.........................AĞA HABER AJANSI.......................
Küçük Menderes Çevre ve Altyapı Birliği, çöp sorunu çözmek amacıyla Türkönü, Kışla, Gereli ve Kurucaova köylerinin ortasında bir alan buldu. Tarih fışkıran, 1. derece arkeolojik SİT olan bu alanın hemen yanına yapılacak çöplüğe her gün Ödemiş, Kiraz, Beydağ ile bunlara bağlı 39 belde ve 140 köyün tonlarca çöpü dökülecek. Ruhsat alınmadan başlanan, bu yüzden de İl Özel İdaresince mühürlenen çöplük inşaatına başta köylüler olmak üzere arkeologlar tepki gösteriyor. Çünkü çöplük, döneminin başkenti olan Neikaia Antik Kenti, antik çağların en büyük cıva madenlerinin hala açıkta bulunan galerilerinin, Kurtuluş Savaşında Ödemiş ve çevresinde direnişin simgesi Gökçen Hüseyin Efenin düşmanla vuruşurken şehit düştüğü, 1974e kadar da mezarının bulunduğu, Türkiyenin en lezzetli bezelye ve baklalarının üretildiği, kısacası neresini kazsan tarih ve bereket fışkıran memleketin en verimli toprakları üzerine yapılacak.
Halk arasında Ayasuluk olarak bilinen iki tepenin üzerinde bulunan Neikaia, ulaşılması zor olduğu için bugüne kadar ihmal edilmiş ancak M.Ö.6-M.S.3. yüzyıllar arasında bölgenin en büyük kenti. Ödemişte doğmuş, arkeoloji kariyerinde pek çok üniversitede ders vermiş, bölüm kurmuş, bölüm başkanlığı yapmış, emekli olduktan sonra da memleketine yerleşmiş Prof. Dr. Veli Sevin, Neikaianın, antik Kilbiyaninin (Küçük Menderes Ovasının doğusu) para basmış en büyük kenti olduğunu söylüyor. Kalın toprak örtüsü altında büyük bir kentin bütün birimlerinin bulunduğunu anlatan Sevin, Tiyatrosu, büyük kamu yapıları, duvarlarının bir kısmı halen ayakta olan büyük bir kilise, kale, mezarlık toprak altında. M.Ö. 6 ve 7. Yüzyıla kadar giden kaya mezarlarını alanın her tarafında görmek mümkün. M.S. 1-3. yüzyıllar arasında çok kaliteli para basılmış. Örneklerini daha çok yurtdışında bulmak mümkün. Yıllarca ihmal etmişiz ancak işin içine girince ne kadar önemli bir kent olduğu ortaya çıkıyor. Kent, Roma İmparatorluğu döneminde en parlak çağını yaşamış. Bizans Dönemine ilişkin bir kayıt yok. Büyük ihtimalle terk edilmiş diyor.
Yapılan yüzeysel araştırmaların Neikaianın Efesten daha büyük bir alana sahip olduğunu ortaya koyduğunu belirten Prof. Dr. Sevin, bölgenin zengin cıva ve zencefre yataklarına sahip olduğunu dile getiriyor. Sevin, Neikaia zenginliğini cıva ve zencefreye borçlu. Çünkü cıva bileşeni olan zencefre 19. Yüzyıla kadar frengi gibi hastalıkların tedavisinde kullanılmış. Neikaiada halen ağızları açık çok sayıda cıva madeni var. Bu madenlerden elde edilen cıva şişelenip Roma başta olmak üzere tüm dünyaya gönderiliyormuş. İspanyada zengin cıva yatakları keşfedilene kadar bu madenler çalışmış. O dönemde maden zenginleştirmede kullanılan kayaların örnekleri halen toprak üzerindeydi ancak çöplük alanı için harfiyat yapılırken yok oldu, üstünün toprakla örtülmüş olduğunu umuyoruz diye konuşuyor.
Küçük Menderes Ovasının tarih boyunca önemli uygarlıklara ev sahipliği yaptığını hatırlatan Prof. Sevin, alanın, ulusal tarih açısından önemini şöyle özetliyor: Kurtuluş Savaşında Ödemiş ve civarında direnişin simgesi olan Gökçen Hüseyin Efe, bu tepelerde yapılan çarpışmalarda şehit olmuş. Şehit olduğu yerde kayalara ay ve yıldızlar kazınmıştı. Mezarı 1974e kadar burada kaldı, sonra da törenle Kaymakçıya götürüldü. Çöplük için izinsiz yapılan yol bu önemli noktayı şimdiden yok etti. Hiç önemine bakmadan ulusal tarihimiz açısından önemli bir noktaya iş makinelerini sokup yok ettiler. Bunun gibi Çakırcalı Mehmet Efenin babası da buradaki muharebede şehit düştü. Bir kuşak öncesinin bildiği yerleri koruyamadık.
Çöplük çalışmalarının 1997de başladığını dile getiren Sevin, Ödemiş Ovasının pek çok yeri verimli. Ancak verimsiz bölgeleri de var. Niye burada bu kadar ısrar ediyorlar kimse anlam veremiyor. Üstelik yeni araştırmalarla SİT alanı büyüdükçe çöplük alanı 220 bin metrekareden 60 bin metrekareye düşmüş. Hatta belediye alanı genişletmek için iyi ayrı parseli kamulaştırdı. Kamulaştırdığı alanda da eski eserler çıktı. Buraya bir tesis falan yapılmayacak, çöpler vahşi depolanacak. Belediye başkanının ifadesiyle bu çöplük 10 yıl çalışacak. 10 yıl için bu antik kenti katletmenin anlamı var mı? Özel İdare üç ilçenin birleşimiyle çöpten enerji üretecek bir tesis kurmayı önerdi onu da kabul etmediler diyor.
Çöplerden çıkacak atık suların da ciddi tehlike yaratacağını sözlerine ekleyen Prof. Sevin, Alanda halen cıva ve zencefre yatakları duruyor. Çöp dökmek için çevirdikleri alan da aynı. Buraya çöp dökülmeye başladıktan sonra onlardan çıkan ısıyla ve atık sularla bu cıva kayalardan çözünecek. O zaman tarlalardaki ürünler ne olacak? Kimse bunu düşünmüyor. Burada Türkiyenin en lezzetli baklaları ve bezelyeleri üretiliyor. Bunlara cıva bulaşınca zehiri hepimiz yiyeceğiz diye konuşuyor.
Çöplük inşaatının Ödemiş Müzesinin itirazına, İzmir Arkeoloji Müzesinden gönderilen iki uzman arkeoloğun olumsuz raporuna karşın İzmir 2 Nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 1. derece arkeolojik SİT ilan ettiği alanın hemen yanında başladığını ifade eden Sevin, ekliyor: Çöplük için izinsiz otoban genişliğinde yol açıp bir de havuz yaptılar. Bu sırada bizim SİT ilan edilmesi için öneride bulunduğumuz alanları da tahrip ettiler. Bazı antik cıva madeni galerileri yolun altında kaldı. Biz çöplük olarak belirlenen alanın da SİT alanı içinde kaldığını iddia ediyoruz. Yüksek Koruma Kurulundan inceleme talebinde bulunduk. Ayrıca çevredeki köyler de imza toplayarak İzmir Bölge İdare Mahkemesinde dava açtı. İl Özel İdaresi, ruhsatsız olduğu gerekçesiyle mühürlediği için şimdilik bir çalışma yok, bekliyoruz. Ne hikmetse DSİnin antik kentin hemen yanından geçen yol kenarına yaptığı sulama kanalı inşaatını Ödemiş Müzesi gözetiminde yaptırıyorlar. Ancak çöplük inşaatına müzeyi katmıyorlar. Bunu da anlamış değiliz.
Ödemiş Belediye Başkanı Bekir Keskin, yapılacak tesisin Küçük Menderesin tek çöp bertaraf tesisi olacağını, başka bir projenin bulunmadığını söyledi. Ödemiş Belediyesi tarafından başlatılan ancak daha sonra Küçük Menderes Çevre ve Altyapı Birliğine devredilen projenin ilk bölümünün yaklaşık 2.5 milyon TLye ihale edildiğini belirten Keskin, Bu alan MTA tarafından 1993 yılında Ödemiş Belediyesine verilmiş. 2004te geçici tahsis alınmış, 2009da geçici tahsis bitmek üzereyken yeni bir proje yaptık daha sonra da Ödemiş, Beydağ ve Kiraz tarafından oluşturulan çevre ve altyapı birliğine devrettik. Bütün belediyeler İller Bankasından gerekli ödenekleri aldılar ve 16 firmanın katılımıyla ihale yaptık. İnşaat yüzde 40 oranında iken İçişleri Bakanlığına yapılan bir başvuru sonucu İzmir İl Özel İdaresi alanın sit alanı içinde olup olmadığı belirlenene kadar inşaatı durdurdu. Son olarak bugün İçişleri Bakanlığının yazısı elimize ulaştı. Bu yazıyla birlikte inşaatı durduran İzmir İl Özel İdaresine yeniden başlamak için başvuracağız ve yakında inşaata kaldığı yerden devam edeceğiz. Ayrıca biz orada ısrarcı değiliz, bize başka bir yer göstermedikleri için orayı yapıyoruz. Başka bir yer gösterseler oraya da yapabilirdik dedi.
Vahşi depolama yok
Alanda vahşi depolama yapılmayacağını, 1,5 metre yüksekliğinde 12 katmanlı bir çöp bertaraf tesisi yapılacağını anlatan Keskin, Şu an Küçük Menderesteki bütün belediyeler çöpü kamyonla toplayıp derelere döküyor. Burada üç ayrı bölüm var. İlk bölümün ihalesine çıktık, ikinci bölümün planlaması yapıldı. Tepenin ardında da sitle ilgisi olmayan 3. bir bölüm var. Burası Küçük Menderesin 15-20 yıl çöpünün depolanacağı bir alan olacak. Çöpler beton havuzlar içerisine 1,5 metre yükseklikte sıkıştırılacak. Dip suyu alınacak çeşitli yöntemlerle gazlar deşarj edilerek çıkartılacak 12 kat olunca da üstü tarım toprağı ile kapatılıp ağaçlandırılacak diye konuştu.
İmar tadilatı yapıldı
İzmir İl Özel İdaresinin son olarak bölgede bir imar planı tadilatı yaptığını, Ödemiş Müze Müdürlüğünün projeye 4. kez itiraz ettiğini sözlerine ekleyen Keskin, O inşaatı yaptığımız yer değil, tepede var birşeyler. Bir tarihi kent kalıntısı var ama 3-5 km uzakta, altında değil. Bizim inşaat yaptığımız yer kayalık bir yer. Bu tesise karşı çıkanlar tarihi alanın yanıbaşında olduğu için karşı çıkıyorlar. Tamam uzaktan bakınca birşeyler var ama şimdiye kadar hiçbirşey yapılmamış ki. Ne sondaj, ne bir yüzey araştırması, bilimsel inceleme. Kabaca harita üzerinde olabilir diyorlar da (belki) fal bakar gibi bir şey yapılmaz ki. Biz kazı yaparken çok dikkat ettik dedi.

Küçük Menderes Çevre ve Altyapı Birliği, çöp sorunu çözmek amacıyla Türkönü, Kışla, Gereli ve Kurucaova köylerinin ortasında bir alan buldu. Tarih fışkıran, 1. derece arkeolojik SİT olan bu alanın hemen yanına yapılacak çöplüğe her gün Ödemiş, Kiraz, Beydağ ile bunlara bağlı 39 belde ve 140 köyün tonlarca çöpü dökülecek. Ruhsat alınmadan başlanan, bu yüzden de İl Özel İdaresince mühürlenen çöplük inşaatına başta köylüler olmak üzere arkeologlar tepki gösteriyor. Çünkü çöplük, döneminin başkenti olan Neikaia Antik Kenti, antik çağların en büyük cıva madenlerinin hala açıkta bulunan galerilerinin, Kurtuluş Savaşında Ödemiş ve çevresinde direnişin simgesi Gökçen Hüseyin Efenin düşmanla vuruşurken şehit düştüğü, 1974e kadar da mezarının bulunduğu, Türkiyenin en lezzetli bezelye ve baklalarının üretildiği, kısacası neresini kazsan tarih ve bereket fışkıran memleketin en verimli toprakları üzerine yapılacak.
Halk arasında Ayasuluk olarak bilinen iki tepenin üzerinde bulunan Neikaia, ulaşılması zor olduğu için bugüne kadar ihmal edilmiş ancak M.Ö.6-M.S.3. yüzyıllar arasında bölgenin en büyük kenti. Ödemişte doğmuş, arkeoloji kariyerinde pek çok üniversitede ders vermiş, bölüm kurmuş, bölüm başkanlığı yapmış, emekli olduktan sonra da memleketine yerleşmiş Prof. Dr. Veli Sevin, Neikaianın, antik Kilbiyaninin (Küçük Menderes Ovasının doğusu) para basmış en büyük kenti olduğunu söylüyor. Kalın toprak örtüsü altında büyük bir kentin bütün birimlerinin bulunduğunu anlatan Sevin, Tiyatrosu, büyük kamu yapıları, duvarlarının bir kısmı halen ayakta olan büyük bir kilise, kale, mezarlık toprak altında. M.Ö. 6 ve 7. Yüzyıla kadar giden kaya mezarlarını alanın her tarafında görmek mümkün. M.S. 1-3. yüzyıllar arasında çok kaliteli para basılmış. Örneklerini daha çok yurtdışında bulmak mümkün. Yıllarca ihmal etmişiz ancak işin içine girince ne kadar önemli bir kent olduğu ortaya çıkıyor. Kent, Roma İmparatorluğu döneminde en parlak çağını yaşamış. Bizans Dönemine ilişkin bir kayıt yok. Büyük ihtimalle terk edilmiş diyor.
Yapılan yüzeysel araştırmaların Neikaianın Efesten daha büyük bir alana sahip olduğunu ortaya koyduğunu belirten Prof. Dr. Sevin, bölgenin zengin cıva ve zencefre yataklarına sahip olduğunu dile getiriyor. Sevin, Neikaia zenginliğini cıva ve zencefreye borçlu. Çünkü cıva bileşeni olan zencefre 19. Yüzyıla kadar frengi gibi hastalıkların tedavisinde kullanılmış. Neikaiada halen ağızları açık çok sayıda cıva madeni var. Bu madenlerden elde edilen cıva şişelenip Roma başta olmak üzere tüm dünyaya gönderiliyormuş. İspanyada zengin cıva yatakları keşfedilene kadar bu madenler çalışmış. O dönemde maden zenginleştirmede kullanılan kayaların örnekleri halen toprak üzerindeydi ancak çöplük alanı için harfiyat yapılırken yok oldu, üstünün toprakla örtülmüş olduğunu umuyoruz diye konuşuyor.
Küçük Menderes Ovasının tarih boyunca önemli uygarlıklara ev sahipliği yaptığını hatırlatan Prof. Sevin, alanın, ulusal tarih açısından önemini şöyle özetliyor: Kurtuluş Savaşında Ödemiş ve civarında direnişin simgesi olan Gökçen Hüseyin Efe, bu tepelerde yapılan çarpışmalarda şehit olmuş. Şehit olduğu yerde kayalara ay ve yıldızlar kazınmıştı. Mezarı 1974e kadar burada kaldı, sonra da törenle Kaymakçıya götürüldü. Çöplük için izinsiz yapılan yol bu önemli noktayı şimdiden yok etti. Hiç önemine bakmadan ulusal tarihimiz açısından önemli bir noktaya iş makinelerini sokup yok ettiler. Bunun gibi Çakırcalı Mehmet Efenin babası da buradaki muharebede şehit düştü. Bir kuşak öncesinin bildiği yerleri koruyamadık.
Çöplük çalışmalarının 1997de başladığını dile getiren Sevin, Ödemiş Ovasının pek çok yeri verimli. Ancak verimsiz bölgeleri de var. Niye burada bu kadar ısrar ediyorlar kimse anlam veremiyor. Üstelik yeni araştırmalarla SİT alanı büyüdükçe çöplük alanı 220 bin metrekareden 60 bin metrekareye düşmüş. Hatta belediye alanı genişletmek için iyi ayrı parseli kamulaştırdı. Kamulaştırdığı alanda da eski eserler çıktı. Buraya bir tesis falan yapılmayacak, çöpler vahşi depolanacak. Belediye başkanının ifadesiyle bu çöplük 10 yıl çalışacak. 10 yıl için bu antik kenti katletmenin anlamı var mı? Özel İdare üç ilçenin birleşimiyle çöpten enerji üretecek bir tesis kurmayı önerdi onu da kabul etmediler diyor.
Çöplerden çıkacak atık suların da ciddi tehlike yaratacağını sözlerine ekleyen Prof. Sevin, Alanda halen cıva ve zencefre yatakları duruyor. Çöp dökmek için çevirdikleri alan da aynı. Buraya çöp dökülmeye başladıktan sonra onlardan çıkan ısıyla ve atık sularla bu cıva kayalardan çözünecek. O zaman tarlalardaki ürünler ne olacak? Kimse bunu düşünmüyor. Burada Türkiyenin en lezzetli baklaları ve bezelyeleri üretiliyor. Bunlara cıva bulaşınca zehiri hepimiz yiyeceğiz diye konuşuyor.
Çöplük inşaatının Ödemiş Müzesinin itirazına, İzmir Arkeoloji Müzesinden gönderilen iki uzman arkeoloğun olumsuz raporuna karşın İzmir 2 Nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 1. derece arkeolojik SİT ilan ettiği alanın hemen yanında başladığını ifade eden Sevin, ekliyor: Çöplük için izinsiz otoban genişliğinde yol açıp bir de havuz yaptılar. Bu sırada bizim SİT ilan edilmesi için öneride bulunduğumuz alanları da tahrip ettiler. Bazı antik cıva madeni galerileri yolun altında kaldı. Biz çöplük olarak belirlenen alanın da SİT alanı içinde kaldığını iddia ediyoruz. Yüksek Koruma Kurulundan inceleme talebinde bulunduk. Ayrıca çevredeki köyler de imza toplayarak İzmir Bölge İdare Mahkemesinde dava açtı. İl Özel İdaresi, ruhsatsız olduğu gerekçesiyle mühürlediği için şimdilik bir çalışma yok, bekliyoruz. Ne hikmetse DSİnin antik kentin hemen yanından geçen yol kenarına yaptığı sulama kanalı inşaatını Ödemiş Müzesi gözetiminde yaptırıyorlar. Ancak çöplük inşaatına müzeyi katmıyorlar. Bunu da anlamış değiliz.
Ödemiş Belediye Başkanı Bekir Keskin, yapılacak tesisin Küçük Menderesin tek çöp bertaraf tesisi olacağını, başka bir projenin bulunmadığını söyledi. Ödemiş Belediyesi tarafından başlatılan ancak daha sonra Küçük Menderes Çevre ve Altyapı Birliğine devredilen projenin ilk bölümünün yaklaşık 2.5 milyon TLye ihale edildiğini belirten Keskin, Bu alan MTA tarafından 1993 yılında Ödemiş Belediyesine verilmiş. 2004te geçici tahsis alınmış, 2009da geçici tahsis bitmek üzereyken yeni bir proje yaptık daha sonra da Ödemiş, Beydağ ve Kiraz tarafından oluşturulan çevre ve altyapı birliğine devrettik. Bütün belediyeler İller Bankasından gerekli ödenekleri aldılar ve 16 firmanın katılımıyla ihale yaptık. İnşaat yüzde 40 oranında iken İçişleri Bakanlığına yapılan bir başvuru sonucu İzmir İl Özel İdaresi alanın sit alanı içinde olup olmadığı belirlenene kadar inşaatı durdurdu. Son olarak bugün İçişleri Bakanlığının yazısı elimize ulaştı. Bu yazıyla birlikte inşaatı durduran İzmir İl Özel İdaresine yeniden başlamak için başvuracağız ve yakında inşaata kaldığı yerden devam edeceğiz. Ayrıca biz orada ısrarcı değiliz, bize başka bir yer göstermedikleri için orayı yapıyoruz. Başka bir yer gösterseler oraya da yapabilirdik dedi.
Vahşi depolama yok
Alanda vahşi depolama yapılmayacağını, 1,5 metre yüksekliğinde 12 katmanlı bir çöp bertaraf tesisi yapılacağını anlatan Keskin, Şu an Küçük Menderesteki bütün belediyeler çöpü kamyonla toplayıp derelere döküyor. Burada üç ayrı bölüm var. İlk bölümün ihalesine çıktık, ikinci bölümün planlaması yapıldı. Tepenin ardında da sitle ilgisi olmayan 3. bir bölüm var. Burası Küçük Menderesin 15-20 yıl çöpünün depolanacağı bir alan olacak. Çöpler beton havuzlar içerisine 1,5 metre yükseklikte sıkıştırılacak. Dip suyu alınacak çeşitli yöntemlerle gazlar deşarj edilerek çıkartılacak 12 kat olunca da üstü tarım toprağı ile kapatılıp ağaçlandırılacak diye konuştu.
İmar tadilatı yapıldı
İzmir İl Özel İdaresinin son olarak bölgede bir imar planı tadilatı yaptığını, Ödemiş Müze Müdürlüğünün projeye 4. kez itiraz ettiğini sözlerine ekleyen Keskin, O inşaatı yaptığımız yer değil, tepede var birşeyler. Bir tarihi kent kalıntısı var ama 3-5 km uzakta, altında değil. Bizim inşaat yaptığımız yer kayalık bir yer. Bu tesise karşı çıkanlar tarihi alanın yanıbaşında olduğu için karşı çıkıyorlar. Tamam uzaktan bakınca birşeyler var ama şimdiye kadar hiçbirşey yapılmamış ki. Ne sondaj, ne bir yüzey araştırması, bilimsel inceleme. Kabaca harita üzerinde olabilir diyorlar da (belki) fal bakar gibi bir şey yapılmaz ki. Biz kazı yaparken çok dikkat ettik dedi.
