Definecinin ''Kutlu Doğum Haftası'' Etkinlikleri | Define işaretleri ve anlamları

Definecinin ''Kutlu Doğum Haftası'' Etkinlikleri

aliveli44

ONURSAL ÜYE
Forum Düzeni
Admin
Super Moderatör
Vip Üye
Katılım
12 Haziran 2012
Mesajlar
11,018
Beğeni
20,950
Puanları
426
Konum
Malatya
Rasülullah'a Mektuplar İsimli Yazı Yarışmasında Dereceye Giren Yazılar:
Bilge GEDİK- Mektup Yarışması Birincisi

Cennetin zirvesinde en güzel kokan gül: "sevgili peygamberim"

O gül yüzünü hiç göremedim. Gördüm ama bir perdenin arkasından. Sisli bir odada yüzün ay gibi parlıyordu. Yanındakilerin kim olduğunu anlayamadım. Ama nurdan olduklarına göre herhalde meleklerdi. Sabahleyin bir güle düşen çiğ damlası gibi seni tutup gönlüme misafir edecekken akıp gittin düşümden. Ama şuna karar verdim; senin için, senin istediğin için, her çiçeğe usanmadan konup bal toplayan arı gibi çalışacağım. Senin gönlüne giden yolun bu olduğunu kavradım.

Yerin göğün nuru, Allah'ın kulu; insanlar uçuşurken rüzgarın önündeki yaprak misali hayat yolunda, sen hayata ve en sıkı dala allah'a tutundun. O rüzgarın seni alıp götürmesine izin vermedin. Seninle beraber sana inananları da korudun.

Sevgili peygamberim senin için en yüksekte uçan bir kuşu yakalayıp sana hediye edeyim isterdim. Çünkü en yüksekler sana layık, en yüksektesin hep. Ama sen kesin o kuşu alıp gökyüzüne salıverirdin. Anlarlardı o zaman hürriyeti insanlar, anlarlardı o zaman merhameti.

Bir yağmurla gelsen efendim. Çorak dünyaya yağsan yeniden. Yağmur rahmet sen rahmetsin. Yeryüzünde muhammed, gökyüzünde ahmet'sin. Sen gelmeyeceksen eğer, zaman sel olsa. Beni alıp sana aksa. Keşke ben de senin döneminde yaşasam, dinini yaymana yardım etseydim. Sıcak günde alnından damlayan ter olmaya da razıyım. Yeter ki sana dokunabileyim. Yeter ki yüzünü görebileyim. Yeter ki berrak billur sesinden öğüt dinleyebileyim.

Hani yalnız kalıyor insan, hani bilmeden bir şeye özlem duyuyor ya; işte öyleyim. Sesimi bir ben, bir akıp giden zaman, bir de Allah duyuyor. Ama sonra anlıyorum ki özlem duyduğum şey sensin efendim.

Alnın ıssız gecede parlardı gökteki kandil gibi. Göz görmedi senden daha güzelini. Dolunay sana benzer, sen ondan aksın. Enes bin malik efendimiz der ki: "o'nun cildine dokunur, sonra ellerimi günlerce koklar, koklardım." işte o zümrüt tenine dokunmayı öyle çok istiyorum ki!

Beni en çok üzen bu mektubumun, benim yazımla yazılanın sana ulaşamayacak olması. Ama inşallah melekler mektubumun sözlerini sana fısıldarlar. Senin için öten bülbüller mektubumu sana şakırlar.

Gece kayan yıldıza binip yanına gelmeyi diliyorum efendim.
Alıntı Merkezi:
 

aliveli44

ONURSAL ÜYE
Forum Düzeni
Admin
Super Moderatör
Vip Üye
Katılım
12 Haziran 2012
Mesajlar
11,018
Beğeni
20,950
Puanları
426
Konum
Malatya
Cevap: Definecinin ''Kutlu Doğum Haftası'' Etkinlikleri

Mehmet Ali DOĞRAMACI - Mektup Yarışması 2. Eser
Güller Gülü Peygamberim

Sana selam olsun gül peygamberim
Gül peygamberim, biliyor musun senin ümmetinden olduğum için çok mutluyum. Çünkü gül peygamberim sen evrendeki en şerefli, en dürüst, en merhametli kısaca en iyi insansın. Gül peygamberim, benim ismim de muhammed. Bu ismi bana babam vermiş, seni çok sevdiği için. Annem bu isme birde ali eklemiş. Evliya'nın şahı imiş hz ali. Senin evladın gibi, senin hanende, senin kucağında büyüyen ali. Akşamları bende kendimi senin kucağında hissederim uykuya dalarken. Hicret ettiğinde yatağına yatmayı göze almış ali. Senin kucağına, senin yatağına alışan başka nerede rahat edebilir ki gül peygamberim?

Kardeşlerimin adı da senin sevginle konmuş. Ortancamız abdullah furkan. Abdullah senin baban hani? Sen onu hiç görmemişsin. Sen doğmadan ölmüş. Kim bilir babanın yokluğunu nasıl hissettin yüreğinde? Furkan, senin en büyük mucizen olan kur'an-ı kerim. Onun bize ebedi hayat rehberi olarak armağan ettin. Ona tutundukça, onu okudukça hem dünyamız hem de ahretimiz mutlu olacak diye bildirdin. İnandık, iman ettik gül peygamberim.

En küçük kardeşimin adı ahmet burak. Ahmetsin sen, çok övülen, çok sevilensin. Adını meleklerden cinlere, bitkilerden hayvanlara, atomlardan gezegenlere, bilmeyen mi var gül peygamberim? Burak miraca çıkarken bindiğin binekmiş. Füze mi desek yoksa kanatlı at mı? Miraca onunla çıkmışsın. Bize hediyeler getirmişsin ötelerden. "ben mirac ettim siz de namaza devam ederseniz, namazlarınız mirac olur" demişsin. Ben hep namazda bu dediklerini düşünür, kuş gibi hafifler, göklere çıktığımı hissederim.

Annem ve babam bizim isimlerimizi seni çok sevdikleri için koymuşlar. Gül peygamberim biz seni ailece çok seviyoruz. Gül peygamberin keşke senin komşun olan müslümanlardan olabilseydim. Keşke okulum senin yakınında olabilseydi.

Allah sana ilk olarak "ikra" ayetini yani "oku" ayetini indirmişti. Ben anladım ki ilim çok önemli. Okulumdan sonra diğer müslümanlar gibi mescid-i nebevi'nin yapımına az da olsa yardım ederdim. Sen ki en iyi imamsın. O yüzden senin imam olduğun o mübarek cemaate katılır, namazımı kılardım. Gül peygamberim, sen benim için en büyük öğretmensin. Ben diğer müslüman arkadaşlarım gibi senden islam hakkında bilgiler alırdım. Büyüdüğümde senin komutanlık yaptığın savaşlarda tıpkı hz. Hamza gibi seni korumak için kendimi siper ederdim. Ve her gün senin o gül kokunu çekerdim içime.

Gül peygamberim ben seni çok seviyorum. Peygamberim, sana neden gül peygamberim diyorum biliyor musun? Senin terin gül kokarmış ve bana göre gül çiçeklerin en güzeli. Sen de insanların en güzelisin gül peygamberim. İnşallah cennette senin komşularından olurum. Ben seni çok özledim biliyor musun? Hemen cennete girmek istiyorum bunun için. Sen bize o kadar çok yakınsın ki; bir salavat ile hemen seninle konuşuyoruz. Ama yine de medine'yi, ravzanı, o kutlu toprakları özlüyorum.

Senin mescidinde ben 3,5 yaşımda namaza durdum hatırlıyorsun değil mi? Yeşil kubbeden yansıyan ışıkta, senin gülümseyen gözlerini gördüm. Annem babamla umre yaparken ramazan ayında geldik sana. Tıpkı senin ensarın gibi medineliler ramazan günü iftar verdiler bize mescidinde. Sofralar açtılar. Senin gönlün gibi genişti o sofralar. Adım muhammed deyince arap-türk-ingiliz-pakistanlı amcalar öptüler beni. Hurma verdiler, zemzem içirdiler.

Babama sordum; "bu yemeği kim veriyor?" babam; "peygamberimiz veriyor oğlum, o bize iftar veriyor" demişti. Babamı ağlarken gördüm bunu derken. Seni sevenler adın geçince hep duygulanıp ağlıyor gül peygamberim. Seni çok seviyorlar. Gül peygamberim, senin aşkınla yanıp tutuşanlar inşallah cennette senin komşun olurlar.

Sen çocukları çok severmişsin. Bir gün çocuklardan birinin kuşu ölmüş medine'de. Sen kalkıp ona baş sağlığına gitmişsin. "kuşun ölmüş, ben de çok üzüldüm" demişsin o çocuğa. Sen geldin diye sevinmiş çocuk. Sen öylesine zengin bir yüreğin sahibi imişsin. Şimdi hangi büyük, bir çocuğun kuşu ölse ziyaret eder ki? Bunu sen düşünmüşsün. Seni görmeyi arzu edenlerin rüyasına da gelirmişsin. Ben de çok istedim ama henüz gelmedin. Bir gün benim de rüyama misafir olur, başımı okşar mısın? Beni de hasan ve hüseyin gibi dizine alır mısın? Biz seni çok seviyoruz.

Selam sana güller gülü peygamberim.
Alıntı Merkezi:
 

aliveli44

ONURSAL ÜYE
Forum Düzeni
Admin
Super Moderatör
Vip Üye
Katılım
12 Haziran 2012
Mesajlar
11,018
Beğeni
20,950
Puanları
426
Konum
Malatya
Cevap: Definecinin ''Kutlu Doğum Haftası'' Etkinlikleri

Hande ÜNVER- Mektup Yarışması 3. Eser
İçimde Yaşayan Gerçek

Sevgili peygamberim; şimdi tenin gibi bembeyaz bu kağıdın üzerine resmini çizeceğim. Resmin için inan sahip olduğum en iyi malzemeleri kullanacağım. Kelimelerimi gözyaşlarımla sulayıp seni bu kuru kağıtta yeşerteceğim. Aslında kelimeler seni anlatmaya yetmez biliyorum. Ne desem yaşatamam senin yaşadıklarını,canlandıramam o muhteşem anılarını, geçen o büyülü zamanlarını...

Ne zorluklar yaşadın bizim için, yanlışların olduğu bir yerde, doğruları söyledin. Çünkü sen cesaretliydin. Doğruları söylemenin ne kadar zor olduğunu kendimden biliyorum, bazen ben de arkadaşlarımı uyarıyorum. Karşılaştıklarım, senin yaşadıkların karşısında bir hiç kalsa da senin cesaretin ve çalışkanlığın hakkında bana fikir veriyor. Çünkü benim karşımda bir sınıf senin karşında bir dünya vardı... Kazandığın başarılara hazır konmadın. Ortaya tek başına çıkmana rağmen tarihte benzeri görülmemiş başarılar kazandın; çünkü sen iyi bir önderdin. Kendini diğer insanlardan üstün görmezdin, çünkü sen alçakgönüllüydün. Çocukları sever onlarla ilgilenirdin, çünkü sen merhametliydin. Elindekileri herkesle paylaşırdın, çünkü sen cömerttin. İnsanların hatalarıyla dalga geçmez aksine onları düzeltmeye çalışırdın, çünkü sen hoşgörülüydün. Kısacası sen ahlakın her çeşidinin zirvesindeydin.

Sen övülesi ahlakınla herkese örnek olacak bir kişiydin. Çünkü sen hiç batmayacak bir güneştin, sen allah'ın elçisi, müslümanların efendisiydin. Herkes gibi ben de seni tanımak isterdim. Senin o merhametini tatmak isterdim. Gözlerim ismini ancak kitaplarda görebiliyor. Halbuki seni karşımda görmeyi çok isterdim. Dilim, "sevgili peygamberim" diye seslenmek ve kulaklarım sesinin huzuruyla dünyadaki bütün güzellikleri somutlaştırmak isterdi. Ama ne yazık ki ne yaparsam yapayım o somutluğu yaşayamam. Ama yine de seni içimde canlandırıyorum: işte bir yüz var karşımda: şimdi üzerine kaşlarını yerleştirdim, ama öyle kaşlar ki hiçbir zaman "v" şeklini almıyorlar. Ardından gözler geldi. Baktığımda içinde gerçeğin, gerçekle gelen tüm güzelliklerin ve umudun dans ettiği gözler... Burnun ve ağzın ise güzelliğini tamamlıyorlar. Gülümseyen dudaklar aydınlık yüzüne ne kadar yakışıyor. Görenleri serinleten bir ışıltı yayıyor çehren. Ama en önemlisi de dilin diyorum, o tatlı mı tatlı dilin. İnsanlara tüm gerçekleri anlatan, öğüt veren, cahillikleri düzelten, karanlıklara onunla ışık tuttuğun dilin. Ağzından çıkan her kelime aslında tarihe yazılacak bir destandır. Senin dilinden çıkanlar taa gönlüme ulaşıyor, içime siniyor. Sözlerin bana yabancı gelmiyor. Çünkü kendimi dinlediğimde vicdanım da aynı şeyleri söylüyor. Sanki, masum vicdanımın dili olmuş konuşuyorsun. Seni dinlemeyenlerin ya vicdanları dilsiz, veya kulakları sağırdır.

Seni böyle düşündüm ve "işte oldu" dedim içimden. "o muhteşem insanı oluşturdum." "kendi içimde onu ortaya çıkardım." şimdi ise yapmam gereken tek şey senin yaşamanı, hayatta kalmanı sağlamak. Ama nasıl? Yemek versem, su versem yiyemez içemezsin ki. Ama biliyorum senin nasıl hayatta kalacağını; senin gibi yaşayarak yaşatacağım seni! Bende yaşayacaksın. Ben seni hayalimde değil hayatımda yaşatacağım. Çünkü sen hayalde kalırsan ne bana ne başkasına bir şey veremezsin. Ama hayatıma girersen, hem bana hem beni gören herkese hayat verirsin. İnsanlar senin hatıralarını anlatmak yerine ahlakını yaşatsalardı dünya bu günkünden çok daha farklı olurdu. Ama ben seni yaşatacağım. En azından kendi dünyamı seninle güzelleştireceğim. Ve sanırım bunu, senin bize hediye ettiğin kitabına uyarak yapacağım. Ayrıca senin yaptığın gibi, bu güzellikleri insanlara anlatacağım. Çünkü insanlar fark etmeli seni, fark ettirmeliyim seni herkese...

Ey allah'ın son hediyesi! Sanki bir kitapsın; her satırın erdem dolu. Dokunduğu her yeri, her zamanı, herkesi nakışlarla süsleyen bir kalem gibisin. Adeta hem kitapsın, hem kalemsin, hem öğretmen... Her güzelliği öğreten, en güzeli (allah'ı) öğreten bir öğretmen... Seni nasıl anlatsam bilemiyorum ki? Sahi seni övmek bana mı kalmış, seni allah övmüş. Benim seni övmem ve sevmem mahrum olmamam içindir. Çünkü seni sevmek her kalbe nasip olmaz. Ben de sevginle nasiplenmek istiyorum.

Ey muhammed! Sana "gül" diyorlar. Ama sana "gül" demeye benim dilim varmıyor. Çünkü sen insanların halini görsen sanırım gülmez ağlardın. Ama sana "gül yüzlü" demekten kendimi alamıyorum. Ben seni çok seviyorum. İnsanların seni niye sevmediklerini ise bir türlü anlayamıyorum. Belki çok tuhafına gidecek ama bugün seni sevenleri bile sevmiyorlar. Sevgiden bahsediyorlar ama, sevginin kaynağından habersiz yaşıyorlar. Ama ben seni çok seviyorum.

Uzun zamandır sana bu mektubu yazmakla meşgulüm. Daha da fazla yazmak isterdim. Beni dinlemekten bıkmayacağını da biliyorum. Fakat senin daha okuyacak çok mektubun vardır. Dilerim hiçbir zaman mektupsuz kalmazsın. Şimdilik hoşça kal. Sana, bize hediye ettiğin her şey için ve beni dinlediğin için çok teşekkür ederim.
Alıntı Merkezi:
 

TEVFiK

Vip Üye
Katılım
11 Haziran 2012
Mesajlar
3,908
Beğeni
7,702
Puanları
113
Yaş
65
Konum
FETHİYE,MANİSA,İZMİR.
Cevap: Definecinin ''Kutlu Doğum Haftası'' Etkinlikleri

S.a. Allah C.C. Razı Olsun Elinize ve Emeğinize Sağlık Sayın Ustam Saygılarımla.;)allah c.callah c.c
 

aliveli44

ONURSAL ÜYE
Forum Düzeni
Admin
Super Moderatör
Vip Üye
Katılım
12 Haziran 2012
Mesajlar
11,018
Beğeni
20,950
Puanları
426
Konum
Malatya
Cevap: Definecinin ''Kutlu Doğum Haftası'' Etkinlikleri

Ben Resule Gideyim

Özlemi kalbimi derin yakıyor
Çaresiz gözlerim melül bakıyor
Kendim uzaktayım gönlüm akıyor
Yol ver Rabbim ben Resule gideyim

Bedenim çok yorgun sanmayın ölü
Beni mecnun eden cihanın gülü
Allah’ı sevmişim birde Resulü
Yol ver Rabbim ben Resule gideyim

Benim bu derdime çare buluna
Acı rabbim merhamet bu kuluna
Canım kurban olsun onun yoluna
Yol ver Rabbim ben Resule gideyim

Aşk uğruna zehir bile bal olur
Onu seven padişahlar kul olur
Sevdası resulün nurlu yol olur
Yol ver Rabbim ben Resule gideyim

Ravzasında güller açmış duruyor
Hasretliği şu sineme vuruyor
Perişanım yüce rabbim görüyor
Yol ver Rabbim ben Resule gideyim

İman ettim ben resulün sözüne
Kitabımın kur-an’ımın özüne
Kâinat hasretse nurlu yüzüne
Yol ver Rabbim ben Resule gideyim

03.02.2007-Pazar

Lokman Bal
 

beytanya

Kullanıcı
Katılım
22 Temmuz 2012
Mesajlar
833
Beğeni
45
Puanları
18
Konum
Ağrı
Cevap: Definecinin ''Kutlu Doğum Haftası'' Etkinlikleri

Hz.Peygamber (s.a.s.)'den güzel sözler:

1Akılca en mükemmeliniz, Allah'tan en çok korkanınızdır.

2Sabah namazına çok dikkat ederek geçirmemengerekir. Çünkü sabah namazında çok büyük faziletler vardır.

3Kalplerinizi az gülmek ve az yemekle ihyâ ediniz, açlıkla temizleyiniz ki yumuşasın ve parlasın.

4Çok gülmeyin, çünkü çok gülmek kalbi öldürür.

5Kıyâmet günü Cennete ilk çağırılacak, varlıkta da darlıkta da Allah'a çok hamdedenlerdir.

6Kıyâmet gününde ilk hesaplaşacak kimseler, komşulardır.
[YOUTUBE]mDiU_QbBEnU[/YOUTUBE]
 
Üst