Salih peygamberin yaşadığı şehir) – Ula şehri | Define işaretleri ve anlamları

Salih peygamberin yaşadığı şehir) – Ula şehri

BatıBeyi

Yasaklı
Yasaklı
Katılım
21 Eylül 2011
Mesajlar
1
Beğeni
35
Puanları
0
Konum
bitmek üzereyim


hz salih semud kavminine gönderildi lakin onlarpeygamberliğe inanmadılar
allah onlara bi mücize kanıtladı dağın içinde deve çıkartı ve semud halkıdeveyi kestiler ve onlanlar oldu azaptan azap gelid başalrına bir anda ot gibi kurudular

saygılar korkut
 
Son düzenleme:

BoZKurT

"R@m@z@n"
Forum Düzeni
Katılım
22 Mart 2012
Mesajlar
9,476
Beğeni
16,844
Puanları
113
Konum
İstanbul
Cevap: Salih peygamberin yaşadığı şehir) – Ula şehri

s.a


paylaşım için tesekkurler korkut dostum,eline saglık Allah c.c razı olsun.
 

BatıBeyi

Yasaklı
Yasaklı
Katılım
21 Eylül 2011
Mesajlar
1
Beğeni
35
Puanları
0
Konum
bitmek üzereyim
Cevap: Salih peygamberin yaşadığı şehir) – Ula şehri

rica ederim bu tür konular bana huzur veriyor sağol dostum
 
Son düzenleme:

star21

Kullanıcı
Katılım
11 Ağustos 2012
Mesajlar
2,733
Beğeni
430
Puanları
83
Cevap: Salih peygamberin yaşadığı şehir) – Ula şehri

Semud, Ad'dan sonra idi. Onların yurtları, Hicaz ile Şam arasındaki Vadi el-Kura ve çevresinde meşhur olup, Allah Resulü (s.a.v.), hicretin 9. senesi Tebük 'e giderken, onların yurtlarına uğramıştı. İmam Ahmed'in, İbn Ömer'den rivayetine göre: Allah Resulü (s.a.v.), insanları Tebük'e indirdiğinde; onları, Semud'un evleri yanındaki Hicr'e götürmüştü. İnsanlar, Semud'un su içmiş olduğu kuyulardan içtiler,
onlardan hamur yaptılar ve kazanlarına
onlardan su doldurdular. Allah Resulü onlara emretti de, kazanları döktüler ve
hamurları develere yem yaptılar. Sonra Allah Resulü, onları oradan kaldırıp Salih'in Devesi'nin su içmiş olduğu kuyunun yanında konaklattı. Ve azap
olunmuş kavmin yurduna girmelerini
yasaklayarak: "Şu azap edilenlerin yanına, ancak
ağlayarak giriniz. Onların başına
gelenlerin bir benzerinin sizin
başınıza gelmemesi için, eğer
ağlayarak girmemişseniz, oralara
girmeyiniz" buyurmuştur. (Hadisin aslı, Buhari ve Müslim'in Sahihlerinde, başka bir şekli ile tahric edilmiştir.) İmam Ahmed'in, Cabir ibni Abdullah'a
başka bir rivayetine göre: Allah Resulü (s.a.v.), Hicr'e uğradığında: "Mucizeler istemeyiniz. Salih'in
kavmi mucize istemiş ve deve şu dağ
yolundan gelmiş, şu dağ yolundan
çıkmıştır. Rab'lerinin emrine isyan
etmiş ve onu boğazlamışlardı. Bir
gün deve onların suyunu içiyor, bir gün de onlar devenin sütünü
içiyorlardı. Onu boğazladılar da,
Allah'ın Haremi'nde(Mekke) olan bir
kişi dışında herkesi helak eden bir
sayha onları yakalayıverdi" buyurdu. (Bu hadis, Kütüb-ü Sitte'de olmamakla birlikte Müslim'in şartlarına uygundur.) Hz. Salih'den bir mucize getirmesini kavmi istedi. Gösterdikleri bir kayadan kendilerine bir devenin çıkarılmasını
teklif etmişlerdi. Bu kaya, Hicr taraflarında, tek başına duran ve el- Katibe denilen bir kaya idi. Bu kayadan, kendileri için on aylık gebe ve karnı aç bir deve çıkarılmasını istemişlerdi. Eğer Allah'u Teala, onların bu isteklerine icabet ederse; kendisine
iman edip uyacaklarına dair, Hz. Salih, kendilerinden söz ve yeminler aldı. Bu hususta yemin edip, Hz. Salih'e söz verdiklerinde; Salih(a.s.), namaza kalkıp Allah'a dua etti. Kaya hareket edip yarıldı ve içinden onların istediği gibi iki
yanında cenini hareket eden, tüylü,
karnı boş bir deve çıktı. İşte o sırada, kavmin başkanı Cünda ibn Amr ve onun emri ile yanındakiler, iman etti. Semud kavminin eşrafından olanlar iman etmek istediklerinde; Züab
ibn Amr putlarının sahibi Hubab ve
Sam'ar ibn Celhes, onları engellemişti.
Cünda ibn Amr'ın, Şihab ibn Halife
adında amcaoğlu vardı. Semud kavminin eşrafından ve seçkinlerinden biriydi. O da iman etmek istemiş ve bu
grup kendisini men'edince, o da
kendilerine itaat etmişti. Deve ile doğurmuş olduğu yavrusu; onların arasında bir müddet kaldı. Bir
gün kuyularının suyunu içiyor, bir gün
de onlara bırakıyordu. Devenin sularını içtiği gün, onlar onun sütünü sağıp
içiyorlardı. Deve o vadilerde dolaşıyor, bir dağ yolundan giriyor ve rahatlamak için bir
diğerinden çıkıyordu. Çünkü o, suya
doymuş oluyordu. Anlatıldığına göre,
korkunç bir yaratılışı ve göz alıcı bir
görünüşü varmış. Onların hayvanlarına
uğradığı zaman, hayvanları ondan kaçarmış. Böylece onların üzerine
zaman uzayıp, Peygamber Salih'i yalanlamaları şiddetlenince; su her gün
kendilerine kalsın diye, onu öldürmeye
karar vermişler. Öldürmek üzere
hepsinin ittifak ettikleri de söylenir. Katade der ki: Bana ulaştığına göre; deveyi öldüren, razı olup olmadıklarını
öğrenmek üzere hepsini dolaşmıştı.
Hatta evlerinde bulunan kadınları ve
çocukları dahi dolaşmıştı. Kavimleri içinde reis durumunda olan
kafirler, kabileyi tam anlamıyla
saptırmışlar ve onlar da kendilerine
uymuştu. Gidip devenin sudan dönmesi zamanında, onu gözetlemeye
başladılar. Kudar, onun yolu üzerindeki
bir kayanın altına gizlendi. Deve önce Masda'a uğradı. Masda, ona ok atıp
bacağının etli yerine isabet ettirdi.
Kudar, devenin üzerine kılıçla atılıp
dizini kırdı ve deve yere yıkıldı. Deve, yavrusunu sakındırmak üzere bir kere böğürdü. Sonra Kudar, onun göğsüne
vurup onu boğazladı. Yavrusu kaçıp yüksek bir dağa vardı. Oradaki en
yüksek kayaya tırmanıp böğürdü.
Abdürrezzak'ın, Hasan el-Basri'den
rivayetine göre; o, "Ey Rabb'im, nerede annem?" demiş. Onun üç kere
böğürdüğü ve sonra bir kayaya girip
içinde kaybolduğu söylenir. En
doğrusunu Allah bilir. Maksadlarını gerçekleştirip deveyi
boğazlayınca, Hz. Salih durumdan haberdar olmuş, toplu halde
bulunurken yanlarına gelmişti. (Salih), deveyi görünce ağlamış ve: "Yurdunuzdan üç gün daha
yararlanın. Bu, yalanlanmayacak bir
vaattir." [HUD (11)/65] demişti. Deveyi öldürmeleri çarşamba günü olmuştu. O günün akşamında, bu dokuz kişi, Salih'i öldürmeyi kararlaştırmışlar ve şöyle demişlerdi:
"Şayet Salih doğru sözlü ise; biz ondan
önce davranalım. Eğer yalancıysa, onu
da devesinin yanına gönderelim." Onlar kararlaştırıp sözleşerek, Allah'ın Resulü Salih'i öldürmek üzere, geceleyin geldiklerinde: AllahTeala, onların üzerine bir taş gönderdi, bu taş
onların başlarını ezdi. Bekleme günlerinden ilki olan perşembe
günü; Semud'un yüzleri, Salih'in kendilerine vaed ettiği gibi sapsarı oldu. İkinci gün olan cuma günü; yüzleri kıpkırmızı oldu. Faydalanma günleri olan üçüncü gün Cumartesi idi, yüzleri karardı. Pazar gününe çıktıklarında, hareketsiz kaldılar ve Allah'ın intikamını ve azabını bekleyerek oturdular. Kendilerine ne yapılacağını,
azabın nasıl geleceğini bilmiyorlardı.
Güneş doğdu ve gökten üzerlerine bir sayha, altlarından da şiddetli bir sarsıntı geldi. Canları çıktı ve bir saat içinde hepsi helak oldu. Söylediklerine göre; ismi Kelbe bint es
selk olan bir cariye müstesna, onlardan
ne küçük, ne büyük, ne erkek, ne de dişi
hiç kimse kurtulamadı. O, Hz. Salih'e şiddetle düşman olan bir kafir idi.
Azabın vuku bulduğunu görür görmez,
ayakkabılarını çıkararak, süratle
koşmaya başlamış, bir kabileye varıp
gördüklerini ve kavminin başına
gelenleri, onlara haber vermiş. Sonra onlardan su istemiş ve içtiğinde de
ölmüş. Salih ve ona tabi olanlar dışında, Semud zürriyetinden, Ebu Rigal denilen adam dışında hiç kimse kalmamış. Azap
geldiğinde o, Mekke'de ikamet etmekteymiş ve ona bu musibetten
hiçbir şey isabet etmemiş. Günlerden
birinde, Harem'den çıktığında, gökten bir taş düşüp onu öldürmüş. Bu husustaki Cabir ibn Abdullah hadisi,
kıssanın başında geçmişti. Taif'de oturan Sakif'in babasının, işte bu Ebu
Rigal olduğunu söylerler. İbn Ömer'den gelen rivayete göre; o, şöyle demiştir: "Allah Resulü (s.a.v.) ile beraber Taif'e çıkıp, bir kabre uğradığımızda, O'nun şöyle
buyurduğunu işittim: "Bu, Ebu Rigal'in kabridir. O, Sakif'in
babasıdır. Semud'dan idi. Harem'i
Şerif'te idi de, azabdan kurtulmuştu.
Harem'den çıktığında, kavmine
isabet eden azap ona da isabet etti
ve buraya gömüldü. Onun alameti, onunla birlikte altın bir dalın
gömülmüş olmasıdır. Eğer kazarsanız
onu bulacaksınız." İnsanlar acele ile orayı kazdılar ve dalı çıkardılar.
Hadisi, Ebu Davud da, Yahya İbn Main kanalıyla. İbn İshak'dan rivayet etmiştir. Müfessirlerden bazısının zikrettiğine
göre; ümmeti helak olan her
peygamber, Mekke'nin Haremi'ne gider ve orada ikamet edermiş. En
doğrusunu Allah bilir.
 

aliveli44

ONURSAL ÜYE
Forum Düzeni
Admin
Super Moderatör
Vip Üye
Katılım
12 Haziran 2012
Mesajlar
11,018
Beğeni
20,950
Puanları
426
Konum
Malatya
Cevap: Salih peygamberin yaşadığı şehir) – Ula şehri

Güzel paylaşım:rolleyes:
 

naftabar

Kullanıcı
Katılım
22 Temmuz 2012
Mesajlar
817
Beğeni
43
Puanları
28
Konum
Ağrı
Cevap: Salih peygamberin yaşadığı şehir) – Ula şehri

ellerinize sağlık:rolleyes:
 

beytanya

Kullanıcı
Katılım
22 Temmuz 2012
Mesajlar
833
Beğeni
45
Puanları
18
Konum
Ağrı
Cevap: Salih peygamberin yaşadığı şehir) – Ula şehri

Elinize sağlık, paylaşım için teşekkürler:rolleyes:
 
Üst