Mitolojiden semavi dinlere

aga.0074

Kullanıcı
Katılım
11 Ağustos 2012
Mesajlar
2,739
Beğeni
437
Puanları
83
Konum
AMED_DİYARBEKİR
Önce İsa'dan başlayalım (Zeitgeist The Movie adlı belgeselden alıntıdır)
İsa için hazırlanan ''25 Aralıkta bakire doğumu,12 havari,çarmıha gerilme,3 gün gömülü kalıp sonra tekrar dirilme'' teması İsadan önce defalarca işlenmiştir.
[Kuran'da çarmıha gerilenin İsa olmadığı,onun yerine İsa'ya ihanet eden havarinin olduğu yazar.Muhammedin bunu yazmasının amacı düşmanlarda,kendisini öldürmeye teşebbüs edenin(kendisi de İsa gibi peygamber olduğu için)sonunun kötü olacağı düşüncesini oluşturmaktır.
Bunun kaynağını daha önce okumuştum ama şimdi bulamadım,bulduğum zaman eklerim]

Horus m.ö.3000 yılında horus 25 aralıkta bakire isis-mary tarafından dünyaya getirilir horusun birlikte yolculuk ettiği 12 havarisi vardı,12 yaşına geldiğinde öğretmenliğe başladı
30 yaşına geldiğinde Anup tarafından vaftiz edildi ve görevine başladı
hastaları iyileştirmek ve su üzerinde yürümek gibi mucizeler gösterirdi
Typhon tarafından ihanete uğradıktan sonra horus çarmıha gerildi,3 gün boyunca gömüldü ve sonra tekrar dirildi

Horus'un bu karakteristik özellikleri özgün olsun ya da olmasın dünyadaki birçok farklı kültürü ve tanrılarını etkileyerek hepsinde aynı mitolojik altyapıyı meydana getirdi

Attis m.ö 1200 yılında frigyanın attis'i 25 aralıkta bakire nana dan dünyaya geldi
çarmıha gerildi,gömüldü ve 3 gün sonra dirildi

Mithra m.ö 1200 yılında persli mithra 25 aralıkta bir bakireden doğdu
12 havarisi vardı,onlara mucizeler gösterdi.ölümünden sonra 3 gün gömülü kaldı ve yeniden dirildi

Krişna m.ö.900 yılında hindistanın krişna'sı bakire devaki'den
havarilerine mucizeler gösterdi,ölümünden sonra tekrar dirildi

Dionysus m.ö.500 yılında yunanistanın dionysus'u 25 aralıkta bir bakireden dünyaya geldi
ölümünden sonra yeniden dirildi

İsa 25 aralıkta bakire meryem tarafından dünyaya getirildi,12 yaşına geldiğinde öğretmenliğe başladı,30 yaşında john tarafında vaftiz edildi ve görevine başladı.isanın birlikte yolculuk yaptığı 12 havarisi vardı ve onlara hasta insanları iyileştirmek,suda yürümek,ölüleri diriltmek için mucizeler gösterdi
yauda tarafından ihanete uğrayıp 30 gümüş akçeye satıldıktan sonra çarmıha gerildi,mezara gömüldü ve 3 gün sonra dirilip cennete yükseldi

peki İsa'nın yaşadığını kanıtlayan kutsal kitaplar dışında bir delil var mıdır?
İsa'nın yaşadığı iddia edilen zaman aralığında ya da daha sonraları Akdeniz çevresinde sayısız tarihçi yaşadı
peki bu tarihçilerin hangisi bu insanı kaleme aldı?
Hiçbiri
Hastaları iyileştiren,su üzeerinde yürüyen,ölüleri dirilten,öldükten sonra tekrar dirilen,herkesin gözü önünde cennete yükselen bir adamın tarihi kayıtlara geçmesi gerektiğini düşünebilirsiniz
Ama geçmedi,çünkü kanıtları incelediğimizde isa figürünün gerçekte varolmadığı açıkça belli oluyor
Peki ama neden hayali bir karakter yaratıldı?
Çünkü hristiyanlık,politik olarak empoze edilmiş bir Romalı hikayesinden başka birşey değildir
Toplumsal kontrolü sağlamak için isayı tarihi bir karakter haline getirmek politik bir gereksinimdi


Peygamberlik
peygamberlik iddiasında bulunanlar sadece semavi dinlere ait değildir
(Zeitgeist The Movie'den alıntıdır)
Tanrının bir dağda peygamberine kanunları iletme teması musadan çok daha eskilere dayanır
Hindistan'da Manou büyük kanun koyucuydu
Girit'te Minos Dicta dağına çıkarak orada Zeustan kutsal kanunları öğrendi
Mısır'da Mises,Tanrının ona verdiği ve taş tabletlere yazılmış kanunları taşırdı

Daha fazla bilgi için Zeitgeist The Movie yi indirip izleyin


Nuh Tufanı (Zeitgeist The Movie^den alıntıdır)
Nuh ve Nuh'un gemisi hikayesi tamamen başka bir kültürden alınmıştır
büyük tufan temasına antik dünyada çok rastlanır
sözkonusu temaya farklı zaman dilimlerinden 200 farklı yerde rastlanabilir
gene de bunun için çok gerilere gitmeye gerek yok.M.Ö.2600 civarında yazılan Gılgamış destanı'na bakmak yeterli.gılgamış destanı için:



10 Emir (Zeitgeist The Movie)
Bir kısmı Mısırlı'ların Ölüm Kitabı'nın 125.bölümünden alınmıştır
Ölüm Kitabı'nda yazan mısralardan
Çalmadım mısrası Çalmayacaksın olarak
Öldürmedim mısrası Öldürmeyeceksin olarak
Yalan söylemedim mısrası da Yalan yere şahitlik etmeyeceksin olarak değiştirilmiştir


''Allah'' İsminin Kökeni
Araplar İslamiyet öncesi dönemde Kabe'deki 360 tane put arasından en yükseği, en güçlüsü olarak ay tanrısını görüyor ve buna Al-ilah (en güçlü ilah) diyor, ellerini iki yana açarak ona dua ediyorlardı. İngilteredeki British Museumun Babil Bölümü B kısmında bulunan aşağıdaki heykeller arap paganlarının bu inancını gösteren önemli bulgulardandır:
(resimleri koy)
Arapçada "ilah" olan tanrı kelimesi İslamiyetle beraber "Allah" a dönüştürüldü.(Southern Arabia, Carleton S. Coon, Washington, D.C. Smithsonian, 1944, p.399) Ay tanrısı Al-ilah erkek kabul ediliyordu ve dişi güneş tanrıçası ile evliydi. Üç kızı vardı. Bunların adları Al-lat, Al-Uzzat ve Al-Menat idi:

Yukarıdaki resim British Museum'dan. İslam öncesi arap inanışlarını çok güzel özetliyor. Solda Allahın kızları Lat, Uzza ve Menat, sağdaki erkek figürü ise Allahı simgeliyor. Muhammed, şeytan ayetleri diye bilinen olayda önce bu Lat, Uzza, Menat adlı tanrıçaları gaf yaparak övmüş ancak daha sonra pişman olmuş ve o sözleri kendisine şeytanın söylettiğini ileri sürmüştü.

Çeşitli Arap kabileleri aslında bu ay tanrısına değişik adlar veriyordu bunlardan bazıları Sin, Hubal ve Kureyşte Al-ilah. Dilbilimciler "Allah" kelimesinin "Al-ilah" tan türediğini söylerler.
(İslam Muhammed and His Religion, Arthur Jeffery, 1958, p 85, Muhammad at Mecca, W. Montgomery Watt, 1953, p 23-29)
Muhammedin babasının adı Abdullah, arapçada "Allahın kulu" anlamına geliyordu
( abd= kul, ullah=allah)
Muhammed, Kabedeki 360 puttan en güçlüsü kabul edilen ay tanrısının ismini alıp tek olduğunu söylüyordu. "Al-ilah tan başka ilah yoktur" (The hajj, F. E. Peters, p 3-41, 1994) Muhammed böylece Al-İlah' ı tek tanrı olarak ilan etti ve diğer putlara tapınmayı yasakladı.




Kızıldeniz'in Yarılması
Musa ve etrafındakiler kaçarken denizin yarılması olayı da, Pers Kralı Kirus’un Fırat’ı geçerken nehrin yarılmasına benzemektedir. Öykü şöyle: Babil Krlaı Nabukadnezar birçok savaş yapmış, birçok yeri idaresine almış. Filistin’i de alarak çok zengin olmuş. Fakat Moradah adında haylaz, işe yaramaz bir oğlu varmış. Hazinesini ona bırakmak istemiyormuş. Onun için bakırdan bir sandık yaptırıp, içine ne kadar altını, gümüşü varsa doldurmuş ve bir gece gizlice Fırat’ın içine bırakmış. Sandık o ağırlıkla dibe çökmüş. Bir süre sonra Persler Babil’i almış. Kral Kirus, Babil Kralı’nın sürgün olarak getirdiği İsrail tutusaklarının ülkelerine dönmelerine izin vermiş. Buna sevinin İsrail tanrısı bu iyi kralı ödüllendirmek için, Kirus Fırat7tan geçerken nehrin sularını yarmış, sandık ortaya çıkmış. Onu alan Kirus da çok zengin olmuş.
(Kaynak:Angelo S.Rapporat, Myths and legends, Anicent İsrail, c.3, s.244.)


Bir an için Kızıldeniz hikayesinin orjinalinin sonradan uydurulmuş olduğunu farzedelim
Kuranda anlatılanlara göre musa,firavuna peygamberliğini kanıtlamak için asasını yere atıyor,asa büyük bir yılana dönüşüp diğer sihirbazların yılanlarını yutuyor.Sihirbahlar musanın peygamber olduğunu anlayıp önünde eğiliyorlar.Firavunsa tüm bunların tezgah olduğunu düşünüyor yani musanın Tanrının elçisi olduğuna inanmıyor.neyse Daha sonra firavun,askerleriyle birlikte musa ve kavminin peşine düşüyor,Musa,Tanrıdan aldığı güçle bildiğiniz koca denizi firavunun gözü önünde kabak gibi yarıyor.Bu olaydan sonra firavun bunun tezgah olmadığını anlıyor ama hala koskoca Tanrının karşısında olmakta diretip yarılan denizin içinden geçerek insanüstü bir cesaret(!) gösteriyor.
Böyle bir olay gerçekte olmuş olsa firavun,o mucizeyi gördüğü an tırsar,saraya geri dönerdi

Sırat Köprüsü
(Turan Dursun sitesinden alıntdır)
Zerdüştlük, İran' ın İslam öncesi dinidir. Zerdüşt aslında bu dinin peygamberinin adıdır. Yaşadığı tarih hakkında tarihçiler arasında mutabakat yoksa da yaklaşık M.Ö. 7. yy olduğu tahmin ediliyor. Bu dinin tanrısının adı ise "Ahura Mazda". Bu nedenle bu dine Mazdaizm adını verenler de vardır. Arapların, Ahura Mazda' ya verdiği ad ise "Hürmüz" dür. Kutsal kitabı Avesta olan Zerdüştlüğe göre insanlar öldükten sonra dirilirler ve öteki dünyada iki safa ayrılırlar. Tüm insanlar cennete girebilmek için şinvat köprüsünden geçmek zorundadırlar. Kötüler için şinvat köprüsü kılıcın keskin tarafı gibi olur. İyiler için ise köprü genişler. Zerdüşt, geçişleri izler ve kendi ümmetinden kimselerin geçisi sırasında tanrı Ahura Mazda' dan şefaat diler. Zerdüştlüğün, İslamın inanç kaynağı olarak incelemesini daha detaylı olarak öğrenmek için Turan Dursun' un konu hakkındaki makalesini aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz:
 

aliveli44

ONURSAL ÜYE
Admin
Super Moderatör
Vip Üye
Katılım
12 Haziran 2012
Mesajlar
10,998
Beğeni
20,885
Puanları
426
Konum
Malatya
Cevap: Mitolojiden semavi dinlere

Güzel paylaşım
Elinize sağlık ustam
 
Üst Alt