- Katılım
- 20 Ekim 2014
- Mesajlar
- 396
- Beğeni
- 1,576
- Puanları
- 93
“Haciydi hocaydi tarikatdi sakalliydi kurandan ayet veriyor sunnetden haber diyor adami çevirip fasik yapiyor
Solcular daha iyi falan yine ortalik karışıyor
İslam oyuncak deyildir mubarekler yanliş bilgi insanlari helake götütürür kişi her aktardığı bilgiden sorumludur
Her anlatilan bilginin kaynağı olmalı
İslam bana göre dini deyil kuran sünnet hadis icma dinidir hiç kimse sapik fikirlerini empoze etmeye çalışmasin”
Halk arasında bir söz vardır:
Tasavvuf bilmeyen fakih fasık,
Tasavvufu bilip de fıkhı bilmeyen ise zındık olur.
Sözün aslı ise;
"Kim ki fakih olur mutasavvıf olmazsa fasık olur,
Fakih= fıkıh bilgini.
Fâsık= Allah'a itaat etmekten büyük ölçüde çıkıp dinin sınırlarını aşan kimsedir.
Kim ki mutasavvıf olur fakih olmazsa zındık olur.
Mutasavvıf= tasavvuf ehli olan, herhangi bir tasavvuf yolunda mertebe kat etmiş kişidir.
Zındık= Tanrı’ya ve ahrete inanmayan, dinsiz, inançsız, Tanrısız.
Kim de her ikisini birleştirirse muhakkik olur."
Muhakkik= gerçeği ortaya çıkarmak için inceleme ve araştırma yapan kimse
İmam Malik’e nisbet edilen bu söz Keşfu’l-Hafa ve Darimi’nin Süneni gibi çeşitli kaynaklarda ve bir kısım fıkıh kitaplarında yer almaktadır.(alıntıdır)
Selamün Aleyküm
Merhaba Kafkasyalı ustam
Nasılsınız? Sağlık, sıhhat ve afiyetiniz yerindedir inşallah.
Bizlerin suskunluğumuzu, gösterdiğimiz sabrı birileri hafife alıyor, arada ettiğimiz itirazları dikkate almadığı gibi adeta dalga geçer gibi sapık fikirlerini bize empoze etmeye devam ediyorlar. Ehli sünnete uygun olmayan görüş ve fikirleri sanki “Din budur” diye sayfalar dolusu yazılarla anlatmaya çalışıyorlar.
Acaba bunu niye yapıyorlar? Fikir yürütelim mi?
Bizim çobanın bir sözü var. Ben şahsen çok beğeniyorum;
“Önünde süt gören ardını mandıra sanıyor”
Aciz, zavallı, kibir abidesi bazı insanların oradan buradan edindiği yarım yamalak bilgilerle kendini Muhakkik yerine koymaları mı acaba?
Eğer öyle ise “fasık” olduğunun daha da kötüsü “zındık” lığa kadar giden bu yanlışlığa düşmesini önlemek için sizin gibi gerçeği bilenlere çok iş düşmektedir. Eğer kendisi inat eder tutumunu değiştirmez ise de yazacağınız reddiyeler ile gerçekleri bilmeyen masumane Müslümanların aldanmasının önüne geçersiniz.
Veya; aslında hurufi, karmati, batini gibi sapık fikirlere sahip olup da saf ve temiz Müslümanları kendi saflarına çekmek mi istiyorlar?
Eğer öyle ise; öncelikle bunların fasık ve zındıklığı ile uğraşmayıp, saf ve temiz Müslümanları bu tehlikeden korumak gerekir. Maskelerini düşürmek için bu tür insanlara en ağır reddiyeler ile cevap verilmesi gerekir.
Ya da; din ve imanla hiçbir ilgisi olmadığı halde sırf fitne ve fesat çıkarmak için bu tür yazılar yazılıyor ise;
görüldüğü yerde vurun boynunu gitsin.(mecazen tabi kii)
Şimdi.
Asıl sıkıntı; dini bilgisi yeterli olmadığı halde okuduğu bu tür yazıları kendi aklınca değerlendirip uygun görmesi ve bu tür yazılara eleştiri gelince de gerçeği araştırmak yerine hemen cicik taraf olan kişilerde.
Bunlar için neler yapılır, nasıl davranılır? Dersek;
….. …… ……
İşte burası beni aşar. Konunu ehli olanlar nasıl konuşulması, nasıl davranılması gerektiğini benden çok daha iyi biliyorlar.
Sevgili Kafkasyalı kardeşim. Bu yazı sizi muhatap almış gibi gözükse de başta şahsım ve bu yazıyı okuyanları da kapsamaktadır. Takkemizi önümüze koyup bir düşünelim. Biz bu işin neresindeyiz? …. ….. …..
Sevgili kardeşim. Muhatap aldığınız kişiye lütfen kızmayın, buğz etmeyin. Çünkü o aciz, zavallı, şeytanın elinde oyuncak olmuş birisi. İman ile küfür arasında gidip geliyor. (Son yazısının baş kısmına dikkat edersiniz ne demek isteğim anlaşılacaktır.) Onun düştüğü bu durumdan çıkarmak anlayışla, sevgi ile olur kanaatindeyim. Çünkü kalbinde hala iman emareleri var. Bu emarelere istinaden ve en önemlisi ALLAH (c.c) rızası için o insana yardım edelim. Eğer ALLAH (c.c) onun kalbini mühürlemedi ise, sizleri vesile kılsın doğru yolu buldursun inşallah. Biz elimizden geleni yapalım, doğruyu gösterelim. Sonra ALLAH (c.c) tevekkül edelim.
Doğru derken hangi doğruyu göstereceğiz? Hazır fırsat bulmuşken, zamanımız varken buna da değinelim ister misiniz? Belki sizlerin zamanı olur da bizim zamanımız bitebilir her an.
Örnek vermekle daha iyi anlaşılacak gibi;
Bir hoca talebesine 10 sayısına ulaşmak için 4 ile 6 yı toplaması gerektiğini öğretiyor.
Başka bir hoca ise; 8 ile 2 yi toplaması gerektiğini söylüyor
Diğer bir hoca ise; 5 ile 4 dü toplamasını sonra 3 e bölüp, kalanın üzerine 7 ilave etmesi gerektiğini söylüyor.
Gerçekte 10 a ulaşılmak isteniyor ise bu işlemlerin hepsi doğrudur. Yani gerçeğe ulaşmışsındır.
Kısaca seni gerçeğe götüren her yol doğrudur.
Sadece 4 ile 6 yı toplayıp gerçeğe ulaşılacağını zanneden birisinin, 8 ile 2 yi toplayana itiraz etmesi abesle iştigaldir. Bu yüzden benim doğrum, senin doğrun diye inatlaşmak kimseye fayda sağlamaz. Gerçeğe götürecek doğru yolu seçmek bize kalıyor. Kimimiz fıtratı gereği en kolay yolu seçer. Kimimiz ise uğraşıyı sever. Zor yolu seçer.
Bir arkadaşımız bir şeyi merak etmişti; “senin nasibin burada değil. Falanca yerde” diye yönlendirilmesinin hikmetini öğrenmek istiyordu. Onu yönlendiren kişi, talim ettirdiği doğrunun talep eden kişinin fıtratına uygun olmadığını anladığı için olabilir mi acaba?
ALLAH (c.c) bizleri her türlü sapıklıktan, onların şerrinden muhafaza eylesin. Her daim ayağımızı doğru yolda olanlardan eylesin. (AMİN)
Sağlıcakla kalın
ALLAH a emanet olun.
Solcular daha iyi falan yine ortalik karışıyor
İslam oyuncak deyildir mubarekler yanliş bilgi insanlari helake götütürür kişi her aktardığı bilgiden sorumludur
Her anlatilan bilginin kaynağı olmalı
İslam bana göre dini deyil kuran sünnet hadis icma dinidir hiç kimse sapik fikirlerini empoze etmeye çalışmasin”
Halk arasında bir söz vardır:
Tasavvuf bilmeyen fakih fasık,
Tasavvufu bilip de fıkhı bilmeyen ise zındık olur.
Sözün aslı ise;
"Kim ki fakih olur mutasavvıf olmazsa fasık olur,
Fakih= fıkıh bilgini.
Fâsık= Allah'a itaat etmekten büyük ölçüde çıkıp dinin sınırlarını aşan kimsedir.
Kim ki mutasavvıf olur fakih olmazsa zındık olur.
Mutasavvıf= tasavvuf ehli olan, herhangi bir tasavvuf yolunda mertebe kat etmiş kişidir.
Zındık= Tanrı’ya ve ahrete inanmayan, dinsiz, inançsız, Tanrısız.
Kim de her ikisini birleştirirse muhakkik olur."
Muhakkik= gerçeği ortaya çıkarmak için inceleme ve araştırma yapan kimse
İmam Malik’e nisbet edilen bu söz Keşfu’l-Hafa ve Darimi’nin Süneni gibi çeşitli kaynaklarda ve bir kısım fıkıh kitaplarında yer almaktadır.(alıntıdır)
Selamün Aleyküm
Merhaba Kafkasyalı ustam
Nasılsınız? Sağlık, sıhhat ve afiyetiniz yerindedir inşallah.
Bizlerin suskunluğumuzu, gösterdiğimiz sabrı birileri hafife alıyor, arada ettiğimiz itirazları dikkate almadığı gibi adeta dalga geçer gibi sapık fikirlerini bize empoze etmeye devam ediyorlar. Ehli sünnete uygun olmayan görüş ve fikirleri sanki “Din budur” diye sayfalar dolusu yazılarla anlatmaya çalışıyorlar.
Acaba bunu niye yapıyorlar? Fikir yürütelim mi?
Bizim çobanın bir sözü var. Ben şahsen çok beğeniyorum;
“Önünde süt gören ardını mandıra sanıyor”
Aciz, zavallı, kibir abidesi bazı insanların oradan buradan edindiği yarım yamalak bilgilerle kendini Muhakkik yerine koymaları mı acaba?
Eğer öyle ise “fasık” olduğunun daha da kötüsü “zındık” lığa kadar giden bu yanlışlığa düşmesini önlemek için sizin gibi gerçeği bilenlere çok iş düşmektedir. Eğer kendisi inat eder tutumunu değiştirmez ise de yazacağınız reddiyeler ile gerçekleri bilmeyen masumane Müslümanların aldanmasının önüne geçersiniz.
Veya; aslında hurufi, karmati, batini gibi sapık fikirlere sahip olup da saf ve temiz Müslümanları kendi saflarına çekmek mi istiyorlar?
Eğer öyle ise; öncelikle bunların fasık ve zındıklığı ile uğraşmayıp, saf ve temiz Müslümanları bu tehlikeden korumak gerekir. Maskelerini düşürmek için bu tür insanlara en ağır reddiyeler ile cevap verilmesi gerekir.
Ya da; din ve imanla hiçbir ilgisi olmadığı halde sırf fitne ve fesat çıkarmak için bu tür yazılar yazılıyor ise;
görüldüğü yerde vurun boynunu gitsin.(mecazen tabi kii)
Şimdi.
Asıl sıkıntı; dini bilgisi yeterli olmadığı halde okuduğu bu tür yazıları kendi aklınca değerlendirip uygun görmesi ve bu tür yazılara eleştiri gelince de gerçeği araştırmak yerine hemen cicik taraf olan kişilerde.
Bunlar için neler yapılır, nasıl davranılır? Dersek;
….. …… ……
İşte burası beni aşar. Konunu ehli olanlar nasıl konuşulması, nasıl davranılması gerektiğini benden çok daha iyi biliyorlar.
Sevgili Kafkasyalı kardeşim. Bu yazı sizi muhatap almış gibi gözükse de başta şahsım ve bu yazıyı okuyanları da kapsamaktadır. Takkemizi önümüze koyup bir düşünelim. Biz bu işin neresindeyiz? …. ….. …..
Sevgili kardeşim. Muhatap aldığınız kişiye lütfen kızmayın, buğz etmeyin. Çünkü o aciz, zavallı, şeytanın elinde oyuncak olmuş birisi. İman ile küfür arasında gidip geliyor. (Son yazısının baş kısmına dikkat edersiniz ne demek isteğim anlaşılacaktır.) Onun düştüğü bu durumdan çıkarmak anlayışla, sevgi ile olur kanaatindeyim. Çünkü kalbinde hala iman emareleri var. Bu emarelere istinaden ve en önemlisi ALLAH (c.c) rızası için o insana yardım edelim. Eğer ALLAH (c.c) onun kalbini mühürlemedi ise, sizleri vesile kılsın doğru yolu buldursun inşallah. Biz elimizden geleni yapalım, doğruyu gösterelim. Sonra ALLAH (c.c) tevekkül edelim.
Doğru derken hangi doğruyu göstereceğiz? Hazır fırsat bulmuşken, zamanımız varken buna da değinelim ister misiniz? Belki sizlerin zamanı olur da bizim zamanımız bitebilir her an.
Örnek vermekle daha iyi anlaşılacak gibi;
Bir hoca talebesine 10 sayısına ulaşmak için 4 ile 6 yı toplaması gerektiğini öğretiyor.
Başka bir hoca ise; 8 ile 2 yi toplaması gerektiğini söylüyor
Diğer bir hoca ise; 5 ile 4 dü toplamasını sonra 3 e bölüp, kalanın üzerine 7 ilave etmesi gerektiğini söylüyor.
Gerçekte 10 a ulaşılmak isteniyor ise bu işlemlerin hepsi doğrudur. Yani gerçeğe ulaşmışsındır.
Kısaca seni gerçeğe götüren her yol doğrudur.
Sadece 4 ile 6 yı toplayıp gerçeğe ulaşılacağını zanneden birisinin, 8 ile 2 yi toplayana itiraz etmesi abesle iştigaldir. Bu yüzden benim doğrum, senin doğrun diye inatlaşmak kimseye fayda sağlamaz. Gerçeğe götürecek doğru yolu seçmek bize kalıyor. Kimimiz fıtratı gereği en kolay yolu seçer. Kimimiz ise uğraşıyı sever. Zor yolu seçer.
Bir arkadaşımız bir şeyi merak etmişti; “senin nasibin burada değil. Falanca yerde” diye yönlendirilmesinin hikmetini öğrenmek istiyordu. Onu yönlendiren kişi, talim ettirdiği doğrunun talep eden kişinin fıtratına uygun olmadığını anladığı için olabilir mi acaba?
ALLAH (c.c) bizleri her türlü sapıklıktan, onların şerrinden muhafaza eylesin. Her daim ayağımızı doğru yolda olanlardan eylesin. (AMİN)
Sağlıcakla kalın
ALLAH a emanet olun.