Abu Sir Mabedi Heliyepolis’te 3. sülale zamanına ait bir mabet yapısı örneği, başka yerde görülmeyen bir tarzdadır. Bu 300 metre genişliğinde yuvarlak ve 40 metre kalın duvarlarla çevrilmiş, iç tarafında direklerle tutturulmuş, uzunluğuna, beş hücreden ibaret binadır. Orta Krallık dönemindeki mabetler tam olarak korunamamıştır. Bazıları Hiksoslar devrinde (MÖ.1788-1580) harap edilmiş, diğer bir çoğu da 18. sülale kralları tarafından ele alınarak büyütülmüş ve şekilleri değiştirilmiştir. Orta Krallık devrinde 11.sülaleden Mentubotep’lerden birinin yaptırdığı mabet sonradan tadilata uğramayan mabetlerden biridir. Deir-el-Bahri mevkiinde bir dağ yamacında inşa edilmiş olan bu bina, ölen insanlar için yapılan ayinlerde kullanılan mabettir. Prensesler için yapılmış yeri de mevcuttur. Mabedin dip tarafında uzun bir dehlizden kayalıklar içine girilerek küçük bir odada son bulmaktadır. Burada ihtimal ki kralın heykeli konulmuştu. 12. sülale kralları da bir takım abideler meydana getirmişler. Mabet olarak yapılanlar ve sonradan tadilata uğrayanlardan bazıları şunlardır: Memfiste Ptah mabedi genişletilmiş, Karnak’ta Amon, Dendera’da Hathor, Heliyepolis’te Atum, Abidos’ta Osiris. Yeni Krallık devri mabetleri üç kısımdan ibarettir. Dörtgen şeklinde olan mabetlerin uzunluğu genişliğinin iki katıdır. Ön kısım, iki yüksek pilon arasından açılan büyük merkezi bir kapıdır. İç avlu sütunlarla çevrilidir. Bunun gerisinde ayin yapılan salonlar ve daha ileri de ise bir koridorla ayrılmış ilah heykellerinin konduğu mukaddes yer ve hazinelerin saklandığı odalar, mağazalar bulunmaktadır. İlah heykeli ya bir hücreye kapatılmış veya bir kayık üzerine oturtulmuştur. Mabedin çoğu yerine büyüklü küçüklü heykeller konmuştur. Duvarlarına kabartma yazılar ve süsler yapılmıştır. Kralın icraatına ait olanları halkın girebileceği yerlerde, rahiplerin girmesine mahsus yerlerde ise tapınma ve dini ayinleri gösteren sahneler yapılmıştır.
