ziir vadisi; İstanos-Zir’den | Sayfa 4 | Define işaretleri ve anlamları

ziir vadisi; İstanos-Zir’den

ankara

Güvenlik
Kullanıcı
Katılım
24 Aralık 2013
Mesajlar
2,327
Beğeni
5,973
Puanları
113
Cevap: ziir vadisi; İstanos-Zir’den

maşaallah niyetler güzel. bizim haberimiz yenide olsa ,bizim adımıza asi ustamız bir beyanda bulunmuş. mahçup etmeyiz inşaallah. ankaralı kardeşimi ben maalesef çıkaramadım,umarım kusura bakmaz. divan usta ise ,saygı duyduğum muhterem bir kardeşimiz. böyle bir beraberlikte aramızda olmasını bende arzu ederim.
gönül ne kahve ister ne kahvehane
gönül sohbet ister kahve bahane.
onur duyarım. saygılar sunarım.

kahvehane degil pastahane ustam hatırlaman lazım şimdi .;);););)
 

xenon

Kullanıcı
Katılım
5 Mart 2013
Mesajlar
594
Beğeni
1,618
Puanları
93
Konum
ANKARA
Cevap: ziir vadisi; İstanos-Zir’den

ziir vadisinin 1935 li yıllarda çekilmiş fotografları yarin nasip olursa üstatlala beraber bir gezi planlıyoruz fakat bu fotograflardan sonra gördükleri manzarada birazcık şoka ugrayacakları kesin fotografların ilk 3-4 karesi 1935-36 yıllara ait sonraki fotograflar ise ziir vadisinin son dönemlerine ait fotograflardır ziir vadisinden yeniken yerleşkesine taşınmadan önceki dönem yani 1970 li yılları











 

xenon

Kullanıcı
Katılım
5 Mart 2013
Mesajlar
594
Beğeni
1,618
Puanları
93
Konum
ANKARA
Cevap: ziir vadisi; İstanos-Zir’den

Yeri ve Sınırları:
Sincan İlçesi; Kuzeyde Kazan ilçesi, Doğuda Yenimahalle ve Etimesgut İlçeleri,Güneydoğuda Yenimahalle İlçesi, Güneyde Polatlı, Gölbaşı ve Haymana İlçesi, Batıda Ayaş İlçesi ile çevrilidir.
Sincan İlçe Jandarma Komutanlığı sorumluluk bölgesi ise; Kuzeyde Kazan İlçe Jandarma Komutanlığı, Kuzeydoğuda Yenimahalle İlçe Jandarma Komutanlığı, Doğuda Sincan İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Etimesgut İlçe Jandarma Komutanlığı, Güneydoğuda Yenimahalle İlçe Jandarma Komutanlığı, Güneyde Polatlı İlçe Jandarma Komutanlığı, Gölbaşı İlçe Jandarma Komutanlığı, Haymana İlçe Jandarma Komutanlığı, Batıda Ayaş İlçe Jandarma Komutanlığı Sorumluluk Bölgeleri ile çevrilidir.

Nüfus ve Yüzölçümü:
2007 yılında tamamlanan adrese dayalı nüfus sistemine göre İlçe nüfusu (413.030)’dur. Ancak Temelli Cumhuriyet, Atatürk, İstiklal ve Hürriyet Mahalleri ile Alagöz, Alcı, Bacı, Beyobası, Çakören, Girmeç, Hisarlıkaya, Malıköy, Türkobası, Ücret ve Yenihisar Mahallerinin bağlanması ile bu bölgelerde yaşayan (10.450) kişi eklenmiş ve ilçe nüfusu (423.480) kişi olmuştur. Bu sayının (410.874 ’si (% 97) Polis, 12.616 ’sı (% 3) Jandarma sorumluluk bölgesinde yaşamaktadır.
Sincan ilçesinin yüzölçümü 811 km² olup, bunun 682 km²’si olan (% 84) lük bölümü Jandarma sorumluluk bölgesidir.

İl, İlçe, Belde, Mezra, Kom ve Mahalle Sayısı, Bölgedeki Yerleşim Birimlerinden Eski İsimle Adlandırılan Yerler:
İlçe J andarma Komutanlığının sorumluluk bölgesinde (28) Mahalle ve (3) mezra bulunmaktadır. Yerleşim birimlerinin Karakol sorumluluk bölgelerine göre dağılımı ise; Merkez Jandarma Karakol Komutanlığı sorumluluk bölgesinde (6) Mahalle ve (1) Mezra, Yenikent Jandarma Karakol Komutanlığı sorumluluk bölgesinde (7) Mahalle ve (2) Mezra, Temelli Jandarma Karakol Komutanlığı sorumluluk bölgesinde (15) Mahalle şeklindedir.

Sincan, Ankara’ya (27) Km. mesafededir. Bu yakınlığı sebebiyle her zaman Ankara idari teşkilatı içerisinde yer almıştır. Dolayısıyla Sincan’ın idari yapısı Ankara’nın idari yapısı içinde incelenmelidir.

Yapılan araştırmalarla beraber, Kültür Bakanlığı Anadolu Medeniyetleri Müzesi uzmanları Sincan ve Sincan’a bağlı yerleşim birimlerinde yaptıkları yüzey araştırmalarında, buradaki ilk yerleşimin M.Ö.5500 yılına Kalkolitik Döneme kadar gittiğini tespit etmişlerdir.

Sincan Yukarı Yazı mevkii, Ankara-Ayaş Karayolu üzerinde bulunan Sincan Höyük’te yapılan araştırmalarda, Kalkolitik ve Eski Tunç Çağı’na ait seramikler bulunmuştur.

Sincan ilçe sınırları içerisinde tespit edilen pek çok höyükte M.Ö.3000’in başlarında Eski Tunç Çağı olarak adlandırılan dönemde yoğun bir yerleşimin olduğu tespit edilmiştir. Bu dönemde Anadolu insanı bakıra kalayı karıştırarak tunç elde etmiştir. Silah, kapkacak, süs eşyaları bu karışımla yapılmıştır. Tuncun yanı sıra bakır, altın, gümüş ve doğal altın-gümüş alaşımı olan elekturumdan ihtiyaçlarına cevap veren her türlü eşyayı üretmişlerdir. Yapılan kazılarda bu çağ insanlarının etrafı surlarla çevrili taş temeli, kerpiç duvarlı odalarda, ocak, fırın ve sedirler olan evlerde yaşadıkları tespit edilmiştir.

Ankara’nın batısında (18–25) nci Km.lerde, demiryolu hattının sağ tarafındaki Etimesgut ve Sincan höyükleri ile yine Sincan-Ziir (Yenikent) yolunun (22) nci Km.sinde yolun hemen sol kıyısındaki “Sincan II” höyüğünde Hitit Devri eserlerine rastlanmıştır.

Sincan I-II höyüklerinde Firigler devrine ait eserlere de rastlanmıştır. Ayaş, Gökler Köyü Alay deresi mevkiinde bu döneme ait yonca ağızlı bir testi bulunmuştur. Tatlar Köyünde de “İkiz İdol” bulunmuştur. Eser halen Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenmektedir.

M.Ö.3.yüzyılın ilk çeyreğinde Avrupa’dan da üç büyük kol halinde Galatların Anadolu’ya gelmesiyle Ankara Galatlıların bir kolu olan Tektasogların egemenliği altına girmiştir.

Ankara’nın (32)’ nci Km.sinde Ankara-Sivrihisar yolu üzerinde “Asarlı Kaya” mevkiinde Galatlara ait eski yerleşim yeri ve kale bulunmaktadır. Yine Ziir (Yenikent), Yenikayı, Akçaören ve Esenler Köyü sınırları içerisinde Galatlara ait olduğu düşünülen kaleler bulunmaktadır.

Roma döneminde Ankara ve çevresinde imar faaliyetleri hızlanmış ve çok sayıda mabet, hamam, hipodrom ve saray yapılmıştır.

M.S.395 yılında ise Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrılmıştır. İmparatorluğun doğuda kalan bölümüne Bizans denmiştir. Bu yıldan sonra Ankara Bizans İmparatorluğu sınırları içerisinde kalmıştır.

Sincan ve köylerinde Roma Dönemi’ne ait tespit edilen en önemli buluntular arasında ‘Mil Taşları’ yer alır. Mil Taşları yol boylarına dikilen ve sınırları gösteren, üzerinde dönemin imparator ve valilerinin isimleri bulunan sütun şeklindeki taşlardır. Bu mil taşlarına İlyakut (Üç adet), Erkeksu ve Tatlar Köyü’nde rastlanmıştır. Yine Polatlar Köyü girişinde yer alan mezarlar da tipik Roma mezarı örnekleridir.

Geç Roma ve Erken Bizans Dönemi eserleri ise, Sincan’da kaya yerleşimleri olarak karşımıza çıkar. Bunların en güzel örnekleri Osmaniye Köyü sınırları içerisinde yer alan ve halk arasında ‘Yedi Odalar’ denilen yerleşim yeri, ‘Üç Odalar’ adlı mezarlar; Yenikent Kesiktaş mevkiindeki kaya oluşumu mezarlar ve mağaralar; Esenler Köyünde bulunan aslan heykeli ve üzerinde Grekçe yazılar olan taştan yapılmış üzüm tekneleri; Erkeksu ve İncirlik köylerinde bulunan küp ve sütunlar ile Saraycık köyündeki aslan heykeli bu dönem eserleridir.

XI. Asrın ortaları Anadolu’nun geleceğinde yeni bir dönemin başlangıcıdır. 1071 yılında Malazgirt ovasında yapılan savaşta Bizanslılar Selçuklu Türklerine mağlup olmuş ve bundan sonra da bütün Anadolu Türk fütuhatına açılmıştır.

Ankara 1073 yılında Selçuklu Türklerinin eline geçmiş ise de bu hakimiyet çok kısa sürmüş ve 1.Haçlı Seferinde tekrar Bizans Devletine bırakılmıştır. Daha sonraları da Danişmendliler, Anadolu Selçukluları, İlhanlı Valileri ve Ahilerin yönetiminde kalan Ankara, 1354 yılında Orhan Gazi’nin oğlu Süleyman Paşa tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır.
Osmanlılar, ilk kuruluş yıllarında topraklarına kattıkları şehirlerin idaresini “Bey” olarak tayin ettikleri kişilere vermişler, böylece devletin ilk taşra teşkilatını da kurmuşlardır.

Osmanlı Devleti’nin idari yapısı başlangıçta “Sancak” esasına dayalı idi. Sancakları “Sancak Beyi“ adı verilen kişiler idare ederlerdi. Devletin sınırları genişleyip, sancak sayısı artınca, bu sancaklar birleştirilerek eyaletler oluşturulmuştur. Eyaletleri de “Beylerbeyi yada Mir’i Miran” denilen kişiler idare etmişlerdir.

Ülkenin Anadolu kısmındaki sancaklarının birleştirilmesiyle 1393 yılında Anadolu Eyaleti kurulmuş ve Kara Timurtaş Paşa beylerbeyi tayin edilerek idaresi ona verilmiştir. Bu yıllarda Anadolu Eyaleti’nin merkezi Ankara’dır. Kütahya, Osmanlı topraklarına katıldıktan sonra ise merkez Kütahya olmuştur.

Anadolu Eyaleti; Ankara, Aydın, Biga, Bolu, Hamid İli (Isparta), Hüdavendigar (Bursa), Karahisar’ı Sahib (Afyonkarahisar), Karesi (Balıkesir), Kastamonu, Kengri (Çankırı), Kocaeli (İzmit), Kütahya, Menteşe (Muğla), Saruhan (Manisa), Sultanözü (Eskişehir-Bilecik), ve Teke İli (Antalya) sancaklarından oluşmuştur.

Anadolu Eyaleti içerisinde yer alan Ankara Sancağı H.867 (1462/63) tarihinde; Ankara merkez, Bacı, Çubuk, Kasaba, Karacabey, Mürted Ova, Binari İli, Yaban Ovası, Şorva, Mudrıb ve Uruş kazalarından ibaretti. Bu yıllarda Ayaş da kaza olmasına rağmen defterin baş tarafının eksik olması yüzünden yer almamıştır.

H.929 (1523), H.937 (1530), H.979 (1571–72) tarihli Tahrir Defterlerinde Ankara Sancağı; Ankara merkez, Murtaza-abad (Mürted, Akıncı), Çubuk, Ayaş, Bacı, Yaban-abad, Kasaba şeklinde kazalara ayrılmış H.998 (1590) yılında yukarıdaki kazaların yanısıra Yörük ve Çukurcak kazaları eklenmiştir. Bu yıllarda Haymana normal kaza kapsamına alınmamıştır. Çünkü Haymana nüfusu göçebe sayılıyordu. Göçebe nüfus (Uluyörük, Yörükan-ı Kasaba yada Yörükan-ı Ankara, Haymanalar, Haymana-i Aydıngil ) gibi başlıklar altında toplanmıştır.

Yukarıda bahsedilen H.867 (1462–63), H.937 (1530) tarihlerinde Sincan, Ankara Sancağı Kasaba Kazasına bağlı bir köy olarak geçmektedir. Kasaba Kazası, bugünkü Ankara ve Elmadağ ile Kalecik’e doğru uzanan yerleri içeriyordu.

1785–1809 yıllarına gelindiğinde Ankara Sancağı; Merkez kaza, Kasaba-i Bala ve Çukurcuk (Ankara’nın doğusu Elmadağ ile Keskin’e kadar uzanan yerler), Kasaba-i Süfla ve Bacı (Ankara’nın batısı Ayaş, Mürted ve Haymana’ya doğru uzanan yerler) nahiyeleri ile Çubuk-abad, Yaban-abad (Mürted), Ayaş, Beypazarı, Nallıhan, Haymanateyn (Büyük ve Küçük Haymana), İstanos (Zir), Şorba (Çubuk ve Kızılcahamam arasındaki bölge), Yörükan-ı Ankara (Polatlı çevresi), Arapsun (Nevşehir’e bağlı Gülşehir Kazası), Semerözü (Kızılcahamam ile Çerkeş-Güven arasındaki bölge) kazalarını içeriyordu.

XVIII. yüzyılın son yarısı ile XIX. Yüzyılın ilk yarısı içerisinde yer alan bu idari teşkilatta da Sincan, Ankara merkez kazaya bağlı Kasaba-i Süfla ve Bacı Nahiyesine bağlı bir köy olarak görünmektedir.

1809 yılından itibaren her ne kadar İstanos (Zir) kaza olmuş ise de, Murtaza-abad Kazası içerisinde yer almıştır.

XIX. yüzyılın ikinci yarısından sonra Zir (İstanos) bir kazadır. Zir Kazasının 1892 yılında 96 köyü, 1898 yılında 92 köyü, 1903 yılında 99 köyü vardır. Buradan da anlaşıldığı üzere Murtaza-abad Kazası (Mürted-Ova ismi bugün Akıncılar olarak değiştirilmiştir) köyleri Zir Kazasına dahil edilmiştir.

1907 yılında ise Zir Kazası, Çubuk Kazası ile birlikte Ankara merkez kazaya bağlı nahiye olarak geçmektedir.

20 Nisan 1924 tarihli ve 491 sayılı Mülga Teşkilat-ı Esasiye Kanununun 89. maddesi, sancakları kaldırmış ve idari bölümleri vilayet, kaza, nahiye (bucak) ve köy şeklinde yeniden düzenlenmiştir. Yapılan bu düzenlemede, o zamana kadar ki sancaklar il haline getirilmiştir. Ankara ise, merkez sancağı sınırları içerisinde kalmıştır.

26 Haziran 1926 yılında yürürlüğe giren 404 sayılı kanunla Polatlı ilçesi kurulmuştur. Bundan sonra Zir kazası bucak yapılmıştır.

Ankara Merkez Kazasına bağlı Zir nahiyesinin 1927 yılında 5 Mahallesi ve 60 köyü vardır. Sözü edilen bu dönemlerde Sincan, Zir’e bağlı bir köydür.

1928-1929 yıllarına gelindiğinde, Ankara Merkez Kazasına bağlı; Zir (İstanos), Bağlum, Ahimesud (Etimesgut), Gölbaşı, Karalar ve Küçük Yozgat (Elmadağ) nahiyeleri oluşturulmuştur.

Etimesgut bucak olduktan sonra, daha önce Zir nahiyesine bağlı; Sincan, Bağlıca, Elvan, İmiryaman (Eryaman), Saraycık, Yapracık, İmirgazi (Emirgazi); Polatlı kazasına bağlı Fevziye, Macun, Şehidali ile Alacatlı, Dadurga, Karacakaya, Kutagün, Susuz ve Yuva köyleri Etimesgut’a bağlanmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni kurulduğu bu yıllarda, Sincan 28 hanelik küçük bir köy iken Atatürk’ün önerileri ile yurt dışından gelen soydaşlarımızın buraya yerleşmesiyle tipik bir göçmen köyü görünümü almıştır.

Ankara yeni kurulan devletin başkenti olması neticesinde, hızlı bir gelişim süreci içerisine girmiş ve buna bağlı olarak da dışarıdan büyük göçler almaya başlamıştır. Ankara’ya çok yakın olan ve demiryolu hattı üzerinde bulunan Sincan köyü de bundan faydalanarak gelişimini ve nüfusunu hızla arttırmıştır.

Etimesgut nahiyesine bağlı Sincan köyünde Belediye teşkiline dair Devlet Şurası Umumi Heyetince verilen 15.12.1955 gün ve 55/401-412 sayılı karar üzerine 1580 Sayılı Belediye Kanununun 7. maddesine istinaden Belediye kurulması uygun görülmüştür.

1956 yılına gelindiğinde Sincan köyü artık bucak merkezi olmuştur ve daha önce Zir’e bağlı; Anayurt, Esenler, Polatlar, Zir Cimşit (Yenicimşit), Zirpeçenek (Yenipeçenek); Polatlı’ya bağlı, Ziryurtçu (Aşağı Yurtçu), Balkuyumcu, Kurtşeyh (Çiçektepe), Balayurtçu (Yukarı Yurtçu); Etimesgut’a bağlı; Eryaman ve Saraycık köyleri Sincan’a bağlanmıştır.

Sincan’ın demiryolu ve karayolu üzerinde bulunması nedeniyle, kısa bir sürede yerleşim merkezi hızla büyüyerek yurdun değişik yerlerinden gelen memur ve işçi kesimin artması ile bir nüfus patlaması yaşanmıştır. 30 Kasım 1983 yılında 2963 Sayılı Kanunla İlçe statüsünü kazanmıştır.

İlçeye bağlı 20 köy; 23 Temmuz 2004 tarih ve 5216 sayılı kanunun geçici ikinci maddesi gereğince yapılan düzenleme ile köy tüzel kişilikleri düşürülerek mahalle statüsüne alınmıştır.

5747 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Polatlı ilçesine bağlı Temelli Beldesi (Cumhuriyet, Atatürk, İstiklal ve Hürriyet Mahalleri) ile Alagöz, Alcı, Bacı, Beyobası, Çokören, Girmeç, Hisarlıkaya, Malıköy, Türkobası, Ücret ve Yenihisar Mahalleri Sincan ilçesine 01.01.2009 tarihinde Mülki hudutlarına dahil olarak Sincan ilçesine bağlanmıştır.

Bu bölgeler ile ilgili olarak;

Osmanlı İmparatorluğunun işgal edilmesi ile, M.Kemal Atatürk ve silah arkadaşları tarafından Anadolu’da başlatılan kurtuluş mücadelesinde, Malıköy ve Alagöz Mahallesinin önemli bir yeri vardır. 22 Ağustos 13 Eylül 1921 tarihleri arasında (22) gün (22) gece süren bu savaşın izleri Temelli bölgesinde halen canlı bir şekilde görülmekte olup, yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret edilen önemli turizm merkezlerimizden birisi durumundadır.

Temelli 1925 yılında Bulgaristan’dan ve Romanya’dan göç eden göçmenler için Atatürk tarafından yerleşim yeri olarak gösterilmiş ve Cumhuriyet tarihinin kurulan ilk plânlı köyüdür. Polatlı ilçesinin ilk kuruluşundaki iki nahiyeden biri olan Samutlu (Temelli) Nahiye Müdürlüğü Temmuz 1928 yılında kurulmuştur. İlk yerleşen 25 göçmene Atatürk tarafından 25 ev yaptırılmıştır. Bu evlerin konumu ve hükümet konağının imar plânındaki görünümü havadan bakıldığında ay yıldız şeklinde olup, Türk bayrağını andırmaktadır. Temelli 1992 yılı başında belde statüsü alarak belediye olmuş, 27 Haziran 1992 yerel seçimlerini müteakiben belediye teşkilâtı kurulmuştur.

5747 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunu istinaden Yenikent Beldesi ve Temelli Beldesi belde statüsünden düşürülerek 25 Mart 2009 tarihinde belde teşkilatı söndürülmüş ve mahalle statüsüne dönüştürülmüştür.

Ankara Valiliği İl Mahalli İdareler Müdürlüğünün 01.01.2009 tarihli, SAYI:B054VLK4060700-250/ sayılı “Mahalle Adlarında Değişiklik Yapılması” konulu Valilik oluru ile İncirlik, Akçaören, Hürriyet, İlyakut, Yenikayı, Çoğlu, Adalet, Menderes, Atatürk, Maraşal Çakmak, Cumhuriyet, Erkeksu Mahallelerin, Yenikent İncirlik, Yenikent Akçaören, Yenikent Hürriyet, Yenikent İlyakut, Yenikent Yenikayı, Yenikent Çoğlu, Yenikent Adalet, Yenikent Menderes, Yenikent Atatürk, Yenikent Maraşal Çakmak, Yenikent Cumhuriyet, Yenikent Erkeksu Mahallesi olarak, Ankara Valiliği İl Mahalli İdareler Müdürlüğünün 03.03.2009 tarihli, SAYI:B054VLK4060700-250/ 104 sayılı “Mahalle Adlarında Değişiklik Yapılması” konulu Valilik oluru ile İstiklal, Atatürk, Cumhuriyet, Hürriyet, Alagöz, Alcı, Bacı, Beyobası, Çokören, Girmeç, Hisarlıkaya, Malıköy, Türkobası, Ücret, Yenihisar Mahallerinin adları Temelli İstiklal, Temelli Atatürk, Temelli Cumhuriyet, Temelli Hürriyet, Temelli Alagöz, Temelli Alcı, Temelli Bacı, Temelli Beyobası, Temelli Çokören, Temelli Girmeç, Temelli Hisarlıkaya, Temelli Malıköy, Temelli Türkobası, Temelli Ücret, Temelli Yenihisar Mahallesi olarak isim değişikliği yapılmıştır.
 
Son düzenleme:

ankara

Güvenlik
Kullanıcı
Katılım
24 Aralık 2013
Mesajlar
2,327
Beğeni
5,973
Puanları
113
Cevap: ziir vadisi; İstanos-Zir’den

ziir vadisinin 1935 li yıllarda çekilmiş fotografları yarin nasip olursa üstatlala beraber bir gezi planlıyoruz fakat bu fotograflardan sonra gördükleri manzarada birazcık şoka ugrayacakları kesin fotografların ilk 3-4 karesi 1935-36 yıllara ait sonraki fotograflar ise ziir vadisinin son dönemlerine ait fotograflardır ziir vadisinden yeniken yerleşkesine taşınmadan önceki dönem yani 1970 li yılları












buranın son halini gören birkişi olarak o kadar bina yapı ne olmuş aklım almıyor.
 

ankara

Güvenlik
Kullanıcı
Katılım
24 Aralık 2013
Mesajlar
2,327
Beğeni
5,973
Puanları
113
Cevap: ziir vadisi; İstanos-Zir’den

incelenmesi açısından güncelliyorum arkadaşın konusunu.
 

sakaci50

Kullanıcı
Katılım
17 Şubat 2015
Mesajlar
75
Beğeni
105
Puanları
33
Kayı köyü nekar uzakta buraya. Birde kayı köyünün ilk yerleşim yerini biliyor musunuz.teşekkürler.
 
Üst