Merhaba ustalarım.. Yıllardır kafamızı karıştıran bir mevzu var. Bulunduğumuz mevki zamanında rumların ve ermenilerin yaşadığı bir yermiş. Dedemizin anlattığına göre burada 10-15 türk evi varmış. Bundan 100 yıl öncesi dedemiz dağın tepesinden bir arsa alıyor. Bu arsa bizden önce neredeyse 50 dönem kadar bir üzüm bağıymış. Hala bazı bölgelerde üzüm bağlarına rastlanıyor. İşin ilgiç tarafı, bu tepeye gelipte ev yapan ilk insan dedemiz. Anlattığına göre kendisi tepeye geldiğinde kimseler yokmuş. Anlatılanlara göre burası zamanında 50 dönem kadar bir üzüm bağıymış, 1 tarladan 40 yük üzüm geçtiğini anlatırdı. Bu üzüm bağının 1 dönümü aşağı yukarı 100 yıldır bizim. Kalan kısımlarıda 100 yıl önceye kadar birçok kişiye paylaştırılmış.
Yıllar sonra ilgimizi çeken bazı unsurlar oldu. Bu 50 dönümlük üzüm bağında ne tesadüftür ki bahçemizde 5 tane yerden biten kara incir ağacı var. Bu incir ağaçları dedemden de önce kalma. Dedem ne kadar kökünden kesse de hep türemiş hep türemiş. Burasının toprağı çok kayalık ama her yerinden su çıkıyor. Zamanında iki üç kere kuyu açtık. İlginç olan ise; bu 50 dönümlük arazide tek incir ağaçı olan arsa bizim arsa. Başka hiçbir yerde yok. Aynı zamanda bahçede iki tane dut ağacı ve kuruduğu için kesilen yaşlı bir badem ağacı vardı. Bizim arsanın hemen altında da neredeyse 300-500 yıllık kocaman bir çam ağacı var. Bunca zaman dede diye bildiğimiz, dua okuduğumuz yığma taş olan dede ise meğersek dede değilmiş, antik mezarmış. Bu mezar bizim arsanın çarprazında 400 metre kadar uzaklıkta kalıyor.
Fakat ermeni veya rum mekanı olabilir mi bilmiyoruz fakat dedemizin anlattığına göre 100 yıl önceye kadar 10 tane türk evi varmış. Büyük ihtimalle de bu üzüm bağının bir ruma ait olabileceğini düşündük. Ama ne yazık ki arsa da herhangi bir ev izine rastlamadık belki de biz göremedik. Ya da yıkılmışta olabilir ama bir iz yok. Fakat, su kaynayan bir yer var. Orası sürekli nemli ve ıslak. Bu tam iki dut ağacının arasında. Burada bir kuyu olabilir mi ?
Değerli ustalarımın fikirlerini ve görüşlerini duymaktan minnettar oluruz. Çok teşekkürler.
Yıllar sonra ilgimizi çeken bazı unsurlar oldu. Bu 50 dönümlük üzüm bağında ne tesadüftür ki bahçemizde 5 tane yerden biten kara incir ağacı var. Bu incir ağaçları dedemden de önce kalma. Dedem ne kadar kökünden kesse de hep türemiş hep türemiş. Burasının toprağı çok kayalık ama her yerinden su çıkıyor. Zamanında iki üç kere kuyu açtık. İlginç olan ise; bu 50 dönümlük arazide tek incir ağaçı olan arsa bizim arsa. Başka hiçbir yerde yok. Aynı zamanda bahçede iki tane dut ağacı ve kuruduğu için kesilen yaşlı bir badem ağacı vardı. Bizim arsanın hemen altında da neredeyse 300-500 yıllık kocaman bir çam ağacı var. Bunca zaman dede diye bildiğimiz, dua okuduğumuz yığma taş olan dede ise meğersek dede değilmiş, antik mezarmış. Bu mezar bizim arsanın çarprazında 400 metre kadar uzaklıkta kalıyor.
Fakat ermeni veya rum mekanı olabilir mi bilmiyoruz fakat dedemizin anlattığına göre 100 yıl önceye kadar 10 tane türk evi varmış. Büyük ihtimalle de bu üzüm bağının bir ruma ait olabileceğini düşündük. Ama ne yazık ki arsa da herhangi bir ev izine rastlamadık belki de biz göremedik. Ya da yıkılmışta olabilir ama bir iz yok. Fakat, su kaynayan bir yer var. Orası sürekli nemli ve ıslak. Bu tam iki dut ağacının arasında. Burada bir kuyu olabilir mi ?
Değerli ustalarımın fikirlerini ve görüşlerini duymaktan minnettar oluruz. Çok teşekkürler.