taş işciliği ve teknikleri

BoZKurT

"R@m@z@N" ☪︎
Forum Düzeni
Katılım
22 Mart 2012
Mesajlar
9,744
Beğeni
17,851
Puanları
113
Konum
İstanbul
Plinius sütun gövdelerinin, Samos Adası’ndaki ilk taş Heraion Tapınağı’nın
mimarlarından Theodoros tarafından icat edilmiş bir teknik olan çark üzerindedöndürüldüğünden bahseder. Bu yöntem, özellikle Dor Düzeni’nde MÖ 6. yy’da
sıkça dile getirilen daha geç tapınaklarda ise daha az rastlanan, sütun gövdesine belirli
bir şişkinlik kazandırma (sütun karnı-entasis) işlemiyle birlikte dikkate alındığında
sütunu gerekli ölçüde kesmenin görece kolay bir yöntemiydi.



Sütunlar bir çok silindirik tamburdan yapılmaya başlanınca, ocaktan da
çoğunlukla dairesel tambur biçiminde çıkarılmaya başlanmışlardır (Sounion’daki
Poseidon Tapınağı’nın mermerlerinin çıkarıldığı ocakta, yarı kesilmiş silindirik sütun
parçası örnekleri bulunmaktadır).
İnşaat sırasında taşlar daha incelikle işlenmekte, fakat taş atölyesinde sadece
diğer bloklarla doğrudan temas edecek yada nihai biçim için nirengi noktası olacak
yüzeyler bütünüyle düzeltilmekteydi; işlenmemişse inşaat sırasında olabilecek
kazalardan kaçınmak için olduğu gibi bırakılmaktaydı. Temas edecek yüzeyler asgari
düzeyde tutulmaktaydı. Blokların, doğrudan bir teması engellemek için, çoğunlukla uçkısımlarında içleri oyulmakta ve yüzeyler taşçı keskisiyle düzeltilmekteydi.F
109 M.Ö.6.
yy yapılarında taş işleme tekniklerinde belirli bir gelişme görülebilmektedir.
Başlangıçta taş ustaları blok üzerinde bir dizi paralel küçük izler bırakan sadece düz
ağızlı bir keski kullanmışlardır. Daha sonraları özellikle düz ağızlı keskinin etkisiyle
kırılabilen mermer için, ağız kısmı dişli taşçı kalemi geliştirilmiştir. Delphoi’de dişli
taşçı kaleminin kullanımının, M.Ö.525 dolaylarında Naksos Adası’ndan gelen mermer
blokları üzerinde çalışan, yine bu adadan taş ustalarınca başlatıldığı sanılmaktadır. Yapı
tamamlandıktan sonra yüzeyler ovularak ve cilalanarak hazırlanmaktaydı. Taş bloklar
palanga ve halatlar yardımıyla kaldırılıp, son konumlarına yakın bir yere konuluyor ve
manivelalar yardımıyla nihai yerlerine yerleştirilmekteydi.Taşçı kalemlerinden başka çekiç, keser, tokmak gibi saplı aletler de
kullanılırdı. Makine sayılabilecek aletler ise testere, matkap ve tornalardıSaplı olan aletlerin iki ucu kesici, bir ucu kesici, bir ucu sivri gibi pek çok çeşidi
bulunmaktadır. Bunlardan külünk iki ucu sivri sert vuruşlar için; madırga (çekiç) murç,
keski gibi aletleri çekiçlemek amacıyla, kesme ve küçük bloklara şekil vermek amacıyla
da taşçı baltası denen ağır, geniş bıçaklı aletler kullanılmaktadır. Taşçı keserinin ağzının
bir tarafı sapa dik diğer tarafı sapa paraleldir. Bu alet iki elle çalışmaya olanak vermekte
olup genelde yumuşak taşların kesilmesinde kullanılır. Saplı aletlere ek olarak taş
yüzeyin düzeltilmesinde iki taraflı dişli saplı tarak, sapsız aletler içinde ise dişli taşçı
kaleminden başka, murç, keski, eğe, rende, raspa sayılabilir.



Makine olarak sayabileceğimiz matkap delik açma işleri için kullanılıyordu.
Başlangıçta kemikten sonraları ise metalden yapılan matkaplarla beraber delik açma
aşamasında su ve kumdan da yararlanılıyordu



Özellikle yumuşak blokların kesilmesinde kullanılan testere yanında yine su ve
kumdan faydalanılıyordu. Özellikle ileri geri hareket ettirilerek kullanılan testerenin
Roma Dönemi’nde kullanımı yaygındı.
Önemli yapılarda bloklar birbirlerine sabitleniyordu. Mısır mimarisinde bu iş
için ahşap kelepçeler kullanılıyordu ve benzer kelepçeler MÖ.6. yy Yunan yapılarında
da bulunmuştur. Sonraki Yunanlı mimarlar demir kelepçelerin, eritilmiş kurşun
yardımıyla blokların üst yüzeylerine sabitlenen daha kalıcı biçimleri geliştirdiler. Daha
da ilginç olanı blokları yerine mıhlamak için kullanılan zıvana çivileriydi. Tekne
ahşaplarını tutturmakta kullanılan benzer ahşap zıvana tekniği, mimari biçimlerin taş
yapılara uyarlanması gibi, ahşap işleme tekniğinin de taşa uyarlandığı anlamına
gelebilmektedir.
İleriki bölümlerde inceleyeceğimiz anathyrosis uygulamasında birbiri üzerine
oturacak yüzeylerin çok düzgün işlenmesi gerekiyordu. Buna yardımcı olarak da mıstar
(mastar) denilen bir çözüm üretilmişti. Mıstar yada şablon denebilecek bu gereci de taş
işçiliğinde kullanılan aletler içine dahil edebiliriz. Mıstarın uygulaması ise şöyle
yapılıyordu: düzlem mıstarının yüzeyi boyanır, düzeltilecek yüzeyin üzerine sürtülür ve
yüzeyde kalan boya izlerinin kaldığı yerler iz giderilene kadar tıraşlanırdı.




Düzlem mıstarı rekonstrüksiyonu
 

aliveli44

ONURSAL ÜYE
Admin
Super Moderatör
Vip Üye
Katılım
12 Haziran 2012
Mesajlar
10,998
Beğeni
20,885
Puanları
426
Konum
Malatya
Cevap: taş işciliği ve teknikleri

Güzel bilgi
Güzel paylaşım
Eline sağlık ustam
 
Üst Alt