Örtmek, gizlemek; nankörlük etmek gibi ma-nalara gelen küfür kelimesi, genellikle; Al¬lahın vahyettiği ayetlerin tamamını ya da bir kısmını inkar edip, Allahın peygamberini tasdik etme-yip, ona inanmamak manalarına gelir. Bizim insan olarak yaratılış gayemiz, Yüce Rabbimizi tanımak ve Ona gereği gibi kulluk etmektir.
Bir mümini küfre düşüren inanç, söz ve fiilleri şu şekilde sıralamak mümkündür: Allahın var-lığını ve birliğini inkâr etmek, Ona ortak koş-mak, ulûhiyetine uygun olmayan sıfatlar isnat etmektir. Allahın sıfatlarını, isimlerini veya emirlerinden birini kabul etmemek veya onlarla alay et¬mek, nübüvvet (peygamberlik) müesse-sesini bütünüyle inkâr etmek, peygamberler-den bazılarının nübüvvetini kabul etmemek, onlara ulûhiyet isnat etmek, sözlerinin anlamsız ve yalan olduğuna hatta şahsî menfaat¬ler için söylendiği şeklinde inançlara sa¬hip olmak da küfür sayılmıştır. Nitekim Rabbimiz Kurân-ı Kerimde şöyle buyurmaktadır: Şâyet kendi-lerine (niçin alay ettiklerini) sorsan, Biz sadece lâfa dalmıştık ve aramızda eğleni-yorduk, derler. De ki: Allahla, Onun ayetleriyle ve peygamberiyle mi eğleni-yordunuz?
Yine Kurân-ı Kerîmin tamamının veya bir kıs-mının vahiy ürünü olmadığını kabul etmek, Kurânın içerdiği hususlardan herhangi biri¬ni benimsememek, Kurânda ve hadislerde bildi-rildiği halde, meleklerin varlığını kabul etme-mek, onların Allahın kızları olduğuna inanmak, bir¬çok âyette Allaha imanla beraber zikre¬dilen âhireti inkâr etmek, Allahın rahmetinden ümit kesmek gibi durumlar, insanı küfre sevk eden inanç¬lar olarak kabul edilir ve kişiyi küfre düşü-rür.
Küfür konusu, hadis kaynaklarında da çok ge¬niş bir şekilde yer almaktadır. Bu hadisler ge-nellikle küfür sayılan yanlış inançları ve kâfirin niteliklerini açık¬lamaktadır. Yine aynı rivayet-lerde kâfirin kıya¬met günündeki akıbetinden, maruz kala¬cağı azaptan ve müminin ona karşı ala¬cağı tavırdan da haber verilmektedir. Hadis-i şeriflerde, iman en üstün itaat olarak nitelendi-rilirken şirk ise, en büyük günah olarak tanım-lanmış, nifakın küfür oldu¬ğuna, kişinin kalbinde imanla küfrün bir arada bulunamayaca¬ğına dikkat çekilmiştir. Ayrıca tekfirin yani birilerini kâfir olmakla itham etmenin sakıncalarına işa-ret edilerek, kişinin müslüman kardeşini küfür-le itham etmesi yasaklanmıştır. Efendimiz (s.a.v.) konuyla ilgili olarak; Kim bir adamı ey kâfir diye çağırır veya ona, ey Allahın düşmanı derse, o adam da böyle değilse, bu söz, söyleyenin kendisine döner buyurmuştur.
Dünyada ve ahirette mutlu olmak için sağlam bir imana sahip olup, Allaha verdiğimiz sözü ve hesap gününü hatırlamalıyız. İmanımızı son nefese kadar korumalı, imanımıza halel getire-cek, bizi küfre düşürecek her türlü söz ve dav-ranıştan uzak durmalıyız.
Bir mümini küfre düşüren inanç, söz ve fiilleri şu şekilde sıralamak mümkündür: Allahın var-lığını ve birliğini inkâr etmek, Ona ortak koş-mak, ulûhiyetine uygun olmayan sıfatlar isnat etmektir. Allahın sıfatlarını, isimlerini veya emirlerinden birini kabul etmemek veya onlarla alay et¬mek, nübüvvet (peygamberlik) müesse-sesini bütünüyle inkâr etmek, peygamberler-den bazılarının nübüvvetini kabul etmemek, onlara ulûhiyet isnat etmek, sözlerinin anlamsız ve yalan olduğuna hatta şahsî menfaat¬ler için söylendiği şeklinde inançlara sa¬hip olmak da küfür sayılmıştır. Nitekim Rabbimiz Kurân-ı Kerimde şöyle buyurmaktadır: Şâyet kendi-lerine (niçin alay ettiklerini) sorsan, Biz sadece lâfa dalmıştık ve aramızda eğleni-yorduk, derler. De ki: Allahla, Onun ayetleriyle ve peygamberiyle mi eğleni-yordunuz?
Yine Kurân-ı Kerîmin tamamının veya bir kıs-mının vahiy ürünü olmadığını kabul etmek, Kurânın içerdiği hususlardan herhangi biri¬ni benimsememek, Kurânda ve hadislerde bildi-rildiği halde, meleklerin varlığını kabul etme-mek, onların Allahın kızları olduğuna inanmak, bir¬çok âyette Allaha imanla beraber zikre¬dilen âhireti inkâr etmek, Allahın rahmetinden ümit kesmek gibi durumlar, insanı küfre sevk eden inanç¬lar olarak kabul edilir ve kişiyi küfre düşü-rür.
Küfür konusu, hadis kaynaklarında da çok ge¬niş bir şekilde yer almaktadır. Bu hadisler ge-nellikle küfür sayılan yanlış inançları ve kâfirin niteliklerini açık¬lamaktadır. Yine aynı rivayet-lerde kâfirin kıya¬met günündeki akıbetinden, maruz kala¬cağı azaptan ve müminin ona karşı ala¬cağı tavırdan da haber verilmektedir. Hadis-i şeriflerde, iman en üstün itaat olarak nitelendi-rilirken şirk ise, en büyük günah olarak tanım-lanmış, nifakın küfür oldu¬ğuna, kişinin kalbinde imanla küfrün bir arada bulunamayaca¬ğına dikkat çekilmiştir. Ayrıca tekfirin yani birilerini kâfir olmakla itham etmenin sakıncalarına işa-ret edilerek, kişinin müslüman kardeşini küfür-le itham etmesi yasaklanmıştır. Efendimiz (s.a.v.) konuyla ilgili olarak; Kim bir adamı ey kâfir diye çağırır veya ona, ey Allahın düşmanı derse, o adam da böyle değilse, bu söz, söyleyenin kendisine döner buyurmuştur.
Dünyada ve ahirette mutlu olmak için sağlam bir imana sahip olup, Allaha verdiğimiz sözü ve hesap gününü hatırlamalıyız. İmanımızı son nefese kadar korumalı, imanımıza halel getire-cek, bizi küfre düşürecek her türlü söz ve dav-ranıştan uzak durmalıyız.