesinler.
Fırıncı teklifimi kabul etti, biraz sonrada fırından çıkan taze ekmekleri, adamın torbasına doldururken, şekli bozuk bayat ekmekleri de, tezgahın altına koyarken, ihtiyara takıldı!
- bu gün çok şanslısın hacı amca, çocuklar için sana pasta gibi ekmek vereceğim. yaşlı adam, bir evlat sevgisiyle kucakladığı torbayı, göğsüne bastırarak kapıdan çıkarken bana döndü, ve dedi ki!
-ALLAH senden razı olsun evladım, bu gün onların doğum günüydü...
__________________