Hul’u İle İlgili Konular | Define işaretleri ve anlamları

Hul’u İle İlgili Konular

BoZKurT

"R@m@z@n"
Forum Düzeni
Katılım
22 Mart 2012
Mesajlar
9,490
Beğeni
16,902
Puanları
113
Konum
İstanbul
Hul’u: Kadının boşanma isteği demektir.
(10) Kadının Bir Beis Olmadan Hul’u İstemesi Haramdır

(14) Sevban (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Hangi kadın, kocasıyla kendi arasında her hangi bir beis olmaksızın kocasından kendisini boşamasını isterse, cennetin kokusu onun üzerine haramdır’ buyurdu.”
İbni Mace 2055, Ebu Davud 2226, Tirmizi 1187, Darimi 2/162, İbni Hibban Mevarid 1320 İbnu’l-Carud 748, Hakim 2/200, Beyhaki 7/316, Albani İrva 2035
Beis: Kelimesi burada, Şeri bir mazeret anlamındadır. Kadını boşanma talebinde haklı yapan şeri mazeret ise; kocasının irtidat etmesi, anin, mecbub, mefkut olması. Yahut koca karısını küfre, fuhşa, dinden zorunlu olarak bilinen kesin hükümleri inkara zorlaması, erkeğin üzerine farz olan kadının nafakasını temin etmemesi ve benzeri şeylerdir.
İrtidat: Kocasının dinini değiştirmesi.
Anin: Kocasının cinsel ilişkide yetersiz kalması.
Mecbub: Kocasının cinsel uzvunun ve yumurtalıklarının (teslislerinin) kesik olması.
Mefkut: Kocasının kaybolaması.
(11) Hul’un Caiz Olduğu Yer

(15) Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
“Habibe binti Sehl, Sabit bin Kays’ın nikahlı olarak yanında idi. Sabit (Radiyallahu Anh) kadını dövdü ve onun bazı uzvunu kolunu kırdı. Kadın sabah namazından sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e geldi ve kocasını Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e şikayet etti.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Sabit’i çağırdı ve:
−‘Onun malının bir kısmını al ve ondan ayrıl’ buyurdu.
Sabit (Radiyallahu Anh):
−Bu doğru olur mu? Ya Rasulallah! dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Evet’ buyurdu.
Sabit (Radiyallahu Anh):
−Ben ona mehir olarak iki tane bahçe verdim, onlar bu kadının elindedir dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Bahçelerini al ve kadından ayrıl’ buyurdu.
Sabit (Radiyallahu Anh) bahçeleri aldı ve kadını boşadı.”
Ebu Davud 2228, Nesei 3497, Begavi 9/194
(16) Amre, Habibe binti Sehli’l-Ensarî’den tahdis ederek şöyle dedi:
“Habibe (Radiyallahu Anha), Sabit bin Kays bin Semmas (Radiyallahu Anh)’ın nikahı altında idi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sabah namazına çıktığında alaca karanlıkta kapısının yanında Habibe binti Sehl’i buldu ve:
−‘Bu kimdir?’ buyurdu.
Kadın:
−Ben Habibe binti Sehl’im dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘İşin nedir?’ buyurdu.
Kadın kocasını kast ederek:
−Ne ben ne de Sabit bizim bir arada yaşamamız mümkün değildir dedi.
Sabit (Radiyallahu Anh) gelince Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Sabit (Radiyallahu Anh)’a:
−‘Bu Habibe binti Sehl’dir, maşallah anlatacağı şeyleri anlattı’ buyurdu.
Bunun üzerine Habibe (Radiyallahu Anha):
−Ya Rasulallah! Sabit’in bana verdiği her şey yanımdadır geri vermeye hazırım dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Sabit (Radiyallahu Anh)’a:
−‘Kadından mehir olarak verdiğin şeyleri geri al’ buyurdu.
Sabit (Radiyallahu Anh)’da kadından onları geri aldı. Habibe (Radiyallahu Anha) bu şekilde kocasından boşanarak, iddetini beklemek üzere babasının evine döndü.”
Malik 2/564/31, Ebu Davud 2227, Nesei 3461, İbni Hibban Mevarid 1326, İbnu’l-Carud 749, Said bin Mensur 1430, 1431, Beyhaki 7/313, Albani İrva 7/102
(12) Hul’u İsteyen Kadın Mehir Bedelini Kocasına Öder

(17) Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Sabit bin Kays (Radiyallahu Anh)’ın karısı Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e geldi ve:
−Ya Rasulallah! Ben Sabit bin Kays’a ne ahlak ne de din hususunda kızmıyorum. Fakat ben İslam’da küfrü kerih görüyor ve tiksiniyorum dedi.
Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Sabit’in sana mehir olarak verdiği bahçesini kendisine geri iade eder misin?’ buyurdu.
Kadın:
−Evet, dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Sabit bin Kays’a:
−‘Bahçeyi kabul et ve kadını bir talakla boşa’ buyurdu.”
Buhari 5356, Nesei 83463, İbnu’l-Carud 750, Darekutni 3/255, Albani İrva 2036
(13) Hul’u İsteyen Kadın Bir Tuhur Müddeti İddet Bekler

(18) Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Sabit bin Kays’ın karısı kocasından hul’u isteyip boşandı.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) o kadının iddetini bir hayız müddeti yaptı.”
Ebu Davud 2229, Tirmizi 1196, Albani İrva 7/102
(19) Süleyman bin Yesar Rübeyyi’ binti Muavviz bin Afrâe’den şöyle dedi:
“Rübeyyi’ Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in zamanında hul’u oldu. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisine bir hayız müddeti iddet beklemesini emretti. Yahut bu kendisine emredildi.”
Tirmizi 1195, Nesei 3498, İbni Mace 2058
(20) Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Hul’u isteyip boşanan kadının iddet süresi bir hayız müddetidir”
Ebu Davud 2230
(14) Lian (Lanetleşmek)

(21) Allah-u Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Eşlerine zina suçu atan ve kendilerinden başka şahitleri bulunmayan kimselere gelince, onlardan her birinin şahitliği dört defa, kendisinin mutlaka doğru söyleyenlerden olduğuna Allah’ı şahit tutmasıdır. Beşinci defa da; eğer yalan söyleyenlerden ise Allah’ın lanetinin kendilerinin üzerine olmasını diler. Kadının da dört defa sözüne Allah’ı şahit tutup kocasının, mutlaka yalan söyleyenlerden olduğuna şahitlik etmesi, kendisinden cezayı kaldırır. Beşinci defa da; eğer kocası doğrulardan ise Allah’ın gazabının kendi üzerine olmasını diler.”
Nur 6, 7, 8, 9
(22) Sehl bin Sa’d es-Saidî (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Uveymir bin el-Aclani, Âsım bin Adiyy el-Ensarî’ye geldi ve ona:
Bir kimse karısı ile beraber bir adam bulsa, kadının kocası o adamı öldürür, siz de onu kısas yaparak öldürür müsünüz, yoksa bu kimse nasıl yapar, görüşün nedir?
Ya Âsım! Bunu benim için Rasulullah (Radiyallahu Anh)’e bir sor dedi.
Âsım bu meseleyi Rasulullah (Radiyallahu Anh)’e sordu. Ancak Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu soruları kerih görüp ayıpladı. Hatta Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den işittiği şeyler Âsım’a ağır geldi. Âsım ailesinin yanına döndüğünde Uveymir geldi ve:
−Ya Âsım! Rasulullah (Radiyallahu Anh) sana ne söyledi dedi.
Âsım:
−Sen hayır getirmezsin; Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sorduğum soruları kerih gördü dedi.
Uveymir:
Vallahi ben bunu Rasulullah (Radiyallahu Anh)’e sorana kadar sormayı bitirmeyeceğim dedi.
Uveymir dönüp Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) insanların ortasında iken onun yanına geldi ve:
−Ya Rasulallah! Bir kimse karısı ile beraber bir adam bulsa, kadının kocası o adamı öldürür, siz de onu öldürür müsünüz? Yoksa bu kimse nasıl yapar, görüşün nedir? dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Allah senin ve karıyın hakkında ayet indirdi, git o kadını getir’ buyurdu.
Sehl dedi ki:
−O karı-koca birbirleriyle lanetleştiler. Ben de Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanında insanlarla beraber idim, lanetleşmeleri bitince Uveymir:
−Ya Rasulallah! Eğer bu kadını nikahımda tutarsam, ona yalan isnat etmiş olurum dedi ve Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona emretmeden önce kadını üç talakla boşadı.
İbni Şihab:
−Bunun lanetleşmeden sonra karısını üç talakla boşamak lanetleşenler için bir sünnet oldu dedi.”
Malik 2/566, Buhari 5334, Müslim 1492/1, Ebu Davud 2245, Nesei 3466, İbni Mace 2066, İbnu’l-Carud 737, İbni Hibban 4284, Begavi 2366, Ahmed 5/336, Albani İrva 2100
(15) Liandan Sonra Erkek Kadına Verdiği Mehri Alamaz

(23) Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) lanetleşen karı-kocaya:
−‘Hesabınız Allah’a aittir; ikinizden biri kuşkusuz yalancıdır. Erkeğe senin artık kadın üzerinde bir hakkın yoktur’ buyurdu.
Bunun üzerine koca:
−Ya Rasulallah! Benim mehir olarak verdiğim malım ne olacak? dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Sana mal yoktur. Çünkü sen kadına zina isnadında eğer doğru söyledinse, o mal onun fercinden kendine helal kılman mukabilinde vermiştin bu da tahakkuk etti. Eğer sen ona zina isnadında yalancı isen o malı istemek sana daha da uzaktır’ buyurdu.”
Müslim 1493/5, Buhari 5417, Ebu Avane 4689, İbni Hibban 4287, Ebu Davud 2257
(16) Liandan Sonra Çocuk Anaya İlhak Edilir

(24) Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Bir adam Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in zamanında karısıyla lanetleşti. Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onların arasını ayırtıp ve çocuğu da annesine ilhak etti.”
Müslim 1494/8, Buhari 5419, Ebu Avane 4698, Tirmizi 1216
(17) Hezl Talakı

Hezl: Şaka etmek demektir. Hezl talakının manası, kişi karısını şakadan boşar demektir ki, öyle bir kimsenin hükmü yukarıdaki hadiste bildirilmiştir.
(25) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Üç şey vardır, onların ciddisi ciddidir ve şakası da ciddidir: Nikah, talak ve (ricî talaktan sonra karısına) dönmektir’ buyurdu.”
Ebu Davud 2194, Tirmizi 1184, İbni Mace 2039, İbnu’l-Carud 712, Said bin Mensur 1703, Darekutni 3/256, Hakim 2/198, Begavi 2356, Albani İrva 1826
(18) Sarih Lafızlarla Talak

(26) Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
“Rifâa el-Kurazi’nin karısı Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e geldi ve:
−Ben Rifâa’nın nikâhında idim. O beni boşadı dedi...”
Buhari 2428, Müslim 1433/111, Ebu Avane 4318, Nesei 3409, Tirmizi 1118, Darimi 2/161, İbni Mace 1932, İbnu’l-Carud 683, Begavi 2361, Ahmed 6/34, 37, Albani İrva 1887
(27) Fatıma binti Kays (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e geldim ve:
−Ben Halid ailesinin kızıyım. Kocam falanca kendisi Yemen’de olduğu halde bana talakımı gönderdi. Ben de kocamın ailesinden nafaka ve içinde barınacak ev istedim. Onlar bu isteğimi vermeye imtina ettiler ve:
−Ya Rasulallah, kocası bu kadını üç kere boşayıp talakını gönderdi dediler...”
Nesei 3403, Ahmed 27413, Albani Sahiha 1711
(19) Kinayeli Lafızlarla Talak

(28) İmam Evzâi (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:
“Ben Zührî (Rahmetullahi Aleyh)’e:
−Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in kadınlarından hangisi ondan Allah’a sığınmıştı? dedim.
Zührî (Rahmetullahi Aleyh) dedi ki:
−Bana Urve, Aişe (Radiyallahu Anha)’dan şunları haber verdi:
−Cevn kızı, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanına zifaf için girdirildi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona yaklaştığı vakit, kadın:
−Senden Allah’a sığınırım dedi.
Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Sen yüce Allah’a sığındın, artık sen ailene katıl’ buyurdu.
Buhari 5329, Müslim 3417, İbni Mace 2050, İbnu’l-Carud 738, İbni Hibban 4266, Darekutni 4/29, Hakim 2/35, Beyhaki 7/39, 342, Albani İrva 2064
(29) Ebu Useyd (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Biz Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in beraberinde çıktık, nihayet eş-Şat denilen bir bahçeye gittik. İki bahçeye ulaştığımızda onların arasında oturduk.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bizlere:
−‘Siz burada oturun’ buyurdu. Ve kendisi bahçeye girdi. Oraya Cevniyye getirilmiş, bahçedeki bir eve en-Nu’man bin Şerahil’in kızı Umeyme’nin evine indirilmişti. O kadınla beraber ebesi ve dadısı da vardı. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun yanına girince:
−‘Kendini bana hibe et’ buyurdu.
Umeyme:
−Melîke bir kadın nefsini, kendinin raiyetine idaresi altındaki halktan birine hibe eder mi?! dedi. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kadını sakinleştirmek için elini onun üzerine koymak için uzattığında, kadın:
−Senden Allah’a sığınırım dedi.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Sen gerçekten, yüce bir makama sığındın’ buyurdu.
Sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bizim yanımıza çıktı ve:
−‘Ya Eba Useyd! Sen bu kadına razikiyye nevinden iki kat elbise giydir ve onu ailesine ilhak et’ buyurdu.”
Buhari 5330, 5331, Ahmed 3/498, Albani İrva 2064
(20) Baba Dilerse Çocuğuna Karısını Boşattırabilir

(30) Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Benim nikâhım altında bir kadın vardı ve ben onu seviyordum, babam ise onu kerih görüyor istemiyordu. Babam bana onu boşamamı emretti, ben bundan imtina ettim. Müteakiben ben bu durumu Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e zikrettim.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Ey Abdullah bin Ömer! Karını boşa’ buyurdu.
Ben de karımı boşadım.”
Tirmizi 1200, Ebu Davud 5138, İbni Mace 2088, Ahmed 2/20, 157, Albani 7/136
 
Üst