tumülüs yada höyük ün yanında kuyu olur mu? | Sayfa 3 | Define işaretleri ve anlamları

tumülüs yada höyük ün yanında kuyu olur mu?

nousanemon

Kullanıcı
Katılım
9 Eylül 2013
Mesajlar
200
Beğeni
6
Puanları
18
Konum
Türkiye
Cevap: tumülüs yada höyük ün yanında kuyu olur mu?

Konyaaltı tarafında.
 

Sarpedon

Kullanıcı
Katılım
12 Kasım 2012
Mesajlar
466
Beğeni
97
Puanları
28
Konum
Kuzey avrupa
Cevap: tumülüs yada höyük ün yanında kuyu olur mu?

Tümülüsün resmini çekermisin . Ayrıca bölge olarak nere olduğu konusunda bilirsek, hangi dönem kimler ve nasıl yapıldığından yola çıkarak, kuyununda işlevini yada ne barındırabileceğini tahmin etmiş oluruz
 

nousanemon

Kullanıcı
Katılım
9 Eylül 2013
Mesajlar
200
Beğeni
6
Puanları
18
Konum
Türkiye
Cevap: tumülüs yada höyük ün yanında kuyu olur mu?

Tümülüsün resmini çekermisin . Ayrıca bölge olarak nere olduğu konusunda bilirsek, hangi dönem kimler ve nasıl yapıldığından yola çıkarak, kuyununda işlevini yada ne barındırabileceğini tahmin etmiş oluruz

üzgünüm ben şuan iznikteyim 4 hafta önce orada idim.
Eger nasip olursa gidersem çekerim.
 

nousanemon

Kullanıcı
Katılım
9 Eylül 2013
Mesajlar
200
Beğeni
6
Puanları
18
Konum
Türkiye
Cevap: tumülüs yada höyük ün yanında kuyu olur mu?

 

nousanemon

Kullanıcı
Katılım
9 Eylül 2013
Mesajlar
200
Beğeni
6
Puanları
18
Konum
Türkiye
Cevap: tumülüs yada höyük ün yanında kuyu olur mu?

Tümülüs Planları ve Girişleri

Tümülüs; kral,kral ailesi,yerel beyler ve zenginler için inşa edilen mezar yapılarıdır. Tümülüsler yerleşim yerlerine yakın ve yerleşim yerine hakim tepelerin üstünde yer alır. Önce zemine mezar odası inşa edilir, bazen de ana kaya oyularak oda haline getirilir, ceset ve mezar armağanları bu odalara bırakıldıktan sonra üstü muhtelif malzemelerle kapatılır,

Tümülüs yapıları ölen kişinin toplum içindeki statüsü tümülüsün yapılacağı tepenin jeolojik durumu ve mezar armağanları yapıda farklılık gösteren faktörlerdir. Bu nedenle Tümülüs yapılarından bir standart yoktur.

Bir uygarlığın yıkılışı ile aynı topraklarda kurulan yeni uygarlık tarafında bir önceki uygarlığın Tümülüslerini kullandıkları bir çok arkeolojik kazılarda gözükmektedir,

Tümülüslerde ortak yön mezar odası ve mezar armağanlarıdır. Tümülüsler 2 şekilde görülür 1- çok odalı mezarlar biz bunlara aile tipi Tümülüsler diyoruz girişleri vardır, mezar odalarına önceden yapılmış tünellerden gidilir, aileden her ölen bu tür tüneller içinde gidilerek ceset diğer cesetlerin yanına bırakılırdı. 2- tek odalı Tümülüsler bu Tümülüslerde tünel yada girişleri yoktur. Tümülüslerin yüksekliği ve katmanları o Tümülüs de giriş olup olmadığını,mezarın zenginliği hakkında bilgi verir, Tümülüslerde tünel girişleri Güneybatı ve Kuzeydoğu yönlerinden yer alır, bu tür Tümülüsler çeyrek dilim yöntemi ile kazılacak ise önce Güneybatı yönündeki dilim seçilmeli eğer bir sonuç alınmaz ise kuzeydoğu yönü
Ne denk gelen dilim seçilmelidir.

Bazı Tümülüslerde zeminde mezar odası yerine lahit tipi mezar sandukaları bulunur, bazılarında tuzak sistemi yada yanıltmalar bulunmaktadır, yanıltmalar; asil mezar üstüne boş bir oda inşası,sahte odalara giden tüneller bazılarında ise armağanları başka bir oda içinde yer almaktadır.

Kaya mezarlarından olduğu gibi Tümülüs mezarların bir çoğu kendi döneminde soyguna uğramıştır.Tümülüslerden definecilerin bekledikleri gibi çil çil altın bulunmaz,Tümülüslerin içinde ölenin yaşarken kullandıkları muhtelif eşyalar bulunur, şayet Tümülüs bayan ise muhtelif takı ve süs eşyaları bulunmaktadır…



1- klasik ilk tümülüsler ( Frig tümülüsleri , dramos yoktur)

2- Yarı modern tümülüsler ( Toprak yığmalar, greek tümülüsleri, bazılarında dramos vardır)

3- Modern tümülüsler ( Roma ilk dönemi tümülüsleri, kırma taş yapıya sahiptir ,bazılarında dramos vardır.)

Tümülüslerdeki dramos nedir ? Dramos tükçe karşılığı mezara ulaşılan tünel demektir. Tümülüsler tek şahıs için yapılır idi, ancak bazı istisnalar vardır, örneğin kral hanımını çok sever, ölümlerinde her iksinin aynı mezarda olmasını ister, kral ölür, hanımı yaşar, hanımında öldüğü zaman cesedi kralın yanına koymak için daha öncede hazırlanan tüneldir. Dramosların anlamı budur.
Traklar'ın mezarları bu şekildedir. Trakya'nın en görsel anıtları tümülüslerdir. Trakya'nın tek düze doğal yapısını süsleyen ve ona bir hareketlilik getiren tümülüslerin tam bir envanteri çıkartılmamıştır. Genel olarak mezarın üzerine yapılan her türlü yükselti tümülüs olarak adlandırılsa da, yapıldıkları döneme, tepenin ve mezar odasının biçimine, niteliğine, ölünün gömülüş şekline göre mezar tepelerinin değişen geniş bir çeşitlenmesi vardır.
Mezarın yerini bir tepe ile belirleme geleneğinin bilinen ilk örnekleri Avrasya steplerinde, MÖ 4. binyılın başlarına aittir; kurgan olarak da adlandırılan bu mezar tepelerinin altında, ölü basit bir çukur ya da ahşap bir odaya yerleştirilmiştir. Bu geleneğin, steplerden gelen etki ile, Trakya'ya ilk olarak MÖ 3. binyıl içinde girdiği bilinmektedir. Trakya'nın Tunç çağ mezar tepeleri, daha sonraki dönemlerin tümülüslerine göre daha basık ve yayvan, çoğu kez de 2-3 m yüksekliğindeki tepeciklerdir; ancak Bulgaristan' da ender olarak yüksekliği 7 metreyi bulanlar da vardır. Tepelerin dolgu¬larının toprak değil taş oluşturduğundan, bunlan "Taşlıtepe" olarak tanımlamaktayız. Bu tür mezar tepelerinde ölü, tepenin altındaki bir çukura, ve çoğu kez uzun olarak yatırılarak gömülmüştür. Tepenin değişik kesimlerinde münferit mezarlara da rastlanır. Taşlıtepeler tek olabilecekleri gibi, bazen tümülüs mezarlığı gibi, sayıları 30'u bulan topluluklar da oluşturabilir.
İlk Demir Çağ'dan itibaren mezar tepeleri daha sivri ve konik bir biçim almış, dolgularında taş ile birlikte killi toprak da kullanılmıştır. Demir Çağı'nın ilk kısmına tarihlenen mezar tepelerinde gene ayrı bir mezar odası yoktur; ölü toprağa açılmış ve ahşap ile kaplanmış bir odanın içine yatırılmıştır. Orta Demir Çağı'ndan itibaren mezar odası ya da taş lahidi olan gerçek tümülüsler görülmeye başlar. Bu tür tümülüsler için genellikle uzaktan görülebilen sırt ve yamaçlar tercih edilmiştir İkili ya da üçlü tümülüsler yaygın olmakla birlikte, tümülüs mezarlığı şeklinde sayıları dokuz ile otuzaltı arasında değişen gruplara da rastlanmaktadır. toplu tümülüs mezarlıklarının, daha eski bir kutsal alanın üzerinde yer aldığı görülmektedir.
Bintepe'deki Alyattes'in tümülüsü ile Nemrut Dağı'ndaki tümülüs Anadolu’nun bilinen en büyük tümülüsleri arasında yer alır. Frigyalılara ait tümülüsler de olmakla birlikte tümülüs yapımı daha çok Lidyalılar'da önem kazanmıştır. Aynı bölgede 100 Lidya tümülüsüne rastlanmıştır. Anadolu'nun en büyük tümülüsü olan Alyattes’inkinde 16 tonluk taş bloklar kullanılmıştır. Şamanist Türk ve Moğol boylarında ayrıca, Dünya Dağı’nı temsilen, “oba” adı verilen, taş yığınlarından kurgan (yapay tepe) oluşturma geleneği çok yaygındır

Trakya' daki tarihöncesi anıtların arasında en görsel ve ilginç olanları kuşkusuz levha halindeki iri taş bloklardan yapılan megalitik anıtlardır. Trakya' da geçitli mezarlar-dolmenler ve dikilitaşlar menhirler olmak üzere iki tür megalitik anıt vardır. Avrasya'nın çeşitli yerlerinde ilginç bir dağılımı olan bu tür anıtların tarihlendirilmesi ve birbirleri ile olan ilişkileri çok tartışmalıdır. Megalitik anıtlar Trakya'nın kuzeyinde, Edirne-Kırklareli'nin Istranca dağlık bölgesinde görülür. Dolmen olarak tanımlanan ve yerel olarak "kapaklıkaya" olarak adlandırılan anıtlar dik olarak konan büyük taş blokların üstlerinin aynı tür taş kapatılması ile oluşur; bunların bir arka, bir orta oda ile ön giriş kısmı vardır. Odaların önünü kapatan taşta da "ruh deliği" olarak tanımlanan değirmi bir açıklık vardır. Bugün çoğu açıkta olan bu anıtların etrafında bir çevre duvarları ve çoğunun da üzerinde, taşlardan oluşan bir tepeciğin olduğu bilinmektedir. Mezar olarak kullanılan anıtlar MÖ 12. yüzyılda yapılmaya başlanmış, bazıları ikinci kullanım ile 7. yüzyıla kadar gelmiştir. Megalitler ile birlikte bulunan çanak çömlek, ip baskı ya da oluk bezemeli, koyu renkli kaplardır. Bunlarla birlikte, az da olsa maden alet ve takılar da bulunmaktadır

Dolmenler çeşitli şekiller gösterirler: Basit Dolmen :Ayakta duran iki veya birkaç taşın üstünde, yatık durumdaki büyük bir taştan oluşur. Bu ilkel dolmen, bazen bir tümülüs ile örtülüdür. Kubbeli Dolmen : Bu tip dolmende, harçsız taşlarla örtülmüş ve kilit taşıyla kapanmış bir kubbe görülür. Yunanistan'da "Tolos" denilen bu tür inşaata, Fransa ve İrlanda'da bugün dahi çoban kulübeleri arasında rastlanmaktadır. Örtülü Koridor : Son çağ dolmenlerinin hepsi bu türdedir. Bütün anıt, üstü örtülü bir geçitten ibarettir. Bunun bazı kısımları delikli bir taşla ayrılır ve bazılarında rölyeflere rastlanır (Rölyef, kabartma olup, heykel sanatının bir çeşididir. Bir figürün çıkıntıları, derin bir şekilde zemine bağlı olarak çıkarılmışsa "yüksek rölyef", eğer çıkıntılar hafif bir biçimde belirtilmişse "alçak rölyef" adını alır).
 

demirkıran

Kullanıcı
Katılım
13 Mart 2014
Mesajlar
538
Beğeni
751
Puanları
73
Konum
Adana
ustalarım dediğiniz gibi benmde bir yerim var tumulus gibi dağ kuyu var yanındada dik dortgen oyma var nasıl anlarız yanında dere de vardı sizce ne olabilir
 

karanar

Kullanıcı
Katılım
29 Nisan 2014
Mesajlar
2,567
Beğeni
6,900
Puanları
113
Yaş
50
Konum
ankara
tümülüslerde kuyu tabiki olur. hem mezar odasının içinde, hem de dışında olur. dışarıda hem su kuyusu olabilir hemde boş kuyu olabilir. en altını kil ile sıvayıp tilki girişi kadar giriş yaparlar.
 
Üst