Antikçağda Inanç Sömürüsü;kurnazlarmış Hakikaten
- Konbuyu başlatan Erdem
- Başlangıç tarihi
- Katılım
- 15 Nisan 2014
- Mesajlar
- 1,629
- Beğeni
- 3,252
- Puanları
- 113
Antik çağda çeşitli makineler illüzyon ve sihir yaratmak için kullanılıyordu.Çeşitli makinelerle insanları korkutarak inanmalarını istiyorlardı.Bu amaçla çok iyi teknolojilerle gözlerinden kanlar akan heykeller,uçan arabalar,gürleyen Mabetler kullanılıyordu.Rahipler birer illüzyonist gibi davranıyor ve tapınanları kullanıyorlardı.2000 yıl önce din toplumda büyük yer tutuyordu.İnsanlar Mabetleri dolduruyordu ama inanç için değil korkmak için.
Bu çeşitli makinelerin en büyük mucidi İskenderiyeli Heron’dur.Heron birçok kitap yazmıştır.En ünlülerinden biri Pnömotikadır.Bu kitap Mabede giden insanlar için sihir etkisi bırakmak amacıyla yapılan hava ve su ile çalışan hareketli makinelerin işleyişini anlatır.En ünlü makinesi su içerken boğazı kesilen at heykelidir.Dişli aletlerle atın kafası önce kesilip sonra birbirine bağlanıyordu.78 numara olarak bilinen bu makine ayrıca yine bir mekanizmayla hareket eden kutsal varlık elinden su içiyordu.
Tüm bunlardan başka inandırıcılığı arttırmak için Mabetler kasıtlı olarak karanlık tutulurdu.Ayrıca Mabetlerdeki rahipler sözde iç organlara bakıp gelecekten haber verirdi.
Hero’nun diğer ünlü icadı ejderhaya ok atan bir okçuyu resmettiği makinedir.Su basıncı ile çalışmaktadır ve ayrıca ok atılan ejderhanın ses çıkarması sağlanmaktadır.
Hero’nun bu makineler için İskenderiye’yi seçmesi tesadüf değildir.Mısır halkı Akdeniz’i sevmiyordu bu nedenle şehirlerini Nil nehri kıyısına inşa ettiler.İskenderiye ise Akdeniz kıyısında daha çok yunan kültürünün etkisinde denizcilik yapılan bir şehirdi.Her dinden insan buradaydı ve dinler arası bir rekabet vardı.Sonunda bu rekabetten büyük bir din çıktı.Bu din Serapisti.
Serapis Mabedinde çok çeşitli makineler vardı ve en çok ilgi göreni uçan savaş arabasıydı.Bu araba tavanda bulunan çok güçlü bir mıknatıs yardımıyla hareket ettiriliyordu.Aynı zamanda arabanın başında güneş tanrısı vardı ve inandırıcılığı arttırmak için de güneşin Mabede giriş çıkış zamanı ayarlıydı.Güneş Mabede bir delikten giriyor ve Zeus’un dudaklarına değiyordu.
Hero’nun tekniği şöyleydi;hava su ve buhar basıncı yaratmak için ateşin sağladığı sıcaklığı kullanıyordu.
Heron aynı zamanda Mabetlere büyük bir gelir sağladı.İlk otomatı icat etti ve insanlara bunun karşılığında şifalı su olarak nitelendirilen sudan yine farklı ama prensipte aynı mekanizmayla su verdirdi.Para bir delikten atılıyor ve içeride küçük bir yuvaya düşüyordu bu da ağırlık oluşturuyor ve vana açılıyordu.
Rahipler insanları sadece mekanik değil kimyasal olarak da etkiledi.Onlara idrarı kırmızı yapan otlar verdi.Sonra bu otları vermeyi keserek sözde tedavi etti.
Antik çağda her yeni icada başkası eklendi.Bu seferde konuşan heykeller vardı.Bunlar yeraltındaki gizli tünellerden geçip içeride konuşan insanların sesiydi.Yine gök gürültüsü yapmak için bir tahta kolondan üzerin çivi bulunan metal bir top geçirdiler.Olimpia da Zeus heykelinin hareket etmesini ve ihtişamlı durmasını sağladılar.Bu devasa heykel o günün insanını çok etkiliyordu.Heykellerin kan ağlaması yine hava basıncıyla sağlandı ve heykelin memesinden süt akması da bu yöntemle sağlandı.Heykelin sütü salması ayin başlayınca yakılan iki ateşin mekanizmayı ısıtması ve sütün ısı sebebiyle göğüslerdeki borulara hareketiyle sağlandı.
İnsanların antik çağda bu illüzyonlara nasıl inandıklarını tam olarak bilemeyiz.Şu olabilir;insanlar bu mekanizmaları asla tahmin edememiş olabilirler.O günün teknolojisinde gerçekten de hayal edilmesi imkansız makinelerdi bunlar.Bu mekanizmaları tahmin edemediklerinden de yıllarca rahipler tarafından sömürülmüşlerdir
Bu çeşitli makinelerin en büyük mucidi İskenderiyeli Heron’dur.Heron birçok kitap yazmıştır.En ünlülerinden biri Pnömotikadır.Bu kitap Mabede giden insanlar için sihir etkisi bırakmak amacıyla yapılan hava ve su ile çalışan hareketli makinelerin işleyişini anlatır.En ünlü makinesi su içerken boğazı kesilen at heykelidir.Dişli aletlerle atın kafası önce kesilip sonra birbirine bağlanıyordu.78 numara olarak bilinen bu makine ayrıca yine bir mekanizmayla hareket eden kutsal varlık elinden su içiyordu.
Tüm bunlardan başka inandırıcılığı arttırmak için Mabetler kasıtlı olarak karanlık tutulurdu.Ayrıca Mabetlerdeki rahipler sözde iç organlara bakıp gelecekten haber verirdi.
Hero’nun diğer ünlü icadı ejderhaya ok atan bir okçuyu resmettiği makinedir.Su basıncı ile çalışmaktadır ve ayrıca ok atılan ejderhanın ses çıkarması sağlanmaktadır.
Hero’nun bu makineler için İskenderiye’yi seçmesi tesadüf değildir.Mısır halkı Akdeniz’i sevmiyordu bu nedenle şehirlerini Nil nehri kıyısına inşa ettiler.İskenderiye ise Akdeniz kıyısında daha çok yunan kültürünün etkisinde denizcilik yapılan bir şehirdi.Her dinden insan buradaydı ve dinler arası bir rekabet vardı.Sonunda bu rekabetten büyük bir din çıktı.Bu din Serapisti.
Serapis Mabedinde çok çeşitli makineler vardı ve en çok ilgi göreni uçan savaş arabasıydı.Bu araba tavanda bulunan çok güçlü bir mıknatıs yardımıyla hareket ettiriliyordu.Aynı zamanda arabanın başında güneş tanrısı vardı ve inandırıcılığı arttırmak için de güneşin Mabede giriş çıkış zamanı ayarlıydı.Güneş Mabede bir delikten giriyor ve Zeus’un dudaklarına değiyordu.
Hero’nun tekniği şöyleydi;hava su ve buhar basıncı yaratmak için ateşin sağladığı sıcaklığı kullanıyordu.
Heron aynı zamanda Mabetlere büyük bir gelir sağladı.İlk otomatı icat etti ve insanlara bunun karşılığında şifalı su olarak nitelendirilen sudan yine farklı ama prensipte aynı mekanizmayla su verdirdi.Para bir delikten atılıyor ve içeride küçük bir yuvaya düşüyordu bu da ağırlık oluşturuyor ve vana açılıyordu.
Rahipler insanları sadece mekanik değil kimyasal olarak da etkiledi.Onlara idrarı kırmızı yapan otlar verdi.Sonra bu otları vermeyi keserek sözde tedavi etti.
Antik çağda her yeni icada başkası eklendi.Bu seferde konuşan heykeller vardı.Bunlar yeraltındaki gizli tünellerden geçip içeride konuşan insanların sesiydi.Yine gök gürültüsü yapmak için bir tahta kolondan üzerin çivi bulunan metal bir top geçirdiler.Olimpia da Zeus heykelinin hareket etmesini ve ihtişamlı durmasını sağladılar.Bu devasa heykel o günün insanını çok etkiliyordu.Heykellerin kan ağlaması yine hava basıncıyla sağlandı ve heykelin memesinden süt akması da bu yöntemle sağlandı.Heykelin sütü salması ayin başlayınca yakılan iki ateşin mekanizmayı ısıtması ve sütün ısı sebebiyle göğüslerdeki borulara hareketiyle sağlandı.
İnsanların antik çağda bu illüzyonlara nasıl inandıklarını tam olarak bilemeyiz.Şu olabilir;insanlar bu mekanizmaları asla tahmin edememiş olabilirler.O günün teknolojisinde gerçekten de hayal edilmesi imkansız makinelerdi bunlar.Bu mekanizmaları tahmin edemediklerinden de yıllarca rahipler tarafından sömürülmüşlerdir
enteresan bir konuya değinmişsin Erdem ustam.
ayni zaman da da bilgi yüklü. emeğine sağlık.
ayni zaman da da bilgi yüklü. emeğine sağlık.
Eline sağlık erdem ustam... bunların ataları sahtekar bunlardan töreyende ne olacak işte halleri ortada...
- Katılım
- 19 Ocak 2015
- Mesajlar
- 3,812
- Beğeni
- 9,771
- Puanları
- 113
- Yaş
- 52
emğine sağlık kardeşim güzel konu,ustama harfiyen katılıyorum, bugün batıya bakınca dünden farkları olmadığı ortaya çıkyor bunlar kökden süreme SAHTEKARLARMIŞ yarında farklı beklmemek gerek...
Tesekkurler ustam.
Apisip kaldim valla.
Hic bilmedigim seylerdi.
Okudukca: "vay serefsizler vay" demekten kendimi alamadim. Bir de aklima israilin İHA lara HERON adini nicin verdigi geldi.
SEVELİM SEVİLELİM BU DÜNYA KİMSEYE KALMAZ.
Apisip kaldim valla.
Hic bilmedigim seylerdi.
Okudukca: "vay serefsizler vay" demekten kendimi alamadim. Bir de aklima israilin İHA lara HERON adini nicin verdigi geldi.
SEVELİM SEVİLELİM BU DÜNYA KİMSEYE KALMAZ.
emeğine sağlık ustam varol saygı vede sevgilerimle
- Katılım
- 15 Nisan 2014
- Mesajlar
- 1,629
- Beğeni
- 3,252
- Puanları
- 113
Öyle ustam taşı gediğine koymuşun
