Kur'an-ı Kerim Nurdur | Define işaretleri ve anlamları

Kur'an-ı Kerim Nurdur

MAVRAN

Super Moderatör
Katılım
31 Aralık 2014
Mesajlar
3,121
Beğeni
8,762
Puanları
113
Yaş
56
Konum
Trabzon_Kocaeli
....….....…….....…......…..Kur'an-ı Kerim Nurdur........…...........

"Kur'an-ı Kerim apaçık bir nurdur, hikmet dolu bir öğüttür, en doğru yoldur."

Kur'an-ı Kerim, mucize kelamdır. O, manen öyle açık ve parlak bir nurdur ki bütün dünyayı aydïnlatmaya yeterlidir. Şöyle ki:
1 #### Kur'an-ı Mübin'e sarılanlar, kendilerini zulmetlerden kurtararak parlak bir şekilde hidayete kavuşurlar.
Kur'an, muhkem ayetleri içine alan, batıl akidelere engel olan ve binlerce hakikatı ihtiva eden öyle bir kitaptır ki, onu okuyanlar nice hikmetlere ve hakikatlere ulaşırlar. Ruhları ve kalpleri devamlı nurlanır. Kur'an-ı Kerim muhteşem bir saadet yoludur. Bu yolu takip edenler her türlü tehlikeden emin olarak selamet ve hidayete kavuşurlar. İşte Kur'an böyle mukaddes bir kitaptır. Onun en kısa süresini bile hakkını vererek tercüme etmek mümkün değildir. Onun ayetlerini okumak her mümin için manevi gıdadır. Ebedi saadete vesiledir.
2######Kur'an-ı Kerim, asırlardan beri milyonlarca müslümanın ortak olduğu muazzam bir ilahi kitaptır. Bütün müslümanlar Kur'an-ı candan severler ve mübarek ayetlerini namazlarïnda okuyarak yüce Rab'lerine kulluklarını arzederler. İslam birliğini ve yardımlaşmasını canlandïrma ve hayata geçirmek için bundan daha ulvi bir vesile olabilir mi? Yeter ki bizler bunu isteyelim. Kur'an'ın tercümeleri ise birer mealden ibarettir. Hiçbir tercüme, ne kadar mükemmel olursa olsun bir kelam mucizesi olan Kur'an'ın belagatını, ulviyetini, kutsiyetini ve yüksek manalarını içeremez. Hiçbirine Kur'an denilemez. Halbuki Allah Teala bizlere namazlarda Kur'an ayetlerini okumamızı emretmiştir.

3###### Kur'an öyle mübarek bir kitap ki, yedi-sekiz yaşındaki çocuklarımız bile birkaç ay içinde onu tamamen ezberleyebiliyorlar. Bütün cümlelerini ve kelimelerini, tecvid kaidelerine uygun olarak güzel ve doğru bir şekilde okuyabiliyorlar. Artık bir müslüman, namazda okumak üzere beş-on kısa süre olsun, öğrenip ezberleyemez mi? On dört asırdan beri bu görev, -Allah'a hamdolsun- bütün İslam aleminde yapılagelmektedir. Şimdi biz bunu hangi selahiyetle bozmaya cüret edebiliriz.?

Namaz, bir ibadet görevidir. Cenab-ı Hakk'a bir kulluk vesilesidir. Bir öğüt yeri, öğretme ve öğrenme sahası değildir. Buna göre bizler namazlarda okunacak ayetlerin manalarını, hükümlerini anlayıp bunlarïnamaz içinde düşünmekle mükellef değiliz. Aslında kulluk lisanımızı süsleyerek Cenab-ı Hakk'a hürmet ve tazim göstermekle mükellefiz. Her gün milyonlarca müslüman, bu hürmet ve tazim görevini aynı şekilde yapmaya devam etmektedir. Bu durum elbette İslami birliği tecelli ettirmeye ve ilahi mağfiretin ortaya çıkma şerefine daha fazla vesile olacaktır. Bu birlikten herhangi bir İslam topluluğunu mahrum bırakmak nasıl caiz olabilir.
Devamı var.
 

BAYBURTLU

Kullanıcı
Katılım
26 Aralık 2014
Mesajlar
325
Beğeni
1,017
Puanları
93
Yaş
39
abim bu güzel konuyu açtığın için teşekkür ederim eline emeğine sağlık kuran-ı kerimi arapça okuyarak güzel ahlak sahibi olabiliriz birde kitabımızın ne anlatmak istediğini türkçe meali ile okursak ozaman tadına doyumu olmaz ALLAH razı olsun abim
 

MAVRAN

Super Moderatör
Katılım
31 Aralık 2014
Mesajlar
3,121
Beğeni
8,762
Puanları
113
Yaş
56
Konum
Trabzon_Kocaeli
5### Kur,an-ı Kerim' belirli lafızlar ve onların yüksek manallarından ibarettir. Bu sebeple tercümeler Kur`an mahiyetinde değildirler.

Tercümelere Kur'an denilecek olsa bu ancak bir mecaz olur. Müslümanlar ise anlattığımız üzere Kur'an-ı Kerim'i tilavetle, okumakla mükelleftir. Bu sebepledir ki bütün müctehid imamlarımız, namazlarda Kur'an-ı Kerim ayetlerinin okunmasının farz olduğunu söylemişlerdir. Yalnız Hanefi imamlardan Ebu yusuf ve Muhammet, Kur'an lafızlarını okuyamayan bir müminin -bu aczini bir an önce gidermek üzere - belirli bir zaman için tercümeler ile namazları kalabileceğini söylemiştir.

Mesela Arap ırkından olmayın İslam'la yeni tanışmış bir kimse, namazını Fatiha-i şerif ile bazı sürelerin, kendi lisanına yapılmış olan tercümeleriyle kılabilir. Ancak bu aczini en kısa zamanda gidermelidir. Biraz gayret edilse Kur'an' ı lafsiyla okumak mümkün olur. İmam-i Azam'ın son içtihadı da bu sebeplerdir.bu konu müteper fıkıh kitaplarında anlatılmıştır.

6###### Kur'an-ı güzel okuyamayanın müslüman cemaate imamlık yapması caiz olmaz. İmamlık yapacak kimse, cemaatin içinde başka mezheplere mensup kimseler olabileceğini düşünmelidir. Bunların mezheplerine de mümkün mertebe riayet etmesi bir imam için vazifedir. Bir imamın herhangi bir tercüme ile namaz kıldırması caiz olabilir mi? Müslümanların arasındaki ilmi kanaat birliğini, umumi bir ibadet ve kulluk sahasında muhafaza ya itina göstermek en uygun davranış olmaz mı?
7###### Kur'an-ı Kerim yalnız okumakla kalmayıp onun yüksek manalarını da bilip aydınlanmaya çalışmalıdır. Bunu arzulamak da iyi ve güzel niyetin bir mahsülüdür. Fakat bu arzunun gerçekleşmesi için Kur' an tercümelerini mutlaka namazda okuma zorunluluğu yoktur. Anlattığımız üzere namazın özel bir konumu vardır. Şunu hatırlatmakta fayda var. Kur'an-ı Kerim'i tamamıyla anlamak, ondan hükümler çıkarmak her fert için bir vazife değildir. Çünkü herkes bunu başaramaz. Nitekim herhangi bir ilme, mesela tıbba, matematiğe, felsefeye ait meseleleri anlayıp bilmek için bir tahsil gerekir. Bu meseleler, mesela sırf Türkçe yazıldı diye her Türk bunları anlayarak uygulanamaz. Bir Arap'ın dahi bu meseleleri Arapça yazılmış olduğu halde anlatabilmesi mümkün değildir. Bunlara dair ayrıca bir bilgi edinmek gerekir.

İşte Kur'an hakkında bu lüzum vardır. Bununla ilgili ilimleri önceden tahsil etmiş olmak gerekir. Buna göre Kur'an-ı Kerim'in yüksek manasını izah etmek, ihtiva ettiği hükümleri tesbit ve açıklama vazifesini İslam alimleri öteden beri üzerlerine almışlar, bunlara bağlı bilgileri din kardeşlerine zaman zaman aktarmışlardır.

8####### Bilindiği üzere Allah Teala, Kur'an-ı Kerim'i Arapça olarak indirmiştir. Çünkü her semavi kitap,hangi peygambere ait ise onun mensup olduğu kavmin lisanı üzere inmiştir.
İşte Peygamber Efendimiz de Arap kavmine mensup olduğundan Kur'an-ı Hakim Arapça olarak indirilmiştir.
"Biz onu, akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an olarak indirdik" ( Yusuf12/2) ayet-i kerimesi de bunu anlatmaktadır.
Peygamber Efendimizin ümmeti ise çok sayıda kavimlere mensuptur. Eğer Kur'an-ı Kerim, Resul-i Ekrem'in ümmeti olan kavimlerin lisanları üzere indirilmiş olsaydı, çok sayıda Kur'an ortaya çıkar, birçok ihtilafa sebebiyet verilmiş olurdu. Böyle bir hal ise mübarek ümmet arasındaki birlik ve dayanışmaya terstir.

9###### Bilindiği üzere Resul-i Ekrem (s.a.v), önce kendi kavmini İslam dinine davet etmiş, onlara Kur'an'ın ayetlerini okumuş ve vazifelerini bildirmiştir. Kendisiyle peygamberlik halkası son bulmuştur. O, bütün insanlığa peygamber olarak gönderildiği için Kur'an'ı diğer toplumlara da tebliğ etmiştir. Kur'an'ın yüksek manası, hükümleri Arapça'ya vakıf kimseler tarafından bütün müslüman fertlere öğretilmiş ve hatırlatılmıştır. DEVAMI VAR....
 
Üst