Erzincan'da Bir Kuş Var Türküsü

GERÇEK_DEFİNECİ

Kullanıcı
Katılım
5 Ağustos 2025
Mesajlar
24
Beğeni
13
Puanları
3
Konum
İzmir

ERZİNCAN'DA BİR KUŞ VAR TÜRKÜSÜ


Erzincan'da bir kuş var
Kanadında gümüş var
Gitti İbiş gelmedi
Elbet bunda bir iş var
XXX
Oy dağlar dağlar dağlar
Gök gürler bulut ağlar
Ağalarsa anam ağlar
Küsuru yalan ağlar
XXX
Palanga'nın deresi
Hayli çeker arası
İbiş'imi vurdular
Yedi yerden yarası
XXX
Oy dağlar dağlar dağlar
Gök gürler bulut ağlar
Ağalarsa anam ağlar
Küsuru yalan ağlar

ERZİNCAN'DA BİR KUŞ VAR TÜRKÜSÜ'NÜN HİKAYESİ

Olay Ağustos 1872 tarihinde Erzincan'ın Palanga köyünde geçer. İbiş Ağa, Palanga'da çok namlı bir köy ağasıdır. O bölgede tam yedi köye hükmeder ve etrafı yüksek duvarla çevrili iki katlı bir evde yaşamaktadır. İbiş Ağa, bir gün akşam vakti yeni evlendiği eşi Hanım Ağa'yla birlikte evindeyken, birkaç kişi birden silahlarıyla kapısına dayanarak zorla içeri girerler, aralarında ne gibi bir hadise geçtiği bilinmemekle birlikte, içeri girenlerden bir kişi hemen çeker orada İbiş Ağa'yı vurur. Birkaç dakikalık tartışmadan sonra eşi Hanım Ağa'yı da vurur. Ondan sonra hemen kıratına atlar ve yanındaki arkadaşlarıyla beraber Fırat Nehri'ni geçerek orayı terk eder. Akşam saatlerinde peş peşe patlayan silah sesleriyle çok tedirgin olan köylüler korkudan dışarıya çıkamazlar. Sabah olur olmaz İbiş Ağa'nın akrabaları hemen yanındaki komşularıyla beraber İbiş Ağa'nın etrafı yüksek duvarla çevrili iki katlı evine giderler ve orada İbiş Ağa'yla, Hanım Ağa'nın kanlar içerisinde yattıklarını görürler. İbiş Ağa'nın akrabalarının yaptığı ihbar üzerine hemen olay yerine gelen jandarma orada yaptığı çok kısa bir araştırma sonucunda İbiş Ağa'yla, Hanım Ağa'yı vuran kişilerin kimliklerini tespit eder; "Aziz Ağa ve arkadaşları" (Brastikli Aziz Ağa ve arkadaşları). İbiş Ağa teneşire konup yıkanırken vücudunda tam yedi kurşun yarası tespit edilir. Hanım Ağa'da ise tek bir kurşun yarası tespit edilir. Hemen daha İbiş Ağa'yla, Hanım Ağa'nın cenazeleri kalkmadan önce İbiş Ağa'yı çok seven arkadaşlarından birisi orada bu türküyü yakar.

Kaynak: Muzaffer ÖZDEMİR Bağlama Sanatçısı Essah Hikayeler ve Türkülerimiz Kitabından.
 

GERÇEK_DEFİNECİ

Kullanıcı
Katılım
5 Ağustos 2025
Mesajlar
24
Beğeni
13
Puanları
3
Konum
İzmir

ERİM ERİM ERİYESİN TÜRKÜSÜ'NÜN HİKAYESİ

1971 yılında askeri darbe sonucu Süleyman Demirel hükümeti devrilmiş, Nihat Erim başkanlığında bir hükümet kurulmuştu. Bu hükümet sol kesime karşı şiddetli baskı uyguluyordu.
Buna Deniz Gezmiş ve Arkadaşlarının asılması da eklenince Mahzuni'yi çok derinden yaralamış olan bu haksız infazları protesto için, "Erim Erim Eriyesin" türküsünü patlatır.
Ne demek o zaman başbakana böyle türkü yakmak. Hemen tutuklanır ve 10.5 ay cezaya çarptırılır.
Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının asılmasını protesto için, "Erim Erim eriyesin" diye bir Türküden yargılanırken, Mahkeme Baskanı, "Erim'in plağının çalınmasını" istedi. Olayın ilginç yanına bak!
Bütün heyet, gazeteciler ve dinleyiciler herkes orada. Plağı koydular. Hakim, yargılamayı unutmuş, kalemi almış eline tempo tutuyor! Ben de güldüm tabii bu duruma. Gülünce hakim beni azarladı. Savcı da ona katıldı.
"Bak, mahkemeyle alay ediyor, gülüyor" dedi. Siz olsanız nasıl gülmezsiniz?
O zaman rahmetli Başbakan Nihat Erim'in ifadesi geldi.
- "Bir halk ozanı, Başbakan'ı sevmek mecburiyetinde değildir" gibi bir ifadede bulunuyordu. Erim şikayetçi olsaydı 4 yıl yerdim, şikayetçi olmadığı için 10.5 ay yattım.

AŞIK MAHSUNİ ŞERİF

Köşkün sarayın yıkılsın
Erim erim eriyesin
Umudun suya dökülsün
Erim erim eriyesin
Çölden çöle sürünesin

Musa isen Turi Sinan
Hakktan gelmiş idi İnan
Yesin seni yılan çayan
Erim erim eriyesin
Sürüm sürüm sürünesin

Aslan pençesi vurulsun
Çayın denize kurusun
Gözlerin yansın çürüsün
Erim erim eriyesin
Sürüm sürüm sürünesin

Mahsuni' yi severidin
O'na sevgilim deridin
Candan başka ne yeridin
Erim erim eriyesin
Sürüm sürüm sürünesin

AŞIK MAHSUNİ ŞERİF
 

GERÇEK_DEFİNECİ

Kullanıcı
Katılım
5 Ağustos 2025
Mesajlar
24
Beğeni
13
Puanları
3
Konum
İzmir

ÇERKEZLERİN DİYARI PINARBAŞI


Türküler, halkımızın birbirlerine ilettikleri duygu ve mesajlardır. İnsanları birbirine bağlayan, ulusal değerlerimiz olan halk türküleri, zincirin altın halkaları gibidir. Çoğunun eskilere dayanan yaşanmış öyküleri vardır. Öyküsüztürkü yok gibidir.
Gesi Bağları, Ağam İstanbul'u Mesken mi Tuttun, Everek Dağı'ndan sonra bir halk türküsü daha. İşte size Fazla yaygınlaşmamış bir Çellov türküsü ve öyküsü, kiminin telaffuzuna göre de Çellav.

ÇELLOV TÜRKÜSÜ VE ÖYKÜSÜ

Çellov, Pınarbaşı' ya gelir, bir Çerkez Beyinin yanında bir süre yanaşma olarak durur. Daha sonra Kayseri'ye yerleşir. Bir ustanın yanına çırak olarak girer. Evlidir ve çok güzel bir karısı vardır, aradan bir süre geçer. Ustası Çellov'un karsına göz koyar. Taze gelini zorla ayartır. Bunu öğrenen Çellov köyüne gidip ağabeyinin silahını alır, ustasına hak ettiği cevabı verir. Silahıyla birlikte dağa çıkar.
Köroğlu, Çakırcalı, Gizik Duran gibi zalimlere cezalarını vermeye, mazlumlara yardımcı olmaya başlar. Anadolu türkülerinin hepsinin bir hikâyesi vardır. Ağ Gelin öyküsünde taş olur ve namusuna leke sürdürmez. Kiminde de dağa kaldırılan geline ulaşılamaz. Yapılan kötülükler karşılıksız kalmaz, öcü mutlaka alınır.
Olaylar aynı, kahramanlar hep değişir, öykülerdeki mesaj temelde hep aynıdır. Kahramanlarımız , zenginden alıp yoksula dağıtırlar, haksızları cezalandırırlar .
Çellov'u üzerine gönderdiği hükümet kuvvetlerine karşı yardım ettiği insanlar onu saklamaya çalışırlar. O artık bir halk kahramanıdır. Halk onu kendi gözüyle anlatır, görmese bile duyduklarından yakıştırmalar yapar.
Çellov türküsü öyküsü Bünyanlı bağlama sanatçısı Adnan Türköz tarafından yazılmış ve bugünlere gelmiştir.

Çellov üzerine yakılan türkü:

Erciyes dağını kantar mı tartar
Tartarım diyenin belası artar
Vaktinde teslim ol yakayı kurtar
Titrettin her yanı cihanı Çellov.

Arkadaşın sorarsan Reyhan'dır Arap
Bin üç yüz düşmanı yolunda türap
İnersem Bağdat'a ederim harap
Salma dizgin aldı Bozoğlan'ı Çellov.

Kızlar altın takmaz oldu saçına
Gazeteler gitti Hind ü Maçin'e
Bir sanın ulaştı Moskof içine
Titrettin Frengistan'ı Çellov.

Sen iyi olursan iy'olur herkes
Senin için gelip kurdular merkez
Avidik'te vurdular üç tane Çerkes
Tavuk mu sanırsın aslanı Çellov.

Ali Haydar gibi eden savaşı
Cengini seyreden döker gözyaşı
Kayseri'de vurduğu Ali Onbaşı
İçin candan eder figanı Çellov.

Anadolu'nun her yöresinde kaderin cilvesi ve olaylar yüzünde ortaya çıkan efsaneleşmiş birçok Çellov gibi öykülere rastlanmaktadır . Ağıtlar halk türkülerimizin bir parçası, halkın ta kendisidir.

Not: Kaynaklar; Notalarıyla Türkülerimiz ve Hikâyeleri-Salih Turhan, Kubilay Dök****ş, Levent Çevik.Ank.1966

Kayseri ve Yöresi Halk Türküleri.(Kays eri İl Kültür Müdürlüğü)

Adnan Türköz: 1925'te Kayseri'nin Bünyan ilçesinde doğdu. 14 yaşındayken bağlama çalmaya başlayan sanatçı, bağlama çalmayı ustaları dinleyerek öğrenmiştir. 1950'de İstanbul'a gelen sanatçı 1952'de İstanbul Radyosu'na girmiş, daha sonra da İstanbul Belediye Konservatuvarı Türk Halk Müziği Topluluğu'na katılmıştır. Taşlama türünde mizahi türküleri olan Adnan Türköz, 26 Temmuz 1982'de vefat etmiştir.

M.Orhan CEBECİ
 
Üst Alt