Kayseri-Sivas karayolunun 20′nci kilometresinde bulunan Kültepe Kaniş/Karum Höyüğünde, 1948 yılında başlayan ilk sistemli kazılar bu sene 66′ıncı yılına girdi.
AA muhabirine kazı çalışmalarını değerlendiren Kazı Başkanı ve Ankara Ü?niversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, Kültepe adının, dünya müzelerine ve eski eser pazarlarına dağılan ve Kapadokya tabletleri olarak tanımlanan çivi yazılı belgelerin ilk ortaya çıktığı 1871 yılından beri bilindiğini söyledi.
Kültepede ilk kazıyı 1893-1894 yıllarında Ernst Chantrenin yaptığını ifade eden Kulakoğlu, onu 1906′da H. Winckler ve H. Grothenin Tepede yürüttükleri kısa süreli kazıların izlediğini anlattı.
Çalışmaların Aşağı Şehirde (Karum) yoğunlaşacağını ve günümüzden 5 bin yıl öncesine ait bilgilere ulaşılmaya çalışılacağını vurgulayan Kulakoğlu, şunları kaydetti:
Kazılarımıza 15 Haziran itibarı ile başlamış bulunuyoruz. Anadolu tarihini başlatan bir merkez olması itibarı ile de Karum kısmındaki çalışmalar çok daha önemli ve daha özel bir çalışma gerektiriyor. Bu sene de Karum alanında bir açmamız olacak ve günümüzden 5 bin yıl öncesine yani Tunç Çağına ait alanlarda çalışma yapmayı planlıyoruz. Bu çalışmalar yaklaşık 70 kişilik bir bilim heyeti ile yürütülecek. Bu heyetin dışında da kazılara çeşitli üniversitelerden öğrenciler katılacak. Çalışmalarımız yaklaşık 3,5 ay sürecek. Çalışmalarda en büyük hedefimiz. Karum alanında özellikle yazılı belgelerin çıktığı alanlarda yeni keşiflere ulaşabilmek ve daha erken dönemlere ait tabakaları kazabilmek.
Başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere Kayseri Büyükşehir Belediyesinin Kazıları desteklediğini anlatan Kulakoğlu, Mehmet Özhasekinin burada alan temizliği ve kazılara yaptığı katkıların yanı sıra özellikle Kültepenin tanıtılması için yaptığı çeşitli kültür turları var. Kültür turları içindeki tiyatro gibi çok özel bir etkinlik söz konusu. Türkiyede benzeri olmayan bir etkinlikler yaptıkları için kendilerini çok teşekkür ediyorum diye konuştu.
Kültepenin önemi
Kültepe, Kaniş ve Karumda yapılan kazılarda, bölgenin tarihinin günümüzden 5 bin yıl öncesine kadar gittiğinin ortaya çıktığını vurgulayan Kulakoğlu, Anadolunun bu süreç içinde geçirdiği tarihsel, ekonomik veya kültürel aşamaların ülkemizdeki diğer höyüklerden veya yerleşim yerlerinden de takip edilebildiğini ifade etti.
Ancak, milattan önce 2 binin ilk çeyreğine ait bilgilerin, başka bir merkezde karşılarına çıkmadığını dile getiren Kulakoğlu, Ü?stelik bu bilgiler sadece Anadolu değil, aynı zamanda komşu coğrafyaların karanlıkta kalan dönemlerini de aydınlatmaktadır diye konuştu.
Kültepe çivi yazılı belgelerinin, günümüze kadar ülkemiz topraklarında ele geçen en eski tarihli belgeler olduğuna dikkati çeken Kulakoğlu, şöyle devam etti:
Bu bakımdan Kültepe, Anadolu tarihinin başladığı yerdir. Bugüne kadar, Kültepede yaklaşık 25 bin çivi yazılı belge keşfedildi. Bu belgelerin başında milattan önce 2 binin ilk çeyreğinde, Anadoluda yerel krallıkların varlığı, bunlar arasında da Kaniş Krallığının en büyükleri ve en güçlüleri olduğu ve Kanişin onun idare merkezi olduğu anlaşılmıştır. Milattan önce 2 binin başlarından itibaren Assurlu tüccarlar, Anadolunun zengin maden varlığı ile doğal kaynaklarından yararlanarak, ticaret yapmak amacıyla kuş uçumu bin kilometre uzağındaki Kuzey Mezopotamyada bulunan Asurdaki gelişmiş ticaret sisteminin de desteğini alarak, Kanişe gelmeye başlamışlardır.
Kaniş ve Karum Kültepe-Kaniş ören yerinin, 550 metre çapında, 20 metre yüksekliğinde bir höyük ve onu çevreleyen yaklaşık 2-2,5 kilometre çapındaki bir aşağı şehirden oluştuğunu anlatan Kulakoğlu, Höyükteki yerleşim, Eski Tunç Çağı, Orta Tunç Çağı (Asur Ticaret Kolonileri Çağı), Demir Devri, Helenistik ve Roma dönemlerini içeren kültür katmanlarına sahiptir dedi.
AA muhabirine kazı çalışmalarını değerlendiren Kazı Başkanı ve Ankara Ü?niversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, Kültepe adının, dünya müzelerine ve eski eser pazarlarına dağılan ve Kapadokya tabletleri olarak tanımlanan çivi yazılı belgelerin ilk ortaya çıktığı 1871 yılından beri bilindiğini söyledi.
Kültepede ilk kazıyı 1893-1894 yıllarında Ernst Chantrenin yaptığını ifade eden Kulakoğlu, onu 1906′da H. Winckler ve H. Grothenin Tepede yürüttükleri kısa süreli kazıların izlediğini anlattı.
Çalışmaların Aşağı Şehirde (Karum) yoğunlaşacağını ve günümüzden 5 bin yıl öncesine ait bilgilere ulaşılmaya çalışılacağını vurgulayan Kulakoğlu, şunları kaydetti:
Kazılarımıza 15 Haziran itibarı ile başlamış bulunuyoruz. Anadolu tarihini başlatan bir merkez olması itibarı ile de Karum kısmındaki çalışmalar çok daha önemli ve daha özel bir çalışma gerektiriyor. Bu sene de Karum alanında bir açmamız olacak ve günümüzden 5 bin yıl öncesine yani Tunç Çağına ait alanlarda çalışma yapmayı planlıyoruz. Bu çalışmalar yaklaşık 70 kişilik bir bilim heyeti ile yürütülecek. Bu heyetin dışında da kazılara çeşitli üniversitelerden öğrenciler katılacak. Çalışmalarımız yaklaşık 3,5 ay sürecek. Çalışmalarda en büyük hedefimiz. Karum alanında özellikle yazılı belgelerin çıktığı alanlarda yeni keşiflere ulaşabilmek ve daha erken dönemlere ait tabakaları kazabilmek.
Başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere Kayseri Büyükşehir Belediyesinin Kazıları desteklediğini anlatan Kulakoğlu, Mehmet Özhasekinin burada alan temizliği ve kazılara yaptığı katkıların yanı sıra özellikle Kültepenin tanıtılması için yaptığı çeşitli kültür turları var. Kültür turları içindeki tiyatro gibi çok özel bir etkinlik söz konusu. Türkiyede benzeri olmayan bir etkinlikler yaptıkları için kendilerini çok teşekkür ediyorum diye konuştu.
Kültepenin önemi
Kültepe, Kaniş ve Karumda yapılan kazılarda, bölgenin tarihinin günümüzden 5 bin yıl öncesine kadar gittiğinin ortaya çıktığını vurgulayan Kulakoğlu, Anadolunun bu süreç içinde geçirdiği tarihsel, ekonomik veya kültürel aşamaların ülkemizdeki diğer höyüklerden veya yerleşim yerlerinden de takip edilebildiğini ifade etti.
Ancak, milattan önce 2 binin ilk çeyreğine ait bilgilerin, başka bir merkezde karşılarına çıkmadığını dile getiren Kulakoğlu, Ü?stelik bu bilgiler sadece Anadolu değil, aynı zamanda komşu coğrafyaların karanlıkta kalan dönemlerini de aydınlatmaktadır diye konuştu.
Kültepe çivi yazılı belgelerinin, günümüze kadar ülkemiz topraklarında ele geçen en eski tarihli belgeler olduğuna dikkati çeken Kulakoğlu, şöyle devam etti:
Bu bakımdan Kültepe, Anadolu tarihinin başladığı yerdir. Bugüne kadar, Kültepede yaklaşık 25 bin çivi yazılı belge keşfedildi. Bu belgelerin başında milattan önce 2 binin ilk çeyreğinde, Anadoluda yerel krallıkların varlığı, bunlar arasında da Kaniş Krallığının en büyükleri ve en güçlüleri olduğu ve Kanişin onun idare merkezi olduğu anlaşılmıştır. Milattan önce 2 binin başlarından itibaren Assurlu tüccarlar, Anadolunun zengin maden varlığı ile doğal kaynaklarından yararlanarak, ticaret yapmak amacıyla kuş uçumu bin kilometre uzağındaki Kuzey Mezopotamyada bulunan Asurdaki gelişmiş ticaret sisteminin de desteğini alarak, Kanişe gelmeye başlamışlardır.
Kaniş ve Karum Kültepe-Kaniş ören yerinin, 550 metre çapında, 20 metre yüksekliğinde bir höyük ve onu çevreleyen yaklaşık 2-2,5 kilometre çapındaki bir aşağı şehirden oluştuğunu anlatan Kulakoğlu, Höyükteki yerleşim, Eski Tunç Çağı, Orta Tunç Çağı (Asur Ticaret Kolonileri Çağı), Demir Devri, Helenistik ve Roma dönemlerini içeren kültür katmanlarına sahiptir dedi.