3 leme ( ucleme ) diye bilinen sembol nereden kaynaklanir? | Sayfa 3 | Define işaretleri ve anlamları

3 leme ( ucleme ) diye bilinen sembol nereden kaynaklanir?

light_celal1

Kullanıcı
Katılım
12 Temmuz 2012
Mesajlar
315
Beğeni
51
Puanları
28
Cevap: 3 leme ( ucleme ) diye bilinen sembol nereden kaynaklanir?

Mısır piramitLerini,niL nehrini,kraLLar vadisini ve kraLiçeLer kısmını,İsis Osiris Horus üçLemesini,Osirisin kayıp parçaLarının nereLere atıLdığını,dikiLi taşLarı,Hz. SüLeyman aLeyhisseLamın mabedini ve Hiram ustayı ve üç büyük mason Locasını inceLemenizi tavsiye ederim.


enes usta saol :rolleyes:
başka önerin varsa onada açığız;)
 

A21MEDLi

Admin
Katılım
11 Eylül 2011
Mesajlar
4,025
Beğeni
9,205
Puanları
113
Cevap: 3 leme ( ucleme ) diye bilinen sembol nereden kaynaklanir?

bende Wolcan'ın üçlemesinin nasıl bir şey olduğunu çizip anlatırım,inşallah
 

cantar

Vip Üye
Katılım
27 Ağustos 2012
Mesajlar
8,795
Beğeni
11,115
Puanları
113
Cevap: 3 leme ( ucleme ) diye bilinen sembol nereden kaynaklanir?

190px-Holy_Trinity_Column_-_top.jpg


Kutsal Teslis; solda oğul (İsa), sağda baba, yukarda ise kutsal ruh
1700 yıl önce Roma İmparatorluğu sınırları içinde her tabakadan insanın dini hâline gelmiş olan Hıristiyanlık, kentleşen Avrupa’da Greko-Romen nesillerin daha kolay anlayacağı bir kompozisyona sokulmaya çalışılıyordu. Ayrıca bu inanç sisteminin daha somut kurallarla bir merkezden idare edilebilmesi için “Büyük Kilise” adında yeni bir üst yapı kurulması fikri tartışılıyordu.
Bu fikir Roma İmparatoru Constantine’e çok cazip gelmişti.
Hemen harekete geçerek, önce kendisi Hıristiyan oldu (MS 312), sonra Hıristiyanlığı serbest bıraktı (313) ve daha sonra İmparatorluğun resmî dini ilân etti (324).
Böylece resmen inanç özgürlüğü ve saygınlık kazanan Hıristiyanların ilâhileri sadece kiliselerde değil; tiyatrolarda, gemi güvertelerinde, pazarlarda, fırınlarda ve sokaklarda işitilmeye başlandı.
İncil, bugünkü siyaset ve futbol konuları gibi herkes tarafından tartışılır oldu.
Bu coşkulu atmosfer içinde sanatçılar heykeltıraşlık, mimari, müzik ve resim dallarında yepyeni ve farklı eserler ortaya çıkardılar.
Fakat derin cehaletin kol gezdiği o çağlarda Tanrı’nın uluorta tartışmaya açılması bir sürü sakıncalar doğurdu. Her kafadan bir ses çıkması ve bunun sonuçta farklı ve yanlış anlayışlar doğurması üzerine; hurafelere tahammülü olmayan Constantine, bir yüksek dinî konsey/konsül/kurul toplanmasını ve yanlış yanıtlar verilen sorulara doğru açıklamaların getirilmesini emretti.

İznik Konsülü

20 Mayıs 325 günü Nicaea’da (bugünkü İznik'te) papazlar ve piskoposlardan oluşan bir kurul toplandı. Bu konsey tartışmalı her konuyu ele aldı, sonuca bağladı ve oyçokluğuyla bir bildirge yayımlayıp tüm dünyaya duyurdu. İznik deklarasyonunun bir bölümü şöyle diyordu:

Bizler tek bir Tanrı’ya inanıyoruz;
her şeye Kadir Peder,
her şeyi yaratan,
görünen ve görünmeyen.
Ve bir Lord’a inanıyoruz;
Peder’in oğlu,
Tek oğul,
Peder’in cevherinden,
Tanrı’dan Tanrı,
Nur’dan Nur,
Gerçek Tanrı’dan Gerçek Tanrı,
Tanrı’yla aynı cevherden oluşmuş, yapılmamış.
Her şey O’nun cevherinden oluşmuş;
Göklerdeki şeyler,
Yerdeki şeyler.
Ki O;
biz insanlar ve kurtuluşumuz için
yere inmiş ve insan olmuştur,
acı çekmiş,
öldükten üç gün sonra tekrar dirilmiş,
göklere çıkmış
ve tekrar gelecek olandır,
yaşayanların ve ölmüşlerin hesabı için...
Ve biz Kutsal Ruh’a inanıyoruz.

Bu bildirgedeki Kutsal Üçleme=Ruh-ül kuds=Holy Trinity çağımıza dek ulaşan Hıristiyanlık inancının omurgasını oluşturmuştur. (Burada hemen şunu hatırlamak gerekir; İznik Konseyi’nden yüzyıllar önce Hindular kendi üçlüme inançlarını oluşturmuş, Tanrı’yı “ Brahman-Şiva-Krişna ” üçlüsü biçiminde kavramışlardı. İznik Konseyi bu anlayışı " Baba-Oğul-Kutsal Ruh " olarak taklit etmiştir.)
Konseyde kararlar oybirliği ile alınmadığı için sonradan üyeler arasında şiddetli tartışmaların olduğunu yazan birçok ilahiyat tarihçisi şu notları düşmüşler tarihe:
Arius, Arthanasius ve Marcellus tarafından başlatılan soru-cevap düelloları yıllarca sürdü. Kapadokyalılar diye bilinen 3 piskopos (Kayserili Basil, kardeşi Gregory ve dostu Gregory) kararlara keskin muhalifler olarak şunları yazdılar:
“Tanrı entelektüel çabayla anlaşılamaz. Varlığı aktiviteleri (energeiai) sayesinde anlaşılır. Ayrıca, Tanrı’nın özünü araştırmak günahtır.
“Kutsal Ruh nedir? Tanrı anlamında bir ruh mudur? Aziz Paul ruhu; yaratan, yenileyen ve koruyan olarak nitelemişti. Bunları yapan Tanrı’nın kendisidir. Bizce Kutsal Ruh içimizdeki kutsallık hissidir ve bir maddî yaratık değildir.
“Kutsal Üçleme Tanrı değil, O’nu anlatabilmek için geliştirilmiş bir hipotezdir. Zira eski çağlarda O’nun adını anmak günah sayılmıştı. Kutsal Üçleme yaşanmalı; fakat hakikat olarak algılanmamalıdır."
Tüm karşı çıkışlara rağmen İznik kararları Constantine’i memnun etmişti. Fakat halletmesi gereken bir konu daha vardı: İmparatorluğun başkenti Roma’nın kutsal topraklara uzak oluşu ve haberlerin Roma’ya geç ulaşması kendisini rahatsız ediyordu. İmparatorluğun ortalarında yer alan Bizans kentini yeni yapılarla süslemeye ve büyütmeye karar verdi. Çalışmalar bitince başkenti kendi ismini verdiği Konstantinopol’a/İstanbul’a taşıdı (330).
Kutsal Üçleme, böylece, muhteşem bir başkente sahip olan imparatorluğun akla uygunluğu “tartışılamayan” gerçeği olmuş, hatta Hıristiyanlığın belkemiği durumuna yükseltilmiştir.



Tanrı sevgidir ve sevgide yaşar.
Sevgide yaşamayan Tanrıdan değildir.
Çünkü Tanrı sevgidir.
Baba oğul ve kutsal ruh sanırım Tanrının bizimle kurduğu iletişim.
Baba Tanrı, oğul bizler ,kutsal ruhta onunla olan birlikteliğimiz ve benzerliğimiz sadece.
Onun gibi doğru, adil, dürüst,sevecen, merhametli, affeden, hiç bir ayrım gözetmeden her şeyi seven bir yaratana benzemek.


Teslis, kökenli bu sözcük ( تَثْلِيثٌ; fakat dînî kavram olarak ثالُوثٌ kelimesi kullanılmaktadır.) üçleme. 'de Teslis adının yanı sıra Üçleme[ ] veya Kutsal Üçlük[ ] olarak da çevirilir, üç ilahî varlığı içeren tanımlayan bir ifadedir. Farklı din ve farklı kökenlere, özelliklere ve anlayışlara sâhip farklı teslisler bulunmakta ve bunların çoğunun kendi bütünlüklerinde özel isimleri vardır. Hint din ve mitolojisindeki ' ' gibi. Bugün Türkçe'de 'teslis' dendiğinde sıklıkla 'Teslis' akla gelse de, daha genel bir anlama sahiptir. inancında , ve (Ruh-ul Kuds)'dan meydana gelen kavramıdır.

Teslislere şu an varlığını sürdüren inanç sistemlerinde rastlandığı gibi (örneğin ve ), bugün var olmayan antik dinî inanç ve mitolojilerde de rastlandığı olur. Teslislerin ortak bir geçmiş kültürü işaret ettiğine dair çeşitli hipotezler olsa da, bunların hiçbirisi kabul edilen bilimsel kuramlar değildir. Bununla birlikte arkeolojik ve tarihî bulgular komşu kültürlerde bulunan veya aynı topraklarda ardışık dönemlerde ikamet etmiş topluluklardaki teslislerin arasında bir benzerlik, etkileşim ve belki nedensel bağlantı olabileceğini düşündürmüştür.
Hristiyan teolojisine göre bu üçlü birlik birbirinden ayrılmaz ve tek bir Tanrı'nın birbirini tamamlayan farklı yansımaları olarak görülür. Bu açıdan çizgisindedir. Diğer çıkışlı tektanrılı dinler (İbrahimî dinler) ve ise teslis inancını reddeder.

Teslisteki teslis, kişiler (hypostasa) ve cevher gibi kavramlar 'de yoktur. Bu doktrine temel olarak gösterilen bazı İncil âyetleri vardır. Mesela İsa'nın İncil'de dini yayma emrini içeren

Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin; onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruhun adıyla vaftiz edin. (Mt 26, 19)
ayetine dayanmaktadır. Ama "İsa şöyle karşılık verdi: «En önemlisi şudur: `Dinle, ey İsrail! Tanrımız olan Rab tek Rab'dir."(Mar12:29) ayetine hristiyan alimleri net bir açıklama getiremez. gelen trias kelimesini Baba, Oğul ve Kutsal Ruh için ilk kez kullanıldığını M.S. 2. yüzyılın ikinci yarısında Hristiyanlığın savunucusu Atina'lı 'da görüyoruz.
Onlar [Hristiyanlar] Tanrı'yı ve Kelimetullâh'ı, Oğul'un Baba'yla birliğini, ortaklığını, Rûh'un ne olduğunu, bu teslisin, yâni Rûh'un, Oğul'un ve Baba'nın birliğini ve bunların üçünü birbirinden neyin ayırdığını bilirler.
Batı kilisesinde teslis kelimesi, bu yazıdan birkaç onyıl sonra tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Bunun için tres (üç) ve unitas (birlik) kelimelerinden yeni bir kelime olan trinitası üretmiştir. Hukukçu olan Tertulianus, iş hayâtındaki kavramları dîne aktararak Roma Hukûku'ndan alınmış ifâdeleri dîne almıştır. , ve için personae (şahıslar - hukuktaki taraf için kullanılmaktadır), üçünün birliği için substantia (cevher) kelimeleri gibi. O zaman dînî kavramlara eklenen bu kelimelerle Hristiyan teslîsi ifâde edilecek olursa Tanrı cevherde birdir, fakat monarchia, yâni hükmetmede üç şahıs vardır. Bugünkü Avrupâi dillerde persona ile karıştırılmaması için personae yerine alınan hypostasa (gerçek, huy, varlık, kişisel tabiat) kelimesi tercih edilmektedir.
Târihte Hrisityan İncili'ni kabul eden cemaatlerin çoğu, teslis doktrinine uymuşlardır. Hem batılı (katolik ve protestanlar), hem de doğulu (ortodoks, monofizit ve nestoriyen) kiliselerin hepsi, M.S. 4. yüzyılın sonundan îtibâren teslisi savunmuşlardır.
içinde de teslis inancını reddeden ve Îsâ'nın hem tanrısal, hem de insânî doğasına karşı çıkan akımlar, târih boyunca ortaya çıkmıştır. Bu akımları ortaya çıkaran önemli felsefî akım Kuzey İtalya'dan gelen aydın dönem 'dir. Bu yeni düşünce akımıyla Bunlardan bazı mezhepler şunlardır:



Ayrıca teslisi kabul eden dînî cemaatlerde bu doktrine karşı tek tük de olsa bu cemaatlerin din adamlarınca incille bağdaşmadığı görüşleri ileri sürülmüş ve sürülmektedir. Meselâ Alexander Hislop, Adolph Ernst Knoch veya gibi.


Değişik zaman ve dînî sistemlerdeki teslisler şunlardır:


  • Bâbil geleneği:
Birinci üçlük: Anu (Gök tanrısı), Enlil (Yer, hava ve fırtına tanrısı), Ea (Irmaklar tanrısı).İkinci üçlük: Sin (Ay tanrısı), Şamaş (Güneş tanrısı), İştar (Bereket tanrıçası - Tammuz'un eşi-sevgilisi)Şeytan üçlüğü: Labartu - Labazu - Ahatsu,
  • Guatemala geleneği: Bitol – Alom - Quhalom,
  • Kelt geleneği: Teutates - Taranis - Esus,
  • Peru geleneği: Paçakamak - Kon - Virakoça,
  • Eski Mısır geleneği: İsis – Osiris – Horus,
  • geleneği: Nommo die-nommo tityayne-o nommo,
  • Hitit geleneği: Teshup - Hepatu - Sharruma,
  • İndo-aryen geleneği: Mitra – İndra – Varuna,
  • Mitanni geleneği: Mitrassil – İndar – Uruvanassel,
  • Sabiî geleneği: Hibil - Şitil - Anuş,
  • geleneği: Tinia - Uni - Minerva,
  • Grek ezoterizmi: Phanes - Ouranos - Kronos,
  • Grek mitolojisinde Silene (Selene) - Hekate - Artemis,
  • Eski İran’ın Ehli Hak geleneği: Güneş’in efendileri olan üç kardeş ilah,
  • Orta Asya geleneği: - - ,
  • / geleneği: ,
  • Sümer ve İskandinav tradisyonlarında ve neo–platonizm’de de bu tür üçlü ilah gruplarına rastlanır.




190px-Hendrick_van_balen_Holy_trinity.jpg


The Holy Trinity(Kutsal Teslis) flamen Hendrick van Balen'nın eseri

190px-Egypte_louvre_066.jpg


Mısır Teslisi; sağda , ortada ve solda

Şüphe İnancın düşmanıdır. Şüpheler dağıtılmazsa zihnimizde büyür ve inancımızı yok eder. Bunu önlemenin en iyi yolu sorular sormak ve şüphelerimizi giderecek kadar ikna edici cevaplar aramaktır.
Kutsal Üçleme nedir?
Hristiyan inancı Kutsal Üçlemeye dayanır: Baba, Oğul ve Kutsal Ruh. Bu üçü Tek ve Yegane Tanrı'dır. Üçü tek bir Tanrı'dır.
İnsanların aklı veya dilleri Tek Tanrı'nın güzelliğini ve enginliğini açıklamada zorlanmaktadır.
Karmaşık bir konuyu açıklamanın en iyi yolu anlayabileceğimiz basit bir örnek kullanmak, sonra onu geliştirmek ve ana konuya yavaş yavaş uyarlamaktır.

3 Mum Örneği


Şekil


Tanrı

Üç mum olsa da tek bir ışık vardır. Alevin özü:
sıcaklık ve
ışıktır.

candle.jpg
Baba, Oğul ve Kutsal Ruh üçlemesine sahip olsa da tek bir Tanrı vardır. Tanrının özü:

Sevgi

=
Sıcaklık
Bigelik

=
Işık
3 mum tek bir alev olabilir veya ayrılabilir ve her biri aleve özgü aynı sıcaklık ve ışık özüne sahip olacaktır.
Bu nedenle 1. mumun, 2. mumun ve 3. mumun kendi alevleri olsa da bunlar birleştirilince tek bir alev olur.

candle2.jpg
candle2.jpg
candle2.jpg
Kutsal Üçleme tek bir Tanrı'da birleştirilebilir veya ayrılabilir ve her biri Tanrı'ya özgü olan aynı sevgi ve bilgelik özüne sahip olacaktır.
Bu nedenle
Baba Tanrı'dır,
Oğul Tanrı'dır,
Kutsal Ruh Tanrı'dır,
ancak bunlar birleşince sadece tek bir Tanrı vardır.
Aynı şekilde 3 mumdan biri de ayrılabilir. Örneğin bir mum diğer mumların arasından alınıp bir süredir karanlık olan bir odaya götürülerek burayı ısıtıp aydınlatabilir.
Bu mum daha sonra merkezi alevin olduğu diğer mumarın yanına yere götürülür
ve bu mumun yerine bu odadaki sıcaklığı ve ışığı devam ettirmek amacıyla başka bir mum götürülür.

candlediagram.gif
Tanrı'nın Oğlu insan olduğunda (İşaya 9:16) “Çünkü bize bir çocuk doğacak…ve O'nun adı… Güçlü
Tanrı, Ebedi Baba olacak.” Ayrıca Rabbimiz'in Hayatındaki 1 ve 2
nolu İsa'nın Gelişinin Haber Verilişi ve Doğumu resimlerine bakınız
İsa Babası'na dönmeden önce Kutsal Ruh'u Yardımcı olarak göndereceğinin sözünü vermişti. Yuhanna 15:26 “Baba'dan size göndereceğim Yardımcı, yani Baba'dan çıkan Gerçeğin Ruhu geldiği zaman, bana tanıklık edecek.”

Yukarıdaki Tanrı'nın Kutsal Üçlemesi açıklamasını iyice anladıktan sonra hem Eski Ahit'ten hem de Yeni Ahit'ten Tanrı'nın Kutsal Üçlemesi ile ilgili bazı ayetleri okuyalım.
Eski Ahit'te Tanrı ilk sayfanın başında kim olduğunu söyler ve O'nu o şekilde anlamamızı ister.
Oluşum 1:1-3:

  1. Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
  2. Tanrı'nın Ruhu suların üzerinde hareket ediyordu.
  3. Tanrı, “Işık olsun” diye buyurdu ve ışık oldu.
Gördüğümüz gibi:
Tanrı (Baba) 1. ayette, Tanrı'nın Ruhu (Kutsal Ruh) 2. ayette ve Tanrın'ın Sözü (Tanrı'nın söylediği) 3. ayette belirtilir. Tanrının Sözü = İsa
Tanrı bizi, bizim veya biz gibi çoğul ifadeler kullandığında Kutsal Üçleme'nin konuştuğu anlaşılır - Baba, Oğul ve Kutsal Ruh.
Bazıları bizi, bizim ve biz gibi çoğul zamirlerin Tanrı ve meleklerini ifade ettiğini düşünebilir. Bu doğru olamaz çünkü melekler yaratıcı değil Tanrı'nın yaratıklarıdır. Dolayısıyla Tanrı ”Kendi suretimizde, kendimize benzer insan yaratalım” dediğinde Kendi ve Kendimize kelimeleri kesinlikle Kutsal Üçleme'yi oluşturan ve Tanrı ile olan İsa ve Kutsal Ruhu ifade etmektedir.
Şimdi de Tanrı'nın bu çoğul zamirleri kullandığı Eski Ahit'ten bazı ayetleri okuyalım.

Oluşum 1:26
Tanrı, ‹‹İnsanı kendi suretimizde, kendimize benzer yaratalım›› dedi, ‹‹Denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, evcil hayvanlara, sürüngenlere, yeryüzünün tümüne egemen olsun.››
Oluşum 3:22
Sonra, ‹‹Adem iyiyle kötüyü bilmekle bizlerden biri gibi oldu›› dedi. ‹‹Artık yaşam ağacına uzanıp meyve almasına, yiyip ölümsüz olmasına izin verilmemeli.››
Oluşum 11:7
‹‹Gelin, aşağı inip dillerini karıştıralım ki, birbirlerini anlamasınlar.››
İşaya 6:8
Sonra Rabbin sesini işittim: ‹‹Kimi göndereyim? Bizim için kim gidecek?›› diyordu. ‹‹Ben! Beni gönder›› dedim.
Yeni Ahit'te bazı ayetler Kutsal Üçleme - Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'tan birlikte bahsedilen durumları açıklar.
Matta 28:19
Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin; onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruhun adıyla vaftiz edin.
Diğer bazı ayetlerde Kutsal Üçleme ortaya çıkar.
Matta 3:16-17
16 İsa vaftiz olur olmaz sudan çıktı. O anda gökler açıldı ve İsa, Tanrı'nın Ruhu'nun güvercin gibi inip üzerine konduğunu gördü. 17. Göklerden gelen bir ses, ‹‹Sevgili Oğlum budur, O'ndan hoşnudum›› dedi.
Kutsal Üçleme'yi anlamak önemlidir. İyice anlaşılmazsa İncil'in bazı ayetleri karmaşık gelebilir. Aşağıda bazı örnekler verilmiştir.
İşaya 7:14
Bundan ötürü Rabb'in kendisi size bir belirti verecek: İşte, kız gebe kalıp bir oğul doğuracak; adını İmmanuel koyacak.
Immanuel Tanrı bizimledir demektir. (Im=ile, man=bizim, Tanrı=u’al)
Yorum: Yukarıdaki ayette İşaya İsa'ya Tanrı der. Şimdi İsa'ya neden Tanrı dendiğini anlıyoruz (çünkü Kutsal Üçlemeden ayrılırsa İsa Tanrı'dır)
İşaya 9:6
Çünkü bize bir çocuk doğacak, bize bir oğul verilecek. Yönetim onun omuzlarında olacak. Onun adı Harika Öğütçü, Güçlü Tanrı, Ebedi Baba, Esenlik Önderi olacak.
Yorum: İsa'ya ebedi Baba demek Kutsal Üçleme'deki Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un her birinin tek öze sahip Tek Tanrı olduğunu doğrular.
İşaya 25:9
O gün diyecekler ki, ‹‹İşte Tanrımız budur; O'na umut bağlamıştık, bizi kurtardı. RAB O'dur, O'na umut bağlamıştık, O'nun kurtarışıyla sevinip coşalım.››
Yorum: İşaya İsa'ya Tanrı ve Rabb'in yanı sıra Kurtarıcı Mesih de der.
İşaya 40:3
Şöyle haykırıyor bir ses: ‹‹Çölde RABB'in yolunu hazırlayın, bozkırda Tanrımız için düz bir yol açın.››
Yorum: İşaya Vaftizci Yahya'nın İsa'nın gelişini haber vereceğini bildiriyor.
Yuhanna 1:1-5
Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı. 2. Başlangıçta O, Tanrı'yla birlikteydi. 3. Her şey O'nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey O'nsuz olmadı. 4. Yaşam O'ndaydı ve yaşam insanların ışığıydı. 5. Işık karanlıkta parlar. Karanlık onu alt edemedi.
Yorum: İncil'in başında Yuhanna Baba Tanrı ve Oğul Tanrı hakkında konuşuyor. İsa'ya Söz diyor çünkü söz olmadan hiçbir şey yapılamaz. (Ol dedi ve oldu. - Bkz. Oluşum) İşaya İsa'ya ayrıca bilgelik anlamına gelen Işık da demektedir.Olsun dedi ve oldu.
Yuhanna 10:30
Ben ve Baba biriz.
Yorum: Bu da Kutsal Üçleme'nin tek bir Tanrı'da olduğunu doğrular. Ayrıca İşaya'nın söylediğini de doğrular: «İsa ebedi Baba'dır.»
Yuhanna 14:6
İsa, ‹‹Yol, gerçek ve yaşam Benim›› dedi. «Benim aracılığım olmadan Baba'ya kimse gelemez.»
Önemli Not: Bu mesaj Tanrı'ya inananlar fakat Kutsal Üçleme'yi kabul etmeyenler içindir. İsa olmadan Kutsal Üçleme ve dolayısıyla Tanrı olmaz. (Bu yeterince açık değilse lütfen Kutsal Üçleme'nin yukarıdaki açıklamasına bakınız.)
Yuhanna 14:8-11
8. Filipus, ‹‹Ya Rab, bize Baba'yı göster, bu bize yeter›› dedi. 9. İsa, ‹‹Filipus›› dedi. ‹‹Bunca zamandır sizinle birlikteyim. Beni daha tanımadın mı? Beni görmüş olan, Baba'yı görmüştür. Sen nasıl, ‹Bize Babayı göster› diyorsun? 10. Benim Baba'da, Baba'nın da bende olduğuna inanmıyor musun? Size söylediğim sözleri kendiliğimden söylemiyorum, ama bende yaşayan Baba kendi işlerini yapıyor. 11. Bana iman edin; ben Baba'dayım, Baba da bendedir. Hiç değilse bu işlerden dolayı iman edin.
Yorum: İsa Kutsal Üçleme'yi çok net bir şekilde açıklamıştır, ayrıca bizde görünmeyen ve saklı olan Tanrı'yı ortaya çıkarmak için aramıza geldiğini de vurgulamaktadır.
Çok önemli olan bu Kutsal Üçleme konusuna noktayı koymak için lütfen Tanrı'nın Yuhanna'nın aşağıdaki ayetlerinde neye tanıklık ettiğini dikkatli bir şekilde okuyunuz.
1 Yuhanna 5:11-13
11 Tanıklık da şudur: Tanrı bize sonsuz yaşam verdi, bu yaşam O'nun Oğlu'ndadır.
12. Kendisinde Tanrı Oğlu bulunanda yaşam vardır, kendisinde Tanrı Oğlu bulunmayanda yaşam yoktur.
13. Tanrı Oğlu'nun adına iman eden sizlere, sonsuz yaşama sahip olduğunuzu bilesiniz diye bunları yazdım.


29-%C3%BCcleme.jpg
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

FENERLi

Super Moderatör
Kullanıcı
Katılım
9 Aralık 2012
Mesajlar
1,727
Beğeni
2,007
Puanları
113
Konum
istanbul
Cevap: 3 leme ( ucleme ) diye bilinen sembol nereden kaynaklanir?

Mısır piramitLerini,niL nehrini,kraLLar vadisini ve kraLiçeLer kısmını,İsis Osiris Horus üçLemesini,Osirisin kayıp parçaLarının nereLere atıLdığını,dikiLi taşLarı,Hz. SüLeyman aLeyhisseLamın mabedini ve Hiram ustayı ve üç büyük mason Locasını inceLemenizi tavsiye ederim.

Enes ustam parçalarından tekrar canlanmasını mı soruyorsun,yoksa parçalarının birinin eksik olduğu halde tekrar doğduğunu mu soruyorsun,,hepsine kafayı takıp incelersek olayın gizemi kaybolur,gizemli kalsın mı;)
 

cantar

Vip Üye
Katılım
27 Ağustos 2012
Mesajlar
8,795
Beğeni
11,115
Puanları
113
Cevap: 3 leme ( ucleme ) diye bilinen sembol nereden kaynaklanir?

konuyu açıp arkasını getirmemek ne derece doğru ortaya konuyu at geri çekil milletin kafasına istifhamları sok ama konuyu açıklama biliyorsanız konunuzu tamamlayınız.....
Bilgi paylaştıkça değer kazanır paylaşılmıyan bilgide bilgi değildir.....
 

Enes

Kullanıcı
Katılım
3 Aralık 2012
Mesajlar
3
Beğeni
3
Puanları
3
Cevap: 3 leme ( ucleme ) diye bilinen sembol nereden kaynaklanir?

Enes ustam parçalarından tekrar canlanmasını mı soruyorsun,yoksa parçalarının birinin eksik olduğu halde tekrar doğduğunu mu soruyorsun,,hepsine kafayı takıp incelersek olayın gizemi kaybolur,gizemli kalsın mı;)

ßen soru sormadım FENERLİ kardeşim , hristiyan tesLisinin nereden geLdiğini
göstermek için araştırıLması gereken mevzuLarı söyLedim sadece.
ßunLarı biLmezsen işin özünü kavramak güçLeşir.Gizem sadece hikayedir.
 

cantar

Vip Üye
Katılım
27 Ağustos 2012
Mesajlar
8,795
Beğeni
11,115
Puanları
113
Cevap: 3 leme ( ucleme ) diye bilinen sembol nereden kaynaklanir?

TESLİS



Üçleme, üçe çıkarma, şarabı üçte biri buharlaşıncaya kadar kaynatma. Hristiyanlıkta Allah'ın üç unsurdan meydana geldiğine inanma. Arapça Ekânim-i Selâse, Fransızca Trinité aynı anlamlara gelir. Hristiyanlıkta teslis genel olarak, Allah'ın tek ve bölünmez bir âlemde ayrı, eşit ve tek cevherli üç kişi (Baba, Oğul, Rûhu'l-Kudüs) olduğu şeklinde tarif edilmektedir. Hristiyanlığın üç şekilli tek Tanrı anlayışı demek olan bu temel inanç, Allah mefhumunu Baba, Oğul, Kutsal Ruh formülü içinde "teklik" olarak açıklamaya çalışmaktadır. Hristiyanlığın bu temel inancı üç görüntüde tek tanrı anlayışını anlatmaktadır. Buna göre "Oğul" diye nitelendirilen Hz. İsa da tanrı kabul edilir.

Teslis dogmasını belli esaslar dahilinde tesbit edebilmek için kilise ilk yüzyıllarda bir hayli uzun ve çetin tartışmalara sahne olmuştur. Teslis inancını yaşatabilmek için her yıl Hamsin'i takibeden ilk pazar Teslis Yortusu yapılır. Bu Yortu Roma Katolik Kilisesi'nin kararsızlığına rağmen XI. yy.dan beri kutlanmaktadır (Bertholet, Wörterbuchder Religionen, Stutgart, 1962, 567).

Teslis inancı Hristiyan sanatının çeşitli kollarında yüzyıllardır bir takım remiz ve sembollerle ifade edilmektedir. Doğu'da Bizans sanatında bu üç kişi, çoğu zaman üç meleğin Hz. İbrahim'e gelişini simgelendiren sahne ile canlandırılmıştır. Batılı sanatçılar daha çok insan figürlü şemalardan faydalanmışlardır, üç başlı Tanrı, aynı tahta oturan ve birbirine benzeyen üç kişi olarak tersim edilmiştir. XV.yy. sanatında kişileri birbirinden farklı gösterme eğilimi ağır basınca, bazan Baba ile Oğul birbirine benzer figürlerle, Rûhu'l-Kudüs de bir güvercinle simgelenmiştir. Rûhu'l-Kudüs'ün güvercin şeklinde simgelenişi daha çok Hz. Meryem'in Taç Giyişinde görülmekle beraber, bazan genç bir delikanlı olarak figüre edildiği de olmuştur. Bunun en güzel örneğini Troyes'deki St. Urbain Kilisesi ağaç heykel grubunda görmek mümkündür. Teslis'in sembollerle anlatılması konusundaki "Hidayet Tahtı" şeması, bütün Ortaçağ boyunca yaygınlık kazanmıştır. Buna göre Baba, papalık nişanlarını kuşanmış yaşlı bir adam olarak "Hidayet Tahtı"nda oturur ve kucağında "Oğul"un çarmıha gerilmiş veya çarmıhtan indirilmiş vücudunu tutar. Güvercin ise ikisinin başı arasında uçmaktadır (Büyük Larousse XVIII, 11455)

Hristiyanlıkta üç ayrı kişinin tek bir Tanrı'da birleşmesi inancını sembolize için yapılan Yortu dışındaki faaliyetlere de Teslis denilmektedir. Müslümanlıkta bu inancı benimseyenlere Erbab-ı Teslis, Ashab-ı Teslis veya Teslis Ehli adı verilmektedir. Hristiyanlardan aşırı derecede Teslis inancına bağlı olanların kurdukları Teslis Tarikatı'na göre Baba, Oğul, Rûhu'l-Kudüs, tek kişide toplanmış üç kişidir ve aralarında eşitlik vardır. Bu bakımdan birinin diğerine üstünlüğü söz konusu olamaz. Kutsal Teslis Tarikatı adlı tarikatın üyeleri "Teslisciler" diye bilinmektedir.

Hristiyan kelâmcıları karmaşık bir kavram olan Teslis'i anlatabilmek için bir takım yorumlar yapmak gereğini duymuşlardır. Bu açıklamalardan birine göre Tanrı tektir, ancak üç ayrı şekilde belirir. Beliren bu üç şekil de Tanrı'dır, fakat üç Tanrı değil tek Tanrı'dır (Elmalılı, Tefsir, VIII, 6327 vd.). Bir başka Hristiyan kelâmcısının Teslisi yorumlaması şöyledir: Teslis'in birinci unsuru olan Baba-Tanrı ezelîdir, ebeddir, her şeyin evvelini ve sonunu bilir. O'nun görmediği hiçbir şey yoktur ve O, kudretiyle her şeye hâkimdir. Kâinatı merhametiyle kaplamıştır. Teslis'in ikinci temel unsuru Oğul, Hz. İsa'dır. O, ilâhî kelâmın (Logos) cisim halini almış, canlı bir görüntüsüdür. Teslis'in üçüncü ve son unsuru Rûhu'l-Kudüs ise Tanrı ruhunu temsil eder. Hz. İsa, Hz. Yahya tarafından vaftiz edilirken Rûhu'l-Kudüs güvercin şekline bürünerek gökten yere inmiştir. Hz. İsa'nın göğe çıkışından kıyamete kadar geçecek zaman içinde Hıristiyanlara Rûhu'l-Kudüs yol gösterecektir.

Hristiyanların genel manada Teslis'e inanmaları gerekir. Hz. İsa'nın tebliğ ettiği din tevhide, yani Allah'ın birliğine dayanmaktadır. Hz. İsa'nın İncil'de geçen açık-seçik sözlerine göre hiçbir Hristiyanın Allah'ın birliğini inkâr etmemesi gerekir. Hz. İsa çeşitli vesilelerle Allah'ın bir olduğunu, eşi ve benzerinin bulunmadığını ifade etmiş ve O'nun bu sözleri İncil'de aynen yer almıştır. Bu bakımdan gerçek Hristiyanlığın tevhide dayandığım Hristiyanların bile inkâr etmesi mümkün değildir. Hristiyanların bu konudaki yanılgıları, "Allah'ın kelimesi” (en-Nisa, 4/171) ve "Allah'ın Ruhu" (en-Nisa, 4/171) vb. Kur'an ayetlerini yanlış yorumlamalarından kaynaklanmaktadır. Hristiyan bilginleri "Allah'ın kelimesi"nden Allah'ın kelâm ve nutkunun Hz. İsa'da ifadesini bulduğunu, Allah'ın ruhunun O'na girdiğini, böylece kendisinin bir Tanrı olarak dünyaya geldiğini zannetmişlerdir. Hristiyanlığa böyle önemli bir unsurun girmesi, onların tevhid inançlarını olumsuz yönde etkileyerek onları bir çıkmaza sürüklemiştir. Ne yapacaklarını şaşıran Hristiyanlar kendi elleriyle ördükleri bu düğümü, yüzyıllar geçmesine rağmen hâlâ çözebilmiş değillerdir. Bir yandan Allah'ın tek olduğunu kabul etmek, bir yandan da üç Tanrı bulunduğuna inanmak kolay çözülecek bir problem değildir. Bu hatalı anlayıştan kurtulabilmek için Hristiyanların yapacakları bir iş vardır: Hz. İsa ve Rûhu'l-Kudüs'ün uluhiyetini nazar-ı itibara almaksızın Allah'ı tek ilâh kabul etmek, Allah'ın eşi ve benzeri olmadığını, Hz. İsa'nın da sadece O'nun kulu ve peygamberi olduğuna inanmak, Hz. İsa'ya herhangi bir ilâhî sıfat ve isim yakıştırmamak (Mevdudî, Tevhid Mücadelesi, çev. A. Asrar, İstanbul, 1983, I, 548).

Bu konudaki bir başka Hristiyan inancına göre Allah bir cevherdir. Bu cevherin üç temel rüknü şunlardır: 1-Baba = Allah, 2- Oğul = İsa, 3-Ruhu'l-Kudüs = Hz. Meryem'e Allah tarafından ilkâ edilen ruh. İnançlarına göre bunların üçü de aynı ilâhtır. Hristiyanların bu saçma ilâh anlayışlarını Hz. İsa bizzat Kur'an diliyle şöyle cevaplandırmıştır: "...Ey İsrailoğulları, benim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a ibadet edin..." (el-Mâide, 5/72).

Bilinen bir gerçektir ki Hristiyanlar, Hz. İsa'dan sonra yalnız tevhid inancını terketmekle kalmamışlar, bir çeşit putperestliğe de dinlerinde yer vermişlerdir. Böylece tek Allah yerine üç Tanrı bulunduğunu zanneden Hristiyanlar, şirke saparak azizlere ve mezarlara tapmaya başlamışlardır. Özellikle Katoliklerde görülen (5. yy.) Hz. İsa ve O'nun Havarilerine tapma hadisesi zamanla kiliselere, başta Hz. Meryem ve Hz. İsa olmak üzere birçok aziz ve azizenin putunun yerleştirilmesine sebep olmuştur. Günümüze kadar gelen hemen bütün Hristiyan kiliselerinde bu çeşitli putlar görülmektedir. Ancak günümüz Hristiyanlarının kiliselerdeki bu put tasvirlerine ibadet için eskisi kadar şuursuz bir istek taşımadıkları da bilinmektedir. Aynı şekilde fanatik ve cahil olmayan Hristiyanlar Allah inancı konusunda Teslis'i terketmiş görünüyorlar. Bugün aydın bir Hristiyanın Hz. İsa'ya Allah'ın Oğlu nazarıyla bakması ve Allah'ı Baba olarak görmesi nerede ise muhal bir hal almıştır. Günümüz Hristiyanları da bizim gibi Allah'ın birliğine inanmakta ve Teslis'i mantıksız bir inanç olarak nitelendirmektedir. Nitekim en önemli ve en büyük buyruğun ne olduğu kendisine sorulduğunda Hz. İsa: "Dinle ey İsrail, Tanrımız olan Rab tek Rab'tır" (İncil, Markos, XII, 29) cevabını vermiştir. Pazar âyinlerinde her kilisede topluca söylenen Hristiyan Âmentüsü, "Tek Allah'a inanıyorum..." cümlesiyle başlamaktadır (Xavier Jakob, Sorabilir miyiz? İstanbul, 1988, 10).

Kur'an-ı Kerîm, Hristiyanların Teslis ve Teslis'e benzer inançlarını kesinlikle reddeder ve böyle diyenlerin kâfir olduklarını açıklar: Andolsun, Allah üçün üçüncüsüdür" diyenler elbet kâfir olmuşlardır. Halbuki bir tek Tanrı 'dan başka hiçbir Tanrı yoktur. Eğer diye geldiklerinden vazgeçmezlerse, içlerinden kâfir olanlara acı bir azap vardır" (el-Mâide, 5/73). Bütün dünyanın süratle İslâm'a koştuğu ve Hristiyan dünyasında şuurlu bir ihtida hadisesinin gerçekleşmekte olduğu bir ortamda Hristiyanların "Tevhid"e yönelmeseler bile en azından Teslis'i terketmeleri tabii bir davranış olarak görülmektedir.

Hindu Teslisi (TRİMURTİ) ve Hristiyan teslisi (TRINITY)

"Ortodoks" hristiyanlığın en önemli inançlarından biri de teslis inancı.

Teslis inancının kökenine baktığımızda, bu inancın semitik kökenli olmadığını görürüz, hristiyanlıktan ve yahudilikten çok daha önce pek çok toplumun üçleme inançları vardı, ancak bunlar gerçekten de 3 Tanrı'yı simgeliyordu.

Hristiyanlara göre üçlübirlik, kendini Baba, oğul ve Kutsal Ruh BENLİKLERİNDE açıklayan tek Tanrı'dır, hristiyanlara göre, Tanrı kendini 3 farklı bilinç merkezinde açıklar, bunlar Tanrı'nın parçaları asla değildir çünkü Tanrı parçalara bölünemez ancak bunlar Tanrı'nın "kişilik"leridir, "bilinç merkezleri"dir, "Baba", enerjideki güce, oğul enerjinin ışığa dönüşmüş haline, Kutsal ruh da yayılan ısıya benzetilir.


Teslis genellikle şu şekil ile açıklanır:









Üçgenin ortasında Tanrı, üstünde baba iki yanında ise oğul ve Kutsal Ruh.Kutsal Ruh ortadaki Tanrı’dır, Oğul ortadaki Tanrı’dır, Baba ortadaki Tanrı’dır ancak baba oğul değildir oğul Kutsal Ruh değildir, ortadaki yere “Madde” yazalım yanlara ve üst kısma da “katı, sıvı, gaz” yazalım, katı maddedir, sıvı maddedir, gaz maddedir ancak katı, sıvı; sıvı da gaz ile “aynı şey” değildir.

Sonuçta anlatılmak istenen üç ayrı tanrı değil de tek Tanrı'ya inandıkları ama bu Tanrı'nın 3 farklı biçimde var olup kendini açıkladığı felsefesidir.(Trinity) Böylece pek çok kültürde görülen (Osiris-Isıs-Horus, Amen-Mut-Khonsu, Khnum-Satis-Anukis..vs gibi) “triteism” inancına yani 3 ayrı Tanrı’ya değil de 3 biçimli tek Tanrı’ya inandıklarını söylerler. Ayrıca, Muhammed’in üçlü birlik ile ilgili bilgileri kulaktan dolma olduğu için ne anlatılmak istendiğini anlamamış, Kur’an’a “Allah üçün üçüncüsüdür diyen kafirdir”, “Sen, beni ve annemi de Tanrılar olarak mı kabul edin dedin?” şeklinde ayetler koymuştur, Muhammed’in hristiyan üçlü birliği hakkındaki bilgi eksikliğini bir kenara bırakırsak, konsept olarak pagan üçlemeleri ile hristiyan “üçlemesi” aynı olsa da, gerçekten de hristiyan üçlemesi diğer pek çok kültürün üçlemesinden, en azından felsefi olarak, ayrılmaktadır.

Fakat bir kültürün teslisi hristiyanlık teslisiyle nerdeyse aynıdır: TRİMURTİ (Hindu teslisi)

Trimurti üçlü birliği Brahma, Şiva ve Vişnu’dan oluşur, Brahma, Vişnu ve Şiva, ayrı Tanrılar DEĞİL, tek Tanrı’nın farklı VAROLUŞ HALLERİDİR! Brahma yaratılışı, Vişnu koruyuculuğu Şiva ise yok edilişi simgeler, Tek bir Tanrı vardır ancak bu Tanrı 3 farklı halde “işler”.Bu haliyle Trimurti, hristiyan Trinity’sinin (üçlü birliğinin) neredeyse aynısıdır! Bazı hristiyan apologistler (Apologist: “hristiyanlık savunucusu”) bunun farkına varmış ve Trimurti’nin gerçekten de hristiyan üçlü birliğine çok benzediğini kabul etmişlerdir ancak şöyle derler “En eski Trimurti simgesi, hristiyanlıktan sonra 4. ya da 5. yüzyıla aittir” Bu ifade kısmen doğrudur gerçekten de en eski Trimurti (üç başlı gösterim) kalıntıları hristiyanlığın doğuşundan sonradır ancak bu, Trimurti inancının hristiyanlıktan çok daha eski olduğu gerçeğini değiştirmez çünkü hristiyanlıktan en az 400 yıl öncesine tarihlenen Hindu kutsal metinleri Trimurti anlayışından bahsetmektedir!

Örneğin daha “geç dönem” upanişadlarından olsa da, hristiyanlıktan en az 400 yıl öncesine tarihlenen Maitri (Maitrayani) Upanişad’ı, Brahma, Vişnu ve Şiva’nın; Brahman’ın farklı HALLERİ, GÖRÜNTÜLERİ (aspect) olduğunu söylemektedir! (Maitrayani upanişad, 4:5)






Bugün bazı mezhepler, yanlış anlaşılacağı gerekçesiyle Trimurti’nin üzerinde durmaz hatta Trimurti’yi öğretmez ancak Trimurti inancı, Hindu kutsal metinlerinde bulunmaktadır, hristiyanlıktan çok daha eskidir ve hristiyan teslisinin neredeyse aynısıdır. Tarihten biliyoruz ki hristiyanlıkta teslis inancı, kademeli olarak oluşan bir inançtır Yunan, Doğu ve Pers felsefelerinin senteziyle oluşmuştur ve tamamen Pagan kaynaklıdır.
 

Enes

Kullanıcı
Katılım
3 Aralık 2012
Mesajlar
3
Beğeni
3
Puanları
3
Cevap: 3 leme ( ucleme ) diye bilinen sembol nereden kaynaklanir?

enes usta saol :rolleyes:
başka önerin varsa onada açığız;)

light_celal1 kardeşim osiris,seth,isis,horus bu dördünün arasında geçen
hikayeyi çok iyi araştır , hristiyanLığın inanç (dini ve mistik) temeLi mısırdır.
ßunLar benim araştırmaLarımdan çıkardığım sonuçLar.
ßen defineci değiLim sadece araştırmacıyım , konuLar karmaşık ve uzun
sormak istediğin birşey varsa kısa kısa anLatabiLirim biLdiğim kadar.
 

light_celal1

Kullanıcı
Katılım
12 Temmuz 2012
Mesajlar
315
Beğeni
51
Puanları
28
Cevap: 3 leme ( ucleme ) diye bilinen sembol nereden kaynaklanir?

enes usta bende araştırıyorum başka neler var diye iyice kafaya oturtmak lazım desteğin için saol
 

A21MEDLi

Admin
Katılım
11 Eylül 2011
Mesajlar
4,025
Beğeni
9,205
Puanları
113
Cevap: 3 leme ( ucleme ) diye bilinen sembol nereden kaynaklanir?

ben her zaman yazdığımın arkasındayım.geri çekilme felan bana uymaz,O konun kararı bana kalmış bi şey,wolcan üçlemesinin,ardındaki baklavayı 6-7 önce açıklamıştık eskilerden okuyan biliyor...inşallah günü gelince yazarım,+ O konu copy/paste değilki hemencecik yolluyayım.
 
Son düzenleme:
Üst