Bütün dönemler içinde sunaklar; insanlara zor durumlarında basvurdukları bir
yer olarak çok seyler ifade etmistir. Bu nedenle insanoglu, adak, kurban ve
sunularını, tanrıya ulasacagını bildigi bir yerde yapmak istemis ve bu sayede
sunakların dogusuna ve sonrasında da ilerleyerek neredeyse tapınak kadar önemli
birer yapı haline gelisine ön ayak olmustur. Buradan hareketle, insan faktöründen
yola çıkmıs olan sunakların; insanların sıgınma ve inanma istegi neticesinde tanrıya
hediyeler vererek onunla bütünlesmelerinde rol oynayan, dinsel yapılar olarak
karsımıza çıktıklarını düsünmek yanlıs olmayacaktır. ncelenen dönemler içinde
1
2 Saltuk, 1997, s.20
3 Yavis, 1949, s.54
16
sunak gelisiminin çok büyük farklılıklar göstermedigi görülmüstür. Yani her
dönemde her sunak tipine rastlamak mümkündür.
Bir koloninin yerini belirlerken kurucuların (oikistes) en basta gelen görevi
o yerin fiziksel alanını organize etmektir. Bu organizasyon içine kamusal alanlar
(Agora, yollar, Nekropolis gibi) özel alanlar ve dinsel alanlar (Tanrılara ayrılmıs
kutsanmıs bölgeler, tapınaklar) bulunur. Peki dinsel ve kutsal alanlar neye göre
seçilmekteydi? kurucuların seçtigi belirli alanın kutsal oldugunu onlara gösteren
isaretler neydi? Dogal faktörler; örnegin magara, kaynak ya da tepeler ne derece
önemli bir rol oynamaktaydı? Asıl önemli olan ve dinler tarihinin ana sorusu da
suydu ki, kurucular tanrılarına tapacakları yeri neye göre seçiyorlardı? Yunan
kolonizasyonu kontekstinde bu soru özel bir yer kaplamakta ve cevabı da yalnızca
kolonizasyon tarihinde degil, Yunan dininin genel özellikleri içinde yatmaktadır.
Modern tarihçilerin bu soruya cevabına bakacak olursak, çok yardımcı açıklamalar
içinde bulunmadıklarını görürüz.4
Martin Nilsson bu konuda bizler bir yerin kutsal oldugunu, o yerde bulunan
kutsanmıs alandan anlamaktayız. demektedir.5 Ancak anitikitede tapınak o
bölgenin kutsallıgı neticesinde o yere konumlanmaktaydı. Yani kısacası Yunan
dininde bir alanın kutsallıgı, mirasen sonraki kusaklara geçmekte idi. Bu durumda,
genel olarak kutsal alanın belirlenmesinde en fazla etkin olan kutsal mimari öge
sunak olmakta idi. Çünkü bazı istisnalar dısında, gerek yapım kolaylıgı ve gerekse
tapınım ve sunu görevini kendi basına da sürdürebilmesi özelliginden ötürü, çogu
kez, bir kutsal alana ilk önce sunak yapılmakta, tapınak, temenos gibi daha büyük
boyutlu kutsal mimari ögeler de onun ardından yapılmakta idi.
http://www.definemekani.com/guncel-...e-bolumu/9411-sunak-tipolojisi.html#post30620
yer olarak çok seyler ifade etmistir. Bu nedenle insanoglu, adak, kurban ve
sunularını, tanrıya ulasacagını bildigi bir yerde yapmak istemis ve bu sayede
sunakların dogusuna ve sonrasında da ilerleyerek neredeyse tapınak kadar önemli
birer yapı haline gelisine ön ayak olmustur. Buradan hareketle, insan faktöründen
yola çıkmıs olan sunakların; insanların sıgınma ve inanma istegi neticesinde tanrıya
hediyeler vererek onunla bütünlesmelerinde rol oynayan, dinsel yapılar olarak
karsımıza çıktıklarını düsünmek yanlıs olmayacaktır. ncelenen dönemler içinde
1
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
adresinden sunak sözcügü tanımı2 Saltuk, 1997, s.20
3 Yavis, 1949, s.54
16
sunak gelisiminin çok büyük farklılıklar göstermedigi görülmüstür. Yani her
dönemde her sunak tipine rastlamak mümkündür.
Bir koloninin yerini belirlerken kurucuların (oikistes) en basta gelen görevi
o yerin fiziksel alanını organize etmektir. Bu organizasyon içine kamusal alanlar
(Agora, yollar, Nekropolis gibi) özel alanlar ve dinsel alanlar (Tanrılara ayrılmıs
kutsanmıs bölgeler, tapınaklar) bulunur. Peki dinsel ve kutsal alanlar neye göre
seçilmekteydi? kurucuların seçtigi belirli alanın kutsal oldugunu onlara gösteren
isaretler neydi? Dogal faktörler; örnegin magara, kaynak ya da tepeler ne derece
önemli bir rol oynamaktaydı? Asıl önemli olan ve dinler tarihinin ana sorusu da
suydu ki, kurucular tanrılarına tapacakları yeri neye göre seçiyorlardı? Yunan
kolonizasyonu kontekstinde bu soru özel bir yer kaplamakta ve cevabı da yalnızca
kolonizasyon tarihinde degil, Yunan dininin genel özellikleri içinde yatmaktadır.
Modern tarihçilerin bu soruya cevabına bakacak olursak, çok yardımcı açıklamalar
içinde bulunmadıklarını görürüz.4
Martin Nilsson bu konuda bizler bir yerin kutsal oldugunu, o yerde bulunan
kutsanmıs alandan anlamaktayız. demektedir.5 Ancak anitikitede tapınak o
bölgenin kutsallıgı neticesinde o yere konumlanmaktaydı. Yani kısacası Yunan
dininde bir alanın kutsallıgı, mirasen sonraki kusaklara geçmekte idi. Bu durumda,
genel olarak kutsal alanın belirlenmesinde en fazla etkin olan kutsal mimari öge
sunak olmakta idi. Çünkü bazı istisnalar dısında, gerek yapım kolaylıgı ve gerekse
tapınım ve sunu görevini kendi basına da sürdürebilmesi özelliginden ötürü, çogu
kez, bir kutsal alana ilk önce sunak yapılmakta, tapınak, temenos gibi daha büyük
boyutlu kutsal mimari ögeler de onun ardından yapılmakta idi.
http://www.definemekani.com/guncel-...e-bolumu/9411-sunak-tipolojisi.html#post30620