Nasip’mi? Tesadüfmü? | Define işaretleri ve anlamları

Nasip’mi? Tesadüfmü?

Meltun

Kullanıcı
Katılım
2 Kasım 2014
Mesajlar
339
Beğeni
1,032
Puanları
93
Yaş
76
Konum
Tekirdağ/Çorlu
Silah seslerinin vermiş olduğu tedirginlik le köylü evlerine çekilmiş ortalığı bir sessizlik kaplamış bu sessizliğin, içerisinde silah sesleri daha duyulur hale gelmişti. Romanya’nın meşhur eşkıyası karşı kayalık içerisinde çembere alınmış kolluk kuvvetler ile arasında şiddeti gittikçe fazlalaşan müsademe devam ediyordu. Akşama doğru çemberdeki eşkıyalar birer, birer vurularak öldürülmüş olduğu haberi geldiğinde köy halkı uzun zamandır. Kendilerine eziyet eden eşkıyanın öldürülmüş olmasının sevinci içerisinde olayın nasıl geliştiğini birbirlerinden öğrenmeye çalışıyor, bundan sonra dağda bayırda daha rahat olacaklarını anlatıyorlardı.
Bu köy halkı çocuklarından Hüseyini balıkçılık merakımız nedeniyle bir araya geldiğimizde tanımıştım. Zaman içerisinde samimiyetin verdiği güvenle anlattığı yaşam öyküsünden bir bölümü sizlerle paylaşmak istedim.
Yıllar sonra bu köy halkının çocukları olan Hüseyin ve yaşıt arkadaşları hanelerine ait hayvanları bu kayalık araziye getirir otlatırlardı. Burayı seçmelerinin nedeni çevrede en bol ot un burada yetişiyor olması. Hemen eteğinde rahatça oyun oynayabilecekleri bir alanın bulunması idi. Buradan oyun esnasında dahi hayvanlarının nerede olduklarını ne yaptıkların kontrol etmeleri mümkündü. Hayvanlar otlarken onlarda oyunlar oynar çocukluğun nimetlerinden istifade ederlerdi.
Günlerden bir gün Hüseyin ve komşuları olan arkadaşı Diğerlerini beklerken konuşmaya dalmışlar. Kayaya oturan arkadaşının karşısında da Hüseyin sopasına yaslanmış, hem anlatılanı dinliyor, bir yandan da gayri ihtiyari dayandığı değneği ile yeri eşeliyordu. Önceleri gayesiz hareketi birden bir demir parçası ucunu görmesiyle birlikte meraka dönüştü eşelemeyi hızlandırdı. Arkadaşı anlatmaya devam ediyordu. bir taraftan anlatıma devamını sağlayacak cevaplar veriyordu. Derken bir kemer tokası çıktı, eşelemeye devam ettikçe tokanın devamının olduğunu fark ettiğinde değneği bir tarafa bıraktı elleriyle tokadan tutup bütün gücüyle çekti. Ortaya bir kütüklük ve beze sarılmış tabanca çıktı. Tabancanın Horoz ve tetik bölümü tamamen çürümüş ve dökülmüştü.
Arkadaşı bu benim diye tabancayı sahiplenince aralarında ki çekişme kavgaya dönüştü Hüseyin biraz daha kabaca ve güçlü olması nedeniyle çıkan bütün her şeyi aldı. Öyle ya kendisi bulmuştu. Arkadaşının hayvanları toplamaya çalıştığını görünce ondan önce davranıp köyün yolunu tuttu. Eve erken gelişi babasının dikkati çekmişti
-Neden erken geldin?
-Hiç
-Nasıl hiç?
-Hayvanlar aç getirilirmi?
-Dön geri
-Dönemem
Senmisin karşı gelen iki tokattan sonra Hüseyin babasına Kemer ve tabancayı anlatmak ve vermek zorunda kalır. Babasının kemeri inceleyip bir kenara koymasının akabinde ki porte kapı açıldı. Arkadaşı ve babası kapıda görüldüler.
Uzaktan
-Komşu baksana senin çocuk ne yapmış
-Hayırdır komşum.?
-Çocuklar bir tabancamı bulmuşlar ne buda benim diye bir ağlamak tutturdu durduramadım.
-Bumu evladım? Diyerek tabancayı uzattı
-Evet
-Al senin olsun
Baba benim diyecek oldum. Gelen iki tokat sonucu sustum. Ağlaması kesilen arkadaş babasına hadi gidelim dedi .
-Komşu kusura bakma çocuk aklına uyup buraya gelip rahatsızlık verdim.
-Çocuk onlar olur böyle şeyler
Deyip onları uğurladı
Ben öylece kalakaldım. Sonraları evde dikkatimi çeken bazı gelişmeler olmaya başladı, Yeni hayvanlar alındı birden sayısı çoğaldı, Tarla tabla alınmaya başlandı, üst baş değişti ortalıkta bir bolluk hasıl olmaya başladı. Değişikliklerin nedenini sormak haddime değildi. Ancak geçen zaman içerisinde ileriki yaşlarımda,

tepede çembere alınan eşkıya başının para kemeri ve tabancası oraya gömdüğünü öğrendim. Meğer benim bulduğum bu gömülen Para kemeri ve tabanca imiş.
meltun
 
Üst