Lahitlerin ilk kullanımları Mezopotamya ve Mısırda (III. Sülale Dönemi: I.Ö. 26862613) ortaya çıkar. Bu dönemde sandukalara pencereler, kapılar konması yeniden dirilişe inanışın bu dönemde de var olduğunu gösterir. Daha sonra ise Mısırda gümüş ve altından insan şeklinde sandukalar bulunur.
Bronz Çağı Ege dünyasında en erken lahit kullanımı Giritdeki Minos kültüründe görülür ve bunlar pişmiş topraktan yapılır. İÖ 2200den itibaren yapılmışlarsa da yayılmaları ve yaygın kullanımları İÖ 15.14. yüzyıllardır.
Anadolunun en eski lahitleri yine pişmiş topraktan yapılmış İÖ 7. yüzyıl sonu 6. yüzyıl başlarına tarihlenen Klozomenai lahitleridir. Eski Yunancada lahit karşılığı sözcük olan Σαρκόφαγος et yiyici anlamına gelir (Gr. σαρξ: et φαγειν: yemek).
Roma dünyasında temel mezar tiplerinden biri lahitlerdir. Başlangıçta lahit kullanımı az olmasına rağmen İmparatorluk döneminde lahit kullanımında yoğunluk fazlalaşır. İS 2. yüzyılın başından itibaren tam olarak nedeni bilinmese de Roma imparatorluğunun gömü geleneği değişir. Kremasyondan inhumasyona geçişle birlikte, lahit kullanımı artmaya başlar. En uç eyaletlere bile yayılan lahit geleneği Roma imparatorluğunda bir moda haline gelir. İS 4. yüzyılın başında imparatorluğun Hıristiyanlığı tanıması sonucunda pagan inançlarına sahip kimselere ait lahitler azalmaya başlar. Hıristiyanlık inancını yansıtan ve daha önce az da olsa İS 3. yüzyılda görülmeye başlayan lahitler çoğalmaya başlar ve bu yoğun üretim İS 5. yüzyılın başlarına kadar devam eder. Hıristiyan lahitlerinde üzerinde dini sembol olmayan çok az örnek bulunmaktadır. Pagan lahitleri ile Hıristiyan lahitleri arasında semboller dışında kabartmaların yapılma tekniklerinde de farklılıklar bulunmaktadır. Özellikle düz bir yüzey izlenimi veren kabartmadan derine inen çukur kabartmaya geçilmesi İS 4. yüzyılda gerçekleşir. Hıristiyan lahitlerinde bu yöntemle kabartmalar yapılırken, figürlerin çevre çizgilerine birbirine çok yakın delikler çekilmekte, bununla da arka planın daha kolay ve hızlı çıkarılması sağlanmaktadır.
G. Koch tarafından Roma lahitleri formları ve dekorasyonları bakımından çeşitli gruplara ayrılır. Ayrıca Koch, tarihlendirmede dayanak olabilecek on farklı evreler tespit eder. Bunlar;
Traianus Erken Hadrianus Dönemi (İS 110 130 civarı): Ana üretim başlar, üslûpbilim açısından çok farklı olan portreler sıklıkla kullanılır ve girlandlı lahitler de grup oluşturacak kadar görülmektedir.
Geç Hadrianus Erken Antoninus Evresi (İS 130 150 civarı): Örneklerin sayısı artar, birbirleriyle bağlantılı olan insan tasvirlerinde birlik kendini gösterir.
Orta Antoninuslar evresi (İS 150 170/180 civarı): Lahitler diğer mezarlara göre daha sık kullanılır. Kabartmalarda konu seçimi artar. Frizli lahitler en fazla kullanılan gruptur. Yivliler, sütunlular, uçan yada ayakta duran Eroslar ve Nikeler ilk defa ortaya çıkar. Ayrıca meydan savaşları, mevsimleri, düğünleri, komutanları konu alan kabartmalar da lahit sanatında yerlerini alırlar.
Geç Antoninuslar evresi (İS 170/180 200 civarı): Lahit üretimin doruk noktasına ulaştığı dönemdir. Taş ustaları sıklıkla matkabı kullanırlar. Sandukaların yüksekliği artar. İşlenen konuların çeşitliliği azalır özellikle girandlı lahitler önemini kaybeder.
Orta Severus evresi (İS 200 220/230): Lahit üretiminde bir yavaşlama olur. Sandukalardaki keskinlikler azalır. Matkap artık saçlarda, çehrede, giyside kendini çok belli etmemekle birlikte detaylar çok iyi seçilemez.
Geç Severus evresi (İS 220/230 250 civarı): Tekrardan detaya yönelim ortaya çıkar. Aleve benzeyen saçlar, giysiler, çehreler eski katılıklardan kurtulur. Aslan avına konu alan lahitlerin üretimine geçilir.
Gallienus evresi (İS 250 270 civarı): Toplam üretimin en fazla olduğu dönemdir. Çehreler parlar, matkap kullanımı artar, betim sanatındaki konular genişler.
Gallienus sonrası evre (İS 270280 civarı): Bir önceki dönemin özellikleri devam etse de kıvrımlar ve saçlar donuklaşır, tasvir edilen konu çeşidi azalır, çok sayıda matkap deliğiyle yapılmış yassı şekilde kabartmalar ortaya çıkar.
Dörtlü Yönetim evresi (İS 280 311/313 civarı): Özellikle matkap deliklerinin çok sayıda olduğu, boyutları ufak yassı biçiminde olan kabartmalar sıklıkla kullanılır. Bükolik betimlemeler yapılır. Bu dönemden sonra Hıristiyanlık konulu lahitler ortaya çıkar.
Pagan lahitlerinin sona ermesi (İS 311/313 4. yüzyıl civarı): Bu dönemde Hıristiyan betimli olmayan çok az lahit bulunur. Pagan konulu lahitler artık kullanılmamaya başlar.
1. 1. Lahit Yapımında Kullanılan Malzemeler
Yapımına karar verilmeden önce maliyeti doğrudan etkileyen konu, lahdin hangi malzemeden yapılacağıdır. Bu malzemenin kullanımı mezar sahibinin varlığı ile ilgilidir.
Lahit çeşitli türden malzemeden yapılır. Bunlar; taş, pişmiş toprak, kurşun, bronz ile veya alçıyla sıvanmış tahta, mermerdir. Ancak bunlar arasında, lahit maliyeti en yüksek ve en değerli malzeme mermerdir.
Roma imparatorluk lahitleri incelendiğinde, Romada mermer ocağı bulunmadığı, kentte lahit yapımında Romada Marmor Lunense denilen ince kristalli, tonları açık gümüşten koyu gümüşe kadar giden, geniş ve düzensiz çizgileri olan bir mermer tipinin kullanıldığı görülür. Roma, lahit yapımında sadece bu taş ocağını kullanmaz. Anadoluda ve diğer eyaletlerde bulunan mermer ocaklarından, imparatorluğun farklı dönemlerinde Romaya mermer getirilmektedir. Örneğin Augustus döneminde Simmithus (Tunus), Phrygia, Dokimeion, Mısırdaki Augusteum,dan Claudius dönemindeyse Wadi Barud ve Mons Claudianus ocaklarından mermer ihraç edilmektedir. Ocakların yönetiminin Roma imparatorluğunun eline geçtiği dönem itibariyle, orijinal adı tam olarak bilinmeyen Mermer Büroları imparatorlukla işbirliği yaparak organizasyonu sağlarlar .
Yukarıda belirtildiği gibi Dokimeionda mermer ocağı bulunmaktadır. Buradaki mermer ocaklarının yeri merkezden 40 km. uzaklıkta Synnadadır. Ocakların İÖ V. yüzyıldan başlayarak işletildiği düşünülüyorsa da diğer ocaklardaki gibi devamlı işletme faaliyetinin olduğunu söylemek mümkün değildir. Ancak devlet kontrolü altında Roma imparatorluk döneminde üretim devamlılığa kavuşur. Bu merkezin mermeri, gümüş rengine çalan ince kristalli bir yapıdadır. Ayrıca belirli lahit tiplerinde kullanılan (Sütunlu lahit) açık renkli, kırmızı ince damarlı mermer türüne de rastlanır.
Anadoluda Bithynia, Isauria, ve Kappadokiada mermer bulunmaktadır. Ancak bu bölgelerdeki mermerler kalitesizliği ve coğrafi koşulları nedeniyle ulaşımın zor olmasından dolayı sadece yerel üretim olarak kullanılır. Bu merkezler dışında Anadoluda dış satımı olan merkezler de vardır. Bu mermer ocakları hem yerel üretim hem de Anadolunun çeşitli yerlerine yaptıkları ihracatla dikkat çeker. Bu merkezler; Ephesos, Karia, Aphrodisias, Prokonnesosdur.
1. 2. Lahit Yapım Teknikleri
Bir lahdin yapılması çok fazla emek harcanan bir iştir. Gerek taşıması gerek yapım tekniği ile zahmetlidir. O yüzden bu zahmeti, zorluğu kolaylaştırmak için Roma imparatorluk döneminde bir sektör oluşturulur. Getirilişinden mezar yerine koyuluşuna kadar birçok aşama vardır. Bu aşamada farklı aşamaların elemanı olan kişiler çalışmaktadır. Bu görevlerden biri lahdi yapanlardır. Bu konuya açıklık getirebilecek antik kaynak bulunmamaktadır. Ancak yarım kalmış olan lahitlerin bulunması, üretimin ne gibi aşamalardan geçtiğinin kanıtıdır. Böylelikle aşamalar takip edilerek, ustaların kullandığı aletler de belirlenmektedir. Elde edilen verilere göre aşağıdaki üretim evreleri söz konusudur.
İşlenmemiş malzemenin ve üst ve alt kenarlarının tespiti: Ocaklardan işlenmemiş olarak teslim edilen bloklar, sanduka şeklindedir. Ayrıca bu sandukaların içi oyulmuş durumdadır. Atölyeye ulaşan blokların öncelikle alt ve üst pervazları işlenir.
Taslak veya ön çizimin yapılması: Figürlerin çevre çizgileri düzenlenir ve yüzey üzerinde ön çizim olarak belirtilir. Bu işlemlerin şablonla, kömür çubuğu ile yada boya ile çekilmiş çizgilerle yapıldığı belirlenir. Önerilen bir diğer metot ise çentme yoluyla yapılmadır.
Keski aletleriyle figürlü ve dekoratif kabartmaların yontulmasına girişilmesi: Sivri bir keskiyle arka planın parçaları oyulur, kabartma da kalması ön görülen kısımlar da düz bir keskiyle uygun hale getirilir.
Daha derin bir yüzeyin elde edilmesi için matkap kullanılması: Matkap ile bir sıra üzerinde sıra sıra noktalar oyulur. Daha sonra bunlar keskiyle bir yive, üstü açık bir oluğa dönüştürülür.
Keski aletleriyle matkapla ince işçiliğin yapılması: İnce işçilik sırasında saçlar ve kıvrımlar oyulur. Yüzlerdeki, vücuttaki ve mimari detaylar bu aşamada yapılır.
Pürüzleri ortadan kaldırma ve cilalama: Özellikle mermer lahitler için raspa ve ponza taşlarıyla yüzeyler düzeltilerek cilalanır. Ancak bu aşama çok zahmetli olduğu için maliyeti arttırmaktadır.
Roma imparatorluk dönemi içinde, yapım tekniği ile tarihleme yapılabilir. Bu dönemde farklı teknikler zaman zaman daha sık kullanılır. Örneğin Dörtlü Yönetim Döneminden kalma bir grup lahdin özelliği ise matkapla çok sert kısa çizgi ve çizikler çekilmesidir.
Tuna Akçay
Alıntı Merkezi:
Bronz Çağı Ege dünyasında en erken lahit kullanımı Giritdeki Minos kültüründe görülür ve bunlar pişmiş topraktan yapılır. İÖ 2200den itibaren yapılmışlarsa da yayılmaları ve yaygın kullanımları İÖ 15.14. yüzyıllardır.
Anadolunun en eski lahitleri yine pişmiş topraktan yapılmış İÖ 7. yüzyıl sonu 6. yüzyıl başlarına tarihlenen Klozomenai lahitleridir. Eski Yunancada lahit karşılığı sözcük olan Σαρκόφαγος et yiyici anlamına gelir (Gr. σαρξ: et φαγειν: yemek).
Roma dünyasında temel mezar tiplerinden biri lahitlerdir. Başlangıçta lahit kullanımı az olmasına rağmen İmparatorluk döneminde lahit kullanımında yoğunluk fazlalaşır. İS 2. yüzyılın başından itibaren tam olarak nedeni bilinmese de Roma imparatorluğunun gömü geleneği değişir. Kremasyondan inhumasyona geçişle birlikte, lahit kullanımı artmaya başlar. En uç eyaletlere bile yayılan lahit geleneği Roma imparatorluğunda bir moda haline gelir. İS 4. yüzyılın başında imparatorluğun Hıristiyanlığı tanıması sonucunda pagan inançlarına sahip kimselere ait lahitler azalmaya başlar. Hıristiyanlık inancını yansıtan ve daha önce az da olsa İS 3. yüzyılda görülmeye başlayan lahitler çoğalmaya başlar ve bu yoğun üretim İS 5. yüzyılın başlarına kadar devam eder. Hıristiyan lahitlerinde üzerinde dini sembol olmayan çok az örnek bulunmaktadır. Pagan lahitleri ile Hıristiyan lahitleri arasında semboller dışında kabartmaların yapılma tekniklerinde de farklılıklar bulunmaktadır. Özellikle düz bir yüzey izlenimi veren kabartmadan derine inen çukur kabartmaya geçilmesi İS 4. yüzyılda gerçekleşir. Hıristiyan lahitlerinde bu yöntemle kabartmalar yapılırken, figürlerin çevre çizgilerine birbirine çok yakın delikler çekilmekte, bununla da arka planın daha kolay ve hızlı çıkarılması sağlanmaktadır.
G. Koch tarafından Roma lahitleri formları ve dekorasyonları bakımından çeşitli gruplara ayrılır. Ayrıca Koch, tarihlendirmede dayanak olabilecek on farklı evreler tespit eder. Bunlar;
Traianus Erken Hadrianus Dönemi (İS 110 130 civarı): Ana üretim başlar, üslûpbilim açısından çok farklı olan portreler sıklıkla kullanılır ve girlandlı lahitler de grup oluşturacak kadar görülmektedir.
Geç Hadrianus Erken Antoninus Evresi (İS 130 150 civarı): Örneklerin sayısı artar, birbirleriyle bağlantılı olan insan tasvirlerinde birlik kendini gösterir.
Orta Antoninuslar evresi (İS 150 170/180 civarı): Lahitler diğer mezarlara göre daha sık kullanılır. Kabartmalarda konu seçimi artar. Frizli lahitler en fazla kullanılan gruptur. Yivliler, sütunlular, uçan yada ayakta duran Eroslar ve Nikeler ilk defa ortaya çıkar. Ayrıca meydan savaşları, mevsimleri, düğünleri, komutanları konu alan kabartmalar da lahit sanatında yerlerini alırlar.
Geç Antoninuslar evresi (İS 170/180 200 civarı): Lahit üretimin doruk noktasına ulaştığı dönemdir. Taş ustaları sıklıkla matkabı kullanırlar. Sandukaların yüksekliği artar. İşlenen konuların çeşitliliği azalır özellikle girandlı lahitler önemini kaybeder.
Orta Severus evresi (İS 200 220/230): Lahit üretiminde bir yavaşlama olur. Sandukalardaki keskinlikler azalır. Matkap artık saçlarda, çehrede, giyside kendini çok belli etmemekle birlikte detaylar çok iyi seçilemez.
Geç Severus evresi (İS 220/230 250 civarı): Tekrardan detaya yönelim ortaya çıkar. Aleve benzeyen saçlar, giysiler, çehreler eski katılıklardan kurtulur. Aslan avına konu alan lahitlerin üretimine geçilir.
Gallienus evresi (İS 250 270 civarı): Toplam üretimin en fazla olduğu dönemdir. Çehreler parlar, matkap kullanımı artar, betim sanatındaki konular genişler.
Gallienus sonrası evre (İS 270280 civarı): Bir önceki dönemin özellikleri devam etse de kıvrımlar ve saçlar donuklaşır, tasvir edilen konu çeşidi azalır, çok sayıda matkap deliğiyle yapılmış yassı şekilde kabartmalar ortaya çıkar.
Dörtlü Yönetim evresi (İS 280 311/313 civarı): Özellikle matkap deliklerinin çok sayıda olduğu, boyutları ufak yassı biçiminde olan kabartmalar sıklıkla kullanılır. Bükolik betimlemeler yapılır. Bu dönemden sonra Hıristiyanlık konulu lahitler ortaya çıkar.
Pagan lahitlerinin sona ermesi (İS 311/313 4. yüzyıl civarı): Bu dönemde Hıristiyan betimli olmayan çok az lahit bulunur. Pagan konulu lahitler artık kullanılmamaya başlar.
1. 1. Lahit Yapımında Kullanılan Malzemeler
Yapımına karar verilmeden önce maliyeti doğrudan etkileyen konu, lahdin hangi malzemeden yapılacağıdır. Bu malzemenin kullanımı mezar sahibinin varlığı ile ilgilidir.
Lahit çeşitli türden malzemeden yapılır. Bunlar; taş, pişmiş toprak, kurşun, bronz ile veya alçıyla sıvanmış tahta, mermerdir. Ancak bunlar arasında, lahit maliyeti en yüksek ve en değerli malzeme mermerdir.
Roma imparatorluk lahitleri incelendiğinde, Romada mermer ocağı bulunmadığı, kentte lahit yapımında Romada Marmor Lunense denilen ince kristalli, tonları açık gümüşten koyu gümüşe kadar giden, geniş ve düzensiz çizgileri olan bir mermer tipinin kullanıldığı görülür. Roma, lahit yapımında sadece bu taş ocağını kullanmaz. Anadoluda ve diğer eyaletlerde bulunan mermer ocaklarından, imparatorluğun farklı dönemlerinde Romaya mermer getirilmektedir. Örneğin Augustus döneminde Simmithus (Tunus), Phrygia, Dokimeion, Mısırdaki Augusteum,dan Claudius dönemindeyse Wadi Barud ve Mons Claudianus ocaklarından mermer ihraç edilmektedir. Ocakların yönetiminin Roma imparatorluğunun eline geçtiği dönem itibariyle, orijinal adı tam olarak bilinmeyen Mermer Büroları imparatorlukla işbirliği yaparak organizasyonu sağlarlar .
Yukarıda belirtildiği gibi Dokimeionda mermer ocağı bulunmaktadır. Buradaki mermer ocaklarının yeri merkezden 40 km. uzaklıkta Synnadadır. Ocakların İÖ V. yüzyıldan başlayarak işletildiği düşünülüyorsa da diğer ocaklardaki gibi devamlı işletme faaliyetinin olduğunu söylemek mümkün değildir. Ancak devlet kontrolü altında Roma imparatorluk döneminde üretim devamlılığa kavuşur. Bu merkezin mermeri, gümüş rengine çalan ince kristalli bir yapıdadır. Ayrıca belirli lahit tiplerinde kullanılan (Sütunlu lahit) açık renkli, kırmızı ince damarlı mermer türüne de rastlanır.
Anadoluda Bithynia, Isauria, ve Kappadokiada mermer bulunmaktadır. Ancak bu bölgelerdeki mermerler kalitesizliği ve coğrafi koşulları nedeniyle ulaşımın zor olmasından dolayı sadece yerel üretim olarak kullanılır. Bu merkezler dışında Anadoluda dış satımı olan merkezler de vardır. Bu mermer ocakları hem yerel üretim hem de Anadolunun çeşitli yerlerine yaptıkları ihracatla dikkat çeker. Bu merkezler; Ephesos, Karia, Aphrodisias, Prokonnesosdur.
1. 2. Lahit Yapım Teknikleri
Bir lahdin yapılması çok fazla emek harcanan bir iştir. Gerek taşıması gerek yapım tekniği ile zahmetlidir. O yüzden bu zahmeti, zorluğu kolaylaştırmak için Roma imparatorluk döneminde bir sektör oluşturulur. Getirilişinden mezar yerine koyuluşuna kadar birçok aşama vardır. Bu aşamada farklı aşamaların elemanı olan kişiler çalışmaktadır. Bu görevlerden biri lahdi yapanlardır. Bu konuya açıklık getirebilecek antik kaynak bulunmamaktadır. Ancak yarım kalmış olan lahitlerin bulunması, üretimin ne gibi aşamalardan geçtiğinin kanıtıdır. Böylelikle aşamalar takip edilerek, ustaların kullandığı aletler de belirlenmektedir. Elde edilen verilere göre aşağıdaki üretim evreleri söz konusudur.
İşlenmemiş malzemenin ve üst ve alt kenarlarının tespiti: Ocaklardan işlenmemiş olarak teslim edilen bloklar, sanduka şeklindedir. Ayrıca bu sandukaların içi oyulmuş durumdadır. Atölyeye ulaşan blokların öncelikle alt ve üst pervazları işlenir.
Taslak veya ön çizimin yapılması: Figürlerin çevre çizgileri düzenlenir ve yüzey üzerinde ön çizim olarak belirtilir. Bu işlemlerin şablonla, kömür çubuğu ile yada boya ile çekilmiş çizgilerle yapıldığı belirlenir. Önerilen bir diğer metot ise çentme yoluyla yapılmadır.
Keski aletleriyle figürlü ve dekoratif kabartmaların yontulmasına girişilmesi: Sivri bir keskiyle arka planın parçaları oyulur, kabartma da kalması ön görülen kısımlar da düz bir keskiyle uygun hale getirilir.
Daha derin bir yüzeyin elde edilmesi için matkap kullanılması: Matkap ile bir sıra üzerinde sıra sıra noktalar oyulur. Daha sonra bunlar keskiyle bir yive, üstü açık bir oluğa dönüştürülür.
Keski aletleriyle matkapla ince işçiliğin yapılması: İnce işçilik sırasında saçlar ve kıvrımlar oyulur. Yüzlerdeki, vücuttaki ve mimari detaylar bu aşamada yapılır.
Pürüzleri ortadan kaldırma ve cilalama: Özellikle mermer lahitler için raspa ve ponza taşlarıyla yüzeyler düzeltilerek cilalanır. Ancak bu aşama çok zahmetli olduğu için maliyeti arttırmaktadır.
Roma imparatorluk dönemi içinde, yapım tekniği ile tarihleme yapılabilir. Bu dönemde farklı teknikler zaman zaman daha sık kullanılır. Örneğin Dörtlü Yönetim Döneminden kalma bir grup lahdin özelliği ise matkapla çok sert kısa çizgi ve çizikler çekilmesidir.
Tuna Akçay
Alıntı Merkezi:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.