Palmira Antik Kenti-Suriye | Define işaretleri ve anlamları

Palmira Antik Kenti-Suriye

KOTYORA

Kullanıcı
Katılım
21 Eylül 2011
Mesajlar
180
Beğeni
25
Puanları
16
800px-PalmyraPanoramaZoom.jpg

Palmira;orta 'de antik zamanların önemli dini ve ticari merkezi olan, tarafından yılında 'ne alınan şehir.

Kent, 'nin, 'ne bağlı bulunmaktadır. 'ın 215 km kuzeydoğusunda, 'un 155 km doğusunda ve 'ın 120 km güneybatısında bir üzerinde kurulmuştur.
Suriye çölünün ticari kervanlarının geçiş noktasında olması sebebiyle "Çölün Gelini" de denilen şehrin isminin bulunan ilk bilgilere göre Tedmur, Tedmür, Tadmur veya Tudmur olduğu Mari'de bulunan tabletlerindeki kayıtlardan anlaşılmıştır.Fransız arkeologlar tarafından yılından itibaren antik Mari şehrinden çıkarılan 25.000 tabletten anlaşıldığına göre Palmira'nın tarihi kadar gerilere gitmektedir. Yunan ve Roma kaynaklarında ise itibaren kayıtlara rastlanılmıştır.

800px-Palmyre_Vue_Generale.jpg




Antik çağ dönemi


Palmira, ortalarında kervanların geçiş güzergahı üzerinde, ve kıyısındaki ve limanları arasında kontrolünde bir şehir konumunda bulunmaktaydı. Şehrin coğrafi konumu ticari ve dini merkez haline gelmesini kolaylaştırmıştır. bölgeye yerleşmesiyle Palmiralıların kültürü Yunan-Roma ve İran ( ) izlerini birlikte barındırmaya başladı. Bu ortak kültürün izleri; tapınaklarda her iki kültürün de mimari stilinin kullanılmasından ve insan büstlerinde görülen, her iki kültüre ait giyim tarzının benimsenmiş olmasından anlaşılmaktadır.
800px-Palmyre_-_th%C3%A9%C3%A2tre_pano.jpg

Palmira antik tiyatrosu. Milattan sonra 2. yüzyılda inşaa edildiği düşünülse de 1. yüzyılda hüküm süren ait izler de taşımaktadır.

Tadmur, yazılan Yahudilerin kutsal kitabı 'da 'un oğlu tarafından kurulan bir çöl şehri olarak geçmektedir. (Tadmur; - “Mucize” anlamına karşılık gelmektedir.) Tanah'ın "Kralların İlk Kitabı" bölümünde ise yine tarafından kurulan Tamor veya Tamar şehri şeklinde rastlanılmaktadır. Bölge kültüründe kimi zaman "t" ve "d" telaffuzunun yer değiştirmesi veya '4'"t" ve "d" kullanımının zamanla düşmesine rastlanıldığından, Tanah'ta da bu durumun ortaya çıkması muhtemel gözükmektedir. Palmira'da bulunan tapınağın ise Romalıların bölgeye gelmesinden 2000 yıl öncesine dayandığı düşünülmektedir. Bu tapınağın geniş ve büyük sütunlarla çevrilmesi, yapımındaki ustalık ve ihtişamı hayret vericidir.
Roma vatandaşı ve yahudi tarihçi ise Antiquities of the Jews adlı eserinde Tadmor'un Süleyman tarafından kurulduğunu yazmış ve şehrin Yunan ismi Palmira'yı kullanmıştır.
Tadmor veya Tedmür şehrin ismi olduğu ve mucize anlamına geldiği bilinirken, Palmira isminin nereden geldiği ve anlamı bilinmemektedir. Bazı akademisyenlerce bölgede sıklıkla görülen ağaçlarından geldiği, bir kısmına göre ise Tadmor kelimesinin hatalı tercümesinden geldiği düşünülmektedir.



399px-PalmyraCloseup.JPG

Palmira harabelerinden bir görünüş



800px-Temple_of_Bel_in_Palmyra.JPG

Bel (Baal) Tapınağı'ndan günümüze kalanlar




800px-Palmirafrans%C4%B1ztahribat%C4%B1.JPG
Baal Tapınağı'nda Fransızlarca yapılan tahribat ve tarih kazımaları. Fransızlar 1930'lu yıllar boyunca tapınakta bulunan kurşun çivileri, mermi yapımında kullanmak üzere sökmüşlerdi. Resimde tapınağın üst kirişlerine kazınan "1938" ibaresi açıkça görülüyor.






Yunanlılar, Romalılar, Sasaniler ve Bizanslılar dönemleri

487px-PalmyraWoman.JPG

Palmira'da bir mezarda kadın büstü. 2. yüzyılın sonları. .



Yunan kökenli M.Ö. 323 yılında tüm topraklarını kontrol altına aldı ancak Palmira kentini bağımsız olarak bıraktı ve şehir ticari önemini korumaya devam etti. M.Ö. 41 yılında yönetimindeki Romalı ordusu şehri almaya çalıştıysa da çok istekli olmamaları sonucu başarısız oldular ve Palmiralılar 'ın öbür yakasına kaçabildiler. Bu olay Palmira'ya Roma tehdidinin ilk göstergesiydi.
Jones ve Erieira, Palmiralı tüccarların ticaret gemileriyle İtalyan sularında bile Hint ipeği ticaretinin kontrolünü ellerinde tuttuklarını ve Romalı olmadan Romalılar içinde yaşayan tek halk ve en zengin şehir olduklarını, kolayca Romalı rolü oynadıklarını not ederek, durumu eleştirmişlerdir.
Roma İmparatorluğu'nun çevresindeki ticaret yollarını tamamen kontrol altına almak istemesi Palmira'nın bağımsızlığı için en büyük tehlikeydi. Palmira, ( tarafından Roma'nın Suriye eyaletinin bir parçası haline getirildi. Romalıların işgali sonrasında da şehir İran, Çin, Hindistan ve Roma İmparatorluğu arasında ticari önemini korudu. M.S yılında Palmira'ya geldi. Palmira'yı serbest şehir ilan ederek adını Palmira Hadriana olarak değiştirdi.


770px-PalmyreneDeities.jpg

Palmira tanrıları. Soldan sağa: Ay Tanrısı "Aglibol", Güç ve Gökyüzü Tanrısı "Beelshamen", Güneş Tanrısı "Malakbel", 1. yüzyıl, .


727px-PalmyraParthianCavalryman.jpg

Part savaşçısını tasvir eden Palmira rölyefi.



yılının başlarında Palmira'nın ticari hayatı, ve bölgelerinde kurulan tarafından tehdit edilmeye başlandı. İmparator Carcalla Palmira'ya bir Roma garnizonu konuşlandırdı.
Roma İmparatoru tarafından, Palmira prensi Septimius Odaenathus, Suriye eyaleti valisi olarak atandı. Daha sonra Sasaniler tarafından esir alınıp, kentinde yılında ölünce Odaenathus intikam amacıyla hazırlıklara başladı. kentine iki kez saldırdı. Odaenathus, yeğeni Maconius tarafından öldürülünce, yönetim karısı (Zennube, Zabuniye, Zeynubiye ve Zeynep vs. Zeyno Süryanice silah anlamına da gelmektedir.) ve oğlu Vabalathus' geçti. Zenobia Roma yönetiminden bağımsız hareket etmeye başladı ve Palmira'nın etki alanını güney Suriye'de bulunan Busra kentine ve 'ın batı kesimlerine kadar taşıyarak, kısa süren 'nu kurdu.
Daha sonra kuzeyde 'yı aldı. Kısa sürede Anadolu'nun güneyi ve doğusunu, Fırat ve Dicle havzasının bir bölümünü, Suriye, Filistin, Sina yarımadası ve Mısır'ın önemli bir bölümünü yönetimi altına alan imparatorluğun, Roma yönetiminin dikkatini çekmesi uzun sürmedi. yılında İmparator kaybedilen toprakları almak üzere, Palmira üzerine sefere çıktı. Doğuda kapsamlı bir harekata girişen imparator, kısa sürede Antakya ve Humus şehirlerini zaptedip, Palmira'ya ulaştı ve Sasanilere sığınmak üzere olan Kraliçe ve oğlunu sağ olarak ele geçirdi ve esir alarak İtalya'ya götürdü. Bu sırada yıkıma uğramayan şehirde, yılında ayaklanmalar başlayınca İmparator tekrar Palmira'ya geldi ancak bu kez askerlerin şehri yağmalamalarına izin verdi. Bu yıkım Palmira şehrinin çöküşüne yol açtı, şehir bundan sonra eski günlerine geri dönemedi. Şehir imparatorluk tarafından Romalı asker lejyonlarının kalacağı askeri bir üsse çevrildi. İmparator ise korunmak amacıyla lejyon sayısını arttırarak Palmira'nın yalnızca bir askeri üs olma konumunu pekiştirmiştir.
Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra doğudaki topraklar 'nun eline geçmiş ancak şehre Bizanslılarca da ilgi gösterilmeyerek, askeri üs konumu korunmuş ve sadece birkaç kilise inşa edilmiştir. Palmira'da eski dönemden kalan tapınaklar Bizans döneminde kiliseye çevrilmiş ve Süryani toplumunun bir merkezi haline gelmiştir.

İslamiyetin ilk dönemleri, Osmanlı Devleti, Fransa ve Suriye dönemi

Halife döneminde, Palmira'ya ilk müslüman gruplar yılında ulaştı. tarafından aynı yıl fethedildi. Şehrin askeri önemi muhafaza edildi. yılından itibaren şehri terketmeye başlayan insanlar, yılındaki büyük depremden sonra şehri tamamen boşalttı. 'in yılında doğuya yönelmesiyle Suriye, Filistin ve Mısır kısa sürede 'nun birer eyaleti oldu. Osmanlılar tarafından özerklik tanınan Lübnan Prensi II. Fahreddin (1522-1635), Palmira kentine hakim tepeye Fahrettin al Maani kalesini yaptırdı. Daha sonra Fahreddin'in isyan etmesi nedeniyle üzerine sefer düzenlendi ve yakalanarak idam edildi. Palmira kenti 'na kadar Osmanlı Devleti'nin elinde kaldı. 1920 yılından 1946 yılına kadar Fransızların yönetimindeki Suriye'de ve dolayısıyla Palmira'da, bir çok diğer antik kent gibi arkeolojik kazılar yapılmaya başlanmıştır. yılında Suriye'nin bağımsızlığını kazanmasıyla Fransız etkisi geçmemiş, 1980'li yıllara kadar kentin arkeolojik değeri Suriye devleti tarafından da anlaşılamamıştır.


Palmira'da kültür ve sanat

Palmira'nın M.Ö. 19. yüzyıla uzanan tarihi ile sağlıklı veriler elde edilememiş olmasına rağmen, bir çok farklı ülkeden arkeoloji grupları Palmira'da çalışmalarına devam etmektedir. Aynı zamanda dünyanın bir çok ülkesinden turistik geziler ve organizasyonlar düzenlenmektedir.
Palmira'da mezar süslemeleri ve mezar mimarisi gelişmiştir. Mezarlarda bulunan insan büstleri Palmiralıların sosyal yaşamı hakkında ipuçları vermektedir. Palmiralılar; Romalılar ve Persliler (Sasaniler-Partlar) arasında kalan bir toplum olarak, her iki kültürden de etkilenmiş, giyim tarzından sosyal aktivitelere kadar Helen ve Pers izleri görülmüştür.
Baal Tapınağı başlı başına Palmira'nın bir simgesi olmuştur. Şehrin ticari başarısının doğal sonucu olarak mabetler, binalar ve surlar dönemin en kaliteli yapıları olmuştur. Helen tanrılarına da önem verilmesinin bir işareti olarak Polonyalı bir arkeoloji grubunca yılında bulunan heykeli örnek gösterilebilir.


 
Üst