Mesnevide geçen hikayeler. | Sayfa 2 | Define işaretleri ve anlamları

Mesnevide geçen hikayeler.

its78

Vip Üye
Katılım
30 Ağustos 2014
Mesajlar
605
Beğeni
1,971
Puanları
93
Konum
KOCAELİ
Bir Kazvinlinin Hikâyesi

Rivayetçiler şöyle rivayet ederler. Kazvinlinin biri bir gün vücuduna bir aslan
resmi dövdürmek ister ve telkaka (dövmeciye) gider.
"Usta, der, bana bir dövme yap, fakat canımı acıtma."
Telkak sorar:
"Ne resmi istersin sana ne döveyim?" der.
Adam:
"Talihim aslandır onun için bana bir aslan resmi döv, fakat dikkat et bu işi
adam akıllı yap" der.
Telkak sorar:
"Vücudunun neresine yapayım aslan resmini?" Kazvinli: "iki omzumun arasına."
der.
Dövmeci iğneleri alıp işe koyulur. Adamın canı acımaya başlar.
Adam feryat eder:
"Aman usta beni öldürdün ne yapıyorsun." diye bağırır.
Usta:
"Aslan resmi yap dedin ya onu yapıyorum." der.
Kazvinli sorar:
"Neresinden başladın?"
Usta:
"Kuyruğundan." diye cevap verince: '
Kazvinli:
"Aman iki gözüm canım ustacığım, bırak kuyruğu aslanın kuyruğunu yapacaksın diye
kuyruk sokumum sızladı. Canım burnuma geldi. Aslan varsın kuyruksuz olsun. ;
içime fenalık geldi acıdan nerdeyse bayılacağım." der.
Usta bunun üzerine aslanın başka bir tarafını yapmak üzere iğneleri batırmaya
başladı.
Kazvinli feryada başladı. "Şimdi aslanın neresini çiziyorsun?" Usta:
"Kulağını çiziyorum." dedi. Kazvinli can acısıyla bağırdı:
"Bırak ustacığım Allah aşkına varsın aslan kulaksız olsun, canım çok acıdı."
dedi. •:
Usta bu defa aslanın başka bir yerini çizmeye başladı. Kazvinli yine feryat
etti: "Bu defa aslanın neresini dövüyorsun?" dedi. Usta:
"Azizim şimdi aslanın karnını yapmaya çalışıyorum.", dedi.
Bunun üzerine Kazvinli:
"Aman çok fena acıdı canım, bırak iğneleri batırma varsın aslan karınsız olsun,
karnı eksik olsun aslanın." deyince:
Usta sinirlenerek iğneleri yere attı.

"Bu benim başıma gelen, bu âlemde hiç kimsenin başına gelmemiştir. Hiç
kuyruksuz, başsız, kulaksız ve karınsız aslan olur mu? Böyle bir aslanı kim
görmüş?" diye işi bıraktı.
 

aliveli44

ONURSAL ÜYE
Forum Düzeni
Admin
Super Moderatör
Vip Üye
Katılım
12 Haziran 2012
Mesajlar
11,018
Beğeni
20,950
Puanları
426
Konum
Malatya
Eline gönlüne sağlık dostum
Bir alıntı eklemek istiyorum mücadenle

*Hikâyenin sonunda Hz. Mevlânâ şu öğüdü verir: “Kardeş, iğne yarasına sabret ki kâfir nefsin iğnesinden kurtulasın!”“ Vücûdunda nefsi ölen kişinin fermanına güneş de tâbidir, bulut da. . ”Yâni vücûdunda acı duymayacak kadar vücuddan kurtulmuş; gönüllerinde gerçekten arslan yatan Allah yolunun yiğitleridir ki, onlara bütün felekler secde ederler. Mevlânâ"nın bu hikâye vesîlesiyle yaptığı hatırlatma üst seviyeden ve Mevlânâca diyebileceğimiz bir bakışın ifâdesidir: İğne yarasına sabret ki, kötü nefsiyin zararlarından korunasın, diyor. Konuyu biraz daha basite indirgeyerek şunları söyleyebiliriz: Hiçbir başarı, hiçbir güzel netîce kolayca ve zahmetsiz biçimde elde edilmez. Her şeyin bir bedeli vardır. Arzu edilen sonucun elde edilmesi için bir takım zahmet ve külfetlere katlanmak gerekir. Meselâ ibâdetlerimiz bir takım fedâkârlıkları gerektirir. Abdestin, namazın, orucun sağlayacağı mânevî güzelliklere kavuşmak için, sırasında onların vereceği zahmete katlanmak icap eder. Hac ibâdeti, masraflı, yorucu, maddî ve mânevî bakımdan dayanıklı olmayı gerektiren bir ibâdettir. Aynı şekilde nefsini yenip mânevî olgunluğa ulaşmak için, bu konudaki rehber kişinin tavsiyelerine uymak gerekir. Bu tavsiyeler başlangıçta insana ağır ve zor gelebilir. Ama bunlar katlanılmaya değer...
 

its78

Vip Üye
Katılım
30 Ağustos 2014
Mesajlar
605
Beğeni
1,971
Puanları
93
Konum
KOCAELİ
Ağzına Yılan Kaçan Adam

Bir süvari atına binmiş gidiyordu, uyumakta olan bir adamın ağzına bir yılanın
kaçtığını gördü, yılana mani olmak için atını hızlıca sürdü, fakat yetişemedi
yılan uyuyan adamın ağzına kaçtı.
Süvari uyuyan adamı uyandırdı birkaç topuz vurarak onu orada bulunan ağaçlara
doğru kovaladı.
Ağaçların altında çürük elmalar vardı. Süvari onları yemesi için adamı zorladı.
Adam yememek için direndi yalvardı yakardı. Fakat nafile, süvari üstüne hücum
ederek o çürük elmaları ona zorla yedirdi, sonra da atıyla peşine düşerek onu
kovalamaya başladı. Adam güneşin sıcağı altında hem koşuyor hem de beddualar
ediyordu. Nihayet adam yoruldu. Midesi bulandı yediklerini çıkarmaya başladı.
Çıkardıkları arasında o koca siyah yılanı görünce bu işin sebebini ve süvarinin
kendisine düşman değil dost olduğunu anladı. Yaptığı beddualardan pişman olarak
dualar etmeye başladı.
 

its78

Vip Üye
Katılım
30 Ağustos 2014
Mesajlar
605
Beğeni
1,971
Puanları
93
Konum
KOCAELİ
Nasuh Tövbesi

Yıllar önce Nasuh adında bir adam vardı. Nasuh hamamlarda tellâklik eder böylece
kadınları kolaylıkla avlayarak baştan çıkarırdı. Yüzü kadın yüzü gibi tüysüzdü.
Erkekliğini bu yüzden rahatlıkla gizlerdi. Nasuh yıllarca tellaklık etti, kimse
onun erkek olduğunun farkına varmadı. Çünkü yüzü kadın yüzü gibi, sesi kadın
sesi gibiydi. Çarşaf giyer peçe takardı, fakat şehveti azgın bir gençti. Bu
yüzden padişahın kızlarını bile hamamda keseler ovar, yıkardı. Aradan zaman geçince Nasuh bu işten pişman oldu, tövbe etti fakat tövbesini tutamadı. Bu defalarca böyle oldu. Bir gün Nasuh bir Allah dostuna giderek:
"Bana dua et." diye ricada bulundu. O Allah'ın (c.c.) veli kulu ona dua etti.
Nasuh bir gün yine hamamda tası doldururken padişahın kızının küpesindeki
incilerden biri kayboldu. Bütün kadınlar onu aramaya koyuldular. Herkesin eşyasını aramak için önce hamamın kapısını kapadılar. Sonra başladılar
aramaya. Fakat inci bir türlü bulunamadı. Bunun üzerine herkesin ağzını ve her
yerini aramaya başladılar.
"ihtiyar, genç, herkes anadan doğma soyunsun." diye bağırdılar.
Nasuh korkusundan bir kenara çekildi, yüzü korkudan sararmış dudakları
titriyordu. Ölüm korkusu her yanı sarmıştı. Kendi kendine: "Yarabbi, dedi. Birçok defalar tövbe ettim fakat tövbemi bir türlü tutamadım.
Eğer beni bu belâdan, rezil rüs-va olmaktan kurtarırsan bütün yaptıklarımdan
tövbe ettim." dedi. Hamamdakiler herkesi aradıktan sonra: "Ey Nasuh herkesi aradık, şimdi sıra sende gel seni de
arayalım." dediler. Nasuh için kurtuluş yoktu tam onu arayacaklardı ki ansızın:
"İnci bulundu." diye bir ses geldi. Nasuh'u aramaktan vazgeçtiler, böylece Nasuh
rezil olmaktan, ölümden kurtulmuştu. İnci bulunduğu için herkes bayram ediyor
seviniyordu. Bu sevinç dalgası geçtikten sonra Nasuh'u çağırdılar:
"Ey güzel tellâk gel, padişahın kızı seni çağırıyor gel onu kesele, yıka"
dediler.
Nasuh bunu reddederek hamamdan çıkıp gitti. Bir daha da tövbesini bozmadı.
 

Kader25

Admin
Katılım
13 Nisan 2016
Mesajlar
3,711
Beğeni
13,241
Puanları
113
Yaş
54
Konum
Konya-Kırıkkale
Nasuh Tövbesi

Yıllar önce Nasuh adında bir adam vardı. Nasuh hamamlarda tellâklik eder böylece
kadınları kolaylıkla avlayarak baştan çıkarırdı. Yüzü kadın yüzü gibi tüysüzdü.
Erkekliğini bu yüzden rahatlıkla gizlerdi. Nasuh yıllarca tellaklık etti, kimse
onun erkek olduğunun farkına varmadı. Çünkü yüzü kadın yüzü gibi, sesi kadın
sesi gibiydi. Çarşaf giyer peçe takardı, fakat şehveti azgın bir gençti. Bu
yüzden padişahın kızlarını bile hamamda keseler ovar, yıkardı. Aradan zaman geçince Nasuh bu işten pişman oldu, tövbe etti fakat tövbesini tutamadı. Bu defalarca böyle oldu. Bir gün Nasuh bir Allah dostuna giderek:
"Bana dua et." diye ricada bulundu. O Allah'ın (c.c.) veli kulu ona dua etti.
Nasuh bir gün yine hamamda tası doldururken padişahın kızının küpesindeki
incilerden biri kayboldu. Bütün kadınlar onu aramaya koyuldular. Herkesin eşyasını aramak için önce hamamın kapısını kapadılar. Sonra başladılar
aramaya. Fakat inci bir türlü bulunamadı. Bunun üzerine herkesin ağzını ve her
yerini aramaya başladılar.
"ihtiyar, genç, herkes anadan doğma soyunsun." diye bağırdılar.
Nasuh korkusundan bir kenara çekildi, yüzü korkudan sararmış dudakları
titriyordu. Ölüm korkusu her yanı sarmıştı. Kendi kendine: "Yarabbi, dedi. Birçok defalar tövbe ettim fakat tövbemi bir türlü tutamadım.
Eğer beni bu belâdan, rezil rüs-va olmaktan kurtarırsan bütün yaptıklarımdan
tövbe ettim." dedi. Hamamdakiler herkesi aradıktan sonra: "Ey Nasuh herkesi aradık, şimdi sıra sende gel seni de
arayalım." dediler. Nasuh için kurtuluş yoktu tam onu arayacaklardı ki ansızın:
"İnci bulundu." diye bir ses geldi. Nasuh'u aramaktan vazgeçtiler, böylece Nasuh
rezil olmaktan, ölümden kurtulmuştu. İnci bulunduğu için herkes bayram ediyor
seviniyordu. Bu sevinç dalgası geçtikten sonra Nasuh'u çağırdılar:
"Ey güzel tellâk gel, padişahın kızı seni çağırıyor gel onu kesele, yıka"
dediler.
Nasuh bunu reddederek hamamdan çıkıp gitti. Bir daha da tövbesini bozmadı.

Gunaha dusmeyen insan yoktur.
Cozumu tevbe.
Amma Nasuh Tevbesi.
Allah cc cumlemize bu tevbeyi nasip eylesin bu guzel mubarek berat gecesi hurmetine, amin.
 
Üst