Yeraltı görüntüleme ve manyetometre | Sayfa 3 | Define işaretleri ve anlamları

Yeraltı görüntüleme ve manyetometre

Derbeder

Kullanıcı
Katılım
26 Eylül 2023
Mesajlar
9
Beğeni
14
Puanları
3
Potasyum Manyetometresinin Çalışma Prensibi:
Potasyum manyetometresi, potasyum atomlarındaki elektronların manyetik alan etkisiyle uyarılması prensibine dayanır. Potasyumun izotoplarından biri olan potasyum-39, manyetik alanlara duyarlıdır. Manyetik alana maruz kaldığında, potasyum-39 atomlarının elektronları enerji seviyelerinde değişiklikler yaşar. Bu değişiklikler, potasyum manyetometresi tarafından algılanır ve manyetik alanın büyüklüğünü ve yönünü ölçmek için kullanılır.

Merhaba,
Yukaridaki paragrafinizi affınıza sığınarak sitenizden yapıştırdım.

Manyetometrenin çalışma prensibini ben tam olarak anlayamadım. Mühendislik bazında değil de, biraz daha bizim anlayacagimiz tarzda bilgi verebilirseniz memnun olurum.

Düz mantıkla bakıp benim anladığım, toprağa bir enerji gönderiyor. Bu enerjiye de manyetik kuvvet diyebiliriz. Bu kuvvet, ulaşabildiği derinliğe kadar gidiyor. Önüne çıkan manyetik alanlarda da tepkimeye giriyor. Selâmlaşıyor diyelim. Sonra bu tepkimeleri sistem hafızasına alıyor ve ölçüm yaptığımız alandaki anomalilikleri bize bildiriyor. 3 boyutlu olarak bir kesit sunuyor.
Örneğin 3x3 m , 9m2 lik alana ben bir güç uyguladım, bu alanda şuraları aynı manyetiklige sahip ama şuradaki tepkime diğerlerinden farklı diye bize geri bildirim sunuyor anladığım kadarıyla..

Potasyum, paramanyetik bir element. Üç izotopundan biri olan 39K zaten %93 gibi bir oranı oluşturuyor. Elektronegatifliği 0,82 olan ve düşük diyebileceğimiz bir element.

Paramanyetigin özelliği, dıştan gelen bir manyetik alanın etkisine kapılarak, o tarafa doğru çekilen maddelerdir. Fizik bunu söylüyor.

Yani, aşağıda ferromanyetik bir nesne var ise, o ferronun bir manyetik alanına kapılarak "çekilecek" ve hedefin tespit edilmesi mümkün olacaktır.

Lâkin diyamanyetikler, paramanyetiklere bir manyetik alan uygulayıp "gel gel" yapmıyor. Çünkü adı üstünde diyamanyetik olup, manyetik olmayan, tam olarak ifade edersek, hicbir elementi manyetik alana maruz bırakmayan ama uzerine biri/birileri gelirse de ona karşı bir direnç uygulayan maddeler oldugunu görüyoruz. (Kabaca)

Ve yine biliyoruz ki, diyamanyetiklerin toprak alti davranış karakteristiğine baktığımızda, 2 metrede gömülü bir diyamanyetiğin, derinlik mesafesi kadar ve küre şeklinde, dünyanın çekirdeğinden kaynaklanan ve tüm yeryüzünü saran ferromanyetik etkiyi iterek, manyetik bir kör nokta/manyetik alanı olmayan bir durumu ortaya çıkarmaktadır. Yani fiziğin tam olarak dedigini yapıp, sizinde dediginiz gibi manyetik alana dik şekilde karşı koyuyor.

Bu örnek baz alındığında, 2 metre derinlikteki diyamanyetiğin, 4 m çaplı toplam 16m2 alanda manyetik alanı sıfırladigina göre, hacmine göre de belirli bir mesafeyi, derinlik mesafesinden sonra hale şeklinde etki etmesi gerektiğini de eklersek (ben degil fizik ekliyor), bu durumda potasyum paramanyetik elementi nasıl devreye giriyor?

Ferromanyetik elementin, potasyuma, manyetik alanı ile gel gel yaptığını fizik açıklıyor.
Potasyumun kendiliğinden manyetik alan uretemeyecegini,ancak ferro bir elementin uyguladığı alana maruz kalırsa, ferroya karşı manyetik alan çizgilerine paralel tepki verebileceğini de söylüyor.

Diyamanyetigin , paramanyetige bir tepki vermemesine rağmen, manyetik alanına maruz bırakmazken ve manyetik alan olusturmazken, potasyumun elektronları neyi tetikliyor açıkçası çok bilmek isterim.
Sizin için çok karışık olmamıştır umarım.

Tüm bu yazdıklarımı en basite ve bir örneğe indirgersek ;

Zifiri karanlık bir gecedeyiz. Baktigimiz istikametten bir el feneri yanıp sönüyor. Görüyoruz. Bu el feneri ferromanyetik elementler. Bizi ışığa, yani manyetik alanına maruz bırakıyor.
Ama diyamanyetiklerin el feneri yok.
Bu el fenerini diyamanyetiklerin eline nasıl veriyorsunuz?

Cevabınız için şimdiden teşekkür ederim.
 

Necat.

Emektar
Forum Düzeni
Admin
Katılım
26 Mart 2018
Mesajlar
3,133
Beğeni
9,886
Puanları
113
Yaş
61
Konum
Ankara
Potasyum Manyetometresinin Çalışma Prensibi:
Potasyum manyetometresi, potasyum atomlarındaki elektronların manyetik alan etkisiyle uyarılması prensibine dayanır. Potasyumun izotoplarından biri olan potasyum-39, manyetik alanlara duyarlıdır. Manyetik alana maruz kaldığında, potasyum-39 atomlarının elektronları enerji seviyelerinde değişiklikler yaşar. Bu değişiklikler, potasyum manyetometresi tarafından algılanır ve manyetik alanın büyüklüğünü ve yönünü ölçmek için kullanılır.

Merhaba,
Yukaridaki paragrafinizi affınıza sığınarak sitenizden yapıştırdım.

Manyetometrenin çalışma prensibini ben tam olarak anlayamadım. Mühendislik bazında değil de, biraz daha bizim anlayacagimiz tarzda bilgi verebilirseniz memnun olurum.

Düz mantıkla bakıp benim anladığım, toprağa bir enerji gönderiyor. Bu enerjiye de manyetik kuvvet diyebiliriz. Bu kuvvet, ulaşabildiği derinliğe kadar gidiyor. Önüne çıkan manyetik alanlarda da tepkimeye giriyor. Selâmlaşıyor diyelim. Sonra bu tepkimeleri sistem hafızasına alıyor ve ölçüm yaptığımız alandaki anomalilikleri bize bildiriyor. 3 boyutlu olarak bir kesit sunuyor.
Örneğin 3x3 m , 9m2 lik alana ben bir güç uyguladım, bu alanda şuraları aynı manyetiklige sahip ama şuradaki tepkime diğerlerinden farklı diye bize geri bildirim sunuyor anladığım kadarıyla..

Potasyum, paramanyetik bir element. Üç izotopundan biri olan 39K zaten %93 gibi bir oranı oluşturuyor. Elektronegatifliği 0,82 olan ve düşük diyebileceğimiz bir element.

Paramanyetigin özelliği, dıştan gelen bir manyetik alanın etkisine kapılarak, o tarafa doğru çekilen maddelerdir. Fizik bunu söylüyor.

Yani, aşağıda ferromanyetik bir nesne var ise, o ferronun bir manyetik alanına kapılarak "çekilecek" ve hedefin tespit edilmesi mümkün olacaktır.

Lâkin diyamanyetikler, paramanyetiklere bir manyetik alan uygulayıp "gel gel" yapmıyor. Çünkü adı üstünde diyamanyetik olup, manyetik olmayan, tam olarak ifade edersek, hicbir elementi manyetik alana maruz bırakmayan ama uzerine biri/birileri gelirse de ona karşı bir direnç uygulayan maddeler oldugunu görüyoruz. (Kabaca)

Ve yine biliyoruz ki, diyamanyetiklerin toprak alti davranış karakteristiğine baktığımızda, 2 metrede gömülü bir diyamanyetiğin, derinlik mesafesi kadar ve küre şeklinde, dünyanın çekirdeğinden kaynaklanan ve tüm yeryüzünü saran ferromanyetik etkiyi iterek, manyetik bir kör nokta/manyetik alanı olmayan bir durumu ortaya çıkarmaktadır. Yani fiziğin tam olarak dedigini yapıp, sizinde dediginiz gibi manyetik alana dik şekilde karşı koyuyor.

Bu örnek baz alındığında, 2 metre derinlikteki diyamanyetiğin, 4 m çaplı toplam 16m2 alanda manyetik alanı sıfırladigina göre, hacmine göre de belirli bir mesafeyi, derinlik mesafesinden sonra hale şeklinde etki etmesi gerektiğini de eklersek (ben degil fizik ekliyor), bu durumda potasyum paramanyetik elementi nasıl devreye giriyor?

Ferromanyetik elementin, potasyuma, manyetik alanı ile gel gel yaptığını fizik açıklıyor.
Potasyumun kendiliğinden manyetik alan uretemeyecegini,ancak ferro bir elementin uyguladığı alana maruz kalırsa, ferroya karşı manyetik alan çizgilerine paralel tepki verebileceğini de söylüyor.

Diyamanyetigin , paramanyetige bir tepki vermemesine rağmen, manyetik alanına maruz bırakmazken ve manyetik alan olusturmazken, potasyumun elektronları neyi tetikliyor açıkçası çok bilmek isterim.
Sizin için çok karışık olmamıştır umarım.

Tüm bu yazdıklarımı en basite ve bir örneğe indirgersek ;

Zifiri karanlık bir gecedeyiz. Baktigimiz istikametten bir el feneri yanıp sönüyor. Görüyoruz. Bu el feneri ferromanyetik elementler. Bizi ışığa, yani manyetik alanına maruz bırakıyor.
Ama diyamanyetiklerin el feneri yok.
Bu el fenerini diyamanyetiklerin eline nasıl veriyorsunuz?

Cevabınız için şimdiden teşekkür ederim.
Sorunuz için teşekkürler. RGB elektronik ile işbirliğimizde temel amaç buydu yani cihazların nasıl çalıştığının tam olarak anlaşılması idi. Diğer konularda da bu şekilde teknik anlamda aydınlatıcı sorularınızı bekliyoruz.
 

ELEKTRONİK TASARIM

Kurumsal
Kullanıcı
Katılım
12 Aralık 2023
Mesajlar
35
Beğeni
146
Puanları
33
Merhaba derberer, bu işlere gönül vermiş birisi olduğun anlaşılıyor.:) Manyetometre çalışma mantığından bahsetme ihtiyacı duydum yazılarını okuduktan sonra. Manyetometre üzerinde bir verici yoktur. Yani bir sinyal göndermez. Manyetometre bir alıcı olarak çalışır. Bu alıcının teknik özellikleri kullanılan manyetik nüvenin cinsine bağlıdır. Örneğin nüve olarak Potasyum, permalloy, sezyum, ya da belirli sıvı maddeler kullanılabilmektedir. Nüve olarak kullanılan materyalin cinsi manyerometrenin hassasiyetini belirler. Manyetometre sensörleri manyetik alandaki değişimin kaçta kaçına duyarlı ise kullanım yerleri buna göre sınıflandırılır.

Manyetometre nüvesinde kullanılan materyal atomları düzenli bir kristal yapıya sahip değildir. Bu durum manyetik alana karşı daha duyarlı hale gelmesine sebep olur.

Manyetik doyma, bir malzemenin maksimum manyetik momente ulaştığı noktayı ifade eder. Bazı metaller genellikle yüksek manyetik doyma düzeylerine sahiptirler, bu da onları manyetik uygulamalarda kullanılabilmesine olanak sağlar.

Derbeder kardeşim, manyetometre ile altın ve altın sınıfındaki metaller nasıl algılanır şeklinde bir soru sorduğunu görüyorum. Bu sorunun cevabını daha önce bir çok kez verdim. Manyetometre altın metalini direkt olarak görmez. Manyetometre ölçüm cihazının definecilikte kullanılmasının ana sebebi, definelerin gömülü oldukları oda, tünel, mezar, tümülüs, ve höyük gibi yerlerin manyetik anomalilerini algılıyor ve 3d görüntülü hale getiriyor olmasıdır.

Metal dedektörleri 2 metrenin altınaki her tür büyüklükte metal nesneyi algılayabiliyor olsaydı manyetometre gibi bir ölçüm cihazı definecilik literatürüne eminim girmezdi. Fakat maalesef manyetometre ve bunun gibi manyetiklik algılayıcı cihazlar olmazsa olmaz gibi duruyor.
 

Roni

USTA - KÂŞİF
Super Moderatör
Katılım
2 Nisan 2015
Mesajlar
3,422
Beğeni
9,670
Puanları
113
Konum
Doğadayım
Manyetometre sensörleri manyetik alandaki değişimin kaçta kaçına duyarlı ise kullanım yerleri buna göre sınıflandırılır.

Hocam bu cümleniz bana çok kapsamlı gibi geldi. Oldukça düşündürücü geldi desem yeridir. Bu manyetometre anladığım kadarıyla yani bu bahsettiklerinize istinaden söylüyorum orana bağlı olarak çalışıyor. Yada ben öyle anladım.

Diyelim ki benim dediğim gibi çalışıyor o zaman bu orana civa ile yoğunluk göstermiş olsak demekki alanda bizi civaya götürecek. Böyle birşey mümkün mü yoksa hayal ürünü gibi birşey mi oldu bizim ki 🙂🙂🙂
 

Kader25

Admin
Katılım
13 Nisan 2016
Mesajlar
3,723
Beğeni
13,282
Puanları
113
Yaş
54
Konum
Konya-Kırıkkale
Yazılanların hepsini okudum.
Birsey anladım mi?
Anlamadım.
Bu bir ilim dalı. Eğitimini almadan elbet olmaz. Bunlarda mühendislik işi. Bende sozelciyim, ancak şiir yazıyorum.

Amma şunu biliyorum;
25 yıldır çubuk tutarım. Yürürken çubuk hareket eder. Cubugun hareket ettiğini bilirim lakin çubuğu ne hareket ettirir bilmem. Çubuk misal bakır işareti verir. Kazarim bakır cikar. Çubuk bakır işareti verir. Bakarım demir cikar amma yaninda pişmiş çanak parçası vardır.
Çubuk gümüş işareti verir. Açarım gümüş cikar. Çubuk gümüş işareti verir bakarım MINARELdir. Gümüş çıkmaz.
Bunun gibi yüzlerce farklı durum yaşamışız.

Söylemek istediğim şu:
Her bilim dalının ve her mühendisin bilgisinde olan bilgilerle cihazın adı ne olursa olsun, hangi usulde çalışırsa çalışsın, statik ve her seferinde %100 başarı sağlayan bir cihaz henüz piyasada yok. Buradan "alaylı kafa yapimla" şu sonuca variyorum: Bugünkü bilinenlerle %100 tespit meselesini çözmek mümkün görünmüyor. Birseyler eksik kalıyor. Sanirim edison en son ampulün içindeki havayı almıştı (yanlış biliyor da olabilirim) ampulün yanması bundan sonra mümkün olmuştu.

Altın metali, metal değil (lütfen gulmeyiniz) Altın bir canlı. Suyun canlı olduğu gibi. Altın, tam bir bukalemun. Altın, aynı zamanda bir münafık. Münafığı bilmek ise ancak KALBINDEKINI bilmekle mümkün. Amma bizler henüz kalplerdekini bilemiyoruz. Altının kalbi nasıldır daha bunu tam anlayamadık. Altın aynı zamanda bir derebeyi. Belli alanda hangi metal varsa onları dövüyor ve ne derse yaptırıyor. Üzerine geleni görüyor. Lütfen gülmeyince, hakikaten yanına yaklaşanı görüyor ve tedbir alıyor. Bunun için canlı diyorum. Kısıtlı da olsa sanal bir zekası var. Her seferinde kullanıyor ve başarılı oluyor. Öyle bir canlı ki; tam üzerine bastığınızda ise ölü numarası yapıyor. (Çubuk Altın işareti vermiyor.) Bu nedenle yanına gidince onu tespit edemiyorsunuz. Bu dedigim olayı dedektorlere de yapiyor: AYRIMLI MODDA DEDEKTORLE ALTIN BULANI ne duydum nede gördüm. Dedektörleri ayrimli moda Altın bulan varsa ben buldum diye yazsin lütfen.

Düşman (altin) çok kavi.
Her türlü numara var.
Yerini ancak UZAKTAN tespit edebiliyoruz.

Lafı uzattım biliyorum.
Amma durum bu.
Alanı daraltmak için başta gümüş ve altına odaklanmak lazım derim. Bunu başarmak içinde BOSLUK TESPITI zaten şapşart. Bu mesele halledilir diğer meselenin hepsi çantada keklik.
Bu mesele halledilebilir mi?
Bence evet.
Artık sanal zeka denen bir şey var. Biz bu hususları konuşurduk 20 yıl evvelden. Amma adına sanal zeka demiyordun, bilgisayar diyorduk. 😀

Neden sanal zeka lazım..?
Metal tespitinin o kadar çok yan etkileşimi var ki. Bunların hepsi bilimsel veri olarak sanal zekanın kafasında yer alacak, kısa sürede hepsini kendince test edecek, mevcut vererek ışığında aşağıdaki %99 bu diyecek. %100 biraz daha zaman ister. Yer6 ile uğraşan içi de %99 süper oran.

Zaman içinde TECEUBI olayları paylastikca ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır insallah. Teklifim şudur: Topprak6 ile alakalı ne cihaz yapılacaksa, sondan başa gidilmeli.
Sonuçtan nedene.
Şimdilik bu kadar.
Hurmetlerimi arz ederim.
Kolay gelsin.
 

Derbeder

Kullanıcı
Katılım
26 Eylül 2023
Mesajlar
9
Beğeni
14
Puanları
3
Merhaba derberer, bu işlere gönül vermiş birisi olduğun anlaşılıyor.:) Manyetometre çalışma mantığından bahsetme ihtiyacı duydum yazılarını okuduktan sonra. Manyetometre üzerinde bir verici yoktur. Yani bir sinyal göndermez. Manyetometre bir alıcı olarak çalışır. Bu alıcının teknik özellikleri kullanılan manyetik nüvenin cinsine bağlıdır. Örneğin nüve olarak Potasyum, permalloy, sezyum, ya da belirli sıvı maddeler kullanılabilmektedir. Nüve olarak kullanılan materyalin cinsi manyerometrenin hassasiyetini belirler. Manyetometre sensörleri manyetik alandaki değişimin kaçta kaçına duyarlı ise kullanım yerleri buna göre sınıflandırılır.

Manyetometre nüvesinde kullanılan materyal atomları düzenli bir kristal yapıya sahip değildir. Bu durum manyetik alana karşı daha duyarlı hale gelmesine sebep olur.

Manyetik doyma, bir malzemenin maksimum manyetik momente ulaştığı noktayı ifade eder. Bazı metaller genellikle yüksek manyetik doyma düzeylerine sahiptirler, bu da onları manyetik uygulamalarda kullanılabilmesine olanak sağlar.

Derbeder kardeşim, manyetometre ile altın ve altın sınıfındaki metaller nasıl algılanır şeklinde bir soru sorduğunu görüyorum. Bu sorunun cevabını daha önce bir çok kez verdim. Manyetometre altın metalini direkt olarak görmez. Manyetometre ölçüm cihazının definecilikte kullanılmasının ana sebebi, definelerin gömülü oldukları oda, tünel, mezar, tümülüs, ve höyük gibi yerlerin manyetik anomalilerini algılıyor ve 3d görüntülü hale getiriyor olmasıdır.

Metal dedektörleri 2 metrenin altınaki her tür büyüklükte metal nesneyi algılayabiliyor olsaydı manyetometre gibi bir ölçüm cihazı definecilik literatürüne eminim girmezdi. Fakat maalesef manyetometre ve bunun gibi manyetiklik algılayıcı cihazlar olmazsa olmaz gibi duruyor.
Dürüst cevap için teşekkür ederim.

Manyetometreyi eline hiç almamış biri olarak, Permalloy'un içlerinde en çok işe yarayan olacağını garanti ederim. Ancak yine yeterli olamıyor. @Kader25 ustanın, çubuklarını kurmasiyla, bir manyetometrenin aktif edilerek ucunun toprağa dogru ölçüme yonlendirmesi arasında aslında hiçbir fark yok. Her iki kullanicida bir manyetik alanın kendisine nüfuz etmesini bekliyor. Cubuklarda alıcı, manyetometre de alıcı.

Peki soru şu;
Verici, kim ve nerede?

Cevabinizdaki bold cümleler, vericinin bir diyamanyetik metal olamayacağını söylüyor. Ki doğru olanda budur. Aksini iddia etseydiniz münazaraya gerek kalmayacaktı.

Ve yine cevabiniza basvurursak, vericinin, oda-tünel-mezar v.b. yani doğal yapısı bozulmuş, boşluk oluşturan alanlar oldugunu söylüyorsunuz. Çokta haklı ve doğru söylüyorsunuz. Sonuçta çok ciddi bir anomali var ortada. 3 metre aşağıda 4 m2 lik bir oda mezar yapmışlarsa, burada harikulade bir anomalilik vardır.

Yalnız kafamı kurcalayan bir durum var. Bu durum sadece kurcalamiyor da, tecrübem dahilinde olan da bir durum.

Fotoğrafı tekrar çekelim. Ve çok objektif olalım.
Elimizde bir "alıcı" var.
Bu alıcının iş yapması için de bir "vericiye" ihtiyaç var.
Mezarın içindeki diyamanyetikler bize vericilik yapamıyor malum bilinen nedenlerden dolayı.
Verici görevini üstlenebilecek tek şey 2x2 m oyulmuş bir kaya mezar diyelim. Başka şansımızda yok zaten. O boşluk bize veri verecek tek şey. Bunda da mutabıkız.

Gelelim zurnanın zırt dediği yere ve aynı zamanda da aslında aynı yere..

Mezarın içinde diyamanyetik var ise, yani gümüş, bakır, kurşun,altın v.b. ne yapıyordu?
Dünyayı saran ferromanyetik güç olduğu için, o boşluklu yapı içinde ve derinlik kadar mesafede, dünyanın kendisine maruz bıraktığı ferromanyetik alana karşı, diklemesine bir tepki gösterip, derinlik mesafesini yarıçap kabul ederek, o alanı "manyetik olmayan" bir alan haline getiriyordu.
Yani manyetik tepki veremeyecek bir şekle büründüyordu.
Bu alana giren hicbir "alıcı", maalesef vericiden tepki alamıyor. Çünkü nötrlestirilmis, kör ve karanlık bir alan söz konusu.

Sizin @Necat. ustaya ilk mesajlarda yazdığınız, quantum fiziginde diyamanyetik metallerin, manyetik alana tepkisinin nasil oldugunu her yerde okuduğumuz ve bildiğimiz şey aslında barizce önümüzde duruyor. Çokta aramaya hic gerek yok.
Yani MANYETİK ALAN YOK ORTADA ki kimden tepki alabileceğiz?

Mezarin içinde diyamanyetik olmasaydı, koskoca bomboş bir alanın içine ferromanyetik öyle bir akacak ve içini dolduracaktı ki, manyetometre ile ölçüm yapıldığında jilet gibi odanin duvarları, çapı mapı muhteşem ortaya çıkacaktı. Çünkü ferro burada "verici" olacaktı. Ama diyamanyetik, o ferroyu odaya sokmadı! Ne yaptı? Yapması gerekeni. Yani manyetik alana dik tepki gösterip onu derinlik mesafesi kadar "git öteye " dedi.

Manyetik vericilikten soyutlanmis bu alanı, paramanyetik elementler ile uyarmak ve tepki almak maalesef mümkün değil.
@Kader25 ustam her ne kadar alüminyum cubuklar ile odanın üzerine yürüyüp, oda içinde tepki alırım diye kendini şartlandirsa da, bu maalesef quantuma aykırı bir durum.

Manyetometre veya çubuk veya başka bir şey.
Böyle bir örnekte "verici" görevini üstlenen tek şey, diyamanyetik metalin, derinlik mesafesi yaricapindan sonraki mesafe kadar ötelenmiş 360⁰ deki X bir yerden başkası değildir. Evet çok yakınınızdadır. Ama ölçüm yaptiginiz yerin altında değildir.

Manyetometrenin bir alıcı oldugunu kabul ettik.
Çalışması için bir vericiye ihtiyaç oldugunu anladık.
Icine konan,potasyum v.b. elementler ile "manyetik alana duyarlılığını " da arttırdık.

Soru şu;

Münazaramıza devam edersek, 3 metre derinlikteki mezarda 1 kg diyamanyetik metal varsa, dünya çekirdeğinin olusturdugu ferromanyetik alana tepki olarakta bu mezar 36m2 lik "manyetik olmayan-manyetigi sıfırlanmış-tepkisiz-ölü alan" olusturuyorsa, bu alanda bir verici barindirmiyorsa, ALICILAR nasıl iş görecekler veya nasıl iş yapacaklar :)

Okuyanı yordugum icin şimdiden özür dilerim.
 
Üst