Moğollar Mavi Kurt ve Kızıl Geyik’i eski ataları olarak anımsarlar. Buryat Moğollarının Buh Baabai Noyon (Prens Baba Boğa) dedikleri, efsanevi bir ataları vardır. Ayrıca ayı da, birçok Sibirya gurubu tarafından ata olarak tanınır. Moğolların ayı için kullandıkları “baba” kelimesi, aslında aynı anlama gelen “Baabgai” kelimesinin bir türevidir. Diğer taraftan, Byzantion ve Roma’nın güçlerini gösterir simgelerin “Bous=Öküz” ve “Tauros=Boğa” olması, ilgi çekicidir.[53]
Doğa ruhlarının en güçlüleri, dört yönün her bir köşesinde yaşayan ve gök ruhları oldukları düşünülen Tenger’dir. Doğu ve batı Tenger’leri, siyah ve beyaz şamanlarla ilşkilendirilmektedir.
Tatay Yenger (Keiden): Kuzeyden çağırılan (invoke-dua) şiddetli fırtına, şimşek ve hortumların efendisidir. Anadolu İon ve Yunan mitosunda Tatay Yenger’i Boreas[54]temsil etmektedir.
Erleg Han: Doğu Tenger’lerinin en önemlisi Ulgen’in kardeşi ve yer altı alemindeki ruhların efendisidir.
Usan Han: Su ruhlarının efendisidir. Güney yönünden çağırılır. Büyük olasılıkla, Çin’deki Lo nehri tanrıçasıyla Sümerlerde Gılgamış destanındaki Ölüm Denizi (Büyük Okyanus) ve yaşlı kayıkçı Ur-Şanabi, Anadolu İon ve Yunan mitosunda ise, Akheron ırmağının kayıkçısı Kharon’un kökenini oluşturmaktadır.
Endur ruhları: Emsalsiz bir hayat yaşayan ve tekrar alt dünyaya inme gereği olmayan güneş ruhlu (aydınlık) insanların mekânı, Endur’dur. Bu ruhlar, Tenger’ler kadar güçlü değildirler. Ancak, bulutlarda yaşarlar ve yağmurun yağmasını sağlarlar.
Oboo: Dağ gibi yüksek tepelerde yaşayan ruhlarla ilgili olarak, konik (piramit) şeklinde taş ve ağaç dallarının yığılmasıyla yapılan yapılara verilen isimdir. Bunlar, dağ ruhlarının yanında, gazriin ezen ruhları için özel tapınma alanlarında inşa edilmişlerdir.
Oboo’lara bu yönden bakıldığında, bugün Çinde bulunan piramitlerle,[55] Moğolistan ve Orta Asyada, dağ tepelerindeki kutsal alanlarda (gazriin ezen) bulunan, taş yığınlarından öbeklenmiş küçük piramitlerin kaynağının nereden geldiğini anlamak güç değildir. Bunun yanında, İskitlerin, senenin belli aylarında, tonlarca odunu, orta bir yerde ve piramit şeklinde yığarak meydana getirdikleri odundan piramitleri de hatırlamamak elde değildir. İskitler, bu piramitlerin tepe noktasına eski ve ucu sivri bir bıçak dikerlerdi. Bıçak, buradaki pozisyonu itibariyle, Anadolu İon ve Yunan tapınaklarının alınlıklarının üst ve yan köşelerine yerleştirilen akroter’leri andırmaktadır.
Doğa ruhlarının en güçlüleri, dört yönün her bir köşesinde yaşayan ve gök ruhları oldukları düşünülen Tenger’dir. Doğu ve batı Tenger’leri, siyah ve beyaz şamanlarla ilşkilendirilmektedir.
Tatay Yenger (Keiden): Kuzeyden çağırılan (invoke-dua) şiddetli fırtına, şimşek ve hortumların efendisidir. Anadolu İon ve Yunan mitosunda Tatay Yenger’i Boreas[54]temsil etmektedir.
Erleg Han: Doğu Tenger’lerinin en önemlisi Ulgen’in kardeşi ve yer altı alemindeki ruhların efendisidir.
Usan Han: Su ruhlarının efendisidir. Güney yönünden çağırılır. Büyük olasılıkla, Çin’deki Lo nehri tanrıçasıyla Sümerlerde Gılgamış destanındaki Ölüm Denizi (Büyük Okyanus) ve yaşlı kayıkçı Ur-Şanabi, Anadolu İon ve Yunan mitosunda ise, Akheron ırmağının kayıkçısı Kharon’un kökenini oluşturmaktadır.
Endur ruhları: Emsalsiz bir hayat yaşayan ve tekrar alt dünyaya inme gereği olmayan güneş ruhlu (aydınlık) insanların mekânı, Endur’dur. Bu ruhlar, Tenger’ler kadar güçlü değildirler. Ancak, bulutlarda yaşarlar ve yağmurun yağmasını sağlarlar.
Oboo: Dağ gibi yüksek tepelerde yaşayan ruhlarla ilgili olarak, konik (piramit) şeklinde taş ve ağaç dallarının yığılmasıyla yapılan yapılara verilen isimdir. Bunlar, dağ ruhlarının yanında, gazriin ezen ruhları için özel tapınma alanlarında inşa edilmişlerdir.
Oboo’lara bu yönden bakıldığında, bugün Çinde bulunan piramitlerle,[55] Moğolistan ve Orta Asyada, dağ tepelerindeki kutsal alanlarda (gazriin ezen) bulunan, taş yığınlarından öbeklenmiş küçük piramitlerin kaynağının nereden geldiğini anlamak güç değildir. Bunun yanında, İskitlerin, senenin belli aylarında, tonlarca odunu, orta bir yerde ve piramit şeklinde yığarak meydana getirdikleri odundan piramitleri de hatırlamamak elde değildir. İskitler, bu piramitlerin tepe noktasına eski ve ucu sivri bir bıçak dikerlerdi. Bıçak, buradaki pozisyonu itibariyle, Anadolu İon ve Yunan tapınaklarının alınlıklarının üst ve yan köşelerine yerleştirilen akroter’leri andırmaktadır.