İşaretlerin Sayısal Karşılığı,2.Tüm. | Define işaretleri ve anlamları

İşaretlerin Sayısal Karşılığı,2.Tüm.

nik

USTA
Admin
Katılım
16 Şubat 2016
Mesajlar
1,132
Beğeni
3,797
Puanları
113
Yaş
50
İşaretlerin Sayısal Karşılığı,2.Tüm.

Merhaba arkadaşlar sizlere eski insanların kullandıkları bazı işaretlerin sayısal karşılıklarını vermek istiyorum. bu aslında yeni bilgi değil ama bir çok defineci arkadaşların bilmediği konudur. Aşağıda görünen işaretler aslında birer sayıdır bunlar arazide sık sık karşımıza çıkan işaretler, buradaki en önemli işaret 6 dır. 6 kesin gömü işaretidir. Yani tek çizgi üzerinde yuvarlak varsa burada gömü olduğunun habercisidir. Bu bazen tek çizgi üzerinde değil çizginin altındada olabilir. Diğer sayıların ne anlama geldiğini konunun devamında açıklamaya çalışacağım.

Daha Anlaşılır olsun:

1: Tek yuvarlak oyma bazen 1 sayısına karşılık gelebilir.

2: 2 yuvarlak oyma yine tek oymada olduğu gibi; 2 yuvarlak 2 anlamına gelir.

3: Yine aynı şekilde 3 oyma 3 diyebilir.

4: 4 te değişiklik yok aynen 4 oyma 4 diyebilir.

5: Gördüğünüz gibi tek yatay çizgi 5 anlamına gelebilmektedir.

6: yatay çizgi üzerinde bulunan tek oyma 6 anlamındadır kesin gömü işaretidir.

7: Yatay çizgi üzerinde bulunan 2 oyma bize 7 sayısını vermektedir.

8: Yatay çizgi üzerinde bulunan 3 oyma bize 8 sayısını vermektedir.

9: Yine yatay çizgi üzerinde bulunan 4 yuvarlak bize 9 sayısını vermektedir.

10: 2 yatay kanal bize 10 sayısını verir.

11: 2 yatay kanal üzerinde bulunan tek yuvarlak bize 11 sayısını verir.

12: 2 yatay kanal üzerinde bulunan 2 yuvarlak bize 12 sayısını verir.

13: 2 yatay kanal üzerinde bulunan 3 yuvarlağın sayısal karşılığıda 13 tür.

14: 2 yatar kanalın üzerinde bulunan 4 yuvarlak bize 14 ü verir.

15: 3 yatay kanalda sıralama değişir yuvarlaksız 3 yatay kanal 15 demektir.

16: 3 yatay kanal üzerinde bulunan tek yuvarlak bize 16 sayısını verir.

17: 3 yatay kanal üzerinde bulunan 2 yuvarlak bize 17 sayısını verir.

18: 3 yatay kanal üzerinde bulunan 3 yuvarlak 18 sayısını verir.

19: 3 yatay kanal üzerinde bulunan 4 yuvarlak bize 19 sayısını vermektedir.

not: yatay kanal dediğimiz çizgi olarak’ta algılanabilir. çizgi ve kanal aynıdır. saygılar dilerim.


1 Sayısı: Başlangıç noktasıdır, var olan her şey ondan oluşur ve ona dönecektir. Tek olanı, mutlak olanı simgeler, dikme, tek tepe, dikiliş taş gibi. bazende son noktadır.

2 Sayısı: İkilikleri vurgular; Patika yol, geçit, taş geçit gibi,, işaret başlangıcı olarak iki tepe, iki ağaç, iki taş, iki yol olabilir.
İlk işaret yeri olup, araştırmaya ilk buradan başlanabilir.

3 Sayısı: Özellikle hıristiyan toplumunda yetişen biri için bu sayının kutsallığına aşına’dır. Hristiyan inancında Baba-Oğul-Kutsal Ruh üçlemesi şeklindedir. 3 sayısı sembolik olarak üçgen işareti kullanılmıştır. Yürütülmesi gereken mantık ise 3 tepe, 3 ağaç, 3 kuyu, 3 yol, 3 dere şeklinde olmalıdır. mutlaka 3 olması gerekir. malın nerede olduğunu verir yada yardımcı işaretle gösterir.

4 Sayısı: Yere dengeli şekilde oturmuş taşı verir. bu çoğunlukla yapı taşı şeklindedir, rengi biraz farklı olur, altı mezardır.

5 Sayısı: Genelde malın yerini verir. pınar, çeşme, küçük taş öbeği gibi. bu el işaretide olabilir, 5 parmaklı bir elin malı altında olabilir. 5 köşeli yıldızda 5 sayısına karşılık olarak kullanılmıştır. antik çağda cadılar tarafından kutsal kabul edilen rakamdır..

6 Sayısı: Hedef seçilerek yapılan gömülerde görülür. Değirmen, kuyu, yaşlı ağaç gibi. özellikle daire yapan yerlerdeki hedefler önemlidir.

7 Sayısı: Ana kaya, sergen sıra kayalar gibi, çevrede göze batan kayalık dağ. Dağın altına ulaşmayı ifade eder. yedinin olduğu yerde siperli kayada yada mihrap kaya aranır.

8 Sayısı: Hıristiyan inancına göre gök yüzü tahtını 8 melek taşır. 8 bazen hilal işaretine şifrelenmiştir, kırmızı taş, kırmızı toprak önemlidir bunlar yön veren işaretlerle desteklenir.

9 Sayısı: Bitiş noktasıdır, burada bulunan farklı nesle aranmalıdır.. 3 ayrı üçgen, yada 6 köşeli yıldızın yanında üçgende buranın son yer olduğunu anlamamızı sağlayabilir.

10 Sayısı: İhtişamlı olan, büyük olandır..örnek olarak patika yolu değil ana yolu verir. büyük dağ, deniz ve nehir gibi.

11 Sayısı = Taş yol, dikmeler, taş döşemeli yol, taşlı yol, patika yol.
*Taşlı ve bol kıvrımlı yol verir. Malı ise Lahit mezar veya Kaya mezarıdır.

12 Sayısı = Bağdat kaldırımı, Bağdat yolu, Kervan Yolu.
*Bağdat yolu, kervan yolu verir. Malı ve hediyeleri dikili taşta veya ağaçta olur. %50 şansın vardır.

13 Sayısı = Askeriye, Çatal yapan yer. (Dere çatalı, yol çatalı gibi)
*Asker mezarı, asker yeri verir. Malı çok az olur. Kesin değildir. Askerin veya askeriyenin durumuna göre değişir.

14 Sayısı = Tek dikili olan, mezar, dere çatalı içindeki dikme, bağ bahçe.
*Dere ve yol çatalında bulunan yer, bağ bahçe, kuyu, ağaç, taş vs Hedeftir

15 Sayısı = Küçük kilise, kilise ev.
*Küçük kilise, kilise ev verir. Malı sütunda, duvarda veya kilise evin odanın ortasında olur. Eğer mal var ise.

16 Sayısı = Tepe, değirmen (tek değirmen).
*Tek değirmen çalışır vaziyette olur. Değirmenin arkasında 3 kayalık olur. Orta kayada mal veya hediyesi, sağında ise mezar olur.

17 Sayısı = Dikili ağaç (tek).
*Ağaç verir. Ağaçta olan emareler malın yerini söyler. Ağaç üzerinde çivi veya dibinde dört köşe taş olur. Mal bu emarelerle belirlenir.

18 Sayısı = Kara tepe.
*Kral komutan gibi soylu insanların mezarını verir. Kesinlikle zengindir.

19 Sayısı = Karataş, Çeşme (Karataşlı Çeşme).
*Çeşme verir. Malı çeşmenin arkasında veya doğusunda yerde 1-3 adımda olur.

20 Sayısı = Kuyular.
*Üç adet kuyu verir.(ikide olabilir).Kuyular değirmen giderken genelde yolun solundadır (bazen de yanında). Bu kuyular kontrol edilmelidir. Bu kuyular büyük ihtimalle kapalı olup, iki boş bir dolu, iki sahte bir gerçek olması muhtemeldir. Kuyu kenarından 40-50 cm kazılırsa üzeri şekilli bir taş çıkar. Bu taş haritadır, harita taştır.

21 Sayısı = Geçit yer, yemin, vezir tepe: ( hakim tepe, geçit olan yer gibi).
*Vezir tepe 7 adet mezar verir. 4 tanesi bir yerde, 3 tanesi bir yerde yada aynı hizadadır. 4 mezarda kesin malı olur. Dama oyun çizgisi, yakınında mağara içine çizilmiş 7 tane geyik, 7 deve gibi resimler bu mezarları işaret eder. 7 adet yığma veya taş tepeler (Tümülüs) şeklindedir.

22 Sayısı = Dikme, Vezir mezarı, haç işareti.
*Vezir mezarı verir. Bir yörenin en yüksek tepesinde 5-10-15 metre gibi yükseklikte yapılan büyük boyda olan dede veya yatır denilen mezarlardır. Alması çok zor olup, bu güne kadar alan olmamıştır. Heraklis’in, Firavun’un mezarları gibi ulaşılmamış mezarlar örnektir.
*Vezir mezarı yani haç işaretinin sayısal anlamı bazen 22 bazen de 24’tür. Bu farklılık kavimlerin 2 eksik harf veya fazla harf kullanmasından kaynaklanmaktadır.

23 Sayısı = Toplu mal.
*Toplu kişilerin malıdır. Soygun ve savaş zamanlarında insanlar yaşadıkları yerleri terk ederken, bütün mallarını topluca bir yere gömmüşlerdir. Bu malları ifade eder. Mallar genelde oda mezarlarda bulunur.

24 Sayısı = Vezir mezarıdır.(22 de belirtildiği gibi bazı kavimlerde geçerlidir).
Diğer anlamı ise; işaretlerin son noktasını verir. Bu işaretlerin genelde 24 adım güneyinde olur, son noktayı ve sonucu verir.

Sayıların Sembolleri

Sembollere ilk anlamlar yükleyen uygarlıkların taş tabletlerden edindiğimiz bilgiler ışığında bundan yaklaşık 50.000 evvel varlıklarını sürdüren Mu ve devamı niteliğindeki Atlantis uygarlıkları olduğunu görüyoruz. Mu ve Atlantis sembollerinin bazılarını detay incelemeden önce temel bazı sayı ve şekiller hakkında bilgiler vermek istiyorum. Sayılar ve şekiller sembolizmin içinde kullanılır. Hepsinin üzerinde bir bilgi, yani güç yüklüdür. Bu güçleri sembollerin gerçek anlamlarını bilerek ortaya çıkarabilir ve kullanabiliriz. Bu güçler kullanmasını bilenler için o kadar yoğundur ki iyilik veya kötülük için yönlendirilerek etki mekanizmaları oluşturulabilir. Beyaz veya kara büyü ile uğraşanlar bunu son derece iyi bilirler. İşin ilginç yanı benzer sembollerin çok küçük farklılıklar ile kullanılarak iyiye veya kötüye yönlendirilmesi mümkündür. Az önce de bahsettiğim gibi aynı sembollere bile farklı anlamlar yüklemek mümkündür. Bunu birazdan örnekler ile anlatmaya çalışacağım. Fakat emeklemeden koşmak mümkün değil, önce işin alfabesini hatırlamaya çalışalım. Bunlar belki de sıkça duyduğumuz ve kullandığımız sayı ve semboller. Fakat üzerlerine yüklenen gerçek anlamlar sizleri şaşırtabilir.

Sayı : 0
Sembolü : 0

Açıklaması : Sıfır yokluğun, hiçliğin sembolüdür. Ama aynı zamanda potansiyel varoluşun başlangıcıdır. Sıfır yutan sayıdır, etkisiz sayıdır ama aynı zamanda çok büyük bir gücü de kendinde barındırır. Dünya kültürlerinde 9 sayısı ile birlikte gösterim şekli hemen hemen hiç değişmeyen iki rakamdan biridir.
Sayı : 1
Sembolü :

Açıklaması : Monad olarak adlandırılır. Tekliği ifade eder, yani tek olan her şeyi. Bu nedenle tüm varlıkların bünyesinden çıktığı tanrıyı tanımlar. Mu sembollerini incelerken (.) noktanın veya bir daire içindeki noktanın tanrıyı temsil ettiğini göreceğiz. Bunu aynı zamanda doğada gördüğümüz ‘güneş’ ile özdeşleştirmektedirler. Çünkü sistemimizde güneş de tek ve enerji veren, yaşamın devamını sağlayan güçtür. Bir sayısı aynı zamanda tanrının yeryüzündeki yansıması olan insanı da temsil eder. Bu bir bakıma tanrı ile insanın birleşmesini, yani makro ve mikro kozmosun tekliğini ifade eder. Eski Mısır’da bu sembol Osiris ile temsil edilir.

Sayıların Sembolleri

Sembollere ilk anlamlar yükleyen uygarlıkların taş tabletlerden edindiğimiz bilgiler ışığında bundan yaklaşık 50.000 evvel varlıklarını sürdüren Mu ve devamı niteliğindeki Atlantis uygarlıkları olduğunu görüyoruz. Mu ve Atlantis sembollerinin bazılarını detay incelemeden önce temel bazı sayı ve şekiller hakkında bilgiler vermek istiyorum. Sayılar ve şekiller sembolizmin içinde kullanılır. Hepsinin üzerinde bir bilgi, yani güç yüklüdür. Bu güçleri sembollerin gerçek anlamlarını bilerek ortaya çıkarabilir ve kullanabiliriz. Bu güçler kullanmasını bilenler için o kadar yoğundur ki iyilik veya kötülük için yönlendirilerek etki mekanizmaları oluşturulabilir. Beyaz veya kara büyü ile uğraşanlar bunu son derece iyi bilirler. İşin ilginç yanı benzer sembollerin çok küçük farklılıklar ile kullanılarak iyiye veya kötüye yönlendirilmesi mümkündür. Az önce de bahsettiğim gibi aynı sembollere bile farklı anlamlar yüklemek mümkündür. Bunu birazdan örnekler ile anlatmaya çalışacağım. Fakat emeklemeden koşmak mümkün değil, önce işin alfabesini hatırlamaya çalışalım. Bunlar belki de sıkça duyduğumuz ve kullandığımız sayı ve semboller. Fakat üzerlerine yüklenen gerçek anlamlar sizleri şaşırtabilir.


Sayı : 0
Sembolü : 0

Açıklaması : Sıfır yokluğun, hiçliğin sembolüdür. Ama aynı zamanda potansiyel varoluşun başlangıcıdır. Sıfır yutan sayıdır, etkisiz sayıdır ama aynı zamanda çok büyük bir gücü de kendinde barındırır. Dünya kültürlerinde 9 sayısı ile birlikte gösterim şekli hemen hemen hiç değişmeyen iki rakamdan biridir.

Sayı : 1
Sembolü :

Açıklaması : Monad olarak adlandırılır. Tekliği ifade eder, yani tek olan her şeyi. Bu nedenle tüm varlıkların bünyesinden çıktığı tanrıyı tanımlar. Mu sembollerini incelerken (.) noktanın veya bir daire içindeki noktanın tanrıyı temsil ettiğini göreceğiz. Bunu aynı zamanda doğada gördüğümüz ‘güneş’ ile özdeşleştirmektedirler. Çünkü sistemimizde güneş de tek ve enerji veren, yaşamın devamını sağlayan güçtür. Bir sayısı aynı zamanda tanrının yeryüzündeki yansıması olan insanı da temsil eder. Bu bir bakıma tanrı ile insanın birleşmesini, yani makro ve mikro kozmosun tekliğini ifade eder. Eski Mısır’da bu sembol Osiris ile temsil edilir.

Sayı : 2
Sembolü : —

Açıklaması : Diyad olarak adlandırılır. Evrendeki dualiteyi gösterir, yani birbirinin zıttı veya tamamlayan herşeyi. Bunlar erkek ve dişi enerjiyi, aktif ve pasifi, bölünmez öz ile bölünebilir cevheri, iyilik ve kötülüğü, tanrının hem erkek, hen dişil yönünün olduğunu ve insanların bu nedenle iki cins olarak yaratıldığı ifade eder. İki sembolü ile ayrıca güneş ve ay’ı, kükürt ve civayı da anlatır. Kükürt erkektir ve akıldır, civa dişidir ve ruhtur. Eski Mısır’da Osiris ve İsis ile temsil edilir.

Sayı : 3
Sembolü :
Açıklaması : Triad olarak adlandırılır. Monad ile diyad’ın birleşmesinden oluşur. Yani erkek ile dişi enerjinin birleşiminden oluşan eser, çocuğu anlatır. Eski Mısır’da Osiris ve İsis’in çocukları olan Horus ile temsil edilir. Bunu akıldan çıkan, fikirle oluşan eser olarak da görebiliriz. Üç sayısı ve üçgen bu nedenle en çok kullanılan ve çok kutsal sayılan bir sembolizmadır. Yaratılışın temelinde birin üçe, üçün bire yansıması yatmaktadır. Birin sembolü olan nokta(Göz de aynı anlama gelmektedir) ve üçün sembolü olan üçgenin iç içe kullanıldığı birleşik sembolde de bu anlatılmaktadır. Üç sembolü ayrıca insanın oluşumundaki ateş, su ve toprak ile tanrının oluşumundaki ruh, can, bedeni anlatır. Ruh ateşten, can sudan ve beden topraktan üretilmiştir. Üçgen aynı zamanda evreni de temsil eder.

Sayı : 4
Sembolü :
Açıklaması :Tetrad olarak adlandırılır. Kainatı kaostan düzene geçiren dört temel gücün ifadesidir. Bunlar Ateş, Su, Toprak ve Havadır. Bunlara mahşerin dört atlısı da denilir. Mu sembolizması içinde haç sembollerinin bu dört gücü ifade ettiğini göreceğiz. Bu nedenle kare yerine, Hristiyanlar için de kutsal sayılan haç veya + işareti de kullanılır. Dört sayısı genellikle dünya ve fiziksel gerçekle ilgili sayıdır ve düzeni tanımlar. Dünyanın ve fiziksel gerçeğin dört yönü, dört boyutu ve dört mevsimi vardır. Aristo bunu biraz ,daha ileri ***ürerek dört niteliği belirlemiştir. Bunlar kuru, ıslak, sıcak ve soğuktur. Her elementin iki niteliği bulunur. Toprak kuru ve soğuktur. Su ıslak ve soğuktur. Hava ıslak ve sıcaktır. Ateş sıcak ve kurudur. Bundan da görülebileceği gibi her element bir diğeriyle bir niteliğini paylaşmaktadır. Bu durumda bir elementin bir niteliğini değiştirerek diğerine dönüşmesi olasıdır.

Sayı : 5
Sembolü :
Açıklaması : Pentad olarak adlandırılır. İnsanın ve üzerinde yaşadığı dünyanın sembolüdür. Diyad ile triad’ın toplamı olan pentad dünyasal sevginin ve evliliğin sembolüdür. Ateş, su, toprak ve havanın toplamından oluşan dünyayı temsil eder. Yine bu dört elementin birleşiminden oluşan insanı da temsil eder (5. Element)

Sayı : 6
Sembolü :
Açıklaması : İç içe geçmiş ve iki farklı yöne bakan üçgenler de yine çok eski bir semboldür. Bu yıldıza adalet yıldızı denilir. İsrail devletinin bayrağında da yer alan bu yıldız, kralları David’den çok daha önce bulunmuş bir semboldür.
Yıldız evrenin altı yönünü gösterir; kuzey, güney, doğu, batı, aşağı ve yukarı. Yukarı bakan üçgen tanrıya ulaşmayı, aşağı bakan üçgen ise yeniden doğuş yasası gereği geriye dönüşü anlatır. Bu uçlardan herbiri bir fazileti temsil eder.

Sayı : 7
Sembolü :
Açıklaması : Kutsal üçlü triad ile düzeni oluşturan tetrad’ın birleşmesinden oluşmuştur. Tekamül yasasının sembolüdür. Evrende pekçok şey yedi üzerine kurulmuştur. Sesin yedi ana notası, ışığın yedi ana rengi, insandaki yedi ana çakra gibi. Bu sembol Mu sembollerini incelerken kraliyet
armasında da karşımıza çıkacaktır.


Sayı : 8
Sembolü :
Açıklaması : Oktad olarak adlandırılır. İç içe geçmiş iki kareden oluşan, sekiz kenarlı bir yıldızdır. Özellikle Türk işleme sanatlarında çok karşılaştığımız bu sembol adaleti temsil eder. Bu sayı dördün iki katı veya üstün halidir. Fiziksel dünyanın dengelenmesini temsil eder.

Sayı : 9
Sembolü : 9
Açıklaması : Dokuz tamamlama ve hikmeti temsil eder. Dokuz üçün karesidir ve son tam sayı olarak bir devrenin tamamlandığını haber verir. Dünya kültürlerinde 9 sayısı hemen hemen hep aynı şekilde gösterilmiştir. Bazen bunu spiral bir girdaba benzer şekilde de ifade edildiğini görüyoruz.
Yani bir akış ve bitişin simgesi adeta.

Sayı : 10
Sembolü :
Açıklaması : Tetraktis olarak adlandırılır. Dört bölümlü üçgenden oluşmuştur. İlk dört sayının toplamı olan on sayısı mükemmelliğin sembolüdür. Aynı zamanda ***** insanı, yani insanla Allah ile bir olmasının sembolüdür. Sıfır ile bir sayısının yan yana gelmesiyle oluşan on sayısı hiçlikle, tekliğin ahengini ifade eder. Bu nedenle makro kozmosun da kutsal sayısıdır.
 

Ekli dosyalar

  • 47425988.gif
    47425988.gif
    239 bayt · Görüntüleme: 5
  • 69512815.gif
    69512815.gif
    247 bayt · Görüntüleme: 2
  • 57961066.gif
    57961066.gif
    166 bayt · Görüntüleme: 2
  • 94740238.gif
    94740238.gif
    174 bayt · Görüntüleme: 3
  • 14849334.gif
    14849334.gif
    155 bayt · Görüntüleme: 3
  • 87736951.gif
    87736951.gif
    125 bayt · Görüntüleme: 2
  • 76367418.gif
    76367418.gif
    186 bayt · Görüntüleme: 3

nik

USTA
Admin
Katılım
16 Şubat 2016
Mesajlar
1,132
Beğeni
3,797
Puanları
113
Yaş
50
Sayıların Gizemi

BİR SAYISI

İslâm düşüncesinde vurgu genellikle tek sayılara yapılmıştır. Tek sayılar eril, çift sayılar dişil kabul edilmiştir. “Allah tektir, teki sever” ifâdesi yaygın kullanımdır. Bu nedenle pek çok davranış üç ya da yedi gibi tek sayılarla ifâde edilir. Peygamberimiz’in (sav) orucunu tek rakamlı günlerde açması bunun örneğidir. Tasavvuf düşüncesinde Allâh’ın birliğini telaffuz etmek bile konuşan bir öznenin varlığını peşinen kabul etmeyi gerektirdiği için, yalnızca Allah kendi birliğine şehadet edebilir. Ebû Saîd el-Harraz’ın (ö.277/890) ifâde ettiği gibi, yalnızca O, “Ben” deme hakkına sahiptir (s. 113).

İKİ SAYISI


Yaratan ve yaratılan ikiliğini gösterir. Mekân ve zaman ancak yaratma eylemiyle varlık alanına gelir. Allah da kendini, gece ve gündüzün değişmelerinde, nefes alıp vermelerde, kalp atışlarında, elektrik akımını meydana getiren pozitif ve negatif kutuplarda celal ve cemal sıfatlarının ardından gösterebilir. Kur’ân besmele ile başlar. “B” harfinin sayısal değeri ikidir. Bu da yaratılmış her şeydeki içkin ikiliği temsil eder. Alfabenin ilk harfi olan “Elif”in sayısal değeri ise 1’dir. Bir’in ve tek olan Allâh’ın şifresidir. (s. 113)

ÜÇ SAYISI


Tasavvuf geleneğinde üç boyutlu bir dünyâda yaşamadığımız ifâde edilmiştir. Bu çerçevede kapıyı çalarken veya belli soruları veya nezaket sözlerini tekrarlarken olduğu gibi üç kez yinelenmesi gereken pek çok âdet ve gelenek vardır.

Peygamber (sav) de sözlerini üç kez tekrarlardı. Bir hadise göre dindar insanın hayatı üç aşamaya bölünmüştür. Zahirî, şer’î ve amelî İslâm.

Kur’ân, Müslümana nefsin üç aşamasında söz eder: Nefs-i emare, nefs-i levvame ve nefs-i mutmaine.

Maneviyat yolu üç aşamalıdır. Şeriat-Tarikat-Hakîkat.

Yoldaki her aşama üç dereceye bölünür: Avam, havas ve havassu’l-havasın uyacağı kurallar.

Geometrik bir şekil, yani bir üçgen oluşturabilecek ilk sayı olan üç, kuşatıcı ilke olduğu için çelişkiler ve gerilimler üçüncü bir öğenin devreye girmesiyle çözülür. Seven (Âşık) ve sevilen (maşûk) sevgide (Âşk) birleşmişlerdir. Zikr’in son aşamasında zakir, zikirde zikredilen şeyle (mezkûr) birleşir. (s. 113-114)

DÖRT SAYISI


Dört, karenin ve düzenli evrenin sayısıdır. Dört yön, dört öğe, dört sayısının bu düzen koyucu gücüyle ilgili bilinen en iyi örneklerdir.

Mânevî anlamda dört baş melek bulunması gibi, veliler hiyerarşisinde de dört evtad “sütun” bulunmaktadır.

Dört kitap; Tevrat, Zebur, İncil ve Kur’ân-ı Kerîm vardır.

Cenaze törenlerinde en az dört tekbir alınır.

Hulefa-i raşidin dörttür.

Erken dönemlerden itibâren çok sayıda okulun billurlaşmış hali, dört fıkıh okuludur.

Erkeklerin en fazla dört eşle nikâhlanması beyân edilmiştir.

Zinâ’ suçunun saptanması için dört şahit şart koşulmuştur.

Şehir ve binaların kare biçimindeki inşası kozmolojik modele göre inşasına rastlanılmaktadır.

Dört sayısının düzenleyici gücü, Hz.Ali’ye atfedilen Nehcü’l-Belâgâ’daki bir takım ifâdelerden açıkça anlaşılmaktadır:

“Îmân, dört temel üzerinde durur: Sabır, yakîn, adalet, gayret; sabrın dört temel direği vardır: şevk, şefkat, zühd ve uyanıklık… vs.”

Aynı yapı, küfrü tasvir ederken veya şu gibi ifâdelerde de tekrarlanmıştır:

“Akıldan başka zenginlik yoktur; cehaletten başka fakirlik yoktur; iyi davranıştan başka miras yoktur; iyi nasihatten başka yardımcı yoktur.” (s. 114-115)

BEŞ SAYISI

Beş rakamı, beş duyuyla ilintilendirilmiştir.

Allah sözcüğünün beşinci ve temel harfi olan “h”’nin sayısal değeri beştir.

Günde beş vakit namaz vardır.

İslâm’ın beş temel şartı vardır.

Fütüvvet teşkilatındaki şedd kuşanma töreninde talibe, beş şartı hatırlatmak için şedd beş kat sarılır.

Beş rakamı, Ehl-i Abâ’yı sembolize eder. Genellikle Penç-ten diye bilinen ve Muhammed’in (sav) abâsı altındaki beş aile bireyidir, yani Muhammed, Fatma, Ali, Hasan, Hüseyin.

Ulu’l-azm peygamberin sembolüdür. Nuh, İbrahim, Musa, İsa ve Muhammed (sav).

İbnü’l-Arabi’nin teozofisinde İlâhi huzur, hazret de beş tasnifle beyân edilmiştir.

Bir Haksârî[1] dervişi sülukunda, beş guslü yerine getirmek zorundadır.

Tarikata yeni katılan salik beş hediye getirmek zorundadır ve kendisine beş aşamalı görevi hatırlatılır (s. 115-1169).

ALTI SAYISI

Allah âlemi altı günde yaratmıştır.[2]

Bu dünyâ mecazî dilde genellikle bir küp olarak tasvir edilir. Bu küpün altı yüzünün merkezinde zayıf insan, dört öğe ve beş duyuyla prangaya vurulmuştur.

Kur’ân’daki “Allah balarılarına vahyetmiştir.”[3] şeklindeki ifâde, belki de yaratılmış dünyânın uygun bir simgesi olan arı kovanının altıgen yapısına işaret ediyor olabilir.

“Altıgen”, makrokozmik ve mikrokozmik üçgeni birleştiren altı köşeli yıldız kabul edilir (s. 116).

YEDİ SAYISI


Tavaf, Kâbe’nin etrafında yedi kez şavttan ibârettir.

Mina’da şeytan taşlaması yedi taş kullanılarak yapılır (üç kez tekrarlanır).

Sufilikte yedi makam ve aşılması gereken yedi vadi vardır.

Kur’ân’ın yedi katmanlı anlamı vardır ve yedi kırata göre okunur.

Namazın her rekâtı yedi bölümden oluşmaktadır.

İslâm’ın Bâtıni yorumlarında, İlâhi isimlerin taayyünlerinin sûretleri olarak açıklanan, aşkla kendilerinden geçmiş yedi melek ve ayrıca yedi büyük peygamber vardır.

Saliki nihai amacına ulaştırmak için yedi aşama vardır (s. 118).

Cehennemin yedi kapısı bulunur.[4]

SEKİZ SAYISI


Dinler tarihinde ebedi mutluluğun, kemal ve sonsuzluğun sayısıdır.

Allâh’ın Arş’ı sekiz melek tarafından kaldırılmaktadır: “Melek(ler) onun kenarlarındadır. O gün Rabbinin arşını, bunların üstünde sekiz (melek) taşır.”[5]

Camilerin avlusundaki sekizgen çeşmeler, Semavî Arş’ın hatırlatıcısıdır.

Cennetin, Cehennemden bir tane fazla olmak üzere sekiz kapısının olması, Allâh’ın merhametinin azabından fazla olmasıdır.

Cüneyd-i Bağdâdî (ö.297/909)’in tasavvuf yolunda sekiz tavsiye bulunmaktadır.

Nakşi sufilerin sekiz kuralı vardır.

Haksârî dervişlerinin sülukta öğrendikleri sekiz söz bulunur.

Nizamî’nin Heft Peyker (Yedi Güzel) isimli eserine öykünen Emir Hüsrev Farsça Heşt Bihişt (Yedi Cennet) isimli destanını yazmıştır.

Özellikle bir türbenin etrafındaki bahçeler, Cenneti hatırlatması için sekizgen biçimde düzenlenir. Bununla birlikte, Gülistan (Gül Bahçesi) veya Baharistan (Bahar Bahçesi) adlı kitapların her birisi ideal bahçe biçimini hatırlatan sekizer bölümden oluşur (s. 117).

DOKUZ SAYISI

Büyütülmüş kutsal üç diye tanımlanan dokuz sayısı, Türkler ve etkileri altındaki halklar arasında yaygındır.

İslâm astronomisinde dokuz felek kavramı görülmektedir. Fars Edebiyatındaki Nüh Sipihr (Dokuz Felek) adlı eserlerin kaynağı budur.

Dokuz, Türk hanedanlarında görgü kuralları ve resmi hayatta önem taşımıştır.

Moğol Hindistan’ında yüksek mevki sahibi bir insana dokuzun katları sayısınca hediye getirme âdeti tokuz, “dokuz” sözcüğünü “hediye, ikram” terimine dönüştürmüştür (s. 117).

ON SAYISI

Pisagorcuların zamanından beri mükemmellik ve tamlığın sayısı olagelmiştir.

Araplar ve Müslümanlar onlu sistemi kullanmışlardır.

Mükemmelliğe aşere-i mübeşşere, Peygamberin Cennet müjdelenen on sahabesiyle ulaşılmıştır.

Menkabelerin belirttiğine göre ünlü mürşidlerin etrafında on gözde mürit bulunurdu.

Osmanlıların onuncu padişahı olan Kanuni Sultan Süleyman’ın, hicri onuncu yüzyılın başında doğması ve on oğlunun bulunması, Türk tarihçilerin ona çeşitli onlu olaylar atfetmelerine neden olmuştur. Buna örnek olarak on ülke fethetmiş olması verilebilir.

Askeri birlikler (Eski Roma’da olduğu gibi) on ve katlarına göre düzenlenmiştir.

On sayısı, Şia’ya, özellikle Hz. Hüseyin’in şehit edildiği Muharrem’in 10. gününü hatırlatır. Muharrem ayının ilk on günü boyunca okunmak üzere Dehnâme’ler (On Kitap) yazılmıştır (s. 117-118).

ON İKİ SAYISI


Burçların sayısının on iki oluşu, en çok kendileriyle on iki burç arasında gizemli bağlantıların kurulduğu Şia’nın on iki imamından kaynaklanmaktadır.

İbnü’l-Arabi de Kur’ân’da bahsedilen on iki melek kategorisinden söz eder (s. 118).

ON SEKİZ SAYISI

Mevlânâ’nın Mesnevî’sinin giriş bölümündeki beyitlerin on sekiz tane olmasından dolayı Mevleviler tarafından on sekiz sayısı sevilmektedir.

On sekiz bin âlem, hayli erken dönemlerden beri bilinen bir kavramdır (s. 118).

ON DOKUZ SAYISI

On dokuz, vahid (bir) sözcüğünün sayısal değeridir.

Bahailerin kutsal sayısıdır.

Cehennemin on dokuz sadık bekçisi bulunur.

Besmelede on dokuz harf yer almaktadır.

Yedi peygambere ve On iki İmama karşılık gelen yedi gezegen ve on iki burcun toplamı olması nedeniyle on dokuz sayısı, Şii düşüncesinde önemli bir yer tutar.

Reşat Halife’nin Kur’ân’ın bütün yapısının on dokuza dayandığını iddia etmesinden dolayı, kitabı kuşkuyla ve nefretle karşılanmıştır (s. 119).

KIRK SAYISI


M harfinin sayısal değeri kırktır. Bu harf özellikle Muhammed (sav) ismiyle, daha dar anlamda ise onun “semavi ismi” Ahmed’le bağlantılıdır: Ahmed ismi Ahad’dan, “Bir”den yalnızca m harfiyle ayrıldığına göre insanoğlu kırk makam aracılığı ile Allah’a ulaşmak zorundadır.

Kırk sayısının yaygın anlamı, hazırlanma ve arınmadır. Yani süluk için sıkıntılı bir hazırlıktır.

İsrailoğullarının çölde dolanıp durdukları kırk yıl, insanoğlunun çekmek zorunda olduğu başka bir takım çileleri simgelemektedir.

Musa (as)’ın kırk günlük orucu[6], sufinin kâmil maneviyatı elde edebilmek için yerine getirmek zorunda olduğu kırk günlük inzivanın (erbain, çile) örneğini oluşturur.

Günlük hayatta doğum yaptıktan veya ölümden sonra arınma için, kırk gün geçmesi gerekir. Çünkü bu durumlara ilgili tabulardan ancak bu süre içinde kurtulmak mümkündür.

Tufan kırk gün sürmüştür.

İdris, Hûd, Sâlih ve Muhammed (s.)’e kırk yaşında peygamberlik verilmiştir. Çünkü kırk tam olgunluk yaşıdır.

Müslümanların inanışına göre Ahir Zamanda kırk halifenin hükümranlığının ardından Mehdi zuhur edecek ve kırk yıl hüküm sürecektir.

Türk-İslâm kültüründeki Kırklar gibi kırk veli, tasavvuf hiyerarşisinde önemli bir gruptur.

Ehl-i suffe kırk kişiden oluşmaktadır. Onların anısına Hâksârî dervişlerin külahlarının etrafındaki bağ, birlikte bükülmüş kırk iplikten oluşur.

Ali Baba kırk haremi ile uğraşmak zorunda kalmıştır.

Sivrisinek Nemrut’un beynine girip kırk günde ölümüne yol açmıştır.

Peri masalları kırklarla doludur, bir batında kırk kız doğuran vardır, düğünler daima kırk gün kırk gece sürer, kahraman kırk savaşta muzaffer olur.

Biriyle bir fincan kahve içmek, Türk folklorunda kırk yıl sürecek bir dostluk başlatır.

Gazali, İhyâu Ulumiddin isimli eserini dört bölüm ve kırk kısma ayırmıştır. Böylece kitap, okuyucuyu aşama aşama Allâh’ın rızâsına uygun bir yaşam için gerekli olan basit öğretilerden, aşk, şevk ve tevekkül gibi hayatın derin tasavvufî yönlerine taşır. Eserin ana bölümü Muhammed (s.)’e ayrılmıştır. Son bölüm ise ruhun Allah’la karşılaşacağı ölüme ayrılmıştır. İşte bu, insan ömrü boyunca süren kırk aşamalı yolun nihayetidir.

Attar’ın Musîbetnâme isimli eseri, sonunda nefsin ruh deryasında fani olduğu çilenin kırk gününü şiirsel olarak tasvir etmektedir (s. 119-120)

[2] Furkan, 25/59.

[3] Nahl, 16/68.

[4] Hicr, 15/44.

[5] Hâkka, 69/17.

[6] A’râf, 7/142.
 
Üst Alt