Farklı Bakış Açıları Zenginliğimiz Olabilir mi?

Kader25

Hedef Roma
Admin
Katılım
13 Nisan 2016
Mesajlar
4,934
Beğeni
17,459
Puanları
113
Konum
Dünya küçük bir köy
Merhaba hobidaşlar,

Çubukların, arazide değerli metalin sinyalini (emd) ne kadar mesafeden alabileceği konusunda muğlak ifadeler yerine, kendim için kesinleştirdiğim metraj örnekleri vermek istiyorum.
Günün birinde birilerine belki bir faydası dokunur diye..

Arazide yaşadığım bir sorunum vardı.
X bir bölgeye girip çubuk kurduğumda, X bir yeri noktaladiktan sonra, aynı alan içerisinde farklı farklı yerlerde çubuk kursam da, çubuklar noktaladiklari yeri birakmadığından, farklı bir nokta tespitinde zorluk yaşıyordum.
Sabit durarak çubuk kurma tekniğini kullandığımdan ve bazı handikapları da bertaraf etmek istedigimden ötürü bazı durumlara katlanıyordum diyelim.
Ancak bu tekniğin de, bir taraftan çokta uygun olmadiginin farkındaydım.
Velhasıl kelâm, emd'lerin özelliklerini ile ilgili örtüşmeyen net bir bilgi vardı. Ve uzun zamandır da beni rahatsız ediyordu.

O bilgi ;
" Emd'ler yüksüz oldukları için elektrik ve manyetik alandan etkilenmezler".

Ancak, çoğul hedeflerin olduğu bir arazide, en güçlü olarak farzedilen sinyalden başka, diğer sinyallerin varlığının arka plânda kaldığı bir teknik kusurlu anlamına geliyordu.

Sorunumun genel hatlarıyla tarifini yaptığımı düşünüyorum.
Bir süredir bunun üzerine çalışıyordum ve nihayetinde " O bilgi" olarak değindiğim emd özelliğine göre olması gereken şekilde tekniği güncelledim.

İşe yarayıp yaramadığını "tam anlamıyla" anlamak için de uygun koşulları barındıran bir araziye gittim.
Doğu - Batı doğrultusunda uzanan iki tümülüsün ortasında bir yere konumlandım.

Durduğum yere göre, daha heybetli olan, doğu istikametinde ve 600 metre mesafedeydi.
Diğeri Batı istikametinde ve 400 metre mesafedeydi.

İlk önce eski tekniğimi kullandığımda, daha yakın olan 400 metre mesafedeki hedefe kilitlendi. Bu kilitlenmenin bir çok versiyonunu kullandım ve tamamında farklı bir hedefe veya istikamete meyletmedi. Yani etrafta başka hedef varsa onu yakalayamıyordum ( Ki var diğer tümülüs!)

Sonrasında güncellediğim teknik ile 600 metre mesafedekini de aynı şartlar altında ve aynı netlik ile kilitlenme sağlayabildim.
Sonrasında, hangi istikamettekine kilitlenmek istiyorsam basardim ve benim için artık standardizasyon sağlandı. Yani direksiyonu elime alabildim.

Bu direksiyonu eline alma diye tabir ettiğim durum, ilk bakışta basit bir durum gibi algı yaratabilir.
Ancak, ilk kilitlenildiği andaki sinyal ile üzerine yürüyebilinecek, atlatmadan veya hedefe varmadan önce başka yere saptirmadan, çubukcuyu hedefin tam tepesine götürerek noktalama sağlayacak olan, doğru kenetlenmenin basit bir durum olmadığını söyleyebilirim.

Ana konunun hedefe olan mesafe, ne kadar uzaktan sinyal alınabilir? olduğunu belirtmiştim.

Konuyu, neden-niçin ile bir bütün anlatıyorum ki, fazla bilgi göz çıkarmaz diye düşünüyorum.
Zaten uzun yazıları bizim insanımız pek sevmez.
Benim de işime gelir.

Tabi bu test beni tam olarak ikna etmedi.
Çünkü hedefler tümülüs ve hacimleri büyük.
Hacimleri büyük dediysem, içinde 1 kg sarı var demiyorum. Muhtemelen içlerinde birkaç yüz gram sarı vardır. Kersebleptesin içinden çıkanlar emsal teşkil ediyor benim için.

Bu arada aldigim sinyalin net sarı olduğunu belirtmekte fayda var. Sarı olan yerden, başka bir metalin sinyalini alabilmekte zaten mümkün değil.

Hacim konusuna geri gelelim. Hacimden kastım, yapının hacmi. Örneğin tümülüs icinde 3x3x3 bir odanin içinde sarı oldugunu düşünelim. Bu 27 m3 (metreküp) bir hacim yapar. Aslında odadaki 100 gram sarının varlığından ziyade, 27 m3'lük bir metâlin varlığından söz etmek gerekir.

Çoğu kez değindiğim, boşluk içinde boşluk yoktur dememin altinda yatan sebep, 10 gr bir bileziği yerin 1 metre altinda noktalamak için ne gerekiyorsa, 27 m3'lük devasa bir metâl kütlesini yerin 9 metre altında noktalamak için de aynı şeyi yapmak gerektiğidir.

Bu testte beni ikna etmedi cümlesine geri dönmek istiyorum. Konunun amacı mesafeler, ama benim orada bulunma amacım ise, aynı alan içerisinde, farklı hacim ve mesafelerdeki hedefleri, birbirine karıştırmadan , hepsini ayrı ayrı kulağından tutup noktalamak!

Buna istinaden, yanımda bulundurdugum 2,5 gr sarı test objesini, 60 metre mesafeye gömdüm. Gomdugum istikamette benim kuzey tarafimdi.
Geri gelip çubukları kurduğumda, sorunsuz şekilde o hedefinde sinyaline kilitlenip tek seferde üzerine giderek noktalayabildim.
Biraz daha zorlamak istedigimden bu defa 150 metre mesafede aynı işlemi gerçekleştirdim. Sonuc değişmedi ve yine pozitifti.

(Rulmanlı cubuk ile 150 metre boyunca hedefe kilitli giderken, eğer çubuk hedefe gerçekten kilitli değilse, muhakkak o yol boyunca ama sağa ama sola bir yerlere kafa sallar,meyleder v.s.)
Yani çubuk gerçekten hedefe kilitli olmasa, o yürüyüş esnasında milisaniyeler içinde uclar döner gider hiçbir şey yapamazsınız. Çünkü hareket halindesiniz ve sarsıntılı yürüyorsunuz. Normal yürüme modunda.

Benim için "kilit" olan bilgi, elektrik ve manyetik alandan etkilenmezler özelliğini sistemime entegre etmek oldugu hususunu özellikle vurguluyorum. Çünkü çoğul hedeflerin sinyalleri 360⁰ birbiriyle iç içe girmiş olsada, "aynı karakterdeki" en güçlü olanlar sırıtmalılar.

Çünkü bu tecrübeden sonra, yüksek gerilim direğinin ve tellerinin altında olan bir nekropolde bir tespit yapabildim. Elbette konu tamamen test amaçlı bir tarım arazisi üzerindeydi.
Derinliği 120 cm verdiğimde, şiş ile kapak taşına 95 cm de erişildi. Demek ki kapak taşının kalınlığı bir karışmış.
Bu teyit ile birlikte, yaptığım testlerin geçerliliği konusunda, kendi kendimi ikna ettigim için edindiğim tecrübeyi paylaşmak istedim.

Rast gelsin..
Kolay gelsin.
Azmine hayranım kardasim.
 

mehmet narcı

Kullanıcı
Katılım
28 Ağustos 2015
Mesajlar
100
Beğeni
193
Puanları
43
Konum
Muğla / Fethiye
Merhaba hobidaşlar,

Çubukların, arazide değerli metalin sinyalini (emd) ne kadar mesafeden alabileceği konusunda muğlak ifadeler yerine, kendim için kesinleştirdiğim metraj örnekleri vermek istiyorum.
Günün birinde birilerine belki bir faydası dokunur diye..

Arazide yaşadığım bir sorunum vardı.
X bir bölgeye girip çubuk kurduğumda, X bir yeri noktaladiktan sonra, aynı alan içerisinde farklı farklı yerlerde çubuk kursam da, çubuklar noktaladiklari yeri birakmadığından, farklı bir nokta tespitinde zorluk yaşıyordum.
Sabit durarak çubuk kurma tekniğini kullandığımdan ve bazı handikapları da bertaraf etmek istedigimden ötürü bazı durumlara katlanıyordum diyelim.
Ancak bu tekniğin de, bir taraftan çokta uygun olmadiginin farkındaydım.
Velhasıl kelâm, emd'lerin özelliklerini ile ilgili örtüşmeyen net bir bilgi vardı. Ve uzun zamandır da beni rahatsız ediyordu.

O bilgi ;
" Emd'ler yüksüz oldukları için elektrik ve manyetik alandan etkilenmezler".

Ancak, çoğul hedeflerin olduğu bir arazide, en güçlü olarak farzedilen sinyalden başka, diğer sinyallerin varlığının arka plânda kaldığı bir teknik kusurlu anlamına geliyordu.

Sorunumun genel hatlarıyla tarifini yaptığımı düşünüyorum.
Bir süredir bunun üzerine çalışıyordum ve nihayetinde " O bilgi" olarak değindiğim emd özelliğine göre olması gereken şekilde tekniği güncelledim.

İşe yarayıp yaramadığını "tam anlamıyla" anlamak için de uygun koşulları barındıran bir araziye gittim.
Doğu - Batı doğrultusunda uzanan iki tümülüsün ortasında bir yere konumlandım.

Durduğum yere göre, daha heybetli olan, doğu istikametinde ve 600 metre mesafedeydi.
Diğeri Batı istikametinde ve 400 metre mesafedeydi.

İlk önce eski tekniğimi kullandığımda, daha yakın olan 400 metre mesafedeki hedefe kilitlendi. Bu kilitlenmenin bir çok versiyonunu kullandım ve tamamında farklı bir hedefe veya istikamete meyletmedi. Yani etrafta başka hedef varsa onu yakalayamıyordum ( Ki var diğer tümülüs!)

Sonrasında güncellediğim teknik ile 600 metre mesafedekini de aynı şartlar altında ve aynı netlik ile kilitlenme sağlayabildim.
Sonrasında, hangi istikamettekine kilitlenmek istiyorsam basardim ve benim için artık standardizasyon sağlandı. Yani direksiyonu elime alabildim.

Bu direksiyonu eline alma diye tabir ettiğim durum, ilk bakışta basit bir durum gibi algı yaratabilir.
Ancak, ilk kilitlenildiği andaki sinyal ile üzerine yürüyebilinecek, atlatmadan veya hedefe varmadan önce başka yere saptirmadan, çubukcuyu hedefin tam tepesine götürerek noktalama sağlayacak olan, doğru kenetlenmenin basit bir durum olmadığını söyleyebilirim.

Ana konunun hedefe olan mesafe, ne kadar uzaktan sinyal alınabilir? olduğunu belirtmiştim.

Konuyu, neden-niçin ile bir bütün anlatıyorum ki, fazla bilgi göz çıkarmaz diye düşünüyorum.
Zaten uzun yazıları bizim insanımız pek sevmez.
Benim de işime gelir.

Tabi bu test beni tam olarak ikna etmedi.
Çünkü hedefler tümülüs ve hacimleri büyük.
Hacimleri büyük dediysem, içinde 1 kg sarı var demiyorum. Muhtemelen içlerinde birkaç yüz gram sarı vardır. Kersebleptesin içinden çıkanlar emsal teşkil ediyor benim için.

Bu arada aldigim sinyalin net sarı olduğunu belirtmekte fayda var. Sarı olan yerden, başka bir metalin sinyalini alabilmekte zaten mümkün değil.

Hacim konusuna geri gelelim. Hacimden kastım, yapının hacmi. Örneğin tümülüs icinde 3x3x3 bir odanin içinde sarı oldugunu düşünelim. Bu 27 m3 (metreküp) bir hacim yapar. Aslında odadaki 100 gram sarının varlığından ziyade, 27 m3'lük bir metâlin varlığından söz etmek gerekir.

Çoğu kez değindiğim, boşluk içinde boşluk yoktur dememin altinda yatan sebep, 10 gr bir bileziği yerin 1 metre altinda noktalamak için ne gerekiyorsa, 27 m3'lük devasa bir metâl kütlesini yerin 9 metre altında noktalamak için de aynı şeyi yapmak gerektiğidir.

Bu testte beni ikna etmedi cümlesine geri dönmek istiyorum. Konunun amacı mesafeler, ama benim orada bulunma amacım ise, aynı alan içerisinde, farklı hacim ve mesafelerdeki hedefleri, birbirine karıştırmadan , hepsini ayrı ayrı kulağından tutup noktalamak!

Buna istinaden, yanımda bulundurdugum 2,5 gr sarı test objesini, 60 metre mesafeye gömdüm. Gomdugum istikamette benim kuzey tarafimdi.
Geri gelip çubukları kurduğumda, sorunsuz şekilde o hedefinde sinyaline kilitlenip tek seferde üzerine giderek noktalayabildim.
Biraz daha zorlamak istedigimden bu defa 150 metre mesafede aynı işlemi gerçekleştirdim. Sonuc değişmedi ve yine pozitifti.

(Rulmanlı cubuk ile 150 metre boyunca hedefe kilitli giderken, eğer çubuk hedefe gerçekten kilitli değilse, muhakkak o yol boyunca ama sağa ama sola bir yerlere kafa sallar,meyleder v.s.)
Yani çubuk gerçekten hedefe kilitli olmasa, o yürüyüş esnasında milisaniyeler içinde uclar döner gider hiçbir şey yapamazsınız. Çünkü hareket halindesiniz ve sarsıntılı yürüyorsunuz. Normal yürüme modunda.

Benim için "kilit" olan bilgi, elektrik ve manyetik alandan etkilenmezler özelliğini sistemime entegre etmek oldugu hususunu özellikle vurguluyorum. Çünkü çoğul hedeflerin sinyalleri 360⁰ birbiriyle iç içe girmiş olsada, "aynı karakterdeki" en güçlü olanlar sırıtmalılar.

Çünkü bu tecrübeden sonra, yüksek gerilim direğinin ve tellerinin altında olan bir nekropolde bir tespit yapabildim. Elbette konu tamamen test amaçlı bir tarım arazisi üzerindeydi.
Derinliği 120 cm verdiğimde, şiş ile kapak taşına 95 cm de erişildi. Demek ki kapak taşının kalınlığı bir karışmış.
Bu teyit ile birlikte, yaptığım testlerin geçerliliği konusunda, kendi kendimi ikna ettigim için edindiğim tecrübeyi paylaşmak istedim.

Rast gelsin..
@_Trakyalı_ ustam çalismalarinizda basarilarinizin dewamini dilerim
 

El-Ensari

Kullanıcı
Katılım
27 Mart 2021
Mesajlar
949
Beğeni
2,662
Puanları
93
Eyvallah Ustam, teşekkür ederim.
Son sorduğunuz soru ile başlayayım.
Sanırım toprağa bakır çubuk saplamayı kasdettiniz.
Bildiğiniz gibi Altın gibi bakırda diyamanyetik bir metaldir, yerin manyetik gücüne zayıf bir tepkime veriyor.
bakır ile altın arasında direk bir etkileşim olmayacaksa da,
Bakırın ısı ve yüksek iletkenliğinden dolayı , altının gömülü olduğu alanda ki Ametaller, topraktaki diğer elementler ile bir reaksiyona girip, parazit sinyalleri azaltabileceğini
düşünüyorum. Doğrusunu isterseniz bu güne kadar bakır çubuğu bu amaçla kullandığım halde kayda değer bir ilerleme saglayamadim.
Ancak eğer sizde doğru bulursanız denemek istediğim farklı hususlar var.
1-Mesela sinyal aldığımız yerde, halelerin dışında, toprağa diamanyetik bir metal saplamak yerine, Ferromanyetik metal ve malzeme kullanılarak bir manyetik alan oluşturup, olumlu, olumsuz etkilerini analiz etmek.
Oluşturulan yeni manyetik alanın etkisine göre diamanyetik metalin elektronlarında ve enerji seviyelerinde bir değişiklik olmasını bekliyorum , ve buna bağlı olarak orbitalleri ve dalga boylarında da bir değişim olacağını düşünüyorum.
Ya da işler daha da karmaşık bir hale de gelebilir, çünkü topraktaki diğer elementler de var...
2- Aynalama yapmak: Işık, farklı frekanslardaki elektromanyetik dalgaların bir bileşimidir. Aynadan yansıyan ışık da bu frekansları içerir. Bu frekanslar, metaldeki elektronların enerji seviyeleri arasındaki geçişlerle etkileşime girerek, absorpsiyon veya emisyon, (yani yayma -yutma )olaylarına neden olabilir. bu hususta da fazla bilgim yok ama araştırıyorum, mesela yine söz konusu alanda, halelerin hemen dışında, sinyale doğru bir ayna sabit bir şekilde tutulsa,
elektronların hareketlerinde ve enerji seviyelerinde değişikliklere neden olabilir , bu durumda yansıma dediğimiz şeye nasıl bir etkisi olur, mesela yansımayı ters yöne aktarabilir mi?
Ustam, kullandığım terimleri ve üslubu ukalalik saymayin lütfen,
Söylediğiniz gibi, bu terimleri kullanarak dersime biraz çalıştığımı ifade etmek istedim.
Başka nasıl bir yol ve yöntem ile çalışmamı istersiniz ? İyice kavradiklarimi test sahasında birer birer uygulayıp analiz etmek istiyorum.
* İlk fırsatta köye gidip altını en az 80 cm derine gömeceğim.
Ancak söylediğiniz ebatlarda bir boşluk oluşturmak kepçe olmadan zor olacak, imkan bulduğum da yapacağım inşaallah, hatta 100 lt lik bidon yerine, duvarları da örüp, üstünü ağaç, tahta ve çadır ile kapatıp, toprak ile doldurmayı düşünüyorum.
Fakat kafama takılan bir şey var,
Daha önce anlattığınız Metallerin baskınlığı konusu...
Odanın bir köşesine Altın, bir köşesine gümüş, bir köşesine kurşun, bir köşesine de bakır veya demir şeklinde metalleri koyarsam, bu durumda altın hepsine baskın gelmez mi?
Yapılan testlerde hepsinde altının tepkilerini almaz miyim?
Ve son olarak Ustam, böyle bir odayı sonradan tekrar açıp kapama zor olacağı için, altın ve gümüş ten başka tam olarak neleri yerlestirmemi istersiniz, elimde arazide bulduğum küp parçaları da var.
Mesela bunların birbiriyle temaslı - temassız olması nasıl olur?
...
Tekrar teşekkür ederim, hayırlı geceler Ustam.
Merhaba ustam, gayretlerinizi tebrik eder, başarılarinizin devamını dilerim.
 

_Trakyalı_

Vip Üye
Katılım
29 Mayıs 2024
Mesajlar
313
Beğeni
1,129
Puanları
93
Merhaba,

Test sahasında uzun süredir denemeler yapan arkadaşlar var. Denemeler, testler ciddi ter döküyorlar.

Kendi tecrübeme göre, hedefi 12 den noktalayan çubuğun davranışlarını yazacağım. Belki birine bir çıkış patikası olur.

Öncelikle test sahasında yapılan temel hata, elindeki tüm silah ve mermilerle hedefin merkezine gitmeye çalışıp, o da yetmeyip üzerine çıkıp çubuklarin kapanmasını sağlamaya çalışmak oluyor.
Aşama aşama ilerlenirse daha sağlıklı yol alınır.

Sinyal Alma :

1 metreye gömdüğünüz 1 adet çeyrek altının sinyalini almak için 3-5 metre yakınlarında dolaşmamanizi tavsiye ediyorum.
Yakınlarında dolasirsaniz, gerçekleri saptirirsiniz.
Hatta kendinize "derin bir sığlık" felsefesi oluşturursunuz.

Ortalama 50 metre uzağa açılın. Merak etmeyin, elinizdeki çubuk 5 metreden "gerçekten" sinyal alabiliyorsa, 50 metreden de aynı verimde sinyali alır.

Tecrübemin, sabit durarak sinyal alma usulü üzerine olduğunu hatırlatırım.

Hedefe arkanızı vererek çubukları kurun. İllâ tam arkaniz olmak zorunda değil. Sol omuzunuza daha yakın olsa daha iyi olur. Objektif olmalısınız. Yönlendirmeden kurtulmuş olmalısınız.

Çubukları kurduğunuzda çubuklar ne yapıyor?
Her ikisi de koordineli şekilde hareket etmeli.
Birbirinden ayrı bağımsız olmamalı.
Extrem bir durum yoksa, döngüyü sağdan baslatmalı. Sağa doğru koordineli yol alırlar.
İzleyin..
45⁰ açıyla mı döngüyü yapıyor? 90⁰ açıyla mı döngüyü yapıyor? Kesik kesik mi takılıyor?
Biri uçlarından tutmuş gibi kesintisiz yağ gibi dönerek mi hedefe gidiyor?
Ya da dönüyor dönüyor ama hicbir yere kilitlenmiyor mu?
Cubuklar, her istikamete dönüp durdugunda, sizde yüzünüzü o tarafa döneceksiniz.

Hedef ile göz göze geldiginizde, çubuk çarpı yapıp kapatmalı. Yaptığı bu çarpı açısından da metalin cinsini size söylemeli.
İster hedeften 100 metre, ister 10 metre, ister 1 metre uzakta olun, bu davranış değişmemeli.

Sağdan yön almanın bir istisnası, çok nadir bazen sağ döngüde hedefi geçer ve bu defa geçtiğini fark edip sola geri döner ve çarpı yapar. Bu genelde hacim içinde olur. Ancak binde bir olur. Aklınızda olsun. Döngü her daim sağdan olmalı.

Soldan soldan hedefi yakalar çarpı olursa bekleyin. Muhtemelen geri açacaktır. Geri acmiyorsa, kilitlendigi şey aradığınız şey değildir.
Aradığınız şeyin sebep olduğu sinyal olabilir, ama o kilitlendiginiz sizi hedefe götürmez bu da aklınızda olsun.

Çarpılar, her metalin cinsine göre farklılık gösterir. En geniş çarpıyi sarı yaptırtır. Onun üstünde gümüş, onun üstünde bakır diye devam eder.

Önce, sinyal almanın çözümlenmesi gerekir. İlk düğme doğru iliklenmeli ki, sonrakilerin doğru olabilme şansı olsun. (Kendi tecrübeme göre)

Bunu yaptığınızda, hedefe doğru yürümeye başlarsanız, cubuklar açılır ve kurdugu bağ ile birlikte sizi hedefe götürmek için yola çıkarır.
2 yolunuz var.
Ya ip gibi hedefe gideceksiniz ya da 5-10-20 adımda bir o istikamete normal yürüyüp, belirli aralıklarla cubuk kurmaya devam edeceksiniz.
Hedefi geçtiğinizde, ya da yan tarafinizda bir yerde kaldığında, cubuk size istikameti verecektir.
Her 2 yolunda avantajı ve dezavantajı var. Tecrubenize göre hareket etmelisiniz.
Siz, ilk önce aralıklı cubuk kurarak ilerlemeyi deneyin.
Nasilsa test sahasindasiniz. Hedefin yeri belli. Neler oluyor göreceksiniz.

"Cubugunuz/sisteminiz" yeterliyse, hedefin dibine kadar gideceksiniz. Gidemiyorsaniz, gidebilecek yolları bulacaksınız.

Hacim halesi içinde cubuk kurdugunuzda, carpi yapip geri açar, açtıktan sonra sarıda sola, diğerlerinde sağa atıp tekrar hedefe geri gelebilir.
Bu ve buna benzer şeyler yapıyorsa sorunu muhakkak cozmelisiniz. Aklinizda bulunsun.

Noktalama :

Hedefe en yakın yerde cubuk kurup ilgili metâlin carpisini aldığınızda, derinlik sınırını noktalamadan, hedef tam topuklarinizin altındayken aynı çarpıyi almanız gerekir. 50 metre ötede aldiginiz çarpı ile hedef topuklarinizin altındayken aldiginiz çarpı açısı aynı olmalıdır.

Bir çubuğun noktalayip noktalamadigini en kestirmeden öğrenmenin yolu, 1 metre derinde gömülü sarıkızın üzerine topuklarinizi koyup cubuk kurmaktır. Zihinsel olarak noktaliyorsaniz bu şekilde kendinizi teyit edebilirsiniz.
Gerekiyorsa 100 defa cubuk kurun.

Bu şekilde cubuk kurdugunuzda, eğer gerçekten hedefi noktalayabilecek kapasitede cubugunuz var ise, cubugu kurduğunuz gibi metalin çarpisini yapar. Ve bir daha asla açmaz!
1 saat öyle beklesenizde acmamali.

o yüzden çarpı yaptı diyerek bırakmayın.
Islık cala cala bekleyin bakalım geri acacak mı?

Hedefi , hedef 12 den noktalayan bir çubuğun yapamadıkları (yapmaması gereken) vardır.
Bunlar ;


* Derinlik vermemelidir. Noktaladiktan sonra çarpı haldeyken yürümeye devam ettiğinizde derinlik alabiliyorsaniz, her şeyi beyninizde yapıyorsunuz demektir. Kendinizi ve tüm süreci kontrol edin.

* Test sahanızda bosluklu alan olusturduysaniz, çivi-kablo ile derinlik ve bosluk ic derinlik almak isterseniz, bilinen şekilde çiviyi batırıp kabloyu serip veri almak isterseniz alamazsınız.
Alacağınız tek veri, kablonun bitim ucundaki metalin carpisi olacaktır.
Geri dönüşte de sadece yine bitim ucunda çarpıyı alırsınız.

Not: Hem boşluklu hem boşluksuz alanda tüm derinlik verileri net alınır ama tekniği farklıdır.

Bunları yapamamasının, yapmaması gerekliliği fiziğe dayanır.

Yapması Gerekenler;

* Noktalama öncesi çarpı yapip kalmalı.
* Hedef topuk altinda kaldığında aynı carpi ile noktalamali.
***** Noktalama sonrası devam edildiğinde hacim bitimini net vermeli ve bunu yaparken de metâl cinsini teyit edecek davranışı göstermeli.

Meraklı hobidaşlar için bu küçük ayrıntılar kendilerine bir patika açabilir temennisiyle.

Rast gelsin..
 

Dedektif

Vip Üye
Katılım
3 Haziran 2015
Mesajlar
658
Beğeni
670
Puanları
93
Merhaba,

Test sahasında uzun süredir denemeler yapan arkadaşlar var. Denemeler, testler ciddi ter döküyorlar.

Kendi tecrübeme göre, hedefi 12 den noktalayan çubuğun davranışlarını yazacağım. Belki birine bir çıkış patikası olur.

Öncelikle test sahasında yapılan temel hata, elindeki tüm silah ve mermilerle hedefin merkezine gitmeye çalışıp, o da yetmeyip üzerine çıkıp çubuklarin kapanmasını sağlamaya çalışmak oluyor.
Aşama aşama ilerlenirse daha sağlıklı yol alınır.

Sinyal Alma :

1 metreye gömdüğünüz 1 adet çeyrek altının sinyalini almak için 3-5 metre yakınlarında dolaşmamanizi tavsiye ediyorum.
Yakınlarında dolasirsaniz, gerçekleri saptirirsiniz.
Hatta kendinize "derin bir sığlık" felsefesi oluşturursunuz.

Ortalama 50 metre uzağa açılın. Merak etmeyin, elinizdeki çubuk 5 metreden "gerçekten" sinyal alabiliyorsa, 50 metreden de aynı verimde sinyali alır.

Tecrübemin, sabit durarak sinyal alma usulü üzerine olduğunu hatırlatırım.

Hedefe arkanızı vererek çubukları kurun. İllâ tam arkaniz olmak zorunda değil. Sol omuzunuza daha yakın olsa daha iyi olur. Objektif olmalısınız. Yönlendirmeden kurtulmuş olmalısınız.

Çubukları kurduğunuzda çubuklar ne yapıyor?
Her ikisi de koordineli şekilde hareket etmeli.
Birbirinden ayrı bağımsız olmamalı.
Extrem bir durum yoksa, döngüyü sağdan baslatmalı. Sağa doğru koordineli yol alırlar.
İzleyin..
45⁰ açıyla mı döngüyü yapıyor? 90⁰ açıyla mı döngüyü yapıyor? Kesik kesik mi takılıyor?
Biri uçlarından tutmuş gibi kesintisiz yağ gibi dönerek mi hedefe gidiyor?
Ya da dönüyor dönüyor ama hicbir yere kilitlenmiyor mu?
Cubuklar, her istikamete dönüp durdugunda, sizde yüzünüzü o tarafa döneceksiniz.

Hedef ile göz göze geldiginizde, çubuk çarpı yapıp kapatmalı. Yaptığı bu çarpı açısından da metalin cinsini size söylemeli.
İster hedeften 100 metre, ister 10 metre, ister 1 metre uzakta olun, bu davranış değişmemeli.

Sağdan yön almanın bir istisnası, çok nadir bazen sağ döngüde hedefi geçer ve bu defa geçtiğini fark edip sola geri döner ve çarpı yapar. Bu genelde hacim içinde olur. Ancak binde bir olur. Aklınızda olsun. Döngü her daim sağdan olmalı.

Soldan soldan hedefi yakalar çarpı olursa bekleyin. Muhtemelen geri açacaktır. Geri acmiyorsa, kilitlendigi şey aradığınız şey değildir.
Aradığınız şeyin sebep olduğu sinyal olabilir, ama o kilitlendiginiz sizi hedefe götürmez bu da aklınızda olsun.

Çarpılar, her metalin cinsine göre farklılık gösterir. En geniş çarpıyi sarı yaptırtır. Onun üstünde gümüş, onun üstünde bakır diye devam eder.

Önce, sinyal almanın çözümlenmesi gerekir. İlk düğme doğru iliklenmeli ki, sonrakilerin doğru olabilme şansı olsun. (Kendi tecrübeme göre)

Bunu yaptığınızda, hedefe doğru yürümeye başlarsanız, cubuklar açılır ve kurdugu bağ ile birlikte sizi hedefe götürmek için yola çıkarır.
2 yolunuz var.
Ya ip gibi hedefe gideceksiniz ya da 5-10-20 adımda bir o istikamete normal yürüyüp, belirli aralıklarla cubuk kurmaya devam edeceksiniz.
Hedefi geçtiğinizde, ya da yan tarafinizda bir yerde kaldığında, cubuk size istikameti verecektir.
Her 2 yolunda avantajı ve dezavantajı var. Tecrubenize göre hareket etmelisiniz.
Siz, ilk önce aralıklı cubuk kurarak ilerlemeyi deneyin.
Nasilsa test sahasindasiniz. Hedefin yeri belli. Neler oluyor göreceksiniz.

"Cubugunuz/sisteminiz" yeterliyse, hedefin dibine kadar gideceksiniz. Gidemiyorsaniz, gidebilecek yolları bulacaksınız.

Hacim halesi içinde cubuk kurdugunuzda, carpi yapip geri açar, açtıktan sonra sarıda sola, diğerlerinde sağa atıp tekrar hedefe geri gelebilir.
Bu ve buna benzer şeyler yapıyorsa sorunu muhakkak cozmelisiniz. Aklinizda bulunsun.

Noktalama :

Hedefe en yakın yerde cubuk kurup ilgili metâlin carpisini aldığınızda, derinlik sınırını noktalamadan, hedef tam topuklarinizin altındayken aynı çarpıyi almanız gerekir. 50 metre ötede aldiginiz çarpı ile hedef topuklarinizin altındayken aldiginiz çarpı açısı aynı olmalıdır.

Bir çubuğun noktalayip noktalamadigini en kestirmeden öğrenmenin yolu, 1 metre derinde gömülü sarıkızın üzerine topuklarinizi koyup cubuk kurmaktır. Zihinsel olarak noktaliyorsaniz bu şekilde kendinizi teyit edebilirsiniz.
Gerekiyorsa 100 defa cubuk kurun.

Bu şekilde cubuk kurdugunuzda, eğer gerçekten hedefi noktalayabilecek kapasitede cubugunuz var ise, cubugu kurduğunuz gibi metalin çarpisini yapar. Ve bir daha asla açmaz!
1 saat öyle beklesenizde acmamali.

o yüzden çarpı yaptı diyerek bırakmayın.
Islık cala cala bekleyin bakalım geri acacak mı?

Hedefi , hedef 12 den noktalayan bir çubuğun yapamadıkları (yapmaması gereken) vardır.
Bunlar ;


* Derinlik vermemelidir. Noktaladiktan sonra çarpı haldeyken yürümeye devam ettiğinizde derinlik alabiliyorsaniz, her şeyi beyninizde yapıyorsunuz demektir. Kendinizi ve tüm süreci kontrol edin.

* Test sahanızda bosluklu alan olusturduysaniz, çivi-kablo ile derinlik ve bosluk ic derinlik almak isterseniz, bilinen şekilde çiviyi batırıp kabloyu serip veri almak isterseniz alamazsınız.
Alacağınız tek veri, kablonun bitim ucundaki metalin carpisi olacaktır.
Geri dönüşte de sadece yine bitim ucunda çarpıyı alırsınız.

Not: Hem boşluklu hem boşluksuz alanda tüm derinlik verileri net alınır ama tekniği farklıdır.

Bunları yapamamasının, yapmaması gerekliliği fiziğe dayanır.

Yapması Gerekenler;

* Noktalama öncesi çarpı yapip kalmalı.
* Hedef topuk altinda kaldığında aynı carpi ile noktalamali.
***** Noktalama sonrası devam edildiğinde hacim bitimini net vermeli ve bunu yaparken de metâl cinsini teyit edecek davranışı göstermeli.

Meraklı hobidaşlar için bu küçük ayrıntılar kendilerine bir patika açabilir temennisiyle.

Rast gelsin..

Ustam,
Çubuk testi için İlk defa gittiğim alanda kurduğum çubuğun hiçbir sapma-tepki vermeden ortalama 150 mt gidip noktalama yaptığı yerde 2x3 boşluk gösterme durumunu nasıl yorumlamak lazım..örneğin o mesafeden minerale çeker mi..mineral nizami hat oluştururmu...Bendeki çubuk kalın bakır tel..
Aynı noktaya yanımdaki çubukçunun içine maden koyulmuş çubuğu, hiçbir tepki vermedi.ne boşluk ne metal
 

_Trakyalı_

Vip Üye
Katılım
29 Mayıs 2024
Mesajlar
313
Beğeni
1,129
Puanları
93
Ustam,
Çubuk testi için İlk defa gittiğim alanda kurduğum çubuğun hiçbir sapma-tepki vermeden ortalama 150 mt gidip noktalama yaptığı yerde 2x3 boşluk gösterme durumunu nasıl yorumlamak lazım..örneğin o mesafeden minerale çeker mi..mineral nizami hat oluştururmu...Bendeki çubuk kalın bakır tel..
Aynı noktaya yanımdaki çubukçunun içine maden koyulmuş çubuğu, hiçbir tepki vermedi.ne boşluk ne metal
Her ikiside olabilir ustam.
Mineralde nizami hat ve nizami geometrik sekil oluşturur.
Çubuk biraz yetersiz ise, minerali cok daha uzun mesafelerden çeker.
Tecrübeniz dahilindeki testleri yapınız.
 

_Trakyalı_

Vip Üye
Katılım
29 Mayıs 2024
Mesajlar
313
Beğeni
1,129
Puanları
93
Merhaba,

Test sahasında uzun süredir denemeler yapan arkadaşlar var. Denemeler, testler ciddi ter döküyorlar.

Kendi tecrübeme göre, hedefi 12 den noktalayan çubuğun davranışlarını yazacağım. Belki birine bir çıkış patikası olur.

Öncelikle test sahasında yapılan temel hata, elindeki tüm silah ve mermilerle hedefin merkezine gitmeye çalışıp, o da yetmeyip üzerine çıkıp çubuklarin kapanmasını sağlamaya çalışmak oluyor.
Aşama aşama ilerlenirse daha sağlıklı yol alınır.

Sinyal Alma :

1 metreye gömdüğünüz 1 adet çeyrek altının sinyalini almak için 3-5 metre yakınlarında dolaşmamanizi tavsiye ediyorum.
Yakınlarında dolasirsaniz, gerçekleri saptirirsiniz.
Hatta kendinize "derin bir sığlık" felsefesi oluşturursunuz.

Ortalama 50 metre uzağa açılın. Merak etmeyin, elinizdeki çubuk 5 metreden "gerçekten" sinyal alabiliyorsa, 50 metreden de aynı verimde sinyali alır.

Tecrübemin, sabit durarak sinyal alma usulü üzerine olduğunu hatırlatırım.

Hedefe arkanızı vererek çubukları kurun. İllâ tam arkaniz olmak zorunda değil. Sol omuzunuza daha yakın olsa daha iyi olur. Objektif olmalısınız. Yönlendirmeden kurtulmuş olmalısınız.

Çubukları kurduğunuzda çubuklar ne yapıyor?
Her ikisi de koordineli şekilde hareket etmeli.
Birbirinden ayrı bağımsız olmamalı.
Extrem bir durum yoksa, döngüyü sağdan baslatmalı. Sağa doğru koordineli yol alırlar.
İzleyin..
45⁰ açıyla mı döngüyü yapıyor? 90⁰ açıyla mı döngüyü yapıyor? Kesik kesik mi takılıyor?
Biri uçlarından tutmuş gibi kesintisiz yağ gibi dönerek mi hedefe gidiyor?
Ya da dönüyor dönüyor ama hicbir yere kilitlenmiyor mu?
Cubuklar, her istikamete dönüp durdugunda, sizde yüzünüzü o tarafa döneceksiniz.

Hedef ile göz göze geldiginizde, çubuk çarpı yapıp kapatmalı. Yaptığı bu çarpı açısından da metalin cinsini size söylemeli.
İster hedeften 100 metre, ister 10 metre, ister 1 metre uzakta olun, bu davranış değişmemeli.

Sağdan yön almanın bir istisnası, çok nadir bazen sağ döngüde hedefi geçer ve bu defa geçtiğini fark edip sola geri döner ve çarpı yapar. Bu genelde hacim içinde olur. Ancak binde bir olur. Aklınızda olsun. Döngü her daim sağdan olmalı.

Soldan soldan hedefi yakalar çarpı olursa bekleyin. Muhtemelen geri açacaktır. Geri acmiyorsa, kilitlendigi şey aradığınız şey değildir.
Aradığınız şeyin sebep olduğu sinyal olabilir, ama o kilitlendiginiz sizi hedefe götürmez bu da aklınızda olsun.

Çarpılar, her metalin cinsine göre farklılık gösterir. En geniş çarpıyi sarı yaptırtır. Onun üstünde gümüş, onun üstünde bakır diye devam eder.

Önce, sinyal almanın çözümlenmesi gerekir. İlk düğme doğru iliklenmeli ki, sonrakilerin doğru olabilme şansı olsun. (Kendi tecrübeme göre)

Bunu yaptığınızda, hedefe doğru yürümeye başlarsanız, cubuklar açılır ve kurdugu bağ ile birlikte sizi hedefe götürmek için yola çıkarır.
2 yolunuz var.
Ya ip gibi hedefe gideceksiniz ya da 5-10-20 adımda bir o istikamete normal yürüyüp, belirli aralıklarla cubuk kurmaya devam edeceksiniz.
Hedefi geçtiğinizde, ya da yan tarafinizda bir yerde kaldığında, cubuk size istikameti verecektir.
Her 2 yolunda avantajı ve dezavantajı var. Tecrubenize göre hareket etmelisiniz.
Siz, ilk önce aralıklı cubuk kurarak ilerlemeyi deneyin.
Nasilsa test sahasindasiniz. Hedefin yeri belli. Neler oluyor göreceksiniz.

"Cubugunuz/sisteminiz" yeterliyse, hedefin dibine kadar gideceksiniz. Gidemiyorsaniz, gidebilecek yolları bulacaksınız.

Hacim halesi içinde cubuk kurdugunuzda, carpi yapip geri açar, açtıktan sonra sarıda sola, diğerlerinde sağa atıp tekrar hedefe geri gelebilir.
Bu ve buna benzer şeyler yapıyorsa sorunu muhakkak cozmelisiniz. Aklinizda bulunsun.

Noktalama :

Hedefe en yakın yerde cubuk kurup ilgili metâlin carpisini aldığınızda, derinlik sınırını noktalamadan, hedef tam topuklarinizin altındayken aynı çarpıyi almanız gerekir. 50 metre ötede aldiginiz çarpı ile hedef topuklarinizin altındayken aldiginiz çarpı açısı aynı olmalıdır.

Bir çubuğun noktalayip noktalamadigini en kestirmeden öğrenmenin yolu, 1 metre derinde gömülü sarıkızın üzerine topuklarinizi koyup cubuk kurmaktır. Zihinsel olarak noktaliyorsaniz bu şekilde kendinizi teyit edebilirsiniz.
Gerekiyorsa 100 defa cubuk kurun.

Bu şekilde cubuk kurdugunuzda, eğer gerçekten hedefi noktalayabilecek kapasitede cubugunuz var ise, cubugu kurduğunuz gibi metalin çarpisini yapar. Ve bir daha asla açmaz!
1 saat öyle beklesenizde acmamali.

o yüzden çarpı yaptı diyerek bırakmayın.
Islık cala cala bekleyin bakalım geri acacak mı?

Hedefi , hedef 12 den noktalayan bir çubuğun yapamadıkları (yapmaması gereken) vardır.
Bunlar ;


* Derinlik vermemelidir. Noktaladiktan sonra çarpı haldeyken yürümeye devam ettiğinizde derinlik alabiliyorsaniz, her şeyi beyninizde yapıyorsunuz demektir. Kendinizi ve tüm süreci kontrol edin.

* Test sahanızda bosluklu alan olusturduysaniz, çivi-kablo ile derinlik ve bosluk ic derinlik almak isterseniz, bilinen şekilde çiviyi batırıp kabloyu serip veri almak isterseniz alamazsınız.
Alacağınız tek veri, kablonun bitim ucundaki metalin carpisi olacaktır.
Geri dönüşte de sadece yine bitim ucunda çarpıyı alırsınız.

Not: Hem boşluklu hem boşluksuz alanda tüm derinlik verileri net alınır ama tekniği farklıdır.

Bunları yapamamasının, yapmaması gerekliliği fiziğe dayanır.

Yapması Gerekenler;

* Noktalama öncesi çarpı yapip kalmalı.
* Hedef topuk altinda kaldığında aynı carpi ile noktalamali.
***** Noktalama sonrası devam edildiğinde hacim bitimini net vermeli ve bunu yaparken de metâl cinsini teyit edecek davranışı göstermeli.

Meraklı hobidaşlar için bu küçük ayrıntılar kendilerine bir patika açabilir temennisiyle.

Rast gelsin..
Önceki yazılara hakim olmayanlar için;

Yukarıdaki anlatımların, yalın cubuk ile yapılabilmesi mümkün değildir notunu düşmem gerekir.

Ben, X bir noktada toprak üzerinde sabit kendi oluşturduğum bir sistemi kullanıyorum.

Sistemin yakininda ya da uzağında olmamı gerektirecek bir durum olmayacak şekilde tasarladım. İstediğim yerde ve yönde durabilirim. Bu konuda özgürüm.

Sistemin temel amacı, almak istediğimiz sinyalleri ortaya çıkarmak üzerine kurulu.
Örnek vermek gerekirse, X bir noktada sarıkız varsa, onun eline mikrofonu/megafonu verip, ben buradayım diye haykırmasını sağlayan bir süreç şeklinde özetleyebilirim.
O yüzden çok çok uzak mesafelerden de sinyali alabiliyorum.
Ancak EMD'lerin, 1 saniyede dünyanın çevresini 7 defa dolasabilecek kadar hızlı yol aldıklarını unutmamanızı tavsiye ederim. Bu yüzden çok uzak mesafeden sinyali yakalamak, çokta büyük bir yetenek gerektirecek bir durum değil.
Sürecin doğru tasarlanması kâfi. Gerisi çorap söküğü.

Sistem, 7 katmanlı birbirine entegre olmuş bir yapı. Karmaşık değil. Sadece 3-5 fizik kuralının doğru sıralanmış hali.
Çubuklar çelik ve rulmanlı. Satın alindiklari gibi değil. Tam nokta yapabilmesi için minör dokunuşlarim var. Bu dokunuşlar elbette sistemle doğru orantıda ve aynı fizik kuralları çerçevesinde.
Ezelden beri de 6 köşe çelik çubuk kullanırım.
6 farklı yüzün sinyali daha iyi yakaladığını düşünüyorum.
Cok eski yazilarimda buna hitaben "bold pilot" benzetmesi yapmıştım. Halâ da aynı görüşümün arkasındayım.

Sonuç olarak;
Sistem tezahürat yaptırtıyor, çubuk da avlıyor.

***** Önce uzaktan sinyali yakalamayı cözünüz tavsiyesi, içinde çok şey barındıran bir durum olduğunu tekraren ve üstüne basa basa vurguluyorum. Bu sorun hallediginde, merkezi noktalamak kalacak. İlk aşamayı halleden, 2. aşamayı hayli hayli hâlleder.

Bu konularla ilgili yazmam gereken, yazabileceğim şeyleri yazdığımı düşünüyorum.
Artisi/eskisiyle hobidaşlara verebileceğim feyz bu kadar.


Uğraşı sevenlere bol şanslar.
Rast gelsin..
 

El-Ensari

Kullanıcı
Katılım
27 Mart 2021
Mesajlar
949
Beğeni
2,662
Puanları
93
Önceki yazılara hakim olmayanlar için;

Yukarıdaki anlatımların, yalın cubuk ile yapılabilmesi mümkün değildir notunu düşmem gerekir.

Ben, X bir noktada toprak üzerinde sabit kendi oluşturduğum bir sistemi kullanıyorum.

Sistemin yakininda ya da uzağında olmamı gerektirecek bir durum olmayacak şekilde tasarladım. İstediğim yerde ve yönde durabilirim. Bu konuda özgürüm.

Sistemin temel amacı, almak istediğimiz sinyalleri ortaya çıkarmak üzerine kurulu.
Örnek vermek gerekirse, X bir noktada sarıkız varsa, onun eline mikrofonu/megafonu verip, ben buradayım diye haykırmasını sağlayan bir süreç şeklinde özetleyebilirim.
O yüzden çok çok uzak mesafelerden de sinyali alabiliyorum.
Ancak EMD'lerin, 1 saniyede dünyanın çevresini 7 defa dolasabilecek kadar hızlı yol aldıklarını unutmamanızı tavsiye ederim. Bu yüzden çok uzak mesafeden sinyali yakalamak, çokta büyük bir yetenek gerektirecek bir durum değil.
Sürecin doğru tasarlanması kâfi. Gerisi çorap söküğü.

Sistem, 7 katmanlı birbirine entegre olmuş bir yapı. Karmaşık değil. Sadece 3-5 fizik kuralının doğru sıralanmış hali.
Çubuklar çelik ve rulmanlı. Satın alindiklari gibi değil. Tam nokta yapabilmesi için minör dokunuşlarim var. Bu dokunuşlar elbette sistemle doğru orantıda ve aynı fizik kuralları çerçevesinde.
Ezelden beri de 6 köşe çelik çubuk kullanırım.
6 farklı yüzün sinyali daha iyi yakaladığını düşünüyorum.
Cok eski yazilarimda buna hitaben "bold pilot" benzetmesi yapmıştım. Halâ da aynı görüşümün arkasındayım.

Sonuç olarak;
Sistem tezahürat yaptırtıyor, çubuk da avlıyor.

***** Önce uzaktan sinyali yakalamayı cözünüz tavsiyesi, içinde çok şey barındıran bir durum olduğunu tekraren ve üstüne basa basa vurguluyorum. Bu sorun hallediginde, merkezi noktalamak kalacak. İlk aşamayı halleden, 2. aşamayı hayli hayli hâlleder.

Bu konularla ilgili yazmam gereken, yazabileceğim şeyleri yazdığımı düşünüyorum.
Artisi/eskisiyle hobidaşlara verebileceğim feyz bu kadar.


Uğraşı sevenlere bol şanslar.
Rast gelsin..
Eyvallah ustam bilgiler için teşekkürler.
Fakat benim gibi Fizik,Kimya dan hiç anlamayanlar için bu kıymetl bilgiler çok fazla bir şey ifade etmiyor.
Yazılarınızı defaatle okudum, birkaç ay fizik kurallarına merak sarıp internetten köşe bucak konuları araştırdım, hiç duymadım kelimeleri, terimleri , hiç bilmediğim konuları merakla inceledim.
Öğrendiklerimi tez sahasında neden sonuç ilişkisi içerisi'nde anlamaya ve yorumlamaya çalıştım, fakat anladım ki sizin gibi işin ehli olmayınca ,konuya hakim olmayınca bir arpa boyu yol alınmıyor.
Ve bu da haliyle bir üşengenlik, bir yılgınlık, hatta bıkkınlık sebebiyeti oluyor.
Aslında çok kere terimleri yanlış anlamak, anlamlandırmak, en büyük sorunlardan birisi diye düşünüyorum.
Belki de daha basit, daha sade, daha anlaşılır ifadeler ile konular anlatılsa her şey çok daha farklı olabilirdi.
* Bahsettiğiniz ek sistemi oluşturmak için de aynı şekilde yeterli bilgiye deney ve tecrübelere sahip olmak lazım, ki biz aradığımız şeyin hakkında bilen yeterli bilgi sahibi değilken, onu ortaya çıkarabilecek ve sesini daha gür çıkaracak bir sistemi nasıl oluşturalım???
*Ama yazdıklarınızı, bilgi ve tecrübelerinizi hayranlıkla okuyorum.
Teşekkür ediyorum.
 
Üst Alt