Tılsım | Define işaretleri ve anlamları

Tılsım

ASİAVCI

Kullanıcı
Katılım
10 Kasım 2012
Mesajlar
284
Beğeni
-79
Puanları
0
Konum
ankara
TILSIM

Definecilikte kemikleşen bu safsatayı bırakıp, aklımızı beynimizi kullanmamız, çalışmalarımızı bilisel gerçekler üzerine




inşa etmemiz gerekir. Müslüman biri putperest gibi davranış sergilememelidir. Çalışmalı, her geçen gün çalışmalarını modernize etmeyi asli bir görev gibi kabul edip ve bu şekilde davranmalıdır. Definecilik ile Arkeoloji arasında amaç ve hedef bakımında fazla bir farklılık yoktur, modern bir defineci gidip aklın mantığın kabul etmediği bir takım safsatalarla uğraşmayacak, Arkeoloji biliminin ana temellerini, kural ve metotlarını kullanarak çalışmaya başlayacak ve aynı şekilde çalışmasını bitirecektir. Aksi halde, zaman, mali, iş gücü kaybı yanında tarihi belge niteliğindeki bir çok dokümanı tahrip etmenin ötesine geçmeyecektir.

Bu güne kadar İslam Dini bu tür bir inancı şiddetle ret etmiş, bu tür inanmaları 10 büyük günah arasında ifade etmiştir. Yine gelişen bilimsel veriler içerisinde kabul görmeyen, yine bilim dünyasında gerçekle, ciddiyetle alakası olmadığından şiddetle ret edilen konulardandır.

Konuya kaynaklar bazında bakalım;

Anadolu kadınlarının (Nazar boncuğu) başlarına taktıkları metal süs eşyasına da tılsım denir. Baş süslemelerinde kullanılan tılsımın, kişiyi, nazar, iftira ve kötü ruhlardan koruduğuna inanılır (İbn Haldun, Mukaddime, çev. Z.K. Ugan Ankara, 1957, 111, 2 vd.). Tılsım gümüş, altın vb. değerli metallerden yapıldığı gibi, bunların taklitlerinden, mücevherlerden, deniz kabuklarından da olabilir. Tılsımın "Manî" inancıyla da ilişkisi bulunmaktadır. Anadolu folklorunda tılsım genellikle büyünün etkisini sağlayan araçları ifade eder. Define vb. gizli şeyleri bulmak, kapalı yerleri açmak için ehlinin bildiği sözlere veya vasıtalara da tılsım denir (Meydan Larousse, XIX, 11508). Bir başka inanış; bulaşıcı hastalıkların tesirini önlemek ve insanlarla hayvanların kötülüklerinden korkmamak için de tılsım yapılır (M.Z. Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri Sözlüğü, 111, 494).

Tılsım, insanları koruduğuna veya uğur getirdiğine inanılan tabiat veya insan eseri olan nesnelerin tamamını içine alır. Tılsımları insanlar bizzat kendileri üzerlerinde taşıyabilecekleri gibi, tesirli olması istenen arazi, dam çatısı, vb. yerlerde de saklayabilirler. İnsan yapısı tılsımlar, daha çok hayvan veya eşyaların küçük modelleriyle, üzerinde dinî yazılar bulunan madalyonlar ve yazılı kâğıtlardan oluşur. Bazı metal ve muskaların tılsım için kullanıldığı da oldukça yaygın uygulamadır.

Batıl inanışa göre tılsımların etkili olabilmesi, tabiattaki bazı güçlerle ilişki kurulmasına ve uğurlu bir zamanda dinî törenle yapılmasına bağlıdır Buna örnek; Antik Yunan ve Roma tapınaklarını gösterebiliriz. Tılsımdan medet ummanın mazisi oldukça eskilere gitmektedir. Papirüslerin incelenmesi Eski Mısır'da 75 kadar tılsımın mevcut olduğunu ortaya çıkarmıştır. Eski Mısır'da "Doğan Güneş" tılsımının, ölümden sonra yeniden dirilmeyi sağladığına inanılmıştır. Yine eski Mısır'da ölüyle birlikte gömülen "Menat" tılsımının, ölüyü tanrısal koruma altına aldığına kesin gözüyle bakılmıştır.

Hristiyanlık dünyasında da tılsımın çeşitli şekilleriyle kullanıldığı bilinmektedir. Bu kullanım, din adamlarının asırlar süren mücadelelerine rağmen hâlâ tam olarak önlenebilmiş değildir. Hristiyan halkın birtakım bâtıl inançlarından da kaynaklanan tılsım inancı, sihir, büyük ve efsunla beslenmektedir.

Yahudilikte uygulanan tılsım çeşitleri Hristiyanlık'tan çok daha yaygındır. Bunun nedeni, geç dönem Kabalacılarının tılsıma büyük ilgi göstermeleridir. Bundan dolayı tılsım hazırlamak hahamların görevleri arasında yer almıştır. Nitekim, lohusaya zarar verdiğine inanılan Lilit'ten korumak için doğum odasına tılsımlı eşyalar asılması, Yahudi toplumlarında hâlâ yaygın bir gelenek olarak varlığını sürdürmektedir (Ana Britannica, XX, 619).

Bazı değişik şekiller göstermekle beraber tılsım hemen her toplumda vardır. Eski Bâbil, Asur ve Persler'de tılsım bir teknik olarak uygulanmıştır. İslâm dışındaki bütün bâtıl ve muharref dinlerin tören ve âyinlerinde her zaman tılsımdan izler bulmak mümkündür. Birçok tarihçi ve sosyolog tılsımı, bâtıl ve muharref dinlerin bir parçası gibi ele almıştır. Tılsımla ilgili yazılı tarih öncesi bilgiler noksan olmakla beraber, Yunan ve Mısır papirüslerindeki bilgiler oldukça doyurucudur.

Türk toplumlarında tılsım ve tılsıma benzer uygulamaların mazisi İslâm öncesine kadar uzanır. İslâm'dan sonraki dönemlerde ise eski İran, Mezopotamya ve Mısır kültürlerinin tesiriyle tılsım az da olsa varlığını sürdürmüştür (Dinler Tarihi Ansiklopedisi, İstanbul, 1976, III, 606). Cahiliye dönemi Araplarında fal okları atmak, çeşitli anlamlara gelen taşlar dikmek, yıldızlara bakarak mana çıkarmak, birtakım kareler içinde harf veya rakamlar yazarak tılsım yapmak oldukça yaygın bir uygulama idi.

Anadolu'da tılsım ve tılsıma benzer uygulamalar, Hristiyanlık, eski putperest dinler ve komşu kültürlerin tesiriyle âdetâ kurumlaşmış, büyücülükle iç içe yürümüştür.

İslâm tılsım yapılmasını da, tılsıma inanılmasını da yasaklamış, medet umarak onu meslek edinmeyi şiddetle reddetmiştir. Ayrıca İslâm, tılsımın mucize ve keramete benzetilmemesine özen göstermiş, onu müşrik ve kâfirlere özgü bir faaliyet olarak değerlendirmiştir. İslâm'a göre tılsım, Allah'tan gelen bilgilere dayanmaz. Kur'an-ı Kerîm, tılsım ve ona benzer faaliyetleri bâtıl ve şeytan işi saymış (el-Âraf, 7/102), sâhir sözüyle de büyü ve tılsım yapanları kastetmiştir (el-Âraf, 7/109, 113; et-Tûr, 52/15; el-Hicr, 99/14-15). Hz. Muhammed'e gelen ilâhî vahye inanmayanlar ona sihirbaz, büyücü ve tılsımcı iftirasında bulunmuş ve sözlerini de sihir saymışlardır (el-Müddessir, 74/24).

Hz. Peygamber, yedi büyük günahtan birincisinin Allah'a şirk koşmak olduğunu açıklamış, ikincisi de "sihir ve tılsımla ilgilenmektir" buyurmuştur.

Kur'an-ı Kerîm ve Hadis-i Şerif'ler, Allah'ın iradesi dışında hiç bir kimsenin, hiç bir kimseye fayda veya zarar vermeyeceğini defalarca vurgulamış, tılsım yapan kişide olağanüstü bir güç bulunduğuna inanmayı kesinlikle reddetmiştir (el-Mâide, 5/90; Tâhâ, 20/69)

Yukarıdaki açıklamalarla birlikte tılsım olağan bir güç olmayıp, bir eşyayı korumak amacı ile yapılan koruyucu, saklama ve kamufle tabakası olarak kabul edersek olaya definecilik açısında bilimsel bir yaklaşım içinde olunur. Yani tuzak düzeneği, şaşırmaca yapılar, işaretler şifrelemeler gibi düşünmek aklın ve bilimsel bir gerçek olacaktır aksi halde bu inançla yaşamak sağlık, maddi ve manevi kayıplar içinde olacağımızı aklımızda çıkartmamak gerekir.
ÖLÜM TUZAKLARI


Tehlike Sembollerinin yorumları herkes tarafından anlaşılması ve bilinmesi gereken en önemli sembollerdir. Kabul




edilmiş bir gerçektir ki! Hazine ancak canlı bir kişi tarafından bulunabilir. Erkekler, bayanlar, çocuklar, hepimiz hangi amaçla bir iş yaparsak yapalım mutlaka tehlike ve problemlere karşı önlem almak ve önceden hazırlıklı olmak isteriz. Bu tehlikeler yılan, akrep, örümcek, yırtıcı hayvanlar v.b. (4 veya 2 ayaklı)



Emniyetli davranmak tuzakların fark edilmesi ve bertaraf edilmesi için ilk ve en önemli tedbirdir. Altının veya gizlenmiş hazinenin bulunduğu yerde de tuzakların bulunması gayet doğaldır. Özellikle eski yunanlılar, eski Rumlar, eski Ermeniler ve o dönemdeki eşkıyalar diye tabir ettiğimiz gruplar hazinelerin, gömülerin saklanmasında çok usta idiler ve ölüm tuzaklarını çok iyi dizayn ederlerdi. Tonlarca ağırlıktaki kayaları kurdukları çok basit bir düzenekle harekete geçirebiliyorlardı. Eğer bir tünelde veya mağarada kaybolduysanız, yolunuzun üzerinde aşağıdan veya yukarıdan gelebilecek bir tehlikenin olabileceğini tahmin etmelisiniz. Ayrıca büyük kaya parçaları veya zemin sizin ağırlığınızla harekete geçebilir, bazı odaların havasında veya zemininde zehirli kimyasallar olabilir. Böyle bir durumda toz zerreciklerinin etkisiyle ölüm haberiniz olmadan, yavaş yavaş ve ıstırap içerisinde sizi bulur. Hazineyi saklayan kişiler kesinlikle bu hazinenin kolay bir şekilde ve eliyle koymuş gibi bulunmasını istemezler. Harita üzerinde hazinenin yeri net olarak anlaşılabilse bile tuzaklarda sadece saklayan kişinin bilebileceği bir şekilde çok ufak ayrıntılar ile harita üzerinde belirtilmiş olabilir.



Onlar yolunuzun üzerinde bıraktıkları bazı şeyler ile sizi şaşırtabilir ve tuzaklara yem olmanızı sağlayabilirler. Böyle küçük şeyler hakkında dikkatli olun ve tuzaklara düşmeyin. Bir şey daha, eğer bazı aldatıcı şeylere rastlarsanız bu size daha böyle birçok şeyin beklediğini de anlatır.

“Kalp sembolü” bazı define tabirlerine göre altın anlamına gelir. Kalp sembolleri bütün olabileceği gibi üzerinde değişik şekiller bulunabilir ve parçalara ayrılmış olabilirler. İşte bazı örnekler :

#1 Bu kalbin ana gövdesinin üst yuvarlak kısmının bir çizgi ile ayrılmış veya çatlatılarak ayrılmış semboldür. Bu şekildeki bir kalp bize değişik mesajlar verebilir. Bunlardan birincisi ölüm tuzaklarıdır. Eğer bu uyarıyı dikkate almazsanız bir tehlike sizi bekliyor demektir.


#2 Bu kalbin üzerinde kalbi ortadan ikiye bölen yıldırım, şimşek işareti vardır. Bu işarete çok dikkat edin, yıldırımın yönü tuzak veya tuzakların bulunduğu yeri işaret eder. Bu işaretin gösterdiği yönde araştırmalarınızı dikkatli yapın.


#3 Bu kalbin alt kısmı kalbin ana gövdesinden ayrılmıştır. Bu sadece ileride ölüm tuzakları vardır anlamına gelmez, fakat alt ucunun gösterdiği yönde sadece bu işarete mahsus bir tuzak olduğunu gösterebilir.

#4 Bu kalp üzerindeki işaretler kalbin ortadan ikiye ayrıldığını, kırıldığını gösterir. Bu işaret size tuzağın yakında olduğu uyarısını verir, fakat üzerinde tuzağın yönü ve yeri hakkında herhangi bir işaret göstermez.


#5 Bu kalp sembolü ise bir başka yönü belli olmayan tuzağı gösteren işarettir.

Bazı yabancı yorumcular işaretlerin ve sembollerin sadece bu kalplerin üzerinde olmayacağını, etraflarında da işaretler olabileceğini belirtmişlerdir. Mesela kalbin üst yan taraflarındaki yuvarlak kısımdaki kırığın olduğu yönde başka işaretlerin veya tuzağın olabileceğini söylemişlerdir.
Küçük bir nokta, küçük bir delik bile tuzağın olduğu yönü gösterebilir. Ve aynı zamanda el ile bastırılmış veya üzerine basılmış küçük bir taş bile tuzağı faaliyete geçirebilir. Bu tuzaklarda zehirli hava, su, zehir, zehirli yılanlar veya akrepler olabilir. Bu tuzaklarda büyük uzun bir boşluktan düşebilir veya zehirli hava, zehir, su, v.b. direkt olarak üzerinize gelebilir.

Bu kalpler aynı zamanda haritalar üzerinde de gösterilebilirler. Hazineye yaklaşıldığında onları bekleyen tuzakları haritayı okuyan kişiye anlatır. Tuzaklar gizlenmiş olan girişin 200 ft. Kadar bir daire içerisinde bulunabilir.

Yıldırım işareti sembolü hazineyi arayan kişiye çok değerli bilgiler verir.

1. Bu o aranan altının, gümüşün veya depolanmış çok miktarda diğer hazinelerin olduğunun işaretidir.

2. Yol boyunca Ölüm tuzağı tehlikeleri ile karşı karşıya gelinilebileceğini gösterir.

3. Bu Sembollerden birini kaçırmanız tuzağa yakalanacağınız garantisidir.


Çok defalar bir Ölüm Tuzağı sembolü kayalar üzerinde verilmiştir, istenmeyen arayıcının gerçek hazine yerinden uzaklaşması, dikkatini başka bir yere çekmesi içinde verilmiş olabilir. Siz sürekli olarak dikkatli olacaksınız. Eğer akabinde ne olacağını bilmiyorsanız hiçbir şeye dokunmayacak ve yerini değiştirmeyeceksiniz. Bunlar bu işi bilen kişiler tarafından hazırlandığı için, o kişiler elbette ki hazineyi arayan kişinin dikkatsiz olabileceğini bilirler. Ama aklını kullanan birçok arayıcı; dahi fikirleri ve düşünceleri ile onların tuzaklarını bertaraf eder ve onların düşüncelerine göre yapmak istedikleri şeyi bozarlar.

Tuzak ile ilgili olarak İlk yapılması gereken tuzağın büyüklüğünü işaretlere göre arkadaşlarımızla tartışmaktır. Büyük tuzaklar gizlenmiş mağara girişine 200 ft. Çap daire içerisinde bulunurlar. Bu tuzak genellikle tepenin yamacına yerleştirilmiş bir düzenek ile hareket eden, 30-40 ton ağırlığında büyük kayalardır. Bu kayaların üzerinde direkt olarak ortadan ayrılmış veya kalbin ana gövdesinden ayrılmış bir parçalı kalp sembolü bulunabilir.

Bu tuzak aldatıcı ve caydırıcı olabilir. Bir çok kişi kalbin şekline, üzerindekilerine dikkat etmeden, altın olduğunu düşünüp kayanın etraflarını veya altını kazar, bu da dengesi ayarlanmış kayanın harekete geçmesine ve üzerimize devrilmesine yol açabilir. Eğer bu kaya sizi öldürmese bile oradaki araştırmalarınızdan vazgeçmenize neden olabilir.


Eğer bunlardan birine rastlarsanız, onun altına, sağına, soluna bakarak vaktinizi boşa geçirmeyin. Kaya tepeden yuvarlanmaya başladığında kayanın altında sizin haricinizde başka bir şey olmayacaktır.
 

ASİAVCI

Kullanıcı
Katılım
10 Kasım 2012
Mesajlar
284
Beğeni
-79
Puanları
0
Konum
ankara
Cevap: Tılsım

Bir başka basit tip yıldırım uyarısı duvar üzerindeki ve bir tünel girişinde bulunan ölüm tuzağı uyarısıdır. (İşaret asla girişin yukarısında olmaz). İşaret girişin 1,1/2 veya 2 feet yanına oyularak, kazınarak veya kesilerek yapılır. Bu tip girişler kapatılmıştır veya kaplanmıştır. Girişler yerine uygun olarak yapılmış kütük veya kayalar ile kapatılmıştır.

Not: Girişin en az iki feet etrafında tuzak olup olmadığı araştırın ve olmadığından emin olduktan sonra yıldırımın gösterdiği yöndeki tuzağı bulun.

Örneğin :

İlk önce : Eğer yıldırım sola bakıyorsa tuzak soldadır, ama sadece gerçek giriş olmak şartıyla, tuzak olarak yapılmış diğer girişlerde tuzak işaretin herhangi bir yönünde olabilir, yani bu takip ettiğiniz önce işaretlerde bir hata yapmışsınız demektir. Bu yüzden işaretlerin takibi önemlidir. Eğer ana geçit uzunsa, geçidin sağ tarafında durunuz. Eğer geçit Y şeklinde ayrılıyorsa sağda kalın, diğer yolun girişinde bir kutu, ilginizi çeken bir şey olsa bile şimdiye kadar ki tüm aramalarda sağ tünelin doğru yol olduğu görülmüştür. İlginiziçeken o şey, kutu tuzaklanmış olması muhtemeldir. Sağ girişin duvarına bir haç kazınmış ise haçın yanındaki geçitten gitmek daha emniyetli olur.


İkincisi : Yıldırımın ucunun gösterdiği yöne bakın.

1. Eğer nokta aşağıyı gösteriyor ise girişten hemen sonra girişin tabanında bir tuzak bulacaksınız.


2. Eğer nokta Ana girişe doğru ise, tuzak girişin kendi üzerindedir. Girişi kırarken tuzağı harekete geçireceksiniz. Belki kırılan kapı bir kum yığınını serbest bırakabilir veya yukarınızdaki kaya(lar) direkt olarak üzerinize gelebilir. Tehlikeli görünmeyebilir ama gerçektende bir çok arayıcı bu tür tuzaklara yakalanmıştır ve çoğu buna benzer tuzaklar yüzünden hayatını kaybetmiştir.

3. Yıldırımın gösterdiği yön eğer yukarıyı işaret ediyor ise, tuzak girişten sonra hemen yukarınızda olabilir, girişte veya girişin kendisine ait değildir.


4. Ortasından ayrılmış ve bir kenarı kopmuş bir kalp görür iseniz bu konuda da dikkatli olmanızı öneririm. Bu tür sembollere ait olan tuzakların yeri belli değildir. Yani tuzak aşağıdan, sağdan, soldan, yukarıdan, direkt karşıdan gelebilir.

5. Bir başka tuzak uyarı çeşidi ise üç haçtır. İkisi yan yana ve büyük bir haç ikisinin altındadır. Bu mesaj Hz. İsa’nın üç haçı yani çarmıha gerilişini simgeleyen haçlardır. Bu işaret bize doğru girişte olduğumuzu ve sağda kalmamızı söyler. Büyük bir haçın altında yan yana duran iki kuru kafa olduğunda bu bize düz ve ortadaki yolu takip etmemizi söyler. Kuru kafalar haçın sağında ve solunda bulunduğu için yanlardaki tünelleri kullanmayın.


6. Ölümü çağrıştıran yukarıda bahsedilmiş işaretlerin herhangi birine karşı uyanık olun. O tür işaretler ölümle ilgilidir. Bazılarının yorumu zor olmasına karşın bir çoğunun görünüşünden tehlike işareti olduğu anlaşılır. Eski dönemlerde kralların emirleri ve yapılmasını zorunlu kıldığı konularda kuralları içeren mektuplar vardı. Ve elbette ki krallar hazinelerinin belli kurallara göre, belirlenmiş işaretlere göre gizlenmesini isterlerdi. Hazineyi saklayan kişilerinde kurallara uyması ve standart bir sembol dili ile hazineyi saklaması da muhtemeldir. Tek bir işaretin önemi sadece kendisi ile değil aynı zamanda diğer işaretler ile, hazine ile de ilgilidir. Hazine=Harita+işaretler+dikkatli araştırma. Elbette ki uyarıları ciddiye almakta önemlidir. “Emniyeti almak araştırmalarda ilk yapılması gereken konudur.


Ölüm tuzağı yorumlaması ile ilgili bir konu daha; asla bulunmuş tuzaklar ile ilgili bilgiyi saklamamalıyız ve tüm ayrıntıları ile onları diğer arkadaşlar ile paylaşmalıyız. Gerçek yorumlar ile tuzakların ayrıntılarının aktarılması önemlidir. Onların nasıl yapıldığı ve nasıl bertaraf edileceği konusunda tüm arkadaşları haberdar etmeliyiz.

2001 ocak-şubat Bir Altın Arayıcıları Magazininde Meksika da bulunmuş 300 yıllık ve hala aktif olan bir Ölüm Tuzağının fotoğrafı yayınlanmıştı. Konuya devam ettiğiniz de yayınlanmış bu tuzağın kontrüksiyonuna benzer bazı tuzak sekillerini ve bu tuzakların nasıl çalıştığını göreceksiniz.

Birinci şekil ölüm tuzağı bulunan tünelin önden görünüşüdür. Bu tür tünel girişlerinde daha önce bahsettiğim yukarıyı gösteren semboller olabilir. Genelde tuzak doğrudan kapıya bağlıdır ve kapı kırıldığında yandaki kilit görevi gören bağlantılar yerinden çıkar, ve bu tünele ait ikinci şekilden de daha iyi anlaşılacağı gibi üstteki kaya ve hemen peşinden yığılı kum tünel girişini ve üzerinizi kapatır.
KUM DESTEĞİ İLE ÇALIŞAN TUZAK

Bu tuzak kum bloğunun dikey duran büyük kayanın altına sıkıştırılması ile oluşur. Bu tip tuzaklarda karşıdaki kayanın bir tuzak olduğu anlaşılmaz, sanki önlerinde bir kapak veyahut bir sandık,kutu varmış gibidir. Bu kutunun önündeki kol çevrildiğinde sandığın arkasında açılan boşluktan kum aşağıdaki boşluğa dolar ve altının boş kalmasıyla kaya öne doğru yuvarlanır. Bu tuzaktaki kaya tünel duvar ve tavanlarına benzetilmiştir. Böyle bir sandık bulduğunuzda onu öylece bırakırmısınız yoksa içinde ne var diye içine bakarmısınız ? Elbetteki bir çok arayıcı heyecan ile önce içine bakar.

Yapmanız gereken ilk şey önce onun resmini çekmek olsun. Ve bunun bir tuzak olup olmayacağı ile ilgili kutunun alınması konusunda düşünülebilecek şeyler :





1. Kutunun içinde ne olduğunu anlamak için açmalı mıyız ?

2. Hazine sahipleri hazineyi böyle bir duvarın dibine sabitledikleri sandığa koyarlar mı ?

3. Bulduğumuz tuzak olduğunu anladığımız bu sandığı (kutuyu) öylece bırakmalı mıyız ? İleriki bir tarihte ölüm tuzakları hakkında bilgisi olmayan başka birisi bu tuzakla karşı karşıya gelirse ne olur ?



YER TUZAKLARI



Bu tuzağın nasıl çalıştığını anlamak oldukça basittir. Yüklü bir ağırlık yapay taban üzerinde bir tarafa yüklendiğinde yapay tabanın dengesi bozulur. Genelde bu denge 45 kg. göre hazırlanır. Bu denge ağırlığı alttaki odanın şekline ve büyüklüğüne bağlıdır. Bu tuzak için semboller ve işaretler duvarların üst kısımlarına yakın bulunur. Ve tuzak sembolden sadece birkaç feet uzaklıkta bulunur.

Tabandaki tuzağın aralıkları görünmeyecek şekilde yapılmıştır. Çok dikkatli bakıldığında çatlaklar belli olur. Bu tip tuzaklar dünyanın her yerinde bulunur.

Geçtiğimiz yıl, arayıcılardan biri Arkadaşlarını ziyarete gittiğinde araştırmalarını anlatmıştı:

Orada iken o civarda bir araştırma yaptım, Araştırmamın başlamasından birkaç gün sonra, üzeri işaretlenmiş bazı kayalar buldum, dikkatli araştırmalar sonucunda yılan ve daire işaretlerine ulaştım.Yılanların bazıları aşağıyı gösteriyor bazısı ise halka şeklinde idi. Merakım iyice arttı ve etraftaki kayaların tümünü araştırdım. Bu yılanlar ve çemberlerin birkaç metre aşağısında, oldukça garip görünen bir kaya gördüm. Onun doğada görünen herhangi bir kayaya benzemediğini anlaşılıyordu. Kaya üzerinde bir insan silüeti kazınmıştı ve silüet görüntüsünün çömelmiş ve kayaya yaslanmış, itermiş gibi bir görüntüsü vardı. Silüetin kol ve ayak kasları (pazıları) dahi belliydi. Sol kolunda, kazınmış bir çentik vardı.

Birkaç gün sonra, bir tepenin yamacında etrafı büyük bitkiler ile kaplı molozların ve çöküntülerin bulunduğu bir alan buldum. Bu alan normal doğa yapısı değildi (Bulduğum insan silüeti işaretinin yaklaşık 45 metre sol tarafında idi)


Taş molozları ve bitkileri temizlemek birkaç günümü aldı. Taş molozların altında aktif durumda bir ölüm tuzağı vardı. Onun nasıl bir tuzak olduğunu ve nasıl çalıştığını anlaya çalıştım. (bu fotoğraf çekildikten sonra, bu alanda çalışan insanlar, kayaları tepeden aşağıya yuvarlayıp tuzağı serbest bırakmaya karar verdiler)


Ölüm tuzağı fotoğrafına baktığımızda, oldukça büyük bir kayayı destekleyen küçük kayalar görüyoruz (1 resim), Büyük kaya altına küçük kayalar sıkıştırılmış ve küçük kayalar alındığında hareketi sağlanacak şekilde ayarlanmıştır. Aynı zamanda önü küçük kayalar ile kapatılarak asıl büyük tuzak mağaranın önüne gizlenmiştir.

#2 numaralı kaya büyük kayayı desteklemek için tuzak kayasının sağ tarafına yerine uydurularak sıkıştırılmıştır

2 resimdeki kayaya çok dikkatli bakalım, onu fotoğrafta gördüğünüz diğer bütün kayalar ile karşılaştıralım, bu kaya ile ilgili farklı bir şeyler dikkatinizi çekiyor mu ? tekrar bakın, kayanın ön yüzü dikkatlice bir insan başı/yüzü gibi şekillendirilmiştir. Ona tekrar bakın, kayadaki gölgelere ve ilginç noktalara tekrar bakın. Yüzü görebiliyor musunuz ?


Bu ölüm tuzağını bulmam ve sizlere tanıtmam ile eminim sizlerinde araştırma bilgi kitabına yardımcı olmuşumdur. Ben bu tip bulduğum tüm ölüm tuzakları bilgilerini ve belgelerini katalog haline getireceğim.

Ölüm maskesi çizilmiş kayalar araştırmalar esnasında bulunabilir. Mesela bu Ölüm maskeleri eski hindistan da çok kullanılmıştır. Eski hint yerlileri bu ölüm maskelerinin kötü ve uğursuz olduğuna inandıkları için hazineyi mağaraya gizleyen kişi mağara girişine bu ölüm maskelerini kazırdı ve yerlilerin bu batıl inançları sayesinde hazineyi onlardan korurdu.
 

HÜDAİ

Kullanıcı
Katılım
25 Temmuz 2012
Mesajlar
519
Beğeni
21
Puanları
18
Cevap: Tılsım

Çok değerli bilgiler ASİAVCI ustam paylaşım için teşekkürler
 
Üst Alt