EMROLUNDUĞUN GİBİ DOSDOĞRU OL!!
Hamd Allaha salât ve selâm Rasulullaha ve ashabının üzerine olsun. Selamların en güzeli, Allahın Rahmeti, Nusreti, Bereketi- sizin ve sevdiklerinizin üzerine olsun.Sizlerle birlikte olmaktan kıvanç duyduğumu, islama duyduğunuz güzel hırstan dolayı teşekkürlerimi arz ederim.
Emrolunduğun gibi dosdoğru ol-
Rabbim bana anlatma, size anlama kolaylığı versin. Dilimin düğümünü çözsün başarılı kılsın.
Emrolunduğun gibi dosdoğru ol- ayeti, Hud Suresinin 112.ayetidir.
Bir gün, Ebu Bekir Sıddık çok yakın dostu Rasulullahıyaşlanmış, saçları ağarmış gördü, hüzünlendi, seni yaşlanmışsaçları ağarmış görüyorum ya Rasulullah dedi.Bu sözü işiten Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem -Hudsuresi ve kardeş sureleri beni yaşlandırdı- buyurdu. Ashabdan biri, -Hud suresinin hangi ayeti sizi yaşlattı?- diye sorunca -
Emrolunduğun gibi dosdoğru ol-ayeti buyurmuştur.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin belini büken, saçınıağartan, yaşlandıran, düşündüren, bu sureyi ve bu sureniniçinde yer alan --Emrolunduğun gibi dosdoğru ol- ayetininüzerinde durmak, bu yüzden önemlidir.Değerli kardeşlerim! Bu ayetle istikamet arasında dorudan bir ilişli bardır. İstikameti yakalamak ve ehlinden olmak, kolay bir emir değildir. Bakınız Peygamber Muslimin sahihinde yer alan sahih hadiste çok önemli bir haber verir. Karanlık geceyi kesen fitnelerden sakının, Adam, gece kâfir yatar, sabah müslüman olarak kalkar, gece müslüman yatar,sabah kâfir olarak uyanır. Dinini az bir dünya pahasına satar.-
Çağımızda; fitneler, fırkalar, ideolojiler, batıl düşünceler,sapık bakışlar, bidat ve hurafe inançlar artmış, kalpler;Rahmanın vahyinden, Resulün sünnetinden, Selefin tertemizmenhecinden uzaklaşmıştır.Gece müslüman yatan, sabah olmadan haktan inhiraf edeek,istikametini bozarak, delâlete düşerek kalkmaktadır.Çağımızda; Müslümanı -sahih dinden ve sıratı müstakimden-alıkoyan, sapıklığa düşüren, ayağını kaydıran, etkenler çoğalmış ve çevreyi kuşatmıştır.Her hizip kendini doğru yolda görmekte, bununla sevinçiçinde yaşamaktadır. Şirk-Küfür-Batıl-Bidat hak suretinde
tanıtılmakta, sahte/çakma din hocaları ve önderleri ümmeti batıl emellerine alet etmektedir.Ümmeti; sahih dinden ve sıratı müstakimden/istikamettenalıkoyan en büyük tehlike; Şeytan, Nefis, Atalar, Çevre,Zevce, Aile, Mal, Şöhret, Irk, Renk, Taassup, Beşeriideolojiler, Kötü adet ve taklid gibi batıl inançlar vedüşüncelerdir.Bu yola sapanlar; akıllarından/hevalarından, adet vetaklitlerinden -Din koymakta, Şeriat tayin etmekte, Allahınhükmüne sırt dönmekte, milletleri birbirine kırmakta,masumların canına kıymakta, dünyevi emeller uğruna her tür kötülüğü- göze almaktadırlar.
Bugün; Mallarımız, kazandıklarımız, karlarımız, dünyevimakamlarımız, bizi Allahtan ve Resulünün çizgisindenalıkoymaktadır.Medya, Çevre, İletişim Araçları, ideolojiler akıllarından dinkoyarak-şeriat belirleyerek-anayasalar oluşturarak insanlığınsapmasına sebep olmaktadır.Günümüzde birçok insan, İslamı işitmekte, Allahın hükmünü bilmekte, dinin saadet getiren kaynak olduğuna inanmakta,ancak bağlı olduğu ırk, renk, çevre, ideoloji yüzündensapıklığı seçmektedir.Ülkemizin son 100 yılda içine düştüğü acı travmaları, kirlisavaşları, batıl inançları hep birlikte görüyor şahit oluyoruz.Mekke müşriklerini, İslama düşmanlığa sürükleyen etkenler neyse, günümüzde insanı da etkileyen şeyler onlardır.
İnsanlık; koyu bir cahiliyenin, iğrenç bir şirkin, batıl bir atacılığın, hurafe inançların, bidat amellerin, delilsiz dinanlayışının, kötü taklitçiğin ve adetlerin bataklığına batmıştır. İşte bu aşamada istikametin önemi zuhur eder. Bu yozlaşmışinançlardan ve batıl dinlerden kurtulmak için sahih bir istikamet edinmek gerekir.Suriyeli Faziletli Dr. Muhammed Ratib Nablusinin dediğigibi -Dinde dosdoğru yolu bulmak bir dönüm noktasıdır. İnsanistikamet üzere olmadığı müddetçe, dinden faydalanamaz,İstikametsiz bir hayat ancak bir kültür, adet, taklittir.- Bu sözçok düşündürücü anlamlı ve vakıaya uygundur.
Peki delâletin, batıla kayışın, haktan sapışın temel nedeninedir? Cevap çok basittir;
-Allahın dininden/sıratımüstakimden/sahih istikametten sapmak, hevaya, arzulara,kötü zanlara teslim olmaktır. Nitekim Kuran bu gerçeği şöyle dile getirir.
Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan, seni Allah'ınyolundan saptırırlar. Onlar zandan başka bir şeye tabi olmaz,yalandan başka söz de söylemezler. (Enam-116
Halbuki onların bu hususta hiç bilgileri yoktur. Sadece zannauyuyorlar. Zan ise hiç şüphesiz hakikat bakımından bir şey ifadeetmez.
İşte bu ayetlerin verdiği habere göre; insanı batıla sevk edentemel etken heva-zandır.
Bugün insanlık Tevhid dini İslamın sahih İstikametini terk ederek aklını zannının, hevasını ilahedinmiştir.
Peki, bu saydıklarımdan kurtulmak için çıkış yolu nedir? Neyapmalıyız ki, hayatımızı sahih din ve doğru bir menhec üzereoturtalım. Küfürden-şirkten- bidatten sapık fırkalardan- batıldüşüncelerden nasıl arınalım?
Din tamamlanmıştır, hak açık seçik beyan edilmiştir, Kuran veSünnet sorunlara reçeteler yazmıştır.
Kurtuluş yolu; Arınma yolu; Tevhide iman etmek, NebeviSünneti ve yaşamı okumak ve uygulamak, Dini delille
yaşamak, Âlimlerle birlikte hareket etmek, Davet ve cihadyolunda güzel ahlakla cihad etmektir.Kısaca saydığım bu hususların üzerine -İstikamet etmek veyaşamaktır. -Değerli kardeşim!İnsan, şeytani fırtınalara, günah bataklıklarına, küfür rüzgârlarına, bidat kasırgalarına karşı kutsal bir korunağıolmalıdır, ancak o zaman gecenin karanlığını kesen fitnelerekarşı güçlü olur.Mümin; İstikamet ehli olmakla korunur. Zira insanın aklı,arzuları, şehvetleri, arzuları, dünyalık meyilleri saptırmadaetkilidir. Allah istikameti emreder. Gelin Kuranın muhteşemöğüdünü dinleyelim.
O halde -seninle beraber tevbe edenlerle birlikte- Emrolunduğungibi dosdoğru ol! Aşırı da gitmeyin. Çünkü O, sizin yaptıklarınızıçok iyi görendir.
Peki, ayette emredilen -Emrolunduğun gibi dosdoğru-anlamına gelen İstikamet; ne anlama gelir?İstikamet hakkında çeşitli farklı tanımlar yapılır.
En meşhur tanım; Allahın emrine, şeri ölçülerine/menhecine/vahyineuygun iman etmek ve amel etmektir.
Ebu Bekir Sıddık İstikameti şöyle tanımlar:-Allaha şirk koşma.
Ömer ibn Hattab ise şöyle tanımlar: -Allahın emrinetutunmak yasaklarından sakınmaktır.-Kuranın tercümanı İbn Abbas şöyle tanımlar:-Allahınemrettiği farzları yerine getirin.-İmam İbn Teymiyye şöyle tanımlar:-İstikamet, Allahı sevmek ve ibadet etmektir Salih bin Fevzan bin Abdullah el-Fevzan şöyle tanımlar:
İstikamet; itidal, orta yollu olmak, ifrad ve tefrid arasındabulunmak, sertlik ve yumuşaklık ortasını yakalamaktır. Bunları da Kuranın sünnetin ilk nesil selefi salihininmenhecinde yürüyerek elde etmektir.
Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.
Hakikatte İstikamet ise; Sırat-ı müstakim demektir Yani; Kuran ve Sünnetin emrettiği, Selefi Salihin itikadı üzerinehiçbir tarafa meyletmeden seyretmek, sahih itikad ve ameledayanmaktır.
İstikamet; dünya ve ahiret saadetine taşıyan,yaşanıldığında, saadete-huzura-adalete-kurtuluşa kefilolan yolun adıdır.
Bu yol, yolların içinde tek sahih yoldur. Çağımızda yollar,hizipler, anlayışlar, cemaatler çoğalmıştır. Bu nedenle;izlenmesi gereken tek sahih yol/tek hak cemaat -Selefi Salihin-yoludur. Allah ayetinde şöyle buyurur:
Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. (Başka) yollarauymayın. (Enam153)
Bu ayette görüldüğü gibi Allah
Bu benim dosdoğru yolum-
buyurmuş, hak yolu tekil, hakkın dışındaki yollarıda çoğul olarak zikretmiştir.
Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellemde- ashabıylaoturduğu bir esnada, dosdoğru bir çizgi çizdi, Bu Allahın yoludur buyurdu sonra sağına ve soluna küçük çizgiler çizdi,bu yolların her birinin başında şeytan olup kendisine davet eder, Allah yoluna da davet eden vardır.
Görüldüğü gibi yol bir tanedir, O da sıratı müstakimdir,Sıratı müstakim ise Kuranın ve Sünnetin yoluna delillesarılmak, Selefin akidesine bağlanmak, Şirke ve bidatedavet edenlerden beri olmaktır.Ümmet günümüzde itikadi, ameli boyutta fırkalarabölünmüştür. İtikadi delâlete düşen, amelde bidat işleyen,efendilerini ve hocalarını Rab edinen, Âlimlerine körükörüne -bir ölü gibi teslim- olan çok insan görürüz.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Bu Ümmet 73 fırkaya bölünecek biri dışında hepsi ateştedir. Ashab kurtuluşta olankimdir diye sordu. Peygamber Benim ve ashabımın yoluüzerinde olanlar Bu yolun üzerinde olanlar ise Selefinyolunda olan müminlerdir.
Bu hadisler gereği; -her müslümanın- doğru yoluaraması sahih akideye bağlanması, dinde kurtuluşa erecek taifaya intisap etmesi vaciptir.
Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.İstikamet ancak;
Allah ve Resulünün belirlediği din üzere iman ve amel edilince elde edilir.
Bu nedenle İslam üzereolmayan tüm beşeri ideolojiler, Kişisel Dünyalar, Kuran veSünnet çizgisinde bulunmayan şirke ve bidate davet eden yollar, Kuranla yetinip Sünneti inkâr edenler, Aklı putlaştırıprivayetleri çöpe atan çağdaş akılcılar, Dini hevalarına vearzularına uyduranlar istikamet ehli değildir.
Günümüzde Sahih Menhecden, Rabbani Çizgiden, NebeviEksenden, Selefi Anlayıştan, Âlimlerin Kavlinden, uzak tutan,tekfire, tefcire, tehdide yönelenler -bilerek ya da bilmeyerek-doğru yoldan sapmıştır.İşte yaşanılan bu durum; ümmet içi en tehlikeli bir durumdur.Bu kimseler; kendilerini doğru bir din üzere görmekte, hakkıkendilerine nispet etmekte, kendi dışındaki müslümanlarısapıklıkla, küfürle suçlamakta, Sahih Selefin Menhecde giden-Selefi Salihin yolundaki müminleri- karalamaktadırlar.
Bunların kimileri; âlimlerini, önderlerini, hocalarını,cemaatlerini, hiziplerini, Rab ediniyor, küfürlerine-şirklerine- günahlarına kılıflar bularak, nefislerini temize çıkartarak,hareket ediyor.
Kimileri itikadda, amelde sapıklığı satın alıyor. Öyle ki sahihakideyi okumayan bu kimseler hem şirke hem bidatlerlekitleleri ve çevrelerini saptırıyor.
Bu saptıranlar din adına çağırdıkları kitleleri cehennemedüşürecektir. Hak suretinde zuhur ederek kitlelerine dinöğreten ve davet eden hocalar efendiler olarak hesapverecektir. Allah ayette şöyle buyurur:Kimileri din adına mezara, türbelere, ölülere, uzakta kiefendilere, yaşayan efendilere, tarikat babalarına tapar, onlarınsapık şirk küfür içerikli inançlarını, yaşamlarını, bidatyollarını, batıl emirlerini, delilsiz din anlayışlarını sever,temize çıkartarak destekler. Onların her yaptığını -bir hikmete bağlar- küfürlerine ve masiyetlerine dokunulmaz çitler çeker.
Öyle ki en kötü şirki ve haramı işlese de; zırhlara bürünmüşefendiler, hocalar korunur, bir islam düşmanı yapınca hakaretemaruz kalır, bir müslüman hoca efendi yapınca temizeçıkartılır, dokunulmazlık zırhına büründürülerek, çelik korumalarla korunur.
Biz bu temize çıkartma işlemine /şirke-küfre-bidate taşıyan sevgi/ çeşidi deriz ki istikametten sapmadır.
Öyle ki; aşırısevgileri istikametten sapmalarına neden olmuştur.Onların -Allah ve Resul sevgisi- dilde olan, duygusal sevgiolup, mutaba dediğimiz -İtaate ulaşmayan- batıl bir sevgidir.İşte bu saptırıcıların karşısında -Sahih bir İstikamet- edinmek,Dini saf ve arı duru yaşamak, Razı olunan dini öğrenmek vaciptir.
İstikametin kuralları ve göz önünde bulundurulması gerekendinamikleri vardır. Müslüman istikametini -Kuranın veSünnetin hudutlarıyla, İhlasla ver alimlerin kavliyle hareketederek korur.Kişi -Kuranı ve Sünneti- gözetmediği takdirde istikamettenşaşar, aşırılığa düşer, dinde bidatler üretmeye başlar. Bunedenle Allah
aşırıya gitmeyin buyurur. İbadette veya dini herhangi bir emirde asla Sünnet dışına çıkmamalı böylece istikamet korunmalıdır.İstikameti bozan temel şey; ayette geldiği gibi
Dinde Aşırılıktır. Bu aşırılık -Dinde ifrad ve tefrittir, Dine ekleme veçıkartmadır, Dini akla göre yorumlama, Şiddete kaçma, Alimive davetçiyi hor görme, Cahilleri alim edinmedir.
Bir gün bazı sahabiler
Aişe annemizin yanına gelerek,Peygamberimiz hakkında evde gizli olarak ne yapar, amelinasıl diye sorular sordular. Nebinin eşi olup biteni haber verince, kendi amellerini küçümsediler, azımsadılar.İçlerinden biri
-Ben artık gece namaz kılacağımuyumayacağım dedi, Diğeri -ben her gün oruç tutacağım, Diğeri de -ben evlenmeyeceğim-
dedi, böylece dinde aşırıyagittiler. Nebevi hayatı örnek almak yerine dini kendiakıllarıyla ve anlayışlarıyla yaşamaya kara verdiler. İşte buDinde aşırılığa ilk adımdı.Bu kimseler; Nebevi hududu koruyup sünnetle yetinselerdidaha hayırlı olurdu ancak öyle yapmayıp nebiden daha takvalıyaşamak istediler.Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem gazaplanarak geldi,minbere çıktı, Allaha hamd ve sena getirdi, sonra şöyle
buyurdu:- İçinizde en çok Allahtan sakınan ve korkan kimse benim, Ben gece ibadet eder uyurum, oruç tutar iftar ederim,evlenirim de, kim benim sünnetimden yüz çevirirse, Bendendeğildir. Allah bu nedenle şöyle buyurur,
Ve sana yakin (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et! (Hicr-99)
Yani ölene kadar İstikamet ehli ol, ibadetini terk etme,aşırılığa kaçma, müslüman olarak öl denilmektedir.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurur: İstikamet üzereolun (Malik-Ahmed-Beyhaki)
Ey kardeşim sen müstakim yolda mısın?İstikamet ehli olmak için tevhid, sünnet, davet cemaatini izlemelisin, güzel ahlakı, daveti, gaye edinmelisin.
Nefis ve istikamet arasında; güçlü bir etkileşim vardır. Nefse:hâkim olduğun oranda, istikamet sağlanmakta, nefis saptığıoranda ise; sahih istikametten uzaklaşılmaktadır.
Değerli kardeşim Allah, insanı kendisine ibadet etmek, şirkten sakındırmak,kuranı okumak, ona davet etmek, nebinin sünnetini hıfz etmek,davetini yüceltmek, kuran ve sünnet muhaliflerine karşı ilmibir donanımla donanmak için gönderdi.
Allah, başarılı olmamız için, kitap ve sünneti nimet ve hüccetolarak indirdi. Bize akıl, kalp, göz verdi, Şeytanı tanıttı, hakkı beyan etti, pratik model olarak Rasulullahı gösterdi. Sözlerinen güzeli olarak Kuranı, yolların/uygulamaların en güzeliolarak Sünneti haber verdi.
Son olarak; Tevhidi, İhlası, Rasulullaha itaati, Hadisle ameletmeyi, İlim öğrenmeyi, Salihlerle beraber olmayı, Sahih akideehli olup sebat etmeyi gaye edinirsek istikametten şaşmayız.Rabbim cümlemizi istikametten şaşırmasın ayağımıza sebatversin, razı olduğu ve sevdiği dinde korusun, müminleri seven onların hayrını isteyen bir güzel anlayış versin.
Ubeydullah Arslan
