ANADOLUDA URARTULAR VE MEZAR GÖRSELLERİ | Define işaretleri ve anlamları

ANADOLUDA URARTULAR VE MEZAR GÖRSELLERİ

Necat.

Emektar
Forum Düzeni
Admin
Katılım
26 Mart 2018
Mesajlar
3,123
Beğeni
9,849
Puanları
113
Yaş
61
Konum
Ankara
Fazla görseli bulunmayan Urartuların mezar yapılarına ilişkin örnek olarak yayımlanan bir araştırmadan alınmıştır. Kaynak belge istenirse mevcuttur.

ERKEN DEMİR ÇAĞ MERKEZLERİ


1681076621872.png

EVDİTEPE KALESİ VE MEZARLIĞI:
Evditepe, Van Gölü'nün kuzeydoğu kıyısında, Van Erciş yolunun güneyinde yer almaktadır. Muradiye ilçesine bağlı Ernis (Ünseli) Beldesi tepenin 1 km kadar kuzeybatısında bulunmaktadır. Göl kıyısına hafif bir meyille alçalan arazinin ortasında yükselen tepe VARSAK TEPE olarakta bilinmektedir.

İlk kez Birinci Dünya Savaşı sırasında Rus arkeologlar tarafından kazılan yerde 500 kadar mezar açıldığı ve buluntular arasında İskit takılarına benzeyen eşyaların da olduğu söylenmektedir. Rusların bölgeyi terk etmesinden sonra Evdi tepe çevresinde kaçak kazılar artmış 1935 yılında kalenin kuzeyinden geçen Erciş yolunun yapımında yeni buluntular ortaya çıkmıştır. Yapılan kazılarda Demir çağına ait 100 kadar mezar ortaya çıkmıştır.

1681076994571.png

Günümüzde büyük ölçüde tahrip olmuş durumdaki kale, kayalık tepenin durumuna göre şekillenmiştir. Güneybatı ve güneydoğuda uzanan duvarlar birkaç taş sırası halinde de olsa günümüze kadar gelmiştir. Duvarların dış yüzleri kabaca işlenmiş andezit bloklardan ve bunların aralarına yerleştirilen işlenmemiş taş dolgudan oluşmaktadır. Surun yıkıntıları tepenin eteklerine doğru yığılmış durumdadır.

1681077050384.png



1681077071583.png


Tepenin batısı dik bir meyile sahipken diğer yanlara hafif bir meyille inmektedir. Dik yamacın altında göle doğru uzanan düzlükte dikdörtgen plana sahip büyüklü küçüklü yapılar ayırt edilmektedir. Bu yapıların en büyüğü, dış yüzleri kabaca düzeltilmiş andezit taş bloklarla inşa edilmiştir. İnşa tekniği açısından bu yapılar Erken Urartu döneminde, yani M.Ö. 9. yüzyıl başlarında inşa edilmiş olmalıdırlar.

1681077108070.png

1681077121090.png


Kalenin doğu, kuzey, kuzeydoğu ve güneydoğusunda bir mezarlık alanı olduğu saptanmıştır. Yapılan incelemeler bu mezarlığın Urartu döneminde de kullanıldığını ortaya koymuştur. Bu nedenle Evditepe, Demir Çağı mezar yapıları gelişiminin en iyi izlenebildiği mezarlık olma özelliği taşımaktadır.

1681077153394.png

1681077167733.png


Mezarlar mimari yapı olarak farklılıklar göstermektedir. Erken döneme ait oldukları düşünülen mezarlar genellikle kare, oval ya da yuvarlak taşlarla çevrili tek sıra duvar ve bunun içinde birkaç tane sandık mezardan oluşmaktadır Bunlardan biri kalenin kuzey eteğinde olup 13x14.5 metre boyutundadır. yaklaşık kare planlı olan bu çevre duvarı içinde dört adet kuzey-güney yönlü mezar bulunmaktadır. Genişlikleri 1.7 - 0.9 metre, uzunlukları 2.0 - 1.7 metre arasında değişmektedir. Mezarların derinliği içleri toprak dolu olduğundan ölçülmemiştir. Soyulan ve tahrip edilen mezar yapısın üst örtüsüne ait herhangi bir izle karşılaşılmamıştır. Olasılıkla yapı içinde yer alan mezarlar da diğerleri gibi büyük sal taşlarıyla kapatılmıştır.



1681077529165.png1681077538699.png


Çevre duvarlı ya da çevre duvarsız tek mezar odalı mezar yapılarında, mezar odalarının toprakta açılan bir çukura pek işlenmemiş taşlarla inşa edildikleri görülmektedir. Dikdörtgen biçimli bu odalar daha çok doğu batı yönlüdür. Kenar duvarları bindirme tekniğiyle inşa edilmiş ve üstleri büyük sal taşlarıyla örtülmüştür.

1681077591767.png
Adsız.png


Özellikle yuvarlık planlı mezar yapıları küçük bir tepecik oluşturmakta ve bu nedenle
"kurgan tipi" mezar yapılarıyla karıştırılmaktadır. Aile mezarı niteliğindeki bu mezar odalarına birden fazla gömü yapıldığı, içeri girmek için ise mezarın bir ucunda bulunan küçük boyutlu sal taşının kaldırıldığı kabul edilmektedir. Mezar odalarının da derinlikleri içleri toprak dolu olduğundan belirlenememiştir. Yuvarlak planlı mezar yapılarının en iyi örneği kalenin doğu eteğinde yer alan 13 m. çapındaki yapıdır. Çevre duvarının oluşturduğu dairenin tam ortasına doğu batı yönlü bir mezar odası yerleştiriliştir. Mezar odasının büyüklüğü 3.0 x 1,2 m'dir.

1681077673223.png


1681077734901.png


Evditepe Erken Demir Cağı mezarlarında ele geçen demir eşyalar arasında bir sap delikli ve çekiç başlı balta, 6 hançer, 7 ip delikli iğne, 6 bilezik, çok sayıda ağırşak türü nesne ve 2 yüzük bulunmaktadır. Bu eşyaların tümünün demirin kızdırılıp dövülmesiyle yapıldığı anlaşılmaktadır. Mezar hediyesi oldukları düşünülen buluntular arasında tunçtan yapılma bir bilezik ve bir de yüzük yer almaktadır.

1681077767705.png

Evditepe'de ele geçen Erken Demir Çağı seramik örnekleri üç grupta ele alınmaktadır. Tümü el yapımı olan birinci grubu devetüyü renkli, içe dönük ağızlı, ağız kenarı yivli ve düz dipli çanaklarla, alçak boyunlu, ağız ve omuz kısmı yivli, gövde kısmı çeşitli çizgi ve nokta bezemeli, düz dipli çömlekler oluşturmaktadır.

1681077803170.png1681077811021.png1681077821781.png


İkinci grupta kahverengiden kırmızıya giden kalın astarlı örnekler oluşturmaktadır. Üçüncü grupta ise Urartu seramiği özellikleri olan çanak çömlek örnekleri bulunmaktadır.

1681077880029.png


Devam edecek.....
 

Ekli dosyalar

  • 1681077585968.png
    1681077585968.png
    203.9 KB · Görüntüleme: 2
  • 1681077624150.png
    1681077624150.png
    203.9 KB · Görüntüleme: 3

OKLiT

DENETİM SORUMLUSU
Super Moderatör
Katılım
4 Mayıs 2022
Mesajlar
2,897
Beğeni
5,362
Puanları
113
Eline emeğine sağlık ustam
 

Necat.

Emektar
Forum Düzeni
Admin
Katılım
26 Mart 2018
Mesajlar
3,123
Beğeni
9,849
Puanları
113
Yaş
61
Konum
Ankara
@GÜLBAHÇELi ustama katkıları için teşekkürler

URARTU KRAL LİSTESİ


  • Aramu
  • I. Sarduri (840- 830)
  • İşpuini (830-810)
  • Minua (810-785/80)
  • I. Argişti (785/80-756)
  • II. Sarduri (756-730)
  • I. Rusa (730-714/3)
  • II. Argişti (713-?)
  • II. Rusa
  • Erimena
  • III. Rusa
  • III. Sarduri
  • IV. Sarduri



Urartular, Milattan Önce birinci yüzyılın başında, Anadolu’da, Van Gölü çevresinde kurulan bir devlettir. Bu bölgeye yerleşen kavimler, beylikler ve aşiretler halinde yaşamaktansa, bir devlet kurarak kendilerini koruyabilmek adına, zaman içinde bir araya gelmiş ve Urartu Devleti’ni kurmuştur. Başkenti Tuşpa (Van) olan Urartu Devleti, Milattan Önce 8. ve 7. yüzyılda en güçlü olduğu dönemi yaşamıştır. Bu dönemde devletin sınırları içinde İran’ın kuzeybatısı, Aras Vadisi ve Doğu Anadolu yer almaktaydı.Mezopotamya ve Asur sanatının etkisini barındıran bir kültüre sahip olan Urartular, çivi yazısı ve Hitit hiyeroglif yazısını kullanan bir devletti.

Urartular’ın siyasi ilişkilerinde öne çıkan devlet, Asurlular’dı. Asurlular ve Urartular birçok kez savaşmıştır. Asurlular’ın kayıtlarında Urartular’ın adı geçmektedir. Bu kaynaklarda, Asurlular’ın Urartular’a karşı savaştığından bahsedilmektedir. Bu savaşların da etkisiyle, Urartular’ın yapılarında savunmada kolaylık öne çıkarılmıştır. Bulundukları dağlık, kayalık bölgenin avantajı ile dik yamaçlara yapılan yapılar, savunma için bir kolaylık sağlamıştır.Maden işlemede gelişen Urartular, bulundukları bölge ve çevresinde metal işlemecilik üzerine önemli çalışmalar yapmış ve diğer uygarlıkları da etkilemiştir.
 
Son düzenleme:

Necat.

Emektar
Forum Düzeni
Admin
Katılım
26 Mart 2018
Mesajlar
3,123
Beğeni
9,849
Puanları
113
Yaş
61
Konum
Ankara
ALACAHAN KALESİ VE MEZARLIĞI:
Van Gölü'nün kuzeybatısında, Muradiye ilçesine bağlı Ernis beldesinin birkaç km. batısında yer alan Alacahan'daki göle doğru uzanan kayalık tepe bir Erken Demir Çağı kalesi olarak kayıtlara geçmiştir. 1963 yılındaki incelemeler, bugün büyük ölçüde tahrip olmuş olan kalenin iç ve dış surlardan oluştuğunu göstermiştir.
1681242809414.png1681242850007.png
1681242868499.png

Kale tepesinin kuzey ve güneyinde bazı bina temelleri seçilebilmektedir. Kesin veriler için burada detaylı arkeolojik belgelemeye gerek vardır.
1681242965233.png1681242975560.png

Tepenin kuzeybatısındaki düzlükte ise çok sayıda Erken Demir Çağı mezar yapısı bulunmaktadır. 1963 ve 1964 yıllarında burada yapılan arkeolojik incelemeler sırasında birkaç mezar açılmıştır.
Açılan mezarlar arasında en dikkati çekeni, tabanda 6,6 x 3,25 m boyutlarında ve 2,8 m yüksekliğinde olan büyük bir mezar odasıdır. Sal taşlarının üzeri balıksırtı biçiminde dizilmiş olan taşlarla örtülmüştür. Kuzey-güney yönündeki mezar yapısının diğer mezarlardan farkı, giriş duvarının dik olarak yükselmesi ve ortasında basamaklı bir giriş bölümünün yer almasıdır. Bu mezar halen kazılardan sonraki durumunu korumaktadır.

1681243340877.png 1681243353137.png

Tahrip olan diğer mezar yapıları çeşitli büyüklüklerde daire biçimli taş dizileriyle çevrilidir. Bu taş dairelerin ortasında dikdörtgen planlı ve üzerleri büyük sal taşlarıyla kapatılmış mezar odaları yer almaktadır. Açılan mezarlarda sal taşları yerinden oynatılmış ya da kırılmıştır.

1681243382961.png 1681243392978.png

1681243427928.png

Burada bulunan eski bir askeri tesisin atıkları, mezarlığın bir bölümüne açılan çukura gömülmüş ve çukur doldukça üzeri toprakla kapatılmıştır. Günümüzde çevre köyler mezarlığı toprak ve taş almak için kullanmaktadırlar. Kale üzerine iki adet büyük baz istasyonu yerleştirilmiş, bu nedenle orijinal yüzey deforme olmuştur.

1681243456763.png1681243472342.png
 

Ekli dosyalar

  • 1681242821934.png
    1681242821934.png
    109.6 KB · Görüntüleme: 0
  • 1681243031571.png
    1681243031571.png
    126.5 KB · Görüntüleme: 0
  • 1681243075531.png
    1681243075531.png
    1.5 MB · Görüntüleme: 0

Roni

USTA - KÂŞİF
Super Moderatör
Katılım
2 Nisan 2015
Mesajlar
3,394
Beğeni
9,596
Puanları
113
Konum
Doğadayım
ALACAHAN KALESİ VE MEZARLIĞI:
Van Gölü'nün kuzeybatısında, Muradiye ilçesine bağlı Ernis beldesinin birkaç km. batısında yer alan Alacahan'daki göle doğru uzanan kayalık tepe bir Erken Demir Çağı kalesi olarak kayıtlara geçmiştir. 1963 yılındaki incelemeler, bugün büyük ölçüde tahrip olmuş olan kalenin iç ve dış surlardan oluştuğunu göstermiştir.
Ekli dosyayı görüntüle 20996Ekli dosyayı görüntüle 20998
Ekli dosyayı görüntüle 20999

Kale tepesinin kuzey ve güneyinde bazı bina temelleri seçilebilmektedir. Kesin veriler için burada detaylı arkeolojik belgelemeye gerek vardır.
Ekli dosyayı görüntüle 21000Ekli dosyayı görüntüle 21001

Tepenin kuzeybatısındaki düzlükte ise çok sayıda Erken Demir Çağı mezar yapısı bulunmaktadır. 1963 ve 1964 yıllarında burada yapılan arkeolojik incelemeler sırasında birkaç mezar açılmıştır.
Açılan mezarlar arasında en dikkati çekeni, tabanda 6,6 x 3,25 m boyutlarında ve 2,8 m yüksekliğinde olan büyük bir mezar odasıdır. Sal taşlarının üzeri balıksırtı biçiminde dizilmiş olan taşlarla örtülmüştür. Kuzey-güney yönündeki mezar yapısının diğer mezarlardan farkı, giriş duvarının dik olarak yükselmesi ve ortasında basamaklı bir giriş bölümünün yer almasıdır. Bu mezar halen kazılardan sonraki durumunu korumaktadır.

Ekli dosyayı görüntüle 21004 Ekli dosyayı görüntüle 21005

Tahrip olan diğer mezar yapıları çeşitli büyüklüklerde daire biçimli taş dizileriyle çevrilidir. Bu taş dairelerin ortasında dikdörtgen planlı ve üzerleri büyük sal taşlarıyla kapatılmış mezar odaları yer almaktadır. Açılan mezarlarda sal taşları yerinden oynatılmış ya da kırılmıştır.

Ekli dosyayı görüntüle 21006 Ekli dosyayı görüntüle 21007

Ekli dosyayı görüntüle 21008

Burada bulunan eski bir askeri tesisin atıkları, mezarlığın bir bölümüne açılan çukura gömülmüş ve çukur doldukça üzeri toprakla kapatılmıştır. Günümüzde çevre köyler mezarlığı toprak ve taş almak için kullanmaktadırlar. Kale üzerine iki adet büyük baz istasyonu yerleştirilmiş, bu nedenle orijinal yüzey deforme olmuştur.

Ekli dosyayı görüntüle 21009Ekli dosyayı görüntüle 21010

Keşke çocukluğumuzda kameralı cep telefonları olsaydı da anıların içine sıkışan tüm tarihi keşifleri sizlerle paylaşabilseydik. O zamanlar bir fotoğrafçı dahi mahalleye bayramdan bayrama gelirdi. O zaman çekilen fotoğraflar eve asılırdı. O dönem demem o ki o bile imkansızdır. Bir araştırmacı olmadıkça mümkün değildi. Şimdi ise herşey gelişti biz üşenmeye başladık.
 

Necat.

Emektar
Forum Düzeni
Admin
Katılım
26 Mart 2018
Mesajlar
3,123
Beğeni
9,849
Puanları
113
Yaş
61
Konum
Ankara
Keşke çocukluğumuzda kameralı cep telefonları olsaydı da anıların içine sıkışan tüm tarihi keşifleri sizlerle paylaşabilseydik. O zamanlar bir fotoğrafçı dahi mahalleye bayramdan bayrama gelirdi. O zaman çekilen fotoğraflar eve asılırdı. O dönem demem o ki o bile imkansızdır. Bir araştırmacı olmadıkça mümkün değildi. Şimdi ise herşey gelişti biz üşenmeye başladık.
Dostluklarda dahil herşeyi çabuk tüketiyoruz. Bir fotoğrafa saatlerce bakan insanın eline 1 dakikada yüzlerce fotoğraf geliyor artık. Her türlü heyecan mutluluk sadece dakikalara sığıyor. Yenisine yer açmak için eskisi hızla hafızadan siliniyor.
 
Üst