- Katılım
- 27 Mart 2021
- Mesajlar
- 949
- Beğeni
- 2,662
- Puanları
- 93
Eyvallah Ustam, teşekkür ederim.Öncelikle cumhuriyet altınını çıkar ve minimum 60 cm ye göm. 2 ayak boyu mesafe olsun.
40 cm bazı gerçekleri görmene engel olur.
1 ayak boyu ortalama 30 cmdir. 2 ayak boyu olsun ki, hemen goremesen de, bir gün fark edersin. Çok yavaş hareket etsen o derinlikte yeterli ama sen biraz daha derinliği arttır.
Gömülen nesnenin uzun süre toprak altinda kalmasını gerektirecek bir durum yok. Normalde 30 dk oksijensiz toprak altinda kalması her halükarda yeterlidir. Yani aklına bir şey takılmasın.
Boşluk icin muhakkak test alanı zaten çok gerekli. Ben 40x65 cm lik, yaklaşık 100 litrelik bir bidon gömdüm. 10-20 litrelik bidonlar ile olmaz. Minimum 100 litrelik ve dikdörtgen formda olursa daha iyi olur. Uzun tarafından yürüyüşlerde daha güzel gerçekleri görürsün. Bidonu minimum 1 metre derinliğe gömmelisin. Yatay gömersin. Üzerinde 50-60 cm toprak olması kâfi.
1 metrelik çukur kazıp, bidonu yatay koyduktan sonra,4 köşesine 110-120 cm çubuk-sopa v.b. dikersin sonra toprakla kapatırsın. Çukur kapandıktan sonra sopalarin bir miktar ucu açıkta kalıp, bosluk sinirlari net belli olup kaybolmasın.
Bidonun ebatları ve derinlik cm cinsinden bir yerde kayıtlı olsun.
İçine, altın, gümüş, bakır, kurşun koyarsın. Altının hacmi örneğin yine 7 gr civari olacak ise, değişik yönlerden yaklasma mesafesi minimum 10 metre olacak şekilde boslugu konumlandirmalisin. İçine koyduğun metallerin net gramajlarini hassas terazi ile tartıp öyle koymalısın. Onlarda not edilmeli.
Sinyal alma mesafesi normal şartlarda şaşırtıcı derece yüksek metrajlarda olabilir. Bunun bir sınırı yok. Ortama göre elbette değişiklik gösterebilir. Ancak her sey ayniyken, bugün 50 m den yarin 20 metreden sinyali yakalayabildim olmaz. Bu kadar fark edemez. Duruş, yüzünün hedefe pozisyonu, hedefe olan mesafen, hangi hale içinde olduğun bir çok şeyi etkiler. Hem tepkiyi,hem seni alıp götürdüğü yeri, hem de götürüş şeklini değiştirebilir. Değişmeyen,değişmemesi gereken şeyleri, çalışmalarının sonuna doğru fark etmeye başlarsın.
Vermis oldugun örneğe göre, 3. halede yani hacim disinda sinyali yakaliyorsun. Ilk yakaladiginda altın isaretini verdirdigini beyan etmişsin. Sonrasinda hedefe yaklaştığını, 2. hale olan hacim halesi başlangıcında tekrar sert şekilde altın isaretini almışsın. Bu ikisi arasında herhalde cubuklar düzleniyor. Çok ta önemli değil. Sonrasinda cubuklari bozup hacim halesinde tekrar cubuk kurup hedefe gidiyorsun vs vs..
Üzerinde kapanıyor dediğin durumun, noktalama olarak düşünuyorsun ama aslında hiç alakası yok. Noktalama yapamıyorsun.
Gercek arazi de olsan, hedefe doğru tekrar yürümeye başlama ihtimalin bile çok zayıf. Velev ki yürüdün zaten üzerine cikamazsin. Velev ki çıktın uzerinde kapanma şeklinde tepki alamazsin. Seninki zoraki derinlik halesine verdiğin tepkiden başkası değil.
Tavsiye istiyorsan;
Öncelikle plastik kundaklardan kurtulmalisin.
Çıplak el ile temas etmeden hiçbir stabil ve sürdürülebilir bir sonuca ulaşamazsın.
Zaten sinyal yakalama mesafenin bu kadar degisken olmasının ana nedeni plastik kundak kullanman. Bu cubuk eline eldivende giysen de çalışır ama çalışması gerektiği gibi çalışmaz.
Çıplak el ile kullanmaya başla. Her halede cubuk kur. Tepkilerini izle. Aklına gelen her teknigi dene.
Binlerce teknigi denesen de, mevcut koşullarda balığı kavak ağacına çıkartsan da, noktalamaması gerektiğini aklının bir köşesine not et.
Bunu not edersen, problemleri okumaya başlarsın. Tüm problemleri ezbere almadan, daha ilk tepkisinde o tepkiyi neden yaptığını, hangi halede olduğunu, bir sonraki tepkisinin ne olacağını adın gibi bilip idrak etmeden çözüm bulamazsın.
Onlarca defa kendi tezlerini yine kendin ayaklar altına alıp çiğnemeden de bir arpa boyu yol gidemezsin.
Her şeyin başı, doğru hazırlanmış bir test sahası.
Asıl görev sorunları tüm çıplaklığıyla görebilmek.
Tanışmak. Haşır neşir olmak. İliklerine kadar tüm derinliğiyle idrak edebilmek.
Bu süreç en zoru.
Sorunlar derinlemesine "içsel" olarak idrak edildiğinde, çözüm arayışı çok daha kolay.
Not: Bosluk alanı ile, bosluksuz alandaki altının hacim halesi üst üste gelmesin. Sana karmaşa yarattirir.
O durumlar, veya hacim halesinde başka bir cins metalin olması çok daha ileri düzeylik gerektirir ki senin teşhis sürecini uzatır.
Not2(calisma konusu): Diyamanyetik bir metali,başka bir diyamanyetik metal cubuk saplayarak çalışmaya destek vermenin nasil bir amacı olabilir?
Rast gelsin..
Son sorduğunuz soru ile başlayayım.
Sanırım toprağa bakır çubuk saplamayı kasdettiniz.
Bildiğiniz gibi Altın gibi bakırda diyamanyetik bir metaldir, yerin manyetik gücüne zayıf bir tepkime veriyor.
bakır ile altın arasında direk bir etkileşim olmayacaksa da,
Bakırın ısı ve yüksek iletkenliğinden dolayı , altının gömülü olduğu alanda ki Ametaller, topraktaki diğer elementler ile bir reaksiyona girip, parazit sinyalleri azaltabileceğini
düşünüyorum. Doğrusunu isterseniz bu güne kadar bakır çubuğu bu amaçla kullandığım halde kayda değer bir ilerleme saglayamadim.
Ancak eğer sizde doğru bulursanız denemek istediğim farklı hususlar var.
1-Mesela sinyal aldığımız yerde, halelerin dışında, toprağa diamanyetik bir metal saplamak yerine, Ferromanyetik metal ve malzeme kullanılarak bir manyetik alan oluşturup, olumlu, olumsuz etkilerini analiz etmek.
Oluşturulan yeni manyetik alanın etkisine göre diamanyetik metalin elektronlarında ve enerji seviyelerinde bir değişiklik olmasını bekliyorum , ve buna bağlı olarak orbitalleri ve dalga boylarında da bir değişim olacağını düşünüyorum.
Ya da işler daha da karmaşık bir hale de gelebilir, çünkü topraktaki diğer elementler de var...
2- Aynalama yapmak: Işık, farklı frekanslardaki elektromanyetik dalgaların bir bileşimidir. Aynadan yansıyan ışık da bu frekansları içerir. Bu frekanslar, metaldeki elektronların enerji seviyeleri arasındaki geçişlerle etkileşime girerek, absorpsiyon veya emisyon, (yani yayma -yutma )olaylarına neden olabilir. bu hususta da fazla bilgim yok ama araştırıyorum, mesela yine söz konusu alanda, halelerin hemen dışında, sinyale doğru bir ayna sabit bir şekilde tutulsa,
elektronların hareketlerinde ve enerji seviyelerinde değişikliklere neden olabilir , bu durumda yansıma dediğimiz şeye nasıl bir etkisi olur, mesela yansımayı ters yöne aktarabilir mi?
Ustam, kullandığım terimleri ve üslubu ukalalik saymayin lütfen,
Söylediğiniz gibi, bu terimleri kullanarak dersime biraz çalıştığımı ifade etmek istedim.
Başka nasıl bir yol ve yöntem ile çalışmamı istersiniz ? İyice kavradiklarimi test sahasında birer birer uygulayıp analiz etmek istiyorum.
* İlk fırsatta köye gidip altını en az 80 cm derine gömeceğim.
Ancak söylediğiniz ebatlarda bir boşluk oluşturmak kepçe olmadan zor olacak, imkan bulduğum da yapacağım inşaallah, hatta 100 lt lik bidon yerine, duvarları da örüp, üstünü ağaç, tahta ve çadır ile kapatıp, toprak ile doldurmayı düşünüyorum.
Fakat kafama takılan bir şey var,
Daha önce anlattığınız Metallerin baskınlığı konusu...
Odanın bir köşesine Altın, bir köşesine gümüş, bir köşesine kurşun, bir köşesine de bakır veya demir şeklinde metalleri koyarsam, bu durumda altın hepsine baskın gelmez mi?
Yapılan testlerde hepsinde altının tepkilerini almaz miyim?
Ve son olarak Ustam, böyle bir odayı sonradan tekrar açıp kapama zor olacağı için, altın ve gümüş ten başka tam olarak neleri yerlestirmemi istersiniz, elimde arazide bulduğum küp parçaları da var.
Mesela bunların birbiriyle temaslı - temassız olması nasıl olur?
...
Tekrar teşekkür ederim, hayırlı geceler Ustam.