Bana Ağlamayı Öğretir Misin?
Ey gözleri yaşlı, bakışları sitemli çocuk Ey masumiyetin sembolü Ey acıların kuşattığı çocuk
Bak, bu benim yüreğim. Nasıl da kararmış değil mi? Nasıl da kaskatı olmuş. Sana atılan bombalar getirmedi onu bu hale. Ben, daha vahşi bir katliamın kurbanıyım. Çağın günah yüklü bombaları atıldı üzerime. Yüreğimi hedef aldı zalimler. Buram buram isyan kokan kimyasal silahlar attılar yüreğime.
Devletimi kurmamam için binbir türlü oyunlar düzdüler. Binbir türlü yalanlar Duyarlılığını kaybettirmeye çalıştılar yüreğimin. Titremesini, üzülmesini, kinlenmesini yok etmeye çalıştılar.
Haram soktular midelerimize. Harama baktırdılar her gün gözlerimizi. Sonra uykuya alıştırdılar geceleri. Uzun rüyalara alıştırdılar
Senin karnını aç bırakan zalimler, ruhlarımızı aç bıraktılar burada. Daha kötü değil mi sence? Ruhu aç olan insan nasıl yaşar? Nasıl duygulanır? Nasıl hüzünlenir yüreği kaskatı olan?
Sen, üzülme elbisenin eskidiğine. Yırtılan, parçalanan pantolonuna üzülme. Bak, imanım eskidi benim. Nasıl da yıprandı teslimiyetim Yüreğimin en nadide elbisesiydi o Korurdu beni tüm kötülüklerden. Çirkin gözlerden korurdu beni. Tüm kötü duygulardan, günah kokan sokaklardan korurdu
Sen, sevin ağladığına çocuk. Yanağına düşen damlalara sevin. Her öğün katığın olan gözyaşına, dua ederken avuçlarına düşen damlalara sevin Bir acının sembolü gibi gelmesin onlar sana. Yüreğinin hala yaşadığının habercileri onlar. Rabbimin rahmet kapılarını açan, insan olduğunun, aciz olduğunun en güzel itirafı, en güzel belirtisi onlar.
Sen sevin ağladığına ey çocuk. Sevin ağlayabildiğine
Bak, bunlar ne zamandır ağlamayı unutmuş gözlerim benim. Yanağımdaki kurumuş gözyaşları kim bilir ne zamandan kalma.
Sen ağlayamamak nedir bilir misin ey çocuk? Bir kardeşin yaralanırken, bir diğeri açlıktan ölürken, acıyla kıvranırken minicik bir çocuk, bağıra bağıra ağlarken, gözlerinden yaş akıtamamak nedir bilir misin?
Zorlasan da gelmez gözyaşları Biz bu pınarı haramlara bakarak kuruttuk ey çocuk. Ağlayarak okuyamadık ayetleri. Ağlayarak secdelere kapanamadık. Gözyaşlarımıza geceyi şahit tutamadık. Allah için ağlama zevkini tadamadık
Yaran ağır mı çocuk? Çok mu kan aktı bedeninden? Çok mu acı çektin? Ya ben çocuk İnsan kendi kendini yaralayınca nasıl da acı çeker bilir misin? Kendi eliyle yüreğini yaralayan, kaskatı olan yüreğiyle, kuruyan göz pınarlarıyla nasıl ağlar? Gözyaşları akmayan, acısını nasıl dindirir?
Vücudundaki yaralara rağmen bombalardan nasıl korudun yüreğini, öğretir misin bana ey çocuk?
Bana yüreğinden bir parçacık verir misin? Masum, tertemiz, yumuşacık yüreğinden Yanağındaki gözyaşlarından birkaç damla verir misin?
Bana ağlamayı öğretir misin çocuk?
Ellerini açtığında nasıl dua ettiğini ve dualarının nasıl kabul edildiğini öğretir misin?
Yumuşar belki kalbim, başını okşamama izin verir misin?
Raziye Nur Tuna Özköse