Her şeyin birbirinden ayrılamaz iki
kutbu vardır. "Yin" ve "Yang" kutubu. Nerede Yin ve Yang kutuplaşması oluşur, orada hareket de başlar. "Bir" "Hiçlikten" gelir. "İki" de Bir'den doğar. Her şey ise İki'nin yani iki kutubun Yin ile Yang'ın tükenmeyen, değişen ve dönüşen sarmal döngüsünün ürünü olarak ortaya çıkar. Her şey için geçerlidir. Hücre bölünmeleri gibi gittikçe daha karmaşıklaşarak gelişir, dönüşür.
Karşıt kutuplar, elektrikte akımı, mıknatısta çekme ve itmeyi tetikler.
Bir kutbun hakimiyetinin en güçlü olduğu yerde karşıt kutbu belirmeye başlar. En küçük gölge Güneş ışınlarının en heybetli vurduğu sırada görünür. Bu andan itibaren ışınlar azalır gölge uzar ve neredeyse tümüyle göreceliği karanlığa geçer. Böylece yine haddin ne olduğu da ortaya çıkar. Bu oluşum, değişim ve dönüşümün de belirtileridir. Gecenin içinde aydınlık ve sıcağın; gündüzün içinde de soğuk ve gölgenin bulunması; dişi görünümün içinde erkek, erkek görünümün içinde dişi olması; her sorunun, çözümü; sevginin, nefreti; eylemsizliğin, eylemi; savunmanın, saldırıyı barındırması gibi. Tai-çi veya yin-yang simgesinin içindeki küçük karşıt renkli daireler bu özelliği anlatır.
Oluşumlar, karşıtı olmadan açıklanamazlar. Karşıtların biri, diğerinden bağımsız olamaz. Gündüz olmadan, gece; gece olmadan, gündüz açıklanamaz. Gece olmadığı sürece, gündüz de yoktur. Kutuplar birbirinden bağımsız ele alınamazlar. Bu durumda beden ve psikoloji ayrı ayrı incelenemez. Organların kendisi yin, işlevi ise yang'dır. Böbrek, organ haliyle yin'dir. Böbrekten kaynaklanan bir yin ve yang kararsızlığı, böbreği zayıf düşürüp korkularımızı harekete geçirir. Böbrekteki kararsızlık karaciğere biner. Karaciğerdeki yetersiz böbrek desteği sebebiyle artan baskı öfkeyi tetikler. Karaciğerdeki kararlılık, böbrekteki kararlılık ile mecburi bir bağ içindedir. Tüm organlarımız bu tür bir bağımlılık ilişkisi içindedir. Biri zayıf düşerse bu öbürünü de etkiler. Her organ temel ruhani görüntüyü de temsil eder. Böbrekle korku, karaciğerle öfke, kalp ve neşe gibi. Her ruhani hal ilgili organın kararlılığıyla çok yakından ilgilidir ve ona bağlıdır. Bu yüzden, bütün ve parçanın bir aradalığı gereği, Doğu Tıbbı, bedeni ve ruh halini ayrı ayrı ele alınamayacağını dile getirir. Psikoloji ve beden birbirinden bağımsız incelenemez. Mevlana ve Yunus Emre için "Aşk" parçanın bütünle buluşabilmesidir.
Karşıtlar, birbirine dönüşebilen yapıdadır.
Dönüşüm aşamalarla, kendi sürecine bağlı olarak gerçekleşir. Her sürecin bir haddi vardır. Dönüşüm, uyum içinde veya uyumsuz gerçekleşebilir. Uyum, Yin ve Yang'ın göreceli denklik halidir. Uyumsuzlukta sürecin haddine ulaşılır ve o hadden karşıtına dönüş yapar yani karşıt kutbuna Yin Yang'a; Yang da Yin'e dönüşür. Dönüşüm, sürecin hem etken hem de etkin parçasıdır. Dönüşebilme, bitmeyen sonsuz devinimi olanaklı kılar. Kış, yaza; güz, bahara; karanlık, aydınlığa döner ve böyle takip eder sarmal gibi döne döne.
Kutuplar birbirini ürettiği, desteklediği gibi aynı şekilde tüketen, kısıtlayan ilişkisinde de olabilirler. Yanan bir mumda olduğu gibi. Yanmakta olan ip ve parafin, alevi besler. Alevin ısısı ise bu ikiliyi tüketir. Sonunda fitil veya mum bittiğinde, alev de tükenecektir. Mum, fitil ve alev ışık ve ısı olarak ortamın enerjisine geçiş yapar. Üretme ve tüketme ilişkisi dönüşümle devam eder.
Her Yin ve her Yang tekrar tekrar, kendi alt Yin ve Yang kutuplarından oluşur. Örneğin sıcaklıkta olduğu gibi. Sıcaklık olgusu, sıcak (yang) ve soğuk (yin) olarak ayrılabilir. Aynı biçimde sıcak; tekrar, çok sıcak (yang) ve az sıcak (yin)olarak bölünür ve böyle devam eder. Son derece basit bir yapı, son derece karmaşık yapının ayrılmaz parçasıdır. Bütün ve onun parçaları, birbirinden bağımsız olarak ayrı ayrı açıklanamaz. Basit yapıyla, karmaşık yapı; Yin ve Yang'ın temel ilkelerine sürekli uyar. Mikro makronun, makro mikro yapının ayrılamaz parçalarıdır.
Değişim ve kutuplaşma aynı süreçte işler ve kutuplar birbirinin özünü karşıtında barındırır. Her şey, hiçlikten doğar doğmaz kutuplaşma da başlar.
Yin ve Yang, Chi ’ nin alçalan ve yükselen evrelerine verilen isimlerdir. Birbirlerine karşıt ama tamamlayıcıdırlar. Birbirleri olmadan varolamazlar. Yin azalıyorsa Yang artıyordur.
Biz ikisini bir arada Tai Ji sembolü ile tanımaktayız.
Yin ve Yang bir temel enerjinin iki fazıdır. Chi ‘ nin iki yüzü olduğu için farklı şartlarda işleyen iki enerji olarak kabul edilebilir. Tai Ji içindeki Yang beyazdır ve içinde siyah bir nokta ile yin vardır. Yin ise siyahtır ve içinde beyaz bir nokta ile Yang vardır. Bu şekildeki duruşları evrenin dengesini temsil eder. Tüm bu ikilik, bir olarak görünen herşeyin içinde yer alır. Dünya üzerinde bu ikiliğin yansımalarını gördüğümüz pek çok şey bulunur. En önemli örneğini gece ve gündüz olarak görürüz. Karanlık ve Aydınlık bu konudaki en büyük sembolizmdir.
Mevsimlerin döngüsünde ise Sonbahar ve Kışı Yin , İlkbahar ve Yazı ise Yang kabul ederiz.
Yin içe dönüklüğü, Yang dışa dönüklüğü temsil eder. Gezegenlerde ayın dolunaydan yeni aya kadar olan evresi yin, yeni aydan dolunaya kadar olan evresi ise Yang’tır. Yin daralır, Yang genişler. Yin dağılır, Yang odaklanır. Yin yumuşaktır, Yang serttir. Ve bütün bu yaklaşımlar enerjinin, yani Chi ‘ nin yansımaları , ifadeleridir.
Yin değerler; Edilgenlik ile doludur. Fakat etkenliğin içindeki edilgenliktir. Dişi,karanlık, siyah, düz arazi, yeryüzü,ay,gece,alçak alanlar,su, ekşi, veya vadi Yin değerlerdir.
Yang değerler;Etkenlik ile doludur. Sahip olduğu etken değeri dışarı ile paylaşır. Etken, eril, aydınlık, beyaz, tepeli araziler, gökyüzü, güneş, gündüz, yükseklik, ateş, tatlı ve dağlar Yang değerlerdir.