Bermuda Üçgeni ve Şeytan Denizi ndeki gizemli kaybolma olaylarına, çok sayıda yazar tarafından abartılmış, hayali öğelerle doğlu açıklamalar getirildi.
Bermuda Üçgeni ile ilgili araştırmalar ve ortaya atılan varsayımlar, çeşitli şekillerde yorumlanmaya açık birtakım sonuçlara neden oluyor. Araştırmacı yazar Ivan T. Sanderson a göre, yeryüzünün çeşitli yerlerined en azından 12 "anafor merkezi" bulunuyor. Sanderson ve diğer araştırmacılar, bu büyük anafor merkezlerinin varlıklarını çeşitli yöntemlerle saptayabildiklerini belirtiyorlar. Örneğin, Sanderson un, deniz ve hava kazalarının en yoğun olduğu bölgeleri belirlediği bir harita çalışması var.
Bu arada, ilginç bir benzetme yapılıyor. Bazı yazarlara göre kazaların olduğu bölgeyi, işlek bir otoyola benzetmek hiç de yanlış olmaz. Çünkü bu tür bir otoyolda meydana gelen kazalardan çok daha fazlasının bu tür anafor merkezlerinde olduğu söyleniyor.
Bu büyük anaforlardan Japonya da bulunan birine, Şeytan Denizi adı veriliyor. Fakat yeri tam olarak saptanabilmiş değil. Bu bakımdan konuyla ilgili yazarlar arasında çeşitli tartışmalar sürüyor.
Yeri belirsiz..
Charles Berlitz ve Vincent Gaddis e göre ise bu anafor merkezi, Japonya nın güneyinde ya da güneydoğusundaki Bonin Adaları arasındadır. John Godun ve Iowa Jima ya göre ise Marcus Adaları arasında. Adi-Kent Thomas Jeffrey ile J. Wallace pencer da bu anafor merkezini Japonya ile Mariana Adaları arasına yerleştirdiler. Ivan Sanderson da bu şeytan üçgeninin 140. meridyenin yakınlarında, Honshu nun 400 km güneyinde olduğunu söylüyor.
Araştırma gemisi de yok oldu..
Söylenildiğine göre, Şeytan Denizi nde 1950-1954 yılları arasında 9 büyük yük şilebi nedeni anlaşılamayan bir şekilde yok oldu. Charler Berlitz e göre, yetkililer 1955 te bu bölgede bir araştırmaya giriştiler. Oluşturulan ekipte, teknik elemanlara da yer verildi. Fakat bu araştırma gezisi de, ekibin içinde bulunduğu geminin birden yok olmasıyla sonuçsuz kaldı.
Atlantisliler mi?
Nedeni anlaşılamayan kaybolma olaylarını açıklayabilmek için uçandairelerden, zaman yolculukları ve paralel dünyalar teorisine kadar çeşitli yaklaşımlar ortaya atılıyor. Bu yaklaşımlar arasında, olayı Atlantis e bağlayanlar da var. Charler Berlitz, Atlantis e ilişkin bulguların, Bahamalar da Bimini açıklarında bulunduğunu belirtiyor. Bu görüşe göre Atlantisliler üstün teknolojileriyle hala denizin altında varlıklarını sürdürüyorlar. Bermuda Üçgeni ndeki kaybolmaların sorumlusunun Atlantisliler olabileceği söyleniyor.
Atlantis uygarlığına ilişkin en eski görüşün Eflatun a ait olduğu biliniyor. Bir görüşe göre, Eflatun kavramlarla ilgilenmişti, tarihle değil. Doğruluğuna hiçbir gölge düşürmeden gerçekle hayali birleştirmeyi başarmıştı. Eflatun Atlantis i keşfetti mi, yoksa eski gelenekleri mi sürdürdü? Bu konuya ilişkin elle tutulur bir bilgi yok. Atlantis olsa da olmasa da, Eflatun Atlantis in teknolojiye sahip bir uygarlık olduğuna ilişkin bir bilgi vermemişti. Ona göre Atlantisliler bir savaşta Eski Yunanlılar tarafından mağlup edilmişlerdi.
Manyetik hat..
Bu konuya ilişkin en çok kabul gören yaklaşımlardan biri de gemilerin bir tür manyetik sapma sonucunda yok olmalarıdır. Çoğu araştırmacı, dünyanın bazı yerlerinde olduğu gibi Bermuda Üçgeni nde de pusulaların gerçek kuzey kutbu yerine manyetik kuzeyi gösterdiği konusunda aynı düşüncedeler. Fakat bu yaklaşım şekline karşı çıkanlar da var. Bu kişilere göre manyetik kuzey ile gerçek kuzey belirli yörelerde birbirleriyle çakışırlar. Araştırmacılar bu çakışmaya "Agonic Hat" adını veriyorlar. ABD nin Florida kıyılarında da bu tür bir durumun söz konusu olduğu söyleniyor.
Belirtildiğine göre Agonic Hat tan uzaklaşıldıkça, manyetik kutup noktası ile gerçek kuzey kutup noktası birbirinden uzaklaşmaya başlarlar. İddiaya göre Agonic Hat ta kesinlikle gizemli bir olay yoktur. Pusulanın ibresinin geniş bir kavisle dönmesi ya da garip hareketler yapmasının da hiçbir şeyi kanıtlamayacağı öne sürülüyor. Yöresel manyetik farklılıklar bu tür hareketlerin oluşmasını sağlayabilir ve bu durum dünyanın her yerinde görülebilir.
Olağanüstü ilgi duyuldu..
Alan Lansberg, Bermuda Üçgeni nin Gizemi adlı kitabında şöyle diyor: "Değişik bilimsel araştırmalar yapan bilimadamları ne derlerse desinler. Bermuda Üçgeni nde son derece garip ve açıklanamayan birtakım olayların olduğu açıktır. Tüm dünyada buradaki olaylara karşı gösterilen ilgi gerçekten olağanüstü boyutlarda. İnsanlar orada, keşfedilmesi gereken olayların varlığından haberdarlar."
Somut kanıtlar aranıyor..
Landsberg, Bermuda Üçgeni ile ilgili bilimsel araştırmalar yapan kişilerin bu konuyla ilgili yeterli bir açıklama yapamadıklarını da sözlerine ekliyor. Landsberg, bu kişilerin, bilimsel bir kafa yapısına sahip oldukları için somut kanıtlar aradıklarını belirtiyor. Bu durumda Üçgen deki olayların açıklanamayan etkileriyle bir sonuca varılmasının mümkün olmadığını öne sürüyor.
Ve çıkarcılar..
Öte yandan Bermuda Üçgeni ne ilişkin kitap yazanların, bu bölgenin esrarı konusunda bazı çıkarcı yaklaşımları da olduğu belirtiliyor. Kitaplarında bu konuda gerçekten bir gizemin söz konusu olduğu izlenimini verecek şekilde "teknikler" kullanarak kitaplarının satışını yükseltmek amacını güttükleri öne sürülüyor.
Charles Berlitz, ermuda Üçgeni ile ilgili yazarlar arasında belki de en tanınmışıdır. Berlitz kitabının bir yerinde şöyle diyor: "Sanki gemi ve mürettebatı başka bir dünya tarafından kaçırılıp ortadan yok ediliyor." Bermuda Üçgeni yazarlarını çıkarcılıkla suçlayanlar, iddialarına bir örnek olarak Berlitz in bu tür ifadelerini gösteriyorlar.
Berlitz, ilginç karşılaştırmalar da yapıyor "Küçük teknelerin bazı durumlarda daha büyük gemiler tarafından fark edilmemesi sonucunda batmış olabilecekleri ileri sürülüyor. Revonoc adlı teknenin de, gece vakti yoluna devam eden bir şilep tarafından batırılmış olduğu düşünülebilir."
Güçlü bir kasırgayla..
Bu yaklaşım, küçük tekneler için geçerli olabilir. Fakat büyük şileplerin batışını, ayrıca parçalanmış bir teknenin nasıl olup da kaybolduğuna pek açıklık getiremez. Fakat Berlitz in, küçük teknelerle büyük şilepler arasında bir bağıntı kurarak, kusursuz kabul edilebilir bir teoriyi çürütmeye çalıştığı öne sürülüyor. bu arada 1958 de Revonoc battığında New York Times gazetesi, olayı, geminin kışın şiddetli günlerinde Güney Florida da çok güçlü bir kasırga tarafından batırıldığı şeklinde yorumlamıştı.
Dedektifler gibi araştırılmalı..
Lawrence David Kusche nin Bermuda Üçgeni nin Gizemi Çözüldü adlı kitabında anlatılan 50 olay ile ilgili olarak ortaya çıkan söylentiler, Berlitz in karşı çıkmalarıyla biraz hafifledi. Berlitz, Kusche nin, romanını Bermuda Üçgeni ile hiçbir ilgisi olmaksızın yazdığını savunuyordu. Berlitz e göre Kusche nin araştırmaları sadece birtakım telefon görüşmelerine dayanıyordu. Kusche nin olay yerine gitmekle de araştırmalarına hiçbir katkısı olmadığını da savunuyordu. İşte, Berlitz, Kusche nin eleştirilerine bu şekilde karşı çıkıyordu.
Charles Berlitz, Bermuda Üçgeni adlı kitabında İngiliz Hava Yolları na ait bir Star Tiger tipi uçağın 1948 Ocak ında kaybolmasıyla ilgili bulguları değerlendiriyordu. Kaybolma olayından önce gelen son raporlarda, "Hava ve göstergeler çok iyi, zamanında varmayı umuyoruz," şeklinde ifadeler vardı. Fakat bu tür bir mesajın hiçbir uçuşta gönderilemeyeceği öne sürülüyor. Hükümet tarafından yapılan araştırmalarda Star Tiger olayı genişçe ele alındı. Gerek bu araştırma sonuçları gerekse Kusche nin kitabında hava koşullarının çok kötü olduğu belirtiliyordu.
Akılcı yaklaşım zorunlu..
Adi-Kent Thomas, bir kitabında şöyle yazıyordu: "Duygularımızı dar görüşlülüğün ve kuşkuculuğun delinmez zırhıyla kaplamayalım. Dar görüşlülüğümüzü, bir mantık ve neden olarak öne sürmeyelim."
Gerçekten dünya ve evren hakkında bilinmeyen birçok olgu var. Muhtemelen açıklanamayan olaylar üzerindeki çalışmalar insanı günün birinde yeni olguların bulunmasına yöneltecek.
Fakat gemilerin ve uçakların kaybolmasıyla ilgili olağanüstü ve gerçekle pek bağdaşmayan yaklaşımları ayıklamak gerekir. Bazı araştırmacılar bunun kaçınılmaz olduğunu vurguluyorlar.
Bermuda Üçgeni ile ilgili araştırmalar ve ortaya atılan varsayımlar, çeşitli şekillerde yorumlanmaya açık birtakım sonuçlara neden oluyor. Araştırmacı yazar Ivan T. Sanderson a göre, yeryüzünün çeşitli yerlerined en azından 12 "anafor merkezi" bulunuyor. Sanderson ve diğer araştırmacılar, bu büyük anafor merkezlerinin varlıklarını çeşitli yöntemlerle saptayabildiklerini belirtiyorlar. Örneğin, Sanderson un, deniz ve hava kazalarının en yoğun olduğu bölgeleri belirlediği bir harita çalışması var.
Bu arada, ilginç bir benzetme yapılıyor. Bazı yazarlara göre kazaların olduğu bölgeyi, işlek bir otoyola benzetmek hiç de yanlış olmaz. Çünkü bu tür bir otoyolda meydana gelen kazalardan çok daha fazlasının bu tür anafor merkezlerinde olduğu söyleniyor.
Bu büyük anaforlardan Japonya da bulunan birine, Şeytan Denizi adı veriliyor. Fakat yeri tam olarak saptanabilmiş değil. Bu bakımdan konuyla ilgili yazarlar arasında çeşitli tartışmalar sürüyor.
Yeri belirsiz..
Charles Berlitz ve Vincent Gaddis e göre ise bu anafor merkezi, Japonya nın güneyinde ya da güneydoğusundaki Bonin Adaları arasındadır. John Godun ve Iowa Jima ya göre ise Marcus Adaları arasında. Adi-Kent Thomas Jeffrey ile J. Wallace pencer da bu anafor merkezini Japonya ile Mariana Adaları arasına yerleştirdiler. Ivan Sanderson da bu şeytan üçgeninin 140. meridyenin yakınlarında, Honshu nun 400 km güneyinde olduğunu söylüyor.
Araştırma gemisi de yok oldu..
Söylenildiğine göre, Şeytan Denizi nde 1950-1954 yılları arasında 9 büyük yük şilebi nedeni anlaşılamayan bir şekilde yok oldu. Charler Berlitz e göre, yetkililer 1955 te bu bölgede bir araştırmaya giriştiler. Oluşturulan ekipte, teknik elemanlara da yer verildi. Fakat bu araştırma gezisi de, ekibin içinde bulunduğu geminin birden yok olmasıyla sonuçsuz kaldı.
Atlantisliler mi?
Nedeni anlaşılamayan kaybolma olaylarını açıklayabilmek için uçandairelerden, zaman yolculukları ve paralel dünyalar teorisine kadar çeşitli yaklaşımlar ortaya atılıyor. Bu yaklaşımlar arasında, olayı Atlantis e bağlayanlar da var. Charler Berlitz, Atlantis e ilişkin bulguların, Bahamalar da Bimini açıklarında bulunduğunu belirtiyor. Bu görüşe göre Atlantisliler üstün teknolojileriyle hala denizin altında varlıklarını sürdürüyorlar. Bermuda Üçgeni ndeki kaybolmaların sorumlusunun Atlantisliler olabileceği söyleniyor.
Atlantis uygarlığına ilişkin en eski görüşün Eflatun a ait olduğu biliniyor. Bir görüşe göre, Eflatun kavramlarla ilgilenmişti, tarihle değil. Doğruluğuna hiçbir gölge düşürmeden gerçekle hayali birleştirmeyi başarmıştı. Eflatun Atlantis i keşfetti mi, yoksa eski gelenekleri mi sürdürdü? Bu konuya ilişkin elle tutulur bir bilgi yok. Atlantis olsa da olmasa da, Eflatun Atlantis in teknolojiye sahip bir uygarlık olduğuna ilişkin bir bilgi vermemişti. Ona göre Atlantisliler bir savaşta Eski Yunanlılar tarafından mağlup edilmişlerdi.
Manyetik hat..
Bu konuya ilişkin en çok kabul gören yaklaşımlardan biri de gemilerin bir tür manyetik sapma sonucunda yok olmalarıdır. Çoğu araştırmacı, dünyanın bazı yerlerinde olduğu gibi Bermuda Üçgeni nde de pusulaların gerçek kuzey kutbu yerine manyetik kuzeyi gösterdiği konusunda aynı düşüncedeler. Fakat bu yaklaşım şekline karşı çıkanlar da var. Bu kişilere göre manyetik kuzey ile gerçek kuzey belirli yörelerde birbirleriyle çakışırlar. Araştırmacılar bu çakışmaya "Agonic Hat" adını veriyorlar. ABD nin Florida kıyılarında da bu tür bir durumun söz konusu olduğu söyleniyor.
Belirtildiğine göre Agonic Hat tan uzaklaşıldıkça, manyetik kutup noktası ile gerçek kuzey kutup noktası birbirinden uzaklaşmaya başlarlar. İddiaya göre Agonic Hat ta kesinlikle gizemli bir olay yoktur. Pusulanın ibresinin geniş bir kavisle dönmesi ya da garip hareketler yapmasının da hiçbir şeyi kanıtlamayacağı öne sürülüyor. Yöresel manyetik farklılıklar bu tür hareketlerin oluşmasını sağlayabilir ve bu durum dünyanın her yerinde görülebilir.
Olağanüstü ilgi duyuldu..
Alan Lansberg, Bermuda Üçgeni nin Gizemi adlı kitabında şöyle diyor: "Değişik bilimsel araştırmalar yapan bilimadamları ne derlerse desinler. Bermuda Üçgeni nde son derece garip ve açıklanamayan birtakım olayların olduğu açıktır. Tüm dünyada buradaki olaylara karşı gösterilen ilgi gerçekten olağanüstü boyutlarda. İnsanlar orada, keşfedilmesi gereken olayların varlığından haberdarlar."
Somut kanıtlar aranıyor..
Landsberg, Bermuda Üçgeni ile ilgili bilimsel araştırmalar yapan kişilerin bu konuyla ilgili yeterli bir açıklama yapamadıklarını da sözlerine ekliyor. Landsberg, bu kişilerin, bilimsel bir kafa yapısına sahip oldukları için somut kanıtlar aradıklarını belirtiyor. Bu durumda Üçgen deki olayların açıklanamayan etkileriyle bir sonuca varılmasının mümkün olmadığını öne sürüyor.
Ve çıkarcılar..
Öte yandan Bermuda Üçgeni ne ilişkin kitap yazanların, bu bölgenin esrarı konusunda bazı çıkarcı yaklaşımları da olduğu belirtiliyor. Kitaplarında bu konuda gerçekten bir gizemin söz konusu olduğu izlenimini verecek şekilde "teknikler" kullanarak kitaplarının satışını yükseltmek amacını güttükleri öne sürülüyor.
Charles Berlitz, ermuda Üçgeni ile ilgili yazarlar arasında belki de en tanınmışıdır. Berlitz kitabının bir yerinde şöyle diyor: "Sanki gemi ve mürettebatı başka bir dünya tarafından kaçırılıp ortadan yok ediliyor." Bermuda Üçgeni yazarlarını çıkarcılıkla suçlayanlar, iddialarına bir örnek olarak Berlitz in bu tür ifadelerini gösteriyorlar.
Berlitz, ilginç karşılaştırmalar da yapıyor "Küçük teknelerin bazı durumlarda daha büyük gemiler tarafından fark edilmemesi sonucunda batmış olabilecekleri ileri sürülüyor. Revonoc adlı teknenin de, gece vakti yoluna devam eden bir şilep tarafından batırılmış olduğu düşünülebilir."
Güçlü bir kasırgayla..
Bu yaklaşım, küçük tekneler için geçerli olabilir. Fakat büyük şileplerin batışını, ayrıca parçalanmış bir teknenin nasıl olup da kaybolduğuna pek açıklık getiremez. Fakat Berlitz in, küçük teknelerle büyük şilepler arasında bir bağıntı kurarak, kusursuz kabul edilebilir bir teoriyi çürütmeye çalıştığı öne sürülüyor. bu arada 1958 de Revonoc battığında New York Times gazetesi, olayı, geminin kışın şiddetli günlerinde Güney Florida da çok güçlü bir kasırga tarafından batırıldığı şeklinde yorumlamıştı.
Dedektifler gibi araştırılmalı..
Lawrence David Kusche nin Bermuda Üçgeni nin Gizemi Çözüldü adlı kitabında anlatılan 50 olay ile ilgili olarak ortaya çıkan söylentiler, Berlitz in karşı çıkmalarıyla biraz hafifledi. Berlitz, Kusche nin, romanını Bermuda Üçgeni ile hiçbir ilgisi olmaksızın yazdığını savunuyordu. Berlitz e göre Kusche nin araştırmaları sadece birtakım telefon görüşmelerine dayanıyordu. Kusche nin olay yerine gitmekle de araştırmalarına hiçbir katkısı olmadığını da savunuyordu. İşte, Berlitz, Kusche nin eleştirilerine bu şekilde karşı çıkıyordu.
Charles Berlitz, Bermuda Üçgeni adlı kitabında İngiliz Hava Yolları na ait bir Star Tiger tipi uçağın 1948 Ocak ında kaybolmasıyla ilgili bulguları değerlendiriyordu. Kaybolma olayından önce gelen son raporlarda, "Hava ve göstergeler çok iyi, zamanında varmayı umuyoruz," şeklinde ifadeler vardı. Fakat bu tür bir mesajın hiçbir uçuşta gönderilemeyeceği öne sürülüyor. Hükümet tarafından yapılan araştırmalarda Star Tiger olayı genişçe ele alındı. Gerek bu araştırma sonuçları gerekse Kusche nin kitabında hava koşullarının çok kötü olduğu belirtiliyordu.
Akılcı yaklaşım zorunlu..
Adi-Kent Thomas, bir kitabında şöyle yazıyordu: "Duygularımızı dar görüşlülüğün ve kuşkuculuğun delinmez zırhıyla kaplamayalım. Dar görüşlülüğümüzü, bir mantık ve neden olarak öne sürmeyelim."
Gerçekten dünya ve evren hakkında bilinmeyen birçok olgu var. Muhtemelen açıklanamayan olaylar üzerindeki çalışmalar insanı günün birinde yeni olguların bulunmasına yöneltecek.
Fakat gemilerin ve uçakların kaybolmasıyla ilgili olağanüstü ve gerçekle pek bağdaşmayan yaklaşımları ayıklamak gerekir. Bazı araştırmacılar bunun kaçınılmaz olduğunu vurguluyorlar.
