Seyitgaz - Afyon arasındaki yoldan ulaşılır. Göynüş Vadisinde yer alır. Yakınında Çevresinde yerleşim yeri yoktur. Yolu asfalt, ulaşımı kolay.
Göynüş (Köhnüş) Vadisi'nde bulunan görkemli bir anıttır. M.Ö. 7. yüzyılın sonuna tarihlenen anıt, Frigler tarafından yapılmıştır. Küp şeklinde ve kuzeye cepheli mezar odasının kuzey duvarındaki giriş kapısının sağında ve solunda şaha kalkmış, kükreyen ve mezarı kötü ruhlardan koruyan iki aslan kabartması bulunmaktadır. İki aslan kabartmasının ayaklarının dibinde birer yavru aslan kabartma daha mevcuttur. Oldukça tahrip olan aslan yavrular zor seçilmektedir. Mezar odası üçgen tavanlı olup, odanın sol tarafına ölünün yatırıldığı kline (sedir) mevcuttur. Hitit özelliklerini taşıyan mezar odası, muhtemelen soylu bir kişiye aittir.
Ancak, mezar odasının işlendiği kayalığın üst bölümünden başlayıp mezar odası girişinden aşağıya kadar inen çatlama mevcuttur. Tabiat şartlarından olumsuz etkilenen anıt, gün geçtikçe daha çabuk tahrip olmaktadır. Bu nedenle, yakın gelecekte göçmesinin önüne geçilmesi için sağlamlaştırılması ve bir sundurma altına alınması kaçınılmazdır.
Aslantaş Mezar Odası, tabiat şartlarından olumsuz etkilenmekte olup, insan tahribatına da açık durumdadır. Günümüze kadar sağlam olarak korunan Aslantaş’ın dinamitle patlatılma ihtimali söz konusudur. Bu nedenle Aslantaş’ın en üst düzeyde güvenlik önlemleri alınarak korunması gereklidir.
KRALIN GÜZEL KIZI
Frigya kralının Tanrılara yalvarması sonucu bir kızı olur. Çünkü kral kız çocuklarını çok severmiş. Bu kız büyür gelişir çok güzel bir genç kız olur. Günlerden bir gün genç kız bir hastalık illetine yakalanır. O güzelim yüzünde çıbanlar çıkar, irinler akar. Kral üzgün kız perişan. Ülkeye haber salınır, doktorlar gelir gider, bin türlü ilaç denenir, fayda yoktur. Kızcağız sıkıntısından, üzüntüsünden kendini dağlara taşlara vurur, diyar diyar gezer çare arar. Kral da başına bir şey gelmesin ve uzaktan uzağa izlesinler diye peşine adamlar takar. Kızcağız dere tepe gezerken bir göl kıyısında uyuya kalır. Sabah olur uyanır. Gölde yüzünü yıkarken bir ferahlık hisseder, yaraları da tatlı tatlı kaşınır. Tekrar tekrar yüzünü yıkar, daha çok ferahlık duyar. Burada birkaç gün daha kalayım bu su yaralarımı rahatlatıyor galiba, diye düşünür. Birkaç gün sonra yüzünü yıkamak için göle eğilince birde ne görsün, yüzünde hiç yara yok, eski güzelliği yerine gelmiş. Kızı uzaktan izleyen kralın adamları da olaya şahit. Ortaya çıkarlar, kızı saraya götürürler, durumu krala anlatırlar. Kız mutlu, kral baba daha mutlu. Kral hemen bir buyruk çıkarır, bu kutsal gölün yanına bir şifa yurdu yapıla, herkes şifa bula.
Günümüzde GAZLIGÖL denilen, Afyon yakınlarındaki bu yer hala şifa dağıtmaya devam etmektedir. Gazlıgöl'de ufak bir konaklama tesisi, lokanta ve kafeterya, cild hastalıklarına şifa aramaya gelenlere hizmet vermektedir. Gazlıgöl tren istasyonun hemen bitişinde yer alan kaplıcanın, Roma Döneminde de hizmet verdiğini kanıtlayan kalıntılar da görülebilir.
Gazlıgöl'den bir çok Frig kaya anıtına ulaşmak mümkün.
Göynüş (Köhnüş) Vadisi'nde bulunan görkemli bir anıttır. M.Ö. 7. yüzyılın sonuna tarihlenen anıt, Frigler tarafından yapılmıştır. Küp şeklinde ve kuzeye cepheli mezar odasının kuzey duvarındaki giriş kapısının sağında ve solunda şaha kalkmış, kükreyen ve mezarı kötü ruhlardan koruyan iki aslan kabartması bulunmaktadır. İki aslan kabartmasının ayaklarının dibinde birer yavru aslan kabartma daha mevcuttur. Oldukça tahrip olan aslan yavrular zor seçilmektedir. Mezar odası üçgen tavanlı olup, odanın sol tarafına ölünün yatırıldığı kline (sedir) mevcuttur. Hitit özelliklerini taşıyan mezar odası, muhtemelen soylu bir kişiye aittir.
Ancak, mezar odasının işlendiği kayalığın üst bölümünden başlayıp mezar odası girişinden aşağıya kadar inen çatlama mevcuttur. Tabiat şartlarından olumsuz etkilenen anıt, gün geçtikçe daha çabuk tahrip olmaktadır. Bu nedenle, yakın gelecekte göçmesinin önüne geçilmesi için sağlamlaştırılması ve bir sundurma altına alınması kaçınılmazdır.
Aslantaş Mezar Odası, tabiat şartlarından olumsuz etkilenmekte olup, insan tahribatına da açık durumdadır. Günümüze kadar sağlam olarak korunan Aslantaş’ın dinamitle patlatılma ihtimali söz konusudur. Bu nedenle Aslantaş’ın en üst düzeyde güvenlik önlemleri alınarak korunması gereklidir.
KRALIN GÜZEL KIZI
Frigya kralının Tanrılara yalvarması sonucu bir kızı olur. Çünkü kral kız çocuklarını çok severmiş. Bu kız büyür gelişir çok güzel bir genç kız olur. Günlerden bir gün genç kız bir hastalık illetine yakalanır. O güzelim yüzünde çıbanlar çıkar, irinler akar. Kral üzgün kız perişan. Ülkeye haber salınır, doktorlar gelir gider, bin türlü ilaç denenir, fayda yoktur. Kızcağız sıkıntısından, üzüntüsünden kendini dağlara taşlara vurur, diyar diyar gezer çare arar. Kral da başına bir şey gelmesin ve uzaktan uzağa izlesinler diye peşine adamlar takar. Kızcağız dere tepe gezerken bir göl kıyısında uyuya kalır. Sabah olur uyanır. Gölde yüzünü yıkarken bir ferahlık hisseder, yaraları da tatlı tatlı kaşınır. Tekrar tekrar yüzünü yıkar, daha çok ferahlık duyar. Burada birkaç gün daha kalayım bu su yaralarımı rahatlatıyor galiba, diye düşünür. Birkaç gün sonra yüzünü yıkamak için göle eğilince birde ne görsün, yüzünde hiç yara yok, eski güzelliği yerine gelmiş. Kızı uzaktan izleyen kralın adamları da olaya şahit. Ortaya çıkarlar, kızı saraya götürürler, durumu krala anlatırlar. Kız mutlu, kral baba daha mutlu. Kral hemen bir buyruk çıkarır, bu kutsal gölün yanına bir şifa yurdu yapıla, herkes şifa bula.
Günümüzde GAZLIGÖL denilen, Afyon yakınlarındaki bu yer hala şifa dağıtmaya devam etmektedir. Gazlıgöl'de ufak bir konaklama tesisi, lokanta ve kafeterya, cild hastalıklarına şifa aramaya gelenlere hizmet vermektedir. Gazlıgöl tren istasyonun hemen bitişinde yer alan kaplıcanın, Roma Döneminde de hizmet verdiğini kanıtlayan kalıntılar da görülebilir.
Gazlıgöl'den bir çok Frig kaya anıtına ulaşmak mümkün.
