Merhaba derberer, bu işlere gönül vermiş birisi olduğun anlaşılıyor.
Manyetometre çalışma mantığından bahsetme ihtiyacı duydum yazılarını okuduktan sonra.
Manyetometre üzerinde bir verici yoktur. Yani bir sinyal göndermez. Manyetometre bir alıcı olarak çalışır. Bu alıcının teknik özellikleri kullanılan manyetik nüvenin cinsine bağlıdır. Örneğin nüve olarak Potasyum, permalloy, sezyum, ya da belirli sıvı maddeler kullanılabilmektedir. Nüve olarak kullanılan materyalin cinsi manyerometrenin hassasiyetini belirler. Manyetometre sensörleri manyetik alandaki değişimin kaçta kaçına duyarlı ise kullanım yerleri buna göre sınıflandırılır.
Manyetometre nüvesinde kullanılan materyal atomları düzenli bir kristal yapıya sahip değildir. Bu durum
manyetik alana karşı daha duyarlı hale gelmesine sebep olur.
Manyetik doyma, bir malzemenin maksimum manyetik momente ulaştığı noktayı ifade eder. Bazı metaller genellikle yüksek manyetik doyma düzeylerine sahiptirler, bu da onları manyetik uygulamalarda kullanılabilmesine olanak sağlar.
Derbeder kardeşim, manyetometre ile altın ve altın sınıfındaki metaller nasıl algılanır şeklinde bir soru sorduğunu görüyorum. Bu sorunun cevabını daha önce bir çok kez verdim.
Manyetometre altın metalini direkt olarak görmez. Manyetometre ölçüm cihazının definecilikte kullanılmasının ana sebebi, definelerin gömülü oldukları
oda, tünel, mezar, tümülüs, ve höyük gibi yerlerin manyetik anomalilerini algılıyor ve 3d görüntülü hale getiriyor olmasıdır.
Metal dedektörleri 2 metrenin altınaki her tür büyüklükte metal nesneyi algılayabiliyor olsaydı manyetometre gibi bir ölçüm cihazı definecilik literatürüne eminim girmezdi. Fakat maalesef manyetometre ve bunun gibi manyetiklik algılayıcı cihazlar olmazsa olmaz gibi duruyor.
Dürüst cevap için teşekkür ederim.
Manyetometreyi eline hiç almamış biri olarak, Permalloy'un içlerinde en çok işe yarayan olacağını garanti ederim. Ancak yine yeterli olamıyor.
@Kader25 ustanın, çubuklarını kurmasiyla, bir manyetometrenin aktif edilerek ucunun toprağa dogru ölçüme yonlendirmesi arasında aslında hiçbir fark yok. Her iki kullanicida bir manyetik alanın kendisine nüfuz etmesini bekliyor. Cubuklarda alıcı, manyetometre de alıcı.
Peki soru şu;
Verici, kim ve nerede?
Cevabinizdaki bold cümleler, vericinin bir diyamanyetik metal olamayacağını söylüyor. Ki doğru olanda budur. Aksini iddia etseydiniz münazaraya gerek kalmayacaktı.
Ve yine cevabiniza basvurursak, vericinin, oda-tünel-mezar v.b. yani doğal yapısı bozulmuş, boşluk oluşturan alanlar oldugunu söylüyorsunuz. Çokta haklı ve doğru söylüyorsunuz. Sonuçta çok ciddi bir anomali var ortada. 3 metre aşağıda 4 m2 lik bir oda mezar yapmışlarsa, burada harikulade bir anomalilik vardır.
Yalnız kafamı kurcalayan bir durum var. Bu durum sadece kurcalamiyor da, tecrübem dahilinde olan da bir durum.
Fotoğrafı tekrar çekelim. Ve çok objektif olalım.
Elimizde bir "alıcı" var.
Bu alıcının iş yapması için de bir "vericiye" ihtiyaç var.
Mezarın içindeki diyamanyetikler bize vericilik yapamıyor malum bilinen nedenlerden dolayı.
Verici görevini üstlenebilecek tek şey 2x2 m oyulmuş bir kaya mezar diyelim. Başka şansımızda yok zaten. O boşluk bize veri verecek tek şey. Bunda da mutabıkız.
Gelelim zurnanın zırt dediği yere ve aynı zamanda da aslında aynı yere..
Mezarın içinde diyamanyetik var ise, yani gümüş, bakır, kurşun,altın v.b. ne yapıyordu?
Dünyayı saran ferromanyetik güç olduğu için, o boşluklu yapı içinde ve derinlik kadar mesafede, dünyanın kendisine maruz bıraktığı ferromanyetik alana karşı, diklemesine bir tepki gösterip, derinlik mesafesini yarıçap kabul ederek, o alanı "manyetik olmayan" bir alan haline getiriyordu.
Yani manyetik tepki veremeyecek bir şekle büründüyordu.
Bu alana giren hicbir "alıcı", maalesef vericiden tepki alamıyor. Çünkü nötrlestirilmis, kör ve karanlık bir alan söz konusu.
Sizin
@Necat. ustaya ilk mesajlarda yazdığınız, quantum fiziginde diyamanyetik metallerin, manyetik alana tepkisinin nasil oldugunu her yerde okuduğumuz ve bildiğimiz şey aslında barizce önümüzde duruyor. Çokta aramaya hic gerek yok.
Yani MANYETİK ALAN YOK ORTADA ki kimden tepki alabileceğiz?
Mezarin içinde diyamanyetik olmasaydı, koskoca bomboş bir alanın içine ferromanyetik öyle bir akacak ve içini dolduracaktı ki, manyetometre ile ölçüm yapıldığında jilet gibi odanin duvarları, çapı mapı muhteşem ortaya çıkacaktı. Çünkü ferro burada "verici" olacaktı. Ama diyamanyetik, o ferroyu odaya sokmadı! Ne yaptı? Yapması gerekeni. Yani manyetik alana dik tepki gösterip onu derinlik mesafesi kadar "git öteye " dedi.
Manyetik vericilikten soyutlanmis bu alanı, paramanyetik elementler ile uyarmak ve tepki almak maalesef mümkün değil.
@Kader25 ustam her ne kadar alüminyum cubuklar ile odanın üzerine yürüyüp, oda içinde tepki alırım diye kendini şartlandirsa da, bu maalesef quantuma aykırı bir durum.
Manyetometre veya çubuk veya başka bir şey.
Böyle bir örnekte "verici" görevini üstlenen tek şey, diyamanyetik metalin, derinlik mesafesi yaricapindan sonraki mesafe kadar ötelenmiş 360⁰ deki X bir yerden başkası değildir. Evet çok yakınınızdadır. Ama ölçüm yaptiginiz yerin altında değildir.
Manyetometrenin bir alıcı oldugunu kabul ettik.
Çalışması için bir vericiye ihtiyaç oldugunu anladık.
Icine konan,potasyum v.b. elementler ile "manyetik alana duyarlılığını " da arttırdık.
Soru şu;
Münazaramıza devam edersek, 3 metre derinlikteki mezarda 1 kg diyamanyetik metal varsa, dünya çekirdeğinin olusturdugu ferromanyetik alana tepki olarakta bu mezar 36m2 lik "manyetik olmayan-manyetigi sıfırlanmış-tepkisiz-ölü alan" olusturuyorsa, bu alanda bir verici barindirmiyorsa, ALICILAR nasıl iş görecekler veya nasıl iş yapacaklar
Okuyanı yordugum icin şimdiden özür dilerim.