Herkese hoş sohbetler, iyi forumlar diliyorum.
Konu sahibine verdiği emeklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Ciddi mesai harcanarak derlenmiş ve sunulmuş olduğu açıkça gözükmektedir. 99 kilo sarisina tez kavuşması temennisiyle..
Öncelikle gönül verdiğimiz sektör, nihayetinde bir tutku ve deneme/yanılma ile yol alabileceğimiz konuları içermektedir. Tecrübeyi edinmeden başarıya ulaşmayı hızlıca hedeflemek, kişinin yüzünden önce tebessümü, sonra da cebinden de parasını alacaktır.
Tecrübe, bir insanın yaptığı hataların bütünü olduğuna göre ve her tecrube edilmişi de bizatihi tecrübe edecek ömre de sahip olmadığımıza göre, başkalarının tecrübelerinden faydalanmak akıllıca olacaktır. Konu sahibi abimizin yol gösterici tutum ve davranışları ders niteliğindedir.
Konu paylaşım ve fikir telakkisi üzerine olduğundan ötürü,konu sahibinin müsadesiyle kitabın biraz başından biraz da ortasından fazlada catallandirmadan minik birkaç katkı yapmak istiyorum.
Amerikan yerli kabileleri, her ne kadar sarıkızın uzaydan geldiğine inansalar da, bilim adamlarının hipotezleri meteorlar yoluyla oluştuğu yönünde olsa da, sarikizin magmanın sogumasiyla birlikte değişik katmanlarda eriyik halden minik parçacıklar halinde kalması, akarsu yataklarında yine yeraltı katmanlarindan gelmesi, volkanik kayaclarda bulunabiliyor olması, bu elementin bizim dünyamızın sıradan elementlerinden bir tanesi olduğu konusu benim için çok daha ağır basıyor. En çok aradığımız ve arzuladigimiz maddeye çok farklı bir anlam yuklemenin bize fayda saglamayacagi kanaatindeyim.
Özellikle insanlar, bilmedikleri şeylerden çekinir ve korkarlar. Psikoloji böyle diyor.
Çok az bulunması, bulunduğu yerde ton başına birkaç gr olması, işlenebilir yumuşak metal olması, hacmi küçük yoğunluğu yüksek, ederi yüksek olması, sarıkıza olan bakış açısını değiştiriyor. Bizi ilgilendiren kısmı ise bizim aradiklarimiz içinde enerji/güç yönünden en güçlü olması ve en zorlanılan hedef olması yine bu bakış açısını farkli boyuta çekiyor.
Kişisel olarak kendi tecrubelerim, sarıkızın diğerlerinden olağanüstü bir farki olmadığı yönündedir.
Teşbih yapacak olursam hepsi nihayetinde balıktır. Biri kılıç, biri kaplan kopekbaligi, biri de büyük beyazdır. Ama hepsi balıktır öyle değil mi? Balığın nerede yaşadığını,nerede bulacağınızı biliyorsanız, hangisini tutmak istiyorsanız ona göre olta atarız. Sonuçta hepsi için tek bir olta,hepsi için de tek bir yem ile avlanabilme şansına sahibiz.
Önemli olan attığımız oltaya takılan balık hangisi olursa olsun, oltamizin, bu balığı rahatlıkla kıyıya çekebilecek kapasitesinin olmasını sağlamaktır. Ancak emin olun, kılıcı yakalamak ne ise büyük beyazı da yakalamak aynı eforu gerektirir.
Gözde büyütülen ve her seferinde ayri bir senaryo çiziyor denilen sarıkızın bence hiçbir suçu yok. 'İnsanlar, o kadar çok gözlerini sarikiza dikmişler ki yanina varıp sıkı sıkı sarılıp göğsüne bastırmak için burunlarinin ucundan feragat ediyorlar. Aynı, minerali eleyecegim, eleyecegim diye yogun mesai harcayanlar misali..
Koşar adım gidip sarılmak istiyor ama arasındaki engelleri tanimlayamiyor. Tanımı yapılmayan, teşhis edilmeyen problemi kim nasil çözecek?
Masalsı terimlerden somut terimler ile irdelemeye geçersem, okuduğum mesajlarda hafizamda kalan birkaç basit olguya vurgu yapmak istiyorum.
Abimiz, altin isareti olan yerde asla altin olmaz demiş, çok da doğru demiştir. İşaretten kasti da cubuklardan birinin dik, bir diğerinin paralel olmasını kastedmektedir.
Ancak abimiz elbette bunun bir tık ileri safhasını da biliyor.
Cubukculuk kişiye münhasırdir. Evet bu da kesinlikle doğrudur.
Ya bir gün biri cikipta size, anlatılan tüm işaretler aslında o metallerle bağlantılı ama o işaretlerin hiçbiri metal noktalama, gerçek has isaretleri değil deseydi?
Yaptiginiz tüm saha testlerinde, gömüp üstüne çıkıp aldiginiz isaret, ya da hiç gommeden topragin uzerine açıkta bıraktığınızda aldiginiz işaret dahil hicbiri noktalama/gerçek işareti değil denirse, onca yılın, noktalanan yerin, yapılan testin ne hükmü kalırdı? Bu, toprağın 2 cm derinine konan altın, gümüş, bakır hepsi için geçerli olsaydı?
Ölesiye koşup sarılmak istenen sarıkıza engel olan şeylerin en büyüğünün bu olduğunu düşünüyorum. Çünkü ceketin ilk düğmesi bastan yanlış ilikleniyor. Ve bir daha ne yapsanız nafile olmuyor. Çünkü büyük resim gözden kaçıyor.
Konu sahibine tekrar teşekkür ediyorum.
Rast gelsin..