Kolay gelsin.Merhaba hobidaşlar,
Çubukların, arazide değerli metalin sinyalini (emd) ne kadar mesafeden alabileceği konusunda muğlak ifadeler yerine, kendim için kesinleştirdiğim metraj örnekleri vermek istiyorum.
Günün birinde birilerine belki bir faydası dokunur diye..
Arazide yaşadığım bir sorunum vardı.
X bir bölgeye girip çubuk kurduğumda, X bir yeri noktaladiktan sonra, aynı alan içerisinde farklı farklı yerlerde çubuk kursam da, çubuklar noktaladiklari yeri birakmadığından, farklı bir nokta tespitinde zorluk yaşıyordum.
Sabit durarak çubuk kurma tekniğini kullandığımdan ve bazı handikapları da bertaraf etmek istedigimden ötürü bazı durumlara katlanıyordum diyelim.
Ancak bu tekniğin de, bir taraftan çokta uygun olmadiginin farkındaydım.
Velhasıl kelâm, emd'lerin özelliklerini ile ilgili örtüşmeyen net bir bilgi vardı. Ve uzun zamandır da beni rahatsız ediyordu.
O bilgi ;
" Emd'ler yüksüz oldukları için elektrik ve manyetik alandan etkilenmezler".
Ancak, çoğul hedeflerin olduğu bir arazide, en güçlü olarak farzedilen sinyalden başka, diğer sinyallerin varlığının arka plânda kaldığı bir teknik kusurlu anlamına geliyordu.
Sorunumun genel hatlarıyla tarifini yaptığımı düşünüyorum.
Bir süredir bunun üzerine çalışıyordum ve nihayetinde " O bilgi" olarak değindiğim emd özelliğine göre olması gereken şekilde tekniği güncelledim.
İşe yarayıp yaramadığını "tam anlamıyla" anlamak için de uygun koşulları barındıran bir araziye gittim.
Doğu - Batı doğrultusunda uzanan iki tümülüsün ortasında bir yere konumlandım.
Durduğum yere göre, daha heybetli olan, doğu istikametinde ve 600 metre mesafedeydi.
Diğeri Batı istikametinde ve 400 metre mesafedeydi.
İlk önce eski tekniğimi kullandığımda, daha yakın olan 400 metre mesafedeki hedefe kilitlendi. Bu kilitlenmenin bir çok versiyonunu kullandım ve tamamında farklı bir hedefe veya istikamete meyletmedi. Yani etrafta başka hedef varsa onu yakalayamıyordum ( Ki var diğer tümülüs!)
Sonrasında güncellediğim teknik ile 600 metre mesafedekini de aynı şartlar altında ve aynı netlik ile kilitlenme sağlayabildim.
Sonrasında, hangi istikamettekine kilitlenmek istiyorsam basardim ve benim için artık standardizasyon sağlandı. Yani direksiyonu elime alabildim.
Bu direksiyonu eline alma diye tabir ettiğim durum, ilk bakışta basit bir durum gibi algı yaratabilir.
Ancak, ilk kilitlenildiği andaki sinyal ile üzerine yürüyebilinecek, atlatmadan veya hedefe varmadan önce başka yere saptirmadan, çubukcuyu hedefin tam tepesine götürerek noktalama sağlayacak olan, doğru kenetlenmenin basit bir durum olmadığını söyleyebilirim.
Ana konunun hedefe olan mesafe, ne kadar uzaktan sinyal alınabilir? olduğunu belirtmiştim.
Konuyu, neden-niçin ile bir bütün anlatıyorum ki, fazla bilgi göz çıkarmaz diye düşünüyorum.
Zaten uzun yazıları bizim insanımız pek sevmez.
Benim de işime gelir.
Tabi bu test beni tam olarak ikna etmedi.
Çünkü hedefler tümülüs ve hacimleri büyük.
Hacimleri büyük dediysem, içinde 1 kg sarı var demiyorum. Muhtemelen içlerinde birkaç yüz gram sarı vardır. Kersebleptesin içinden çıkanlar emsal teşkil ediyor benim için.
Bu arada aldigim sinyalin net sarı olduğunu belirtmekte fayda var. Sarı olan yerden, başka bir metalin sinyalini alabilmekte zaten mümkün değil.
Hacim konusuna geri gelelim. Hacimden kastım, yapının hacmi. Örneğin tümülüs icinde 3x3x3 bir odanin içinde sarı oldugunu düşünelim. Bu 27 m3 (metreküp) bir hacim yapar. Aslında odadaki 100 gram sarının varlığından ziyade, 27 m3'lük bir metâlin varlığından söz etmek gerekir.
Çoğu kez değindiğim, boşluk içinde boşluk yoktur dememin altinda yatan sebep, 10 gr bir bileziği yerin 1 metre altinda noktalamak için ne gerekiyorsa, 27 m3'lük devasa bir metâl kütlesini yerin 9 metre altında noktalamak için de aynı şeyi yapmak gerektiğidir.
Bu testte beni ikna etmedi cümlesine geri dönmek istiyorum. Konunun amacı mesafeler, ama benim orada bulunma amacım ise, aynı alan içerisinde, farklı hacim ve mesafelerdeki hedefleri, birbirine karıştırmadan , hepsini ayrı ayrı kulağından tutup noktalamak!
Buna istinaden, yanımda bulundurdugum 2,5 gr sarı test objesini, 60 metre mesafeye gömdüm. Gomdugum istikamette benim kuzey tarafimdi.
Geri gelip çubukları kurduğumda, sorunsuz şekilde o hedefinde sinyaline kilitlenip tek seferde üzerine giderek noktalayabildim.
Biraz daha zorlamak istedigimden bu defa 150 metre mesafede aynı işlemi gerçekleştirdim. Sonuc değişmedi ve yine pozitifti.
(Rulmanlı cubuk ile 150 metre boyunca hedefe kilitli giderken, eğer çubuk hedefe gerçekten kilitli değilse, muhakkak o yol boyunca ama sağa ama sola bir yerlere kafa sallar,meyleder v.s.)
Yani çubuk gerçekten hedefe kilitli olmasa, o yürüyüş esnasında milisaniyeler içinde uclar döner gider hiçbir şey yapamazsınız. Çünkü hareket halindesiniz ve sarsıntılı yürüyorsunuz. Normal yürüme modunda.
Benim için "kilit" olan bilgi, elektrik ve manyetik alandan etkilenmezler özelliğini sistemime entegre etmek oldugu hususunu özellikle vurguluyorum. Çünkü çoğul hedeflerin sinyalleri 360⁰ birbiriyle iç içe girmiş olsada, "aynı karakterdeki" en güçlü olanlar sırıtmalılar.
Çünkü bu tecrübeden sonra, yüksek gerilim direğinin ve tellerinin altında olan bir nekropolde bir tespit yapabildim. Elbette konu tamamen test amaçlı bir tarım arazisi üzerindeydi.
Derinliği 120 cm verdiğimde, şiş ile kapak taşına 95 cm de erişildi. Demek ki kapak taşının kalınlığı bir karışmış.
Bu teyit ile birlikte, yaptığım testlerin geçerliliği konusunda, kendi kendimi ikna ettigim için edindiğim tecrübeyi paylaşmak istedim.
Rast gelsin..
Azmine hayranım kardasim.