Sac Ayağından Neden Üç Kez Geçilmektedir? | Define işaretleri ve anlamları

Sac Ayağından Neden Üç Kez Geçilmektedir?

BoZKurT

"R@m@z@n"
Forum Düzeni
Katılım
22 Mart 2012
Mesajlar
9,509
Beğeni
16,998
Puanları
113
Konum
İstanbul
Günlük yaşamımızın her anında bir gelenekte, masalda, destanda, görsel
sanatlardan edebiyata kadar her alanda karşımıza çıkan üç, en uğurlu ve
hayırlı sayı olarak görülür, bolluk ve bereketi simgelediğine inanılır.3
Batı
kültürlerinde olduğu gibi Doğu kültürlerinde de üç sayısının kutsallığı ve üç-
leme alışkanlığı önemli yer tutar.
Üç sayısı, çok tanrılı dinler döneminden beri eski toplumlarda gök-yer-yeraltı
üçlemesi ile kutsal sayılmıştır. Mısır mitolojisinde İsis-Osiris-Horus4
(annebaba-oğul) şeklindeki üçleme, Yunan mitolojisinde Zeus-Poseidon-Hades5
;
Hıristiyan inancında ise Baba-Oğul-Kutsal Ruh biçimine dönüşür.
Türk mitolojisinde de üçlü sınıflandırmalar önemli yer tutar. Gök sözcüğünün
Şamanizmde üç anlam içerecek şekilde kullanıldığı görülmektedir. Altay
şamanının, Tanrı Ülgen’e hitaben söylediği “ulaşılmaz mavi gök”, “erişilmez
ak gök” ve “dönen yıldızlı gök” terimlerinin gökyüzünü ve uzayı ifade etmek
üzere kullanıldığı ileri sürülür (İnan 1995: 13-21). H. Avni Yüksel, Şaman
dininin esaslarına göre âlem; yeryüzü, yer altındaki karanlık dünya ve gökyü-
zü olmak üzere üç bölümden meydana geldiğinin benimsendiğini belirtir
(Yüksel 1981: 47). Ziya Gökalp, “Şamanizm, yukarıdaki semayı önce üç kat
olarak tasavvur etmiştir. Oğuzun sağ kolu üç oktan oluştuğu için, yukarıdaki
semanın üç oktan olması tabii olarak kabul edilmektedir. Yakutlardaki ateşin
üç çeşitten olmasının sebebi de, kâinatın üç bölümden meydana gelmesi
yüzündendir” (Gökalp 1992: 107) sözleriyle Şamanizmde üçün kutsal sayılma gerekçelerini açıklar.
Alevilerin kutsal kitaplarında Alevi yolunun temelinin uyulması zorunlu olan
üç sünnet, yedi farza dayandığı belirtilir. Ayrıca Alevilerin yaşamları boyunca
uymaları zorunlu ahlak sisteminin adeta simgesi olan “eline, diline, beline
sahip olma” kuralı üç öğüdü içerir. Alevilikte üçe yüklenen kutsallık, cancanan-çocuk (çoban) üçlemesiyle anlatılır. Yaşar Kalafat, bugün Güney
Azerbaycan’da yaşayan Giresunlu ya da Kiresunlu Türkmen-Oğuz toplumunun Karadeniz’in Giresun bölgesinden giden Çepni Türkmenleri olduğunu,
gerek Güney Azerbaycan aydını arasında gerek bazı araştırmacılar arasında
Giresun boyunun Anadolu’daki kesiminin birkaç asır öncesine kadar alevi
inançlı oldukları düşüncesinin hakim olduğunu ve Çepnilerin eski aleviler
olduklarını ileri sürer (2005: 105-117). Acaba Aleviliğin inanç, kültür ve ya-
şam biçimiyle üç boyutlu bir öğreti olarak benimsenmesi, kısaca Alevilerde
kutsal sayılan üç sayısı, izini bu gelenekte sacayağından üç kez geçmek biçiminde göstermiş olabilir mi?
Üçlemenin bir sembolik yanı da kutsal birleşme ve doğan çocuktur, bir başka
deyişle baba-anne ve çocuk da bir üçlemedir. Bir başka üçleme de bedencan-ruh üçlemesi olarak gösterilebilir. Günümüz bilimine göre Tanrı-insanevren üçlüsü, bir üçgenin köşeleri gibi birbirlerinden ayrı ve kopuk değildir.
Üç sayısı, sembolik anlamlarının bir bölümünü üçgen şekline devretmiştir.
Üçgen sembolizmiyle üç sayısının sembolizmi arasında benzerlikler vardır.
İnsanoğlunun, bazı geometrik şekillere kutsallık yüklediği bilinmektedir. Kutsal geometri anlayışında dini gelenekte varoluşumuzun üç seviyesini (ruh,
zihin ve beden) simgeleyen, kozmosun özgün uyumunu gösteren üç geometrik şeklin (daire, üçgen ve kare) temel alındığı ileri sürülür. Kutsal mimarinin
temellerinden biri olan üçgen, daire ve kare arasındaki geçiş formu olarak
görülür. Zamanla tanrılar ve tanrıçalar arasında bir üçleme haline gelir. Kutsallığı ilan edilen bu üç geometrik şekilden biri olan üçgen, tüm dünyada en
çok tartışılan sembollerden biridir. Masonların gizli işareti, masonluğun belirtisi olarak görülür.6
Kendisini “Alegori perdesi arkasına gizlenmiş sembollerle
tasvir edilen bir ahlak sistemi olarak” tanımlayan Masonlukta “üç”ün özel bir
anlamı vardır. Bu yüzden Masonik semboller arasında en sık rastlanan şekillerden biri de “üç nokta”dır. Musevi mistik düşüncesinde b (boaz) j (jakın) g
(genese) üç harf (B.J.G.) üreme, çoğalma, doğuş ve zürriyeti simgeler. İddialara göre, Mısır Piramitlerinin yanlarının üçgen olması mimari tesadüf değildir. Eski Mısır’da eşkenar üçgenin, Tanrı ile Nur’un sembolü oluşunun ve
İsis-Osiris-Horus üçlemesinin etkili olduğu düşünülmektedir. Mısırlıların mimaride oranlama konusundaki başarıları, sanatsal ifade biçimlerinin hepsinde ortaya çıkmakta ve sayı sembolizmine verdikleri önemi vurgulamaktadır.
Bu oranların belli dini kavramları ifade eden anlamlar taşımaları yüksek olasılıktır (Ayrıntılı bilgi için bk. Tamer 1998: 18-19).
Demek ki söz konusu gelenekte sacayağından üç kez geçmenin nedeni üçün
tarih boyu kutsal bir sayı olarak görülmesinin yanı sıra üretkenliği simgelemesidir. Ayrıca sacayağının ayaklarının yere değen noktalarıyla üçgeni oluş-
turduğu unutulmamalıdır.

alıntı.
(birşeyler çağrıştırmalı) ;)
 

sondurak

Kullanıcı
Katılım
26 Temmuz 2012
Mesajlar
948
Beğeni
878
Puanları
93

,,:eek::eek::eek:,,Süper Paylaşım için Çoook Teşekkürler.. Her Eve Lazım Cinsinden Bilgiler.. Devamı Temennisiyle..
 
Üst