Kayseri yeraltı zenginlikleri araştırma dökümanı | Sayfa 3 | Define işaretleri ve anlamları

Kayseri yeraltı zenginlikleri araştırma dökümanı

Necat.

Emektar
Forum Düzeni
Admin
Katılım
26 Mart 2018
Mesajlar
3,118
Beğeni
9,831
Puanları
113
Yaş
61
Konum
Ankara
AKKURT YERALTI ŞEHRİ

Tayfur Doğan’a ait evin altında bulunan bir bodrumla başlayan bu yeraltı şehri Aymanlı Yeraltı Şehri’ne çok yakın olmasına rağmen hem kayaç yapısı hem de mimari teknik açısından Aymanlı’dan oldukça farklıdır. Yeraltı şehrinin kazıldığı kayaç oldukça kalın tanecikli sert bir tüftür. Evin merdivenle inilen ilk bodrum katı oldukça sağlam olmasına karşın ikinci, üçüncü ve dördüncü depolarda ciddi tavan çökmeleri mevcuttur. Bu kısımda üstündeki evin zemini kısım kısım çökmektedir. Nispeten sağlam olan son deponun güneyinde yeraltı şehrinin tüneli başlamaktadır. 41 m devam eden bu ilk tünelin genişliği sabit bir şekilde 65 cm’dir. Tünelde karşılaşılan ilk kapı taşı girişe doğru koruma yapmaktadır. Bu kapı taşından 4 m sonra doğuya doğru devam eden yan tünel bir kapı taşının ardından tıkanmaktadır. Ana tünelin ulaştığı dörtlü oda sisteminde girişleri koruyan iki kapı taşı daha mevcuttur. Son odanın ardından operasyon odası devam tüneline doğru savunma yapan bir diğer odaya gelinmektedir. Buradan güney doğuya devam eden tünel üç ufak odanın ardından tıkanmaktadır. Aynı odadan batıya devam eden diğer tünel ise 54 m dir. Tıkalı bir yan kol dışında bu tünelde hiçbir oda bulunmamaktadır. Tünelin sonundaki odada bulunan ve odayı batı tüneline doğru koruyan kapı taşı tüm Kapadokya’da rastlanan en büyüklerden biridir. Bu odanın devamında kuzeye dönen tünel 18 m ileride, bir diğer kapı taşının ardında çatal yapmaktadır. Akkurt Yeraltı Şehri’nin araştırılan kısımlarında beş tıkalı tünel bulunmaktadır. Üç tünel ise zaman yetersizliğinden araştırılamamıştır. Yeraltı şehrinin çalışılan kısmında toplam yedi kapı taşı ve bir de taşı olmayan operasyon odası mevcuttur. Akkurt Yeraltı Şehri, bölgenin başka hiçbir yerinde rastlanmayan ölçüde uzun tünellerine karşın az sayıda ve ufak olan odalarıyla Aymanlı Yeraltı Şehri’nden farklı olsa da devam yönünde savunma yapan kapı taşları olması bu yeraltı şehrinin de diğeri gibi Büyük Bürüngüz’ün evlerinin altına doğru devam ettiğini göstermektedir.

1681241552482.png1681241563089.png1681241571083.png

NEŞAT BEY YERALTI YAPISI
Neşat Bey’in evinin avlusundaki küçük bir girişle başlayan bu yeraltı yapısı olasılıkla bir savunma yapısı olarak kazılmaya başlanıp vazgeçildikten sonra depo olarak kullanılmış. Taş örgüye sahip girişten sonra aşağıya doğru 14 m kadar devam eden geniş tünel 55 m2 büyüklüğünde bir salona açılmaktadır. Salonun bir odası tümüyle molozla dolmuştur. Bu odanın hemen yanında yer alan 70 cm enindeki tünel dümdüz bir hatta 16 m devam etmekte ve sonlanmaktadır. Bu tünel, bu noktada bir savunma yapısı oluşturulmaya başlandığını ve daha sonra vazgeçildiğini göstermektedir. Oda kuzeye doğru üç farklı odaya daha bağlanmaktadır. Son oda özellikle batı tarafından yığılan hafriyatla yarı yarıya tıkalı durumdadır. Muhtarların Konağı” olarak bilinen ve Büyük Bürüngüz’ün en güzel yapılarından birisi olan bu konak bugün tümüyle metruk bir durumdadır. Konağın bahçesindeki dar bir girişle başlayan yeraltı yapısı temel olarak düzgün kazılmış ve birbirine merdivenle bağlanmış üç farklı depo yapısından oluş-maktadır. Doğu girişinden sonra ulaşılan ilk odada hala bazı eski eşyalar bulunmaktadır. Merdivenle inilen ikinci kademe odanın iki duvarı örme taşla desteklenmiştir. Bu noktada yerde bulunan kapı taşının varlık sebebi belirsizdir çünkü mevcut yapıda ne bu taşın kapatacağı bir tünel, ne de bir operasyon odası mevcut değildir. Bu ikinci depo odasından bir kuyu ile ulaşılan üçüncü ve en alt kat oda ise girişi açısından bir depodan çok savunma yapısı gibidir ve mevcut iki tüneli tıkalıdır.

1681241784594.png

ÜSKÜBÜ (SUBAŞI)

Vadinin geniş bir noktasında, kayalık bir sırtın üzerindeki düzlüğe kurulu olan Subaşı’nın eski ismi Üskübü, ondan önce de Skopi imiş. Burası 16. yüzyıl tahrir defterlerine göre küçük ve tümüyle gay-rimüslim bir yerleşimmiş. Köy, olasılıkla Osmanlı döneminde de şu anda bulunduğu yerde kurulu idi. Öte yandan, köyün 2 km güneydoğusunda, ıssız bir ovada bulunan yeraltı şehri, yüzyıllar önce bu civarda da farklı bir yerleşim olduğunun ispatı gibidir. Köyün 100 m batısındaki kayalık sırta kazılmış, aralarında bir kilise de bulunan büyük bir yapı kompleksi mev-cuttur. Dik bir duvara kazınmış ve toplam uzunluğu 80 m olan bu yapı kompleksinde küçüklü büyüklü 11 mekan bulunmaktadır. Bazıları birbirlerine tünellerle bağlanmış, içlerinde küçük hücrelerden, 100 m2 büyüklüğünde toplantı salonuna dek bir çok farklı kaya oyması mekan bulunan bu kompleks olasılıkla bir dini yapılar bütünüdür ve uzmanlarca 10. – 11. yüzyıllara tarihlenmektedir.

1681241869169.png1681241881083.png

1681241936904.png
1681241953872.png
1681241968274.png
1681241984865.png

1681241998795.png
1681242012609.png
1681242028636.png

1681242045021.png

SUBAŞI KAYA KİLİSESİ VE CİVAR YAPILAR
“Yapı kompleksinin merkezi bölümünde “Tören Salonu” ya da “Salon” olarak değerlendirilen birim ile kuzeyde kilise vardır (Çizim 2). 20 x 5 m. boyutlarında, doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı, düz tavanlı salonun batı cephesi tümüyle açıktır. Yapının tümüyle yıkılmış giriş bölümünün doğu duvarında, yaklaşık yarım yuvarlak büyük ve derin nişler mevcuttur. Yapının kuzeyindeki kayalık cephe, güvercin tünek yuvaları ile hareketlendirilmiştir.
Yapı kompleksine ait kilise, serbest haç planlıdır (Çizim 2). Kilisenin batısında yaklaşık dikdörtgen planlı bir narteks vardır. Beşik tonoz örtülü narteksin kısmen tahrip olmuş güney duvarında bir mezar nişi bulunur. Yapının batı haç kolu, kuzey, güney haç kollarına oranla daha uzun ve geniştir. Haç kollarının birleştiği kare biçimindeki merkezi bölüm, pandantif geçişli kubbe ile örtülüdür. Kilisenin doğusunda, merkezi içerde, at nalı biçimindeki apsisi örten yarım yuvarlak kubbenin başlangıcı hizasında kazıma tekniğinde şeritler dikkati çeker. Yapı kompleksine ait gömü şapeli olarak inşa edilen yapının zemininde, bema dâhil, kuzey ve güney haç kollarının duvarları boyunca bir seki dikkati çeker. Yapının özellikle örtü sistemi dâhil, duvarlarının üst bölümlerindeki sıva izleri yapının orijinalde duvar resimleri ile bezeli olduğunu gösterir. Plan ve mimari özellikleri açısından yakın benzerlerini Göreme’deki (12, 21, 21b, 27) kiliselerde gördüğümüz yapıyı, 10-11. yüzyıllara tarihlemek mümkündür.

1681242137149.png

1681242160138.png
 

Necat.

Emektar
Forum Düzeni
Admin
Katılım
26 Mart 2018
Mesajlar
3,118
Beğeni
9,831
Puanları
113
Yaş
61
Konum
Ankara
KÜÇÜK BÜRÜNGÜZ
Subaşı köyünün sadece bir km kuzeyinde bulunan Küçük Bürüngüz köyü, Osmanlı kayıtlarında “Kiçi Bürüngüz” olarak geçmektedir. Tahrir Defteri’ne göre 1500 yılında tümü gayrimüslim 12 hane iken 1520 de 22 hane olmuş. 1831 nüfus sayımında ise köyde bulunan 34 hanenin tümü, yaşanan göçler veya din değiştirmeler sonucunda Müslüman olmuştur. 1872 tarihli tahrir defterindeki geçen “Harap kilise ve hristiyanlara mahsus manastır” ibaresi de
bu eski yapıların uzun zaman önce terkedildiğini göstermektedir.
1681486943264.png


KÜÇÜK BÜRÜNGÜZ KAYA YERLEŞİMLERI
Köyün 400 m kadar batısında, Koramaz Vadisi’nin kayalık yamaçlarında bulunan ve kuzey – güney aksında toplam 200 m uzunluğunda bir hatta yayılan bu ufak kaya yerleşim grubu toplam olarak sekiz farklı yapıyı içermektedir. Çoğunun mesken veya besi yeri olduğu belirgin olan bu yapıların üç tanesinde tüneller vasıtasıyla ulaşılan ufak savunma mekanları mevcuttur. Her ne kadar tüm komplekste sadece bir tek kapı taşı bulunmuşsa da, tünelleri kapı taşıyla kapamak için oluşturulan üç ayrı ‘operasyon odası’ tespit edilmiştir. Küçük Bürüngüz’de bulunan bu kaya yerleşim kompleksi Ağırnas ve Dimitre’de bulunan benzerlerine oranla çok daha fazla tahrip olmuş durumdadır. Bu tahribatın sebeplerinden biri bölgenin tümünde gözlenen defineci faaliyeti olsa da, bölgedeki kaya çökmeleri ve erozyon Koramaz Vadisi’ndeki tüm diğer yerleşimlerden daha fazladır. Çökmelerin yoğunluğu, bu kaya yerleşimindeki bazı yapıların inşa amacını tahmin edebilmemizi dahi imkansız kılmaktadır.

1681487026639.png1681487040622.png1681487057236.png
KÜÇÜK BÜRÜNGÜZ YERALTI ŞEHRİ
üçük Bürüngüz’ün içinde tespit edebildiğimiz yegane yeraltı yapısı bu küçük, tüneli tıkalı ama, yine de ilginçliğinden hiçbir şey yitirmemiş yeraltı şehri idi. Bu yapıya “yeraltı şehri” dememizin yegane sebebi ise ikinci odadaki kuyunun yanında bulunan kapı taşıdır. Köyün merkezinde ve evlerin altında bulunan ufak bir girişten ulaşılan bu yapı yaklaşık 34 m2 büyüklüğünde bir oda ile başlamaktadır. Kuzey kısmındaki olası bağlantıları taşlarla örülerek iptal edilmiş bu odanın kuzeydoğusundaki tünel de hafriyatla tıkanmıştır. Bu odanın güneyinde bulu-nan 27 m2 büyüklüğündeki ikinci odaya 4 m lik bir tünelle ulaşılmaktadır. Tünelin sonunda yer alan operasyon odasının kapı taşı ise yerinden çıkartılarak odanın dibinde bulunan kuyunun ağzını örtmek için kullanılmıştır.
1681487176071.png

1681487193535.png1681487205184.png


Ağırnas köyü, Koramaz Vadisi’nin doğu sırtında yer almaktadır. Vadi, köyün sonunda güneye doğru kıvrılarak devam etmektedir. Ağırnas köyü-nün en eski evleri vadiye cepheli bu ön sıradadır ve bu evlerin arasında 1489 yılında burada doğmuş olan Mimar Sinan’ın evi de bulunmaktadır. Ağırnas köyünde bugün mevcut olan en eski yapılar 18. ve 19. yüzyıllara tarihlenmekte ise de köyün kuruluş tarihi bilinmemektedir.
Öte yandan, Mimar Sinan’ın Ağırnas’ta yaşadığı 1500 yılında köyde 53 gayrimüslim ve 3 Müslüman hane mevcuttu. 1520 yılında ise bu sayılar 72 gayrimüslim ve 2 Müslüman hane olarak değişmiştir. Bu ailele-rin evlerinin tümünün, aynen Mimar Sinan’ın evi gibi, vadinin kuzey cephesine iki sokak aralığı ile sıralanmış yapılar olduğu kesindir. Aradan geçen yıllar boyunca din değiştirme ve göçler hızlanmış, 1834 yılında köyde yapılan sayımda 145 Müslüman, 28 gayrimüslim hane tespit edilmiştir. 1835 yılında yaşanan depremde oldukça hasar gören Ağırnas’da bu tarihlerde iki cami, bir kilise, iki okul ve yedi bezirhane bulunduğu bilinmektedir. Köy, son yıl-larda artan nüfusa paralel olarak kuzeye ve kuzey doğuya doğru yapılaşmaktadır. Köyün kuzeyinde ve
eski yerleşimlerle yeni yapıların sınırında yer alan Agios Prokopios Kilisesi 1857 yılında inşa edilmiştir.
İlginç olan husus, vadinin doğu sırtında bulunan ve iki sokak aralığına sahip tüm bu eski evlerin altında birbirlerine tünellerle bağlı bir yeraltı yapı sistemi olmasıdır. Mimar Sinan’ın evinin altında gördüğümüz bu yeraltı yapı kompleksi iki farklı kata yayılarak tüm mahalle boyunca devam etmekte ve civardaki tüm evlerin altına ulaşmaktadır. Mimar Sinan’ın evinin altındaki tünellerde bulunan iki adet kapı taşı, bu yapının ilk inşa amacının savunma amaçlı bir yeraltı şehri olduğunun ispatıdır. Bu yapının dışında yerleşimde iki farklı yeraltı şehri daha mevcuttur. Bağlantıları kapatıldığı için araş-tırılamayan yapılar da olduğu varsayılabilir. Tüm Ağıırnas’ın altının devasa bir yeraltı şehri olduğunu varsaymak yerinde olacaktır. Kapadokya’da bu tür yeraltı şehirlerinin VII ila XI. yüzyıllar arasında kazıldığı bilinmektedir ve bu yapılar Ağırnas’ın geçmişinin en az bin yıllık olduğunun bir ispatıdır. Öte yandan, Ağırnas’ın 500 m batısında, Koramaz Vadisi’nin kayalık duvarlarında da sayısız kaya yerleşimi bulunmaktadır.

1681487331618.png

1681487369809.png

1681487385141.png





1681487255244.png

1681487406946.png1681487419508.png

1681487448352.png1681487459514.png

1681487476844.png

AĞIRNAS YERALTI ŞEHRİ
Ağırnas’ın girişinde, doğu yamaçta yer alan ve 10 yıldır turizme açık olan bu yapının ilk detaylı
ölçümü ve haritalanması tarafımızdan gerçekleş-tirildi. Ağırnas’ın 200 m kadar güneyinde yer alan kayalık bir sırta oyularak inşa edilmiş olan Ağırnas Yeraltı Şehri, girişinde yer alan ufak kilisesi, erzak depoları, taş kapıları ve yaşam yerleri ile birlikte tipik bir Kapadokya tarzı savunma yapısı mimari-sine sahiptir.
Kilisenin ardındaki tünellerde gözlenen taş kapı-lar, kilisenin normal zamanlarda da kullanıldığını ispatlamaktadır. Kilisenin doğusundan ulaşılan 24 m uzunluğa ve yer yer 4 m genişliğe sahip büyük salon oldukça etkileyici bir işçiliğe sahiptir. Salo-nun kuzeydoğusunda bulunan bir diğer giriş iptal
edilmiştir ama girişi savunmaya yarayan taş kapı yerinde durmaktadır. Salonun güneydoğusunda doğru 60 m devam eden ana tünelde toplam 11 adet yaşam yeri
/depo odası mevcuttur. Bu odaların tümü, bilinen diğer Kapadokya yeraltı şehri örnekleriyle karşılaştı-rılamayacak ölçüde büyük ve ferahtır. Tünelin hemen hemen orta kısmında yer alan ve dışarıya açılan bir başka kapı bugün taşla örülerek iptal edilmiştir. Bu girişten 5 m içeride girişi savunmaya yarayan taş kapı bugün mevcut değilse de, bu kapının bulun-duğu operasyon odası belirgindir. Yeraltı şehrinin güneydoğusunda, en son kısımda bir başka giriş/çıkış noktası ve taş kapı daha mevcuttur.

1681487550568.png
1681487563653.png
 

Necat.

Emektar
Forum Düzeni
Admin
Katılım
26 Mart 2018
Mesajlar
3,118
Beğeni
9,831
Puanları
113
Yaş
61
Konum
Ankara
MUSTAFA BOZDEMİR YERALTI ŞEHRİ

Ağırnas’ın içinde, Mimar Sinan Evi’nden sadece 100 m uzaklıkta yer alan bu yapı Mustafa Bozdemir’in evinin altında yer almaktadır. Ev sahibi tarafından temizlenerek turizme açılan, ardından Kayseri Koruma Kurulu’nun 30 Ekim 2014 tarihli ve 1263 sayılı kararı ile her türlü faaliyeti engelle-nen bu yapı tarafımızdan ölçülüp haritalanmıştır. Yukarıda, Mimar Sinan Yeraltı Şehri yazısında da açıkladığımız gibi; Mustafa Bozdemir Yeraltı Şehri de tüm Ağırnas’ın altını bir ağ gibi ören yeraltı savunma yapıları kompleksinin bir parçasıdır.
Olasılıkla XII-XIII. yüzyıllardan sonra amacını yitiren bu savunma yapısı, daha sonraki dönemlerde depo, ahır vs. gibi amaçlarla kullanılmış olmalıdır.
Bu kullanım değişiklikleri sırasında yapının komşu evlerin altına doğru uzanan bağlantı geçitleri taşlarla örülüp kapatılmıştır. Mimar Sinan Yeraltı Şehri’nde de gördüğümüz gibi, bu yapıda da zaman içinde ciddi mimari değişikliğe uğramış büyük salonlar mevcuttur.
Ana girişte ve bu girişin batısında bulunan beşik tonozlu, yüksek tavanlı üç büyük salon da Mimar Sinan Yeraltı Şehri’nde bulunanlarla büyük ben-zerlik göstermektedir. Yapının, savunma amaçlı ve taş kapılı alt kısımlarının üstünde yer alan bu büyük salonların günlük yaşam için kullanıldığı düşünülebilir.

1682245617800.png

1682245643473.png


Ağırnas’ın 500 m kadar batısında bulunan Kora-maz Vadisi’nin batıya bakan duvarında kayalara oyularak inşa edilmiş oldukça büyük bir yerleşim mevcuttur. Bu tür kaya yerleşimlerine Kapadokya’nın farklı yerlerinde rastlansa bile Ağırnas / Koramaz Vadisi’nde bulunan kaya yerleşimleri, birçok açıdan yukarıda bahsedilen tüm bu diğer yapılardan farklıdır.

1682245710473.png

1682245724706.png

1682245738038.png

1682245751067.png

1682245763603.png


KUZEY DUVARI KAYA YERLEŞIMLERI

1682245822010.png

1682245853410.png

KARŞI KAYA KILISESI

İsmi bilinmeyen bu kiliseye “Karşı Kaya Kilisesi” dememizin sebebi yapının, Koramaz Vadisi’nin doğu yamacında yer alması ve bu yapı dışında, Koramaz Vadisi’nin Ağırnas kısmındaki tüm kaya oyması yapıların vadinin karşı, batı duvarında bulunmalarıdır. Doğu duvarında tek başına duran bu ufak kiliseye kayalara oyularak açılmış bir avludan girilmektedir. Avluda üç farklı mezar vardır. 7x 2.30 m ölçülerindeki dikdörtgen plana sahip kilisenin nal şeklindeki apsisinde ana kayadan oyulmuş bir altar ve nefin kuzey duvarında üç adet yarım daire şeklinde oyulmuş niş mevcuttur. Kilise duvarlarında herhangi bir fresk gözlenmemiştir.

1682245937029.png
1682245951156.png
1682245963387.png



 

nik

USTA
Super Moderatör
Katılım
16 Şubat 2016
Mesajlar
692
Beğeni
2,365
Puanları
93
Yaş
49
Bu sayfada yazılan yazılar Oklit ustamızın temin ettiği bilimsel bir araştırmadır. Oldukça uzun bir araştırma olup , aslı üzerinde kısaltmalar yapılarak sizlerin istifadesine sunulmuştur. Aralıklarla dökümanın parçalar halinde tümü yayınlanacaktır. İsteyen arkadaşımıza döküman bütün halinde gönderilebilir. Okunma kolaylığı açısından parçalar halinde yayınlanacaktır. Oklit ustamıza teşekkür ediyoruz.


Ekli dosyayı görüntüle 19643Ekli dosyayı görüntüle 19642
Ellerinize sağlık üstadlar .
Güzel bir çalışma devamını bekleriz.
Herzaman emeğe saygı duyarım emek saygıdır.
 

OKLiT

DENETİM SORUMLUSU
Super Moderatör
Katılım
4 Mayıs 2022
Mesajlar
2,886
Beğeni
5,334
Puanları
113
Elinize emeğinize yüreğinize sağlık @Necat. Ustam okadar cok okumama rağmen burdaki sizin duzenlemenizle dahada güzel oldu okuma yaklastirma dahada iyi ve netlik kazanmış oldu
Tekrar teşekkür ederim
 

Necat.

Emektar
Forum Düzeni
Admin
Katılım
26 Mart 2018
Mesajlar
3,118
Beğeni
9,831
Puanları
113
Yaş
61
Konum
Ankara
Elinize emeğinize yüreğinize sağlık @Necat. Ustam okadar cok okumama rağmen burdaki sizin duzenlemenizle dahada güzel oldu okuma yaklastirma dahada iyi ve netlik kazanmış oldu
Tekrar teşekkür ederim
Rica ederim ustam, sayenizde güzel bir konu oldu. Bahsettiğim düzenleme programı işe yaradı. bana da kolaylık oldı, kısa zamanda yayınlayacak duruma geliyor artık.
 

Necat.

Emektar
Forum Düzeni
Admin
Katılım
26 Mart 2018
Mesajlar
3,118
Beğeni
9,831
Puanları
113
Yaş
61
Konum
Ankara
DIMITRE (TURAN)
Vadideki diğer altı köyden farklı olarak, Turan köyü16. yüzyıl başlarına ait her iki tahrir defteri kayıtlarına göre tümüyle Müslümanmış. 1500 yılına ait kayıtlarda 37 hane, 1520 kayıtlarında ise 48 hane bulunduğu belirtilmektedir. 1831 yılında yapılan nüfus sayımında ise köyde 119 hane bulunmaktadır. Bu tarihte Dimitre, Koramaz Vadisi’ndeki tüm
diğer köylerden daha kalabalıktı. Daha sonraki yıllar boyunca yapılan tüm sayımlarda köyün nüfusu hemen hemen aynı kalmıştır. 500 yıldır tümüyle Müslüman olan bu köyün eski ismi olan “Dimitre” nin 1500’lü yıllardan çok daha eskiye dayanma olasılığı var. Kaldı ki, daha sonradan meskene çevrilmiş eski kaya oyması yapıların içindeki tünellerde “taş kapı” ların mevcudiyeti bunların savunma amaçlı inşa edildiklerinin ispatı ve tüm Kapadokya’da gözlendiği gibi, bu yeraltı yapıları VII. yüzyılda başlayan Arap akınlarına karşı kendilerini savunmak için Hristiyanlar tarafından kazılmıştır.
Köyün, 1916 yılına dek Dimitre olan isminin Turan’a değişmesi tümüyle Yunus Bekir’in kişisel çabalarıyla olmuştur. Köyün en önemli sakinlerinden olan Yunus Bekir, İttihat ve Terakki Cemiyeti üyeliği dolayısıyla gençliğini köyünden, hatta yurdundan uzakta, kaçak olarak geçirmiş ve ancak 32 yaşında köyüne dönebilmiştir. 1900 yılından sonra hem köyünde,
hem de Kayseri civarında yaptığı birçok eğitim ve sanayi atılımlarının yanı sıra, yayın hayatına 1910 yılında başlayan ve Kayseri’de yayımlanan ilk Türkçe gazete olan “Erciyes”in basımına da öncülük etmiştir.,

1683883990043.png


1683884033168.png1683884044956.png1683884052136.png

1683884073419.png1683884082250.png1683884088400.png


VEKSE

Koramaz Vadisi’nin Dimitre’den bir sonraki durağı ise 2.5 km batıda bulunan ve tüm bu vadinin en
ufak köyü olan Vekse. Koramaz Vadisi’nin güney yamacında, Kanlıhöyük Tepesi’nin eteklerinde kurulu olan bu yerleşimin yüzlerce yıllık olduğu bilinmektedir ve misafir olduğumuz bir evin altında bulunan yeraltı şehri de bunun bir ispatıdır. Vadinin karşı yamacı ise yaklaşık 10 m yüksekliğinde, boydan boya bir duvar gibi uzanan kırmızı renkli volkanik kayaçla kaplıdır. Bu kayalık duvardaki sayısız kaya yerleşiminin pencere ve kapı deliklerinden esinlenen Vekseliler buraya “Yedi Delikler” ismini vermişler.
Vekse, yapısal açıdan Ağırnas’a ve Küçük Bürüngüz’e çok benziyor: Vadinin bir yamacında bugünkü köy, diğer yamacında ise kaya yerleşimleri var. Normal koşullarda vadi duvarındaki kaya yerleşimlerinin köyün kendisinden daha eski olması beklenirken Vekse’de, aynen Ağırnas’da olduğu gibi, hem köyün içinde hem de vadi duvarındaki yerleşimlerde yeraltı savunma yapıları ve kaya oyması kiliseler mevcut. Bu da; Ağırnas gibi, Vekse’nin de en azından X. – XI. yüzyıllara kadar Koramaz Vadisi’nin her iki yama-cında birden yaşamaya devam ettiğini gösteriyor.
Vekse’de Koramaz Vadisi’nin içi tarımsal açıdan çok zengin. Aynı vadideki diğer tüm yerleşimler-den farklı olarak burada vadinin her iki yamacı da teraslanmış ve meyve – sebze tarımı yapılıyormuş. Vekse’lilerin ‘kama’ dedikleri bu teraslarda yapılan tarım bugün eskiye oranla hayli azalmış olsa da hala devam ediyor.

Osmanlı Devleti’nin önemli bir sancağı olan Kayse-ri’nin tahrir defterleri 600 yıl öncesine dek uzan-maktadır. Dolayısıyla; 1500 lü yıllardan bu yana Koramaz Vadisi’ndeki tüm bu köylerde yaşayan nüfusu biliyoruz. 1830 yılından sonraki kayıtlar ise çok daha kapsamlıdır. O yıllarda Ağırnas, Dimitre, Vekse ve Isbıdın köylerinde temel eğitim veren okullar vardı. Çocuklarına bu ‘temel eğitim’ den fazlasını isteyen aileler ise onları Kayseri’ye ve İstanbul’a gönderiyorlardı. Hem bu eğitime giden-lerin gittikleri şehirlerde kalmaları hem de köylerin zengin eşrafının şehirlere göçmesi sonucu köyler boşalmaya başlamıştı. Eski kayıtlar, 19. yüzyılda Kayseri’de yaşayan zengin Hıristiyanların bu köy-lerdeki eski evlerini yazın geldikleri birer sayfiye evi olarak kullandıklarını belirtmektedir.
Başka yerlere göç etmiş olsalar bile, bu köylerin eski sakinlerinin gönüllerinin hep eski köylerinde oldu-ğuna dair somut belgeler vardır. İstanbul’da yaşayan
Vekse’liler tarafından kurulan ‘Vekse Yardım Der-neği’nin 1890’lı yıllarda köyün sokaklarına kaldı-rım döşettiğini, çeşmeler yaptırdığını ve Koramaz Vadisi’nde, değirmenin yanında bulunan ve bugün de kullanılan taş köprüyü inşa ettirdiğini biliyoruz.
Ağırnas ve Dimitre’den farklı olarak, Koramaz Vadisi’nin Vekse önünde uzanan duvarlarında fazla bir kaya yerleşimi bulunmamaktadır. Kuzey ve güney duvarlarında tespit edilmiş toplam kaya oyması yapı sayısı sadece 12’dir ve olasılıkla tüm diğer kaya yapıları mevcut köyün yeni evlerinin altında kalmıştır.

1683884200572.png

1683884215326.png


1683884248099.png

VEKSE KAYA KILISESI NO: 1

ekse’nin 400 m kadar güneydoğusunda, Koramaz Vadisi’nin dışında kalan kayalık bir tepenin üzerinde bulunan bu büyük kaya kilisesi oldukça farklı bir mimariye sahiptir. Doğu – batı aksında uzanan dikdörtgen planlı yapıya kuzey yönünde açılmış bir kapıdan girilmektedir. Girişin tam karşısında, güney duvarına kazılmış, önünde bir mezar bulunan küçük apsisin dışında nefte karşılıklı iki duvarda nişler mevcuttur. Kemerli tonozlarla desteklenmiş yüksek kubbe nispeten sağlam durumdadır. Kilisenin tümünde ve nal şeklinde kazılmış ana apsis duvar-larında herhangi bir fresk mevcut değildir. Normal bir kilisede bulunması beklenen iki yan koldan sadece güneye bakan tek bir transept mevcuttur ve bu transeptte bir yan apsis daha vardır. Olasılıkla, kuzey kısmındaki kaya bloğu sol transept kazılmasına izin vermeyecek kadar ince olmalıdır.

1683884318919.png

1683884333235.png

1683884344868.png

1683884356116.png

VEKSE KAYA KİLİSESİ NO: 2

ünümüz Vekse yerleşiminin kuzeyinde, Koramaz Vadisi’nin kuzey duvarı boyunca beş farklı kaya oyması yapı mevcuttur. Bu yapıların üçü kilise, diğer ikisi ise oldukça büyük ve kullanım amacı çok belirgin olmayan yapılardır. Tarafımızdan Vekse Kaya Kilisesi No 2 olarak isimlendirilen bu, nispeten büyük kilise bir kaya oyma yapının ana kayanın doğal formuna adapte edilmesinin güzel bir örneğidir. Tek sütunla desteklenmiş 3.8 x 6 m ölçülerindeki nefin doğusun-daki kayada iki adet yuvarlak kemerli niş mevcuttur. Ana apsis ise batısında bulunan yan apsise bir geçitle bağlanmaktadır. Her iki apsisin önünde basit birer templon duvarı mevcuttur. Görünürde hiçbir fresk kalıntısı olmayan bu kiliseyle aynı yamaçta bulunan Vekse Kaya Kilisesi No 3 arasındaki toplam uzaklık 200 m kadardır.
1683884420900.png

1683884436664.png1683884444282.png1683884450496.png
 

Ekli dosyalar

  • 1683884427378.png
    1683884427378.png
    151.8 KB · Görüntüleme: 0
Üst