Saadeti sebebiyye...
Allah u teâlâ nın adeti üzere tecelliye mazhar gözlerimiz,
Bilirim manayı ifade etmede aciz kalır sözlerimiz.
Sebep olmak vesile olmak insana özgü bir davranış bicimidir, biz insanlar hangi istikameti tercih edersek, Rabbimiz adeti gereği o istikamette kilometre taşlarını dizer, ve o minval de imtihan eder.
Sebepler dairesinde imtihan olduğumuz bilinci ve şuuruyla, mümin İstikametindeki tercihi, Rabbimizin; ayeti kerimede buyurduğu, (Rableri tarafından gösterilen doğru yol üzerinde olanlar ancak onlardır ve kurtuluşa erenler de yalnızca onlardır.)Bakara 5. gibi kitab ı mübinde emr olunan istikamet üzere olmalıdır.
Fert ve topluluklar olarak davranışlarımızın, yapıp ettiklerimizin ne sonuç vereceği, bizi nereye götüreceği, hem geçici hem de ebedî alemde, bize neleri kazandırıp, neleri de kaybettireceği, konusunu bilmek için yalnızca insanî bilgi kaynakları yeterli değildir.
Bu sebepledir ki, girilen yollar çok kere çıkmaz olmuş, iyi sanılıp umulan sonuçlar elde edilememiş, elde edilenlerin iyi olmadığı anlaşılmış, fertler ve gruplar mutsuz olmuş; sıkıntılar, krizler, olumsuzluklar birbirini kovalamıştır.
Yalnız takvâ sahiplerinin bu yolda olduklarını bildiren âyet işte bu gerçeği dile getirmektedir.
Yol doğru seçilmişse ve insanlar o yolda usulünce yürüyorlarsa hedefe ulaşılacaktır, bu hususta şüpheye yer yoktur.
Dünya hayatı bir yolculuk olarak düşünülürse yolcunun amacı mutluluktur; korktuklarından kurtulup umduklarına nâil olmaktır.
İşte kurtuluş budur,
Gözümüzün önünde cereyan eden ve çoğuna ünsiyet peyda ettiğimiz, her gün şahit olduğumuz binlerce olayın hiçbirisi abes ve hikmetsiz değildir.
Her şey vazifesini, hiç aksatmadan ve mükemmel ötesi çalışan bir saatin dişlileri gibi icra etmektedir; gök cisimlerinden kum tanelerine, rüzgârdan kuşlara, bitkilerden hayvanlara kadar bu böyledir.
Bu saatin dişlilerine zarar verir görünen tek mahluk insandır.
Çünkü Allah, gene hikmetine binaen onu imtihana tabi tutmuş ve ona özgür bir irade vermiştir.
Hiç kimse, bal yapmayacağım diyen bir arı, süt vermeyeceğim diyen bir inek, yumurtlamayacağım diyen bir tavuk, bekçilik yapmayacağım diyen bir köpek, meyve vermeyeceğim diyen bir ağaç görmemiştir.
Kainatta vazifesini aksatan, yapmayan, beğenmeyen sadece biziz, çünkü bize Allah’ın hikmeti ve iradesi mucibince özgür ve cüzi bir irade verilmiş ve O’nun bütün esmasına mazhar olmuşuz.
Olmuşuz ki, bizdeki özelliklerle O’nu tanıyalım ve aklımızı da O’nun gönderdiği kitap ve resulleri anlamakta ve O’nun emirlerini yerine getirmekte kullanalım.
Akıl bıçak gibidir;
Nefsin emrine verirsek ebedi helak!
Vahyin emrine verirsek ebedi huzur!
Karar da tamamen bize ait.
Allah u teâlâ nın mevcudatı, sebepler dairesinde halk etmesi, insanoglunun imtihanı ve varlığın müşahedesi ile imtihanı kolay vermemiz icindir.
Bu baglamda, sebepler muhacenesinde hataya yeise düsmeden, kuran ve sünnet ışığında yönümüzü yolumuzu belirleyelim.
Yolumuza döşenen kilometre taşlarını aşarken, alacağımız kararlar Rabbimizin rızası istlkametinde olsun, sebebi istikametimiz ebedi saadetimiz olsun inşallah.
Sevgi ve muhabbetle kalın...
St.
Allah u teâlâ nın adeti üzere tecelliye mazhar gözlerimiz,
Bilirim manayı ifade etmede aciz kalır sözlerimiz.
Sebep olmak vesile olmak insana özgü bir davranış bicimidir, biz insanlar hangi istikameti tercih edersek, Rabbimiz adeti gereği o istikamette kilometre taşlarını dizer, ve o minval de imtihan eder.
Sebepler dairesinde imtihan olduğumuz bilinci ve şuuruyla, mümin İstikametindeki tercihi, Rabbimizin; ayeti kerimede buyurduğu, (Rableri tarafından gösterilen doğru yol üzerinde olanlar ancak onlardır ve kurtuluşa erenler de yalnızca onlardır.)Bakara 5. gibi kitab ı mübinde emr olunan istikamet üzere olmalıdır.
Fert ve topluluklar olarak davranışlarımızın, yapıp ettiklerimizin ne sonuç vereceği, bizi nereye götüreceği, hem geçici hem de ebedî alemde, bize neleri kazandırıp, neleri de kaybettireceği, konusunu bilmek için yalnızca insanî bilgi kaynakları yeterli değildir.
Bu sebepledir ki, girilen yollar çok kere çıkmaz olmuş, iyi sanılıp umulan sonuçlar elde edilememiş, elde edilenlerin iyi olmadığı anlaşılmış, fertler ve gruplar mutsuz olmuş; sıkıntılar, krizler, olumsuzluklar birbirini kovalamıştır.
Yalnız takvâ sahiplerinin bu yolda olduklarını bildiren âyet işte bu gerçeği dile getirmektedir.
Yol doğru seçilmişse ve insanlar o yolda usulünce yürüyorlarsa hedefe ulaşılacaktır, bu hususta şüpheye yer yoktur.
Dünya hayatı bir yolculuk olarak düşünülürse yolcunun amacı mutluluktur; korktuklarından kurtulup umduklarına nâil olmaktır.
İşte kurtuluş budur,
Gözümüzün önünde cereyan eden ve çoğuna ünsiyet peyda ettiğimiz, her gün şahit olduğumuz binlerce olayın hiçbirisi abes ve hikmetsiz değildir.
Her şey vazifesini, hiç aksatmadan ve mükemmel ötesi çalışan bir saatin dişlileri gibi icra etmektedir; gök cisimlerinden kum tanelerine, rüzgârdan kuşlara, bitkilerden hayvanlara kadar bu böyledir.
Bu saatin dişlilerine zarar verir görünen tek mahluk insandır.
Çünkü Allah, gene hikmetine binaen onu imtihana tabi tutmuş ve ona özgür bir irade vermiştir.
Hiç kimse, bal yapmayacağım diyen bir arı, süt vermeyeceğim diyen bir inek, yumurtlamayacağım diyen bir tavuk, bekçilik yapmayacağım diyen bir köpek, meyve vermeyeceğim diyen bir ağaç görmemiştir.
Kainatta vazifesini aksatan, yapmayan, beğenmeyen sadece biziz, çünkü bize Allah’ın hikmeti ve iradesi mucibince özgür ve cüzi bir irade verilmiş ve O’nun bütün esmasına mazhar olmuşuz.
Olmuşuz ki, bizdeki özelliklerle O’nu tanıyalım ve aklımızı da O’nun gönderdiği kitap ve resulleri anlamakta ve O’nun emirlerini yerine getirmekte kullanalım.
Akıl bıçak gibidir;
Nefsin emrine verirsek ebedi helak!
Vahyin emrine verirsek ebedi huzur!
Karar da tamamen bize ait.
Allah u teâlâ nın mevcudatı, sebepler dairesinde halk etmesi, insanoglunun imtihanı ve varlığın müşahedesi ile imtihanı kolay vermemiz icindir.
Bu baglamda, sebepler muhacenesinde hataya yeise düsmeden, kuran ve sünnet ışığında yönümüzü yolumuzu belirleyelim.
Yolumuza döşenen kilometre taşlarını aşarken, alacağımız kararlar Rabbimizin rızası istlkametinde olsun, sebebi istikametimiz ebedi saadetimiz olsun inşallah.
Sevgi ve muhabbetle kalın...
St.