Kardeşliğin ve beraberliğin pekiştiği Ramazan-ı Şerif'i geride bırakarak, gönüllerin hürmet ve hatırlamayla coştuğu Ramazan Bayramı'na erişmenin kıvancını yaşıyoruz. Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluş olan on bir ayın sultanı Ramazan'ın; nefsin terbiyesi, açlığın ve susuzluğun manevi doygunlukla doyurulduğu ve yaptığımız amellerin halis niyetlerle kuvvetlendiği sabır ve şükür ayı olduğunun her daim bilincindeyiz. Bu bilincin içinde günlerini en güzel şekilde gerçekleştirmeye çalıştığımız Ramazan ayının, hemen akabinde kavuştuğumuz bayramımız; aile, akrabalık ve milletçe bir olma bağlarını sağlamlaştırırken, Türk-İslam töresi ve terbiyesi içerisinde yeri olmadığını ikrar ettiğimiz küslüklerin ve dargınlıkların da selamlaşma ve kucaklaşmayla onarıldığı vuslat zamanlardan biridir. Uzun zamandır Filistin'de devam eden soykırımın izlerinde şahit olduğumuz masum çocukların ve insanların feryatları, vicdanlarımızda çok büyük yaralar ve hüzünler açmasına karşın ne yazık ki tüm dünyanın gözü önünde bu mübarek Ramazan ayında dahi acılar katlanarak devam etmektedir. Bu acının ve insanlık dışı saldırıların, mübarek Ramazan Bayramı'nın getireceği sevinci yüreğimizde bir burukluk ile yaşatacağı apaçık bir gerçektir. Yaşanan acıların ve dökülen gözyaşların dinmesi için ettiğimiz dualarla Ramazan Bayramı'n öncelikle Filistin'de yaşanan katliamın ve tüm dünyada devam eden savaşların tez vakitte sona ermesine vesile olmasını diliyor; aynı zamanda insanlığın temel felsefesi olarak gelecek nesillere huzur ve barış dolu adil bir yaşam getirmesini ümit ediyorum. Bu duygu ve düşüncelerle; Aziz milletimizin ve Türk-İslam âleminin Ramazan Bayramı'nı en kalbi duygularımla kutluyor; sevgi ve kardeşlik duygularının coşkuya dönüştüğü bu müstesna günlerin bütün insanlığa barış, huzur, sağlık ve mutluluk getirmesini Yüce Allah'tan niyaz ediyorum."
