Arkaik Dönem içinde, tanrıların baslı basına bir varlık olmaları ile tahta ve
kerpiç tapınaklar tas yapılar seklini almakta, bu yapıların plan bakımından düzensiz
sekilleri bırakarak bu sekiller yerine özellikle dikdörtgen seklini aldıgı göze
çarpmaktadır.48
Mimari açıdan baslıca özellikleri bu sekilde olan Arkaik Dönem içinde sunak
mimarisine bakılacak olursa, sunakların aniden ortaya çıkan bazı durumlarda bir
noktaya toprak ve tasların toplanmasıyla dahi olusturulabilidigini görmekteyiz.
Arkaik Dönemden itibaren ise daha kaliteli ve nitelikli mermer malzemenin
toplanarak sunak yapımında kullanılması söz konusudur. Ancak çogunlukla sunaklar,
bu dönemde halen tas veya kerpiç malzeme dahilinde de insa edilmekteydiler.49
47 Yavis, 1949, s.120
48 Mansel, 1984, s.227
49 Liman, 2005, s.6
34
Arkaik Dönem içinde, ticaretin yaygınlasması ile artan gelirler, yeni yapıların
gereksinimlerine ait finansmanın daha kolay karsılanmasını saglamıstır. Özellikle
kent tanrılarının tapınakları, siyasal ve ticari gelismeden daha yüksek bir düzeyde
ancak bu gelismeden kesinlikle kopmadan sayıca çogalarak çevreye yayılmıstır.
Bununla kalmayıp, daha görkemli biçimler alan tapınak ögesi, Arkaik Dönemin
basından itibaren bir kentin sanat alanında en yetkin basarılarını somutlastıracak ve
en büyük özlemlerini dile getirecek elverisli bir araç olarak seçildi. Arkaik Dönem
kentinde mimari görkem iddiasında olan tek yapı tapınaktı. Tapınaklar için giderek
dayanıklı, güzel ve degerli malzemeler kullanıldı. Kerpiç ve tahtanın yerini tas aldı.50
Zaten Yunan toplumunda, kent aynı zamanda, dinsel bir topluluktu. Tapınaklar ve
diger kutsal alanlar kentsel çerçevenin bir parçasıydı. Kent içindeki kimi yerler dogal
olarak kutsaldılar ve kültsel uygulamayı da beraberinde getirmekteydiler.51 Bu
kutsallıgın ve kültsel uygulamanın dogal olarak görüldügü en önemli yerler de
sunaklar olarak göze çarpar.
Mimaride görülen bu durumdan sunaklar da etkilenmis ve oldukça büyük
boyutlu yapılmalarının yanısıra, sayıca da çogalarak önemlerini büyük ölçüde
arttırmıslardır. Bu durumu görebilecegimiz en önemli sunaklar, 32 x 22 m. plan
üzerinde bulunan ölçülerindeki Ephesos Artemis Arkaik Sunagı ( Katalog No: 8),
38.40 x 17.70 m ölçülerindeki Samos Heraionu Rhoikos Sunagı ( Katalog No:10a)
olarak gösterilebilir. Bunların yanısıra daha az bilinen ama boyutlarıyla dikkat çeken
diger sunak örnekleri, 22 x 5 m. ölçülere sahip Kyrene Apollon ( Katalog No: 9),
18.20 x 7.40 m. ölçülere sahip Selinus D ( Katalog No: 23), 21.20 x 6.26 m. ölçülere
sahip Paestum Poseidon ( Katalog No: 259, 29.50 x 10.57 m. ölçülere sahip Akragas
Herakles, (Katalog No: 27), 25 x 8 m. ölçülere sahip Selinus B ( Katalog No: 29) ve
28.50 x 13.80 m. ölçülere sahip Aegina Aphaia 2 (bkz Katalog No: 30) sunaklarıdır.
Arkaik Dönemdeki yapıların büyük bir kısmı ya ölen kisinin hatırası için anıt
olarak dikilmisler ya da kutsal alanlara hem sunu hem de süsleme amacıyla
bırakılmıslardır. Mezar anıtlarına ve kutsal alanlara yapılan bu tür sunular, tarımı ya
50 Whycherley, 1993, s.7
51 Owens, 2000, s.4
35
da ticari yasamı kendilerine baglı gruplar ve köleler sayesinde büyük çapta kontrol
altında tutan zengin ailelerin güçlü oldugu toplumlarda kolaylıkla anlasılacagı üzere,
kisilerin ya da belli sülalelerin zenginliginin de göstergesi olmuslardır. Yapılan
sunuların niteligi kısmen içinde yer aldıkları kutsal alanda bulunan diger anıtlar ile
de dogrudan iliskilidir. Ünü bütün Yunan dünyasına yayılmıs bu kutsal alanlardaki
büyük mimari anıtlar, Delphi ( Katalog No: 22) ya da Olympiada (bkz Katalog No:
31) oldugu gibi ancak bireylerin ya da kent devletlerinin yaptıkları bagıslar ile
karsılanabilmistir.52
Döneme damgasını vuran en önemli sunaklar olan Ephesos Artemis ve Samos
Hera Kutsal Alanlarındaki sunaklar, tapınakları ile beraber Arkaik Dönem sunak
mimarisi içinde oldukça önemli bir yere sahiptirler ve birçok sunaga öncülük
etmislerdir. Katalog No: 8de aktarılan Ephesos Artemis Kutsal Alanından sunak
yapısı, dikdörtgen biçimli (ya da atnalı veya U biçimli) bir yapıdır ve maviye yakın
beyaz mermerden yapılmıstır. 15 cm. kalınlıgında mermer plakalarla kaplı sunagın
kabartma ve heykellerle süslü oldugu tahmin edilmekte, meander motifli mermer
frize sahip olusu ve yakınında bulunan heykel parçalarının çoklugu bu görüsü
desteklemektedir. M.Ö 570 yılına verilen tapınak sayesinde tarihlenebilmektedir.53
Bir diger önemli yapı da Samos Heraionu Rhoikos Sunagı (Katalog No: 10a,
Levha:4C) olarak bilinen Tapınaktır.54 Rhoikos ve Theodoros, Samos'un Naukratis
kolonisiyle birlikte Mısır ve yurt dısındaki islerinin iyice arttıgı bir dönemde etkin
olmuslardır. ste tam bu evrede Rhoikos dan Hera adına bir tapınak yapılması
istenmistir. Anıtsal formuna, M.Ö 560 yılında, anıtsal tapınagın izinde ilerleyen
büyüklükte ve aynı aks üzerinde yeniden düzenlenmesiyle kavusmustur. Rhoikosun
Yeni Sunagı adı verilen bu sunak, 38.40 x 18.70 metre boyutlarındadır ve bir
Thrinkos ile 3 taraftan çevrelenmis durumdadır. Tapınaga bakan uzun kenar ise
açık bırakılmıstır. Duvarların iç kısmında, savasan hayvanların ve sfenkslerin
bulundugu friz ve etkileyici bir kymation islenmistir. Roma mparatorluk
Döneminde sunak, yeniden, bu kez, mermer malzemeden insa edilmis ve Arkaik
52 Boardman, 2001, s.69
53 Gruben, 1979, s.329
54 Tsakos, 2003, s.21
36
mimari dekorasyonu aynen kullanılmıstır. Sunagın etrafında kentin kült
aktiviteleriyle ilgili ipucu olabilecek pek çok figürin (özellikle kadın ve hayvan
figürinleri) ele geçmistir Kurbanların kül yıgınları, sunagın önünde kümelenmis ve
belli bir dönem sonrasında Kül Sunagı olarak da anılmaya baslanmıstır. Hatta
Pausanias bu sunagı, Olympia Zeus sunagı ile bir tutmus ve ikisini de Kül Sunagı
olarak tanımlamıstır. Düsüncelere göre kutsal alanı önemli kılan içinde bulunan bu
büyük sunaktı. Tapınagın önünde yer alır ve yalnızca tapınagın degil tüm kutsal
alanın kült aktivitelerini barındırırdı. Bu sunak temel olarak basamaklı degil ama
sadece bir basamaktan olusmus bir sunaktı ve rahip bu sunaga görevini yapmak için
çıkarken hiçbir zaman kutsal küllere basmak zorunda kalmazdı.55
Genel çerçevede bakıldıgında, degisen dönem özellikleri ile de beraber her tür
alanda görülen genislemenin sunak konusunda da görüldügü anlasılır ve Arkaik
Dönem sabit sunaklarında bir genel özellik olarak daha önceki dönemlere oranla
daha büyük boyutlu ve daha süslü yapılar oldugu görülür.
kerpiç tapınaklar tas yapılar seklini almakta, bu yapıların plan bakımından düzensiz
sekilleri bırakarak bu sekiller yerine özellikle dikdörtgen seklini aldıgı göze
çarpmaktadır.48
Mimari açıdan baslıca özellikleri bu sekilde olan Arkaik Dönem içinde sunak
mimarisine bakılacak olursa, sunakların aniden ortaya çıkan bazı durumlarda bir
noktaya toprak ve tasların toplanmasıyla dahi olusturulabilidigini görmekteyiz.
Arkaik Dönemden itibaren ise daha kaliteli ve nitelikli mermer malzemenin
toplanarak sunak yapımında kullanılması söz konusudur. Ancak çogunlukla sunaklar,
bu dönemde halen tas veya kerpiç malzeme dahilinde de insa edilmekteydiler.49
47 Yavis, 1949, s.120
48 Mansel, 1984, s.227
49 Liman, 2005, s.6
34
Arkaik Dönem içinde, ticaretin yaygınlasması ile artan gelirler, yeni yapıların
gereksinimlerine ait finansmanın daha kolay karsılanmasını saglamıstır. Özellikle
kent tanrılarının tapınakları, siyasal ve ticari gelismeden daha yüksek bir düzeyde
ancak bu gelismeden kesinlikle kopmadan sayıca çogalarak çevreye yayılmıstır.
Bununla kalmayıp, daha görkemli biçimler alan tapınak ögesi, Arkaik Dönemin
basından itibaren bir kentin sanat alanında en yetkin basarılarını somutlastıracak ve
en büyük özlemlerini dile getirecek elverisli bir araç olarak seçildi. Arkaik Dönem
kentinde mimari görkem iddiasında olan tek yapı tapınaktı. Tapınaklar için giderek
dayanıklı, güzel ve degerli malzemeler kullanıldı. Kerpiç ve tahtanın yerini tas aldı.50
Zaten Yunan toplumunda, kent aynı zamanda, dinsel bir topluluktu. Tapınaklar ve
diger kutsal alanlar kentsel çerçevenin bir parçasıydı. Kent içindeki kimi yerler dogal
olarak kutsaldılar ve kültsel uygulamayı da beraberinde getirmekteydiler.51 Bu
kutsallıgın ve kültsel uygulamanın dogal olarak görüldügü en önemli yerler de
sunaklar olarak göze çarpar.
Mimaride görülen bu durumdan sunaklar da etkilenmis ve oldukça büyük
boyutlu yapılmalarının yanısıra, sayıca da çogalarak önemlerini büyük ölçüde
arttırmıslardır. Bu durumu görebilecegimiz en önemli sunaklar, 32 x 22 m. plan
üzerinde bulunan ölçülerindeki Ephesos Artemis Arkaik Sunagı ( Katalog No: 8),
38.40 x 17.70 m ölçülerindeki Samos Heraionu Rhoikos Sunagı ( Katalog No:10a)
olarak gösterilebilir. Bunların yanısıra daha az bilinen ama boyutlarıyla dikkat çeken
diger sunak örnekleri, 22 x 5 m. ölçülere sahip Kyrene Apollon ( Katalog No: 9),
18.20 x 7.40 m. ölçülere sahip Selinus D ( Katalog No: 23), 21.20 x 6.26 m. ölçülere
sahip Paestum Poseidon ( Katalog No: 259, 29.50 x 10.57 m. ölçülere sahip Akragas
Herakles, (Katalog No: 27), 25 x 8 m. ölçülere sahip Selinus B ( Katalog No: 29) ve
28.50 x 13.80 m. ölçülere sahip Aegina Aphaia 2 (bkz Katalog No: 30) sunaklarıdır.
Arkaik Dönemdeki yapıların büyük bir kısmı ya ölen kisinin hatırası için anıt
olarak dikilmisler ya da kutsal alanlara hem sunu hem de süsleme amacıyla
bırakılmıslardır. Mezar anıtlarına ve kutsal alanlara yapılan bu tür sunular, tarımı ya
50 Whycherley, 1993, s.7
51 Owens, 2000, s.4
35
da ticari yasamı kendilerine baglı gruplar ve köleler sayesinde büyük çapta kontrol
altında tutan zengin ailelerin güçlü oldugu toplumlarda kolaylıkla anlasılacagı üzere,
kisilerin ya da belli sülalelerin zenginliginin de göstergesi olmuslardır. Yapılan
sunuların niteligi kısmen içinde yer aldıkları kutsal alanda bulunan diger anıtlar ile
de dogrudan iliskilidir. Ünü bütün Yunan dünyasına yayılmıs bu kutsal alanlardaki
büyük mimari anıtlar, Delphi ( Katalog No: 22) ya da Olympiada (bkz Katalog No:
31) oldugu gibi ancak bireylerin ya da kent devletlerinin yaptıkları bagıslar ile
karsılanabilmistir.52
Döneme damgasını vuran en önemli sunaklar olan Ephesos Artemis ve Samos
Hera Kutsal Alanlarındaki sunaklar, tapınakları ile beraber Arkaik Dönem sunak
mimarisi içinde oldukça önemli bir yere sahiptirler ve birçok sunaga öncülük
etmislerdir. Katalog No: 8de aktarılan Ephesos Artemis Kutsal Alanından sunak
yapısı, dikdörtgen biçimli (ya da atnalı veya U biçimli) bir yapıdır ve maviye yakın
beyaz mermerden yapılmıstır. 15 cm. kalınlıgında mermer plakalarla kaplı sunagın
kabartma ve heykellerle süslü oldugu tahmin edilmekte, meander motifli mermer
frize sahip olusu ve yakınında bulunan heykel parçalarının çoklugu bu görüsü
desteklemektedir. M.Ö 570 yılına verilen tapınak sayesinde tarihlenebilmektedir.53
Bir diger önemli yapı da Samos Heraionu Rhoikos Sunagı (Katalog No: 10a,
Levha:4C) olarak bilinen Tapınaktır.54 Rhoikos ve Theodoros, Samos'un Naukratis
kolonisiyle birlikte Mısır ve yurt dısındaki islerinin iyice arttıgı bir dönemde etkin
olmuslardır. ste tam bu evrede Rhoikos dan Hera adına bir tapınak yapılması
istenmistir. Anıtsal formuna, M.Ö 560 yılında, anıtsal tapınagın izinde ilerleyen
büyüklükte ve aynı aks üzerinde yeniden düzenlenmesiyle kavusmustur. Rhoikosun
Yeni Sunagı adı verilen bu sunak, 38.40 x 18.70 metre boyutlarındadır ve bir
Thrinkos ile 3 taraftan çevrelenmis durumdadır. Tapınaga bakan uzun kenar ise
açık bırakılmıstır. Duvarların iç kısmında, savasan hayvanların ve sfenkslerin
bulundugu friz ve etkileyici bir kymation islenmistir. Roma mparatorluk
Döneminde sunak, yeniden, bu kez, mermer malzemeden insa edilmis ve Arkaik
52 Boardman, 2001, s.69
53 Gruben, 1979, s.329
54 Tsakos, 2003, s.21
36
mimari dekorasyonu aynen kullanılmıstır. Sunagın etrafında kentin kült
aktiviteleriyle ilgili ipucu olabilecek pek çok figürin (özellikle kadın ve hayvan
figürinleri) ele geçmistir Kurbanların kül yıgınları, sunagın önünde kümelenmis ve
belli bir dönem sonrasında Kül Sunagı olarak da anılmaya baslanmıstır. Hatta
Pausanias bu sunagı, Olympia Zeus sunagı ile bir tutmus ve ikisini de Kül Sunagı
olarak tanımlamıstır. Düsüncelere göre kutsal alanı önemli kılan içinde bulunan bu
büyük sunaktı. Tapınagın önünde yer alır ve yalnızca tapınagın degil tüm kutsal
alanın kült aktivitelerini barındırırdı. Bu sunak temel olarak basamaklı degil ama
sadece bir basamaktan olusmus bir sunaktı ve rahip bu sunaga görevini yapmak için
çıkarken hiçbir zaman kutsal küllere basmak zorunda kalmazdı.55
Genel çerçevede bakıldıgında, degisen dönem özellikleri ile de beraber her tür
alanda görülen genislemenin sunak konusunda da görüldügü anlasılır ve Arkaik
Dönem sabit sunaklarında bir genel özellik olarak daha önceki dönemlere oranla
daha büyük boyutlu ve daha süslü yapılar oldugu görülür.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.